Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3814 E. 2021/1719 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3814 Esas
KARAR NO: 2021/1719
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/07/2018
NUMARASI: 2017/99 2018/836
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilinin 24.04.2015 tarihinden itibaren açılışı yapılan “Bahçeşehir, … Mah. … Cad. No. … … Başakşehir/İstanbul adresindeki … unvanlı işletmenin sahibi olduğunu, davalı şirketin dava dışı … AŞ’den İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile alacaklı olan faktoring şirketi olduğunu, alacaklı vekilinin haksız ve kötü niyetli olarak müvekkilinin adresinde haciz teşebbüsünde bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığını, haciz tehdit ve tazyiki altında dava konusu bononun alacaklı vekilince yazılarak müvekkiline imzalattırıldığını, TBK’nın 37, 38 ve 584/1 maddelerine göre yapılan işlemlerin geçersiz olduğunu beyanla öncelikle hukuka aykırı olarak tanzim olunan 16.01.2017 tanzim ve 01.02.2017 ödeme tarihli 33.000.TL bedelli bonoya ilişkin icra işlemlerinin durdurulmasına ve bononun iptaline karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; “Müvekkil şirketin, kambiyo senedine dayanan alacağının tahsili amacıyla borçlular … Ltd. Şti. … A.Ş. ve … A.Ş. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile infaz edilip icra takibine geçildiğini, borçlunun menkul, gayrimenkul mallan ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Tal. Sayılı dosyasına haciz talimatı gönderildiğini, 16.01.2017 tarihinde ” Bahçeşehir … Mah. … Sok. … Çarşı No:… B:… Başakşehir/İstanbul adresine hacze gidildiğini, ancak herhangi bir işlem yapılmadığını, sonrasında davacının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya borcuna istinaden dava konusu bonoyu düzenleyerek verdiğini, bu hususta davacı ile protokol imzalandığını, protokolde yer alan ” Bono vadesi geldiğinde ödenmediği takdirde borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takibine geçilecektir.” ibaresine istinaden; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya borcuna istinaden verilen iş bu bono vadesi geldiğinde ödenmediğinden borçlu davacı hakkında İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/162 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını, bu kararın İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile infaz edilip icra takibine geçildiğini, daha sonra davacı borçlu tarafından huzurunda görülmekte olan bononun iptali talepli dava açıldığını, ancak davanın reddedilmesi gerektiğini, davacı aleyhine tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini” talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.07.2018 tarih ve 2017/99 Esas – 2018/836 Karar sayılı kararıyla; “Tarafların ticari defterleri ve dosyadaki belgeler üzerinde mali müşavir bilirkişiye yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan rapor itibariyle dava konusu bononun davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, davalı tarafından düzenlenmiş herhangi bir faturada söz konusu olmadığından, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davacı her ne kadar dava dilekçesinde bononun iptalini talep etmiş ise de dava dilekçesi ve diğer dilekçelerinin içeriğinden menfi tespit talep ettiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının davalıya dava konusu olan 01/02/2017 tarihli 33.000,00TL’lik … tarafından keşide edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesiyle; “Davaya konu bononun taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanmayıp, TBK.196.maddesindeki borcun dış üstlenilmesi niteliğinde olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosya kapsamında davacının iş yerine hacze gidildiğini, ancak borçlu adına evrak bulunamaması nedeniyle haciz işleminin yapılamadığını, 16.01.2017 tarihinde düzenlenen bono ve protokol ile davacının tarafı olmadığı icra dosyası borcunu kabul ettiğini, Davacının ‘bonoyu haciz tehdidi altında imzaladığı’ iddiasının gerçeği yansıtmadığının resmi haciz tutanağı ile sabit olduğunu, Bononun verilme nedeninin 16.01.2017 tarihli protokolde açıkça belirtildiğini, davacının da protokol içeriğini bilmediğine dair bir itirazının bulunmadığını, TBK/md.196 uyarınca asıl borçlu olmayan üçüncü kişi ile alacaklı arasında yapılacak sözleşme ile borcun üstlenilmesinin mümkün olduğunu, borcu üstlenenin kefil değil asıl borçlu gibi sorumlu olacağını, bu sözleşmenin kurulabilmesi için alacaklı ile borcu üstlenen arasında hukuki ya da ticari bir ilişki olmasının gerekmediğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: *Küçükçekmece … İcra … Tal. haciz tutanağı. *16.01.2016 tarihli protokol (Takip borcunun davacı tarafından üstlenildiğine ve ödeme aracı olarak bono düzenlendiğine dair). *İstanbul …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, tarafı olmadığı bir icra dosyası kapsamında yapılan haciz işlemleri sırasında işyerine hacze gelindiğini, haciz baskısı altında kendisine bono imzalatıldığını, davalıya borcunun bulunmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise , icra işlemleri sırasında haciz işlemlerinin yapılamadığını, davacının TBK.196.maddesi uyarınca borcu üstlenerek protokolü ve bonoyu imzaladığını, bu durumda kefil gibi değil asıl borçlu gibi sorumlu olduğunu, davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.07.2018 tarih ve 2017/99 Esas – 2018/836 Karar sayılı kararıyla; “Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu bononun davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi, davalı tarafından düzenlenmiş herhangi bir fatura da söz konusu olmadığından, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının davalıya dava konusu olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının tarafı olmadığı bir icra takibi sırasında adresine haciz işlemi için gelindiği, ancak işyerinde borçlu adına evrak bulunamaması nedeniyle haciz işleminin yapılamadığı bir icra dosyasının borcunu ödemek amacıyla bono ve protokole imza attığı, davacının bu eyleminin TBK 196.maddesindeki borcun üstlenilmesi niteliğinde olduğu, davacıya karşı haciz işleminin yapılamadığının resmi belgelerle sabit olması karşısında bono ve protokolün haciz baskısıyla imzalandığının kabul edilemeyeceği, TBK 196.maddesi gereğince borçlu olmayan üçüncü kişinin borcu üstlenmesi durumunda borcu üstlenenin asıl borçlu gibi sorumlu olacağı, tüm bu hususlar gözetildiğinde davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalının istinaf isteminin kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/07/2018 gün, 2017/99 Esas, 2018/836 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, A)Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 563,55 TL harçtan mahsubu ile artan 504,25 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, B)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, C)Bilirkişi ücreti olarak davalının masrafından kullanıldığı anlaşılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, D)Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; A)İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, B) İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 129,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, C)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/10/2021