Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3810 E. 2019/61 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3810 Esas
KARAR NO: 2019/61 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2018
NUMARASI : 2018/407 E.,
DAVANIN KONUSU : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; fazlaya dair her türlü maddi, manevi, itibar tazminatı hakları saklı kalmak üzere davalının kullandığı “… ” markasının müvekkilinin tescilli markaları olan … tescil nolu 41.sınıfta tescilli “İ… Project” ve 2015/67396 tescil numaralı 41. ve 43. Sınıfta tescilli “… ” markalarına tecavüz ettiğinin, ve / veya haksız rekabet eylemi gerçekleştirdiğinin tespitine, men’ine, ref’ine, davalının müvekkilinin eski vokalisti olduğunu, instagram hesabında müvekkili aleyhine gerçekleştirdiği eylem ve saldırıların müvekkilinin muvafakatı almadan Youtube ve İnstagram ‘ da gerçekleştirdiği yayınların haksız rekabet olduğunun tespitine, men’ine ve ref’ine , tedbiren davalının ihlal konusu marka ile ilan ve afiş bastırarak 05 Ekim 2018 tarihinde vereceği konser duyurusuna ilişkin, ilan, afiş ve diğer sair belgelerin toplatılmasına, ihlal konusu marka ile sosyal medyada duyuru yapmasının engellenmesine, aksi halde verilecek konserin ve bundan sonra ihlal konusu marka ile gerçekleştirilecek konserlerin engellenmesine ve /veya iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece dosya kapsamında alınan marka vekili bilirkişi ile bilişim uzmanı bilirkişinin raporunda; davacı tarafın dava dilekçesi içerisinde sunduğu internet sitesi görüntü çıktılarına benzer içeriğin yayında olduğunun tespit edildiğini, tarafların benzer tür müzik yaparak faaliyet gösterdiği ve sosyal paylaşım sitelerinde benzer tür müzik paylaşımlarının bulunduğunun anlaşıldığını, bununla birlikte “…k” ifadesi dışında farklı isim tanımlamaları kullanıldığından son kullanıcı ve dinleyiciler (izleyiciler ) tarafında karmaşaya yol açmayacağı , farklı isim kullanımıyla farklı grup algısının oluşacağı kanaatine varıldığını, davacıya ait … başvuru numaralı “…” ibareli marka için 03/01/2012 tarihinde başvuru yapıldığı, 203 nolu marka bülteninde 12/07/2012 tarihinde yayınlandığı ,16/01/2013 tarihinde tescillendiği, haklarının davacıya ait olduğu, …. başvuru numaralı “İ…+şekil” ibareli marka için 14/08/205 tarihinde başvuru yapıldığı, 243 nolu bülteninde 12/11/2015 tarihinde yayınlandığı, 22/04/2016 tarihinde tescillendiği, haklarının davacıya ait olduğu ,davalıya ait … başvuru numaralı “… ” ibareli marka için 28/08/2018 tarihinde başvuru yapıldığı, 310 nolu marka bülteninde 12/10/2018 tarihinde yayınlandığı, yayın süresinin devam ettiği, tescil işlem sürecinin bitmediği, haklarının davalı tarafa ait olduğu, davacı ve davalı markalarının kullanımının daha çok organizasyon düzenlemesi konusunda aynı sektör olduğu, aynı sektörde yer alan ortalama tüketici gözönüne alındığında, markaların birbirinden farklı olduğu ve tüketici nezdinde karışıklık ve iltibasa sebebiyet vermeyeceğine dair raporlarını tanzim ederek vermişlerdir.
İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 26/10/2018 tarihli 2018/407 Esas sayılı kararıyla; “alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre bir müzik türünü tanımlamakta kullanılan “…” sözcüğünün müzik işiyle iştigal eden her iki tarafın markasında da yer aldığı, ancak markaları oluşturan diğer sözcüklerin birbirinden farklı olduğu, bilirkişi raporu ile tarafların markalarının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığının bildirildiği, davacı tarafın yargılamanın bu aşamasında haklılığını yaklaşık olarak ispatlayamadığı” gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; davalının eylemlerinin marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının instagramda “arabeskkafa” ismiyle hesap açtığını, bu hesaptan yaptığı paylaşımlarda müvekkilinin marka imajına zarar verecek paylaşımlar gerçekleştirdiğini, bir fotoğraf paylaşarak fotoğrafın ortasına “…!” şeklinde yazı yazdığını, müvekkilinin markasının “…t” olduğunu, davalının markasının arabeskkafa olmasına rağmen müvekkilinin markasını birebir kullandığını, haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının müvekkilinin grubundayken öğrendiği, bildiği, seslendirdiği düzenlemenin aynısını kopyaladığını ve youtube da aynısını seslendirdiğini, müvekkilinin rock alt yapılar, doğu vurmalıları ve vokaller kullanarak yorumlayan …n kendi yarattığı arabesk formatında besteler de düzenlendiğini, grubun bir çok müzik grubunun aksine solist odaklı değil enstrümantal olarak kurulduğunu, bugüne kadar 1000 konser verdiğini, davalıya ait markayla müvekkiline ait markaların kavramsal olarak birbirine benzediğini, davalıya ait markayla müvekkiline ait markalar karşılaştırıldığında esas unsurun arabesk kelimesi olduğunu, müvekkilinin markalarında “…” kelimelerinin markaların esas unsurunu oluşturduğunu, yardımcı unsur olarak …kelimelerinin yardımcı olarak kullanıldığını, davalı markasında ise arabeskin esas unsur, yardımcı unsurun ise kafa kelimesi ve by burcu dinçer ibareli olduğunu, by burcu dinçer ifadesinin çok küçük yazıldığını, dikkate alınacak büyüklük ve ayırt edicilikte olmadığını, markaların işitsel olarak da benzer olduğunu, müvekkilinin 10 yıla yakın bir süredir faaliyette bulunduğunu, önceye dayalı kullanımın bulunması, davalının önceden müvekkilinin grubunda vokalist olarak bulunması, taraf markalarının esas unsurlarının aynı sınıf ve faaliyet alanında çakışıyor olması dikkate alındığında, davalının müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz ettiğinin anlaşılacağını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak tedbir talebi verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; müvekkilinin istinaf dilekçesinde beyan edildiği şekilde internette paylaşımının bulunmadığını, müvekkilinin marka başvuru tarihinden 2 gün sonra davacının instagram hesabında 30/08/2018 tarihinde paylaşım yaparak müvekkili hakkında hukuki süreç başlatıldığının beyan edildiğini, davacıya bu paylaşıma karşı Kartal …. Noterliğinin … yevmiye numaralı 06/09/2018 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini, asılsız ve gerçeğe aykırı beyan ve ithamlara son verilmesinin ihtar olunduğunu, raporda sadece marka karşılaştırılması yapıldığını, FSEK’e aykırı eylem olup olmadığının incelenmediğini, müvekkilinin konserlerini duyurmasının ve tanıtım yapmasının engellenmeye çalışıldığını, bir müzik türünü tanımlamakta kullanılan arabesk sözcüğünün müzik ile iştigal eden iki tarafın markasında da yer aldığını, ancak markaları oluşturan diğer sözcüklerin birbirinden farklı olduğunu, müvekkilinin tescil başvurusu yapılan markası ile davacının tescilli markalarının 41.sınıfta yer aldığını, aynı sektörde kullanımları olsa da ortalama tüketici göz önüne alındığında markaların birbirinden farklı olduğunu beyanla tedbir talebinin ve istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin davalının kullandığı “…il” markasının müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz ettiği, haksız rekabet gerçekleştirdiği, internette gerçekleştirdiği yayınların haksız rekabet teşkil ettiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararı verilerek davalının ihlal konusu markayla ilan ve afiş bastırarak konser duyurusu yapmasının önlenmesine, ilan ve afişlerin toplatılmasına, ihlal konusu markayla sosyal medyada duyuru yapmasının engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı adına 03/01/2012 başvuru tarihli 2012/00535 sayılı İ… markasının 41.sınıfta, 14/08/2015 başvuru tarihli 2015/67396 sayılı … + şekil markasının 41.ve 43.sınıflarda tescilli olduğu görülmüştür.
Davalı adına … başvuru numaralı … by burcu dinçer markasının 41.sınıfta başvurusunun yapıldığı, henüz tescil sürecinin tamamlanmadığı görülmüştür.
Davacının müzik grubunun “… ismini kullandığı, davalının davacı grubunun daha önce üyesi olduğunu, ayrıldıktan sonra kötüniyetli olarak … markasını kullanarak müzik faaliyetlerinde bulunduğunu beyan ettiği, kötüniyet iddiasının yargılamayı gerektirdiği ancak tarafların aynı türde müzik yaptıkları, tarafların dilekçeleri ve bilirkişi raporundan arabesk parçaları rock tarzında yorumladıklarının anlaşıldığı, her iki taraf markasında ortak olan arabesk/arabesque ibarelerinin yapılan işi, hizmeti ve müzik grubunu tanımlayıcı nitelikte olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda , arabesk ibaresinin yanına getirilen ibare ve şekillerle markaların farklılaştığının ve ortalama tüketici nezdinde karışıklık ve iltibasa sebebiyet vermeyeceği görüşünün beyan edildiği, davalının marka başvurusunun devam ettiği göz önüne alınarak ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddi kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 11/01/2019