Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3807 E. 2019/65 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3807 Esas
KARAR NO : 2019/65 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2018
NUMARASI : 2018/268 E.,
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; maddi tazminat talepleri başta olmak üzere fazlaya ve faize ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla davalının … aracılığı ile müvekkili şirketin tescilli “…” markasını anahtar sözcük şeklinde reklam vererek kullanıldığının İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/13 Değişik iş sayılı dosyasında diğer internet sitelerinin kullanımlarıyla birlikte tespit edilmiş olması ve davalının bu kullanım ile davacının ve markasının tanınmışlığından haksız bir şekilde fayda sağlıyor olması ve davacının itibarının zedeleniyor olması ile tüketicilerin de aldatılması nedeniyle, müvekkili şirketin “…” markasının davalı tarafça kullanımının tespiti için yaptırılan delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda, davalının izinsiz ve hukuka aykırı olarak, www…..com alan adlı internet sitesinin … aracılığı ile davacının tescilli “…” markalarının anahtar sözcük şeklinde reklam verilmesi yoluyla kullanımının tespit edildiğini, bu sebeplerle www….com sitesine erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/06/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine mahkemenin 02/10/2018 tarihli kararıyla “başka bir kişi hakkında talep edilen delil tespiti sonucunda alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davalı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verildiği” gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verdiği, davacı vekilinin istinaf talebinde bulunduğu, Dairemizin 10/12/2018 tarihli 2018/3599 Esas 2018/2653 Karar sayılı kararıyla “yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu içeriği dikkate alındığında davacı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin dosya kapsamında alınan 31/10/2018 tarihli kararıyla; aynı tarihli bilirkişi raporunda” dosya ve internet üstünde yapılan inceleme sonucunda; farklı gün ve zamanlarda Google arama motoru kullanılarak “…, …., … elbise, … abiye, …yol, … yol elbise, ….com,… ve …… abiye” kelimeleri ile arama yapıldığı ve yapılan aramalarda davalının internet sitesinin çıkmadığının tespit ve Google üzerinden geçmişe dönük sorgulama yapılamadığına “dair tespite göre davacının haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğinden bahisle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; dosyada alınan 31/10/2018 tarihli raporda inceleme tarihinde yapılan aramalarda davalının internet sitesinin çıkmadığını, davalının sunduğu “…” dökümü incelemesinin hangi internet sitesi için olduğunun görülmediğini ve Google üzerinden arama sonuçları için geçmişe dönük sorgulama yapılmadığını belirttiğini,
-İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/13 Değişik İş dosyasında alınan raporda bilirkişilerin davalının hukuka aykırı kullanımlarını 09/04/2018 tarihlerinde tespit ettiklerini, dosyada alınan bilirkişi raporunda ise bilirkişinin 31/10/2018 tarihinde inceleme yaptığını ve bu tarihte yapılan incelemede, inceleme anında bir kullanım olmadığını, yani hukuka aykırı kullanımın inceleme tarihi itibariyla devam etmediğini tespit ettiğini,
-davalının 31/10/2018 tarihinde reklam vermemesinin daha önce reklam vermediği anlamına gelmediğini, davalının her zaman vekil edeninin adına tescilli … markasına reklam vermeye devam edebileceğini ve bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüzün devam etmesi ve haksız rekabet fiillerine karşı korumasız hale getireceğini, maddi ve manevi zarara uğratacağını,
-mürafaa tarihinde bilirkişi incelemesi yapılacağını bilen davalının haksız kullanımlarını inceleme tarihi itibarıyla gerçekleştirmediğini, sonradan alınan rapora dayanarak ihtiyati tedbirin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
-tedbir şartlarının oluştuğunu, gerçeğe yakın ispat koşulunun İstanbul 2. FSHMM’nin 2018/13 Değişik İş dosyasından alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğini beyanla mahkemenin 31/10/2018 tarihli tedbirin reddi kararının kaldırılmasına, davalı tarafın “…” ve “…” markalarını kullanmasının engellenmesi/önlenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini, mümkün olmaması halinde www…..com internet sitesine erişimin engellenmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; 31/10/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre müvekkilinin davacıya ait markayı … sisteminde anahtar kelime olarak kullanmadığının kesin bir şekilde tespit edildiğini, ibraz ettikleri belgelerin sağ alt köşesindeki kayıttan … dökümlerinin www…..com için olduğunun sabit olduğunu, ilk derece mahkemesinin ikinci kez tedbir başvurusunu reddettiğini, İstanbul 2. FSHMM’nin 2018/13 Değişik İş dosyasında aleyhine tespit istenen tarafın müvekkili olmadığını beyanla mahkeme kararının yerinde olmadığını beyanla istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 02/10/2018 tarihli tedbire itirazın kabulüyle, 21/06/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu, dairemizin 10/12/2018 tarihli 2018/3599 Esas, 2018/2653 Karar sayılı kararıyla, yargılama sırasında mahkeme tarafından alınan 31/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “farklı gün ve zamanlarda Google arama motoru kullanılarak yapılan aramalarda davalının internet sitesinin çıkmadığı Google üzerinde geçmişe dönük sorgulama yapılamadığı,” beyan edildiğinden istinaf talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesinin bilirkişi raporunun ibrazı üzerine, dosyayı ele alarak 31/10/2018 tarihli tedbir talebinin reddi kararı verdiği, bu kez 31/10/2018 tarihli red kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu ve inceleme tarihinde davalının müvekkilinin markasına reklam vermemesinin tespit inceleme tarihinde de reklam vermediği anlamına gelmeyeceğini ve davadaki tedbirin reddi sonucunu doğurmaması gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Tespit raporlarının değerlendirilmesi ve dava tarihinde davalının davacı markalarına reklam verip vermediğinin ilk derece mahkemesinde yargılama konusu olduğu ve davanın esası ile birlikte mahkemece değerlendirileceği ancak tedbir kararının 6769 sayılı SMK 159/1 maddesinde ; kullanımın Sınai Mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğu ya da gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığının ispatı şartıyla verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere tedbir kararı verileceğinin , HMK 389/1 maddesi gereğince hukuki yarar bulunmasının tedbir için ön şart olduğunun düzenlendiği, ancak bilirkişinin inceleme tarihi itibarıyla reklam verilmediğini tespit ettiği göz önüne alınarak, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddi kararının yerinde olduğuna, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinafa aşamasında yapılan yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 11/01/2019