Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3802 E. 2021/1676 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3802 Esas
KARAR NO: 2021/1676
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2017/92 2018/202
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin “…” dizisinin yapımcı ve senaristi olduğunu, dizinin 15 yıl boyunca Türk televizyonlarında yayınlandığını, yıllardır televizyon dizisinde ve öncesinde de sinema filmlerinde de kullandığını, …mkiler dizisinin kapıcı ve yönetici karakterlerinin esinlenme ötesinde intihal yoluyla … reklamlarında kullanıldığını belirterek mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
CEVAP: Davalılardan … A.Ş vekili; belirtilenin aksine benzerlik bulunmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte en ileri yorumla “esinlenme”den söz edilebileceğini, ancak esinlenme dahi bulunmadığını, dava konusu karakterler arasında herhangi bir benzerliğin bulunmadığını, farklı karakterler, farklı kostümler, farklı ilişki biçimleri yaratarak söz konusu reklamın yapıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … vekili; Türk toplumunda bir apartmanda yönetici ve kapıcının olmasının olağan ve var olan bir durum olduğunu, söz konusu reklamda ön plana çıkarılan asıl karakterin fınansçı kızın kişiliği olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 19.07.2018 tarihli 2017/92 E. – 2018/202 K. sayılı kararıyla; “… davacının senaristi ve yapımcısı olduğu “…” isimli televizyon dizisinin FSEK 5. maddesi anlamında sinema eseri olduğu, davacının bu diziye ilişkin senaryosunun da hususiyet barındıran içerdiği olay örgüsü, anlatılan konu ve karakterlerinin hususiyet taşıması nedeniyle FSEK 2/1 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacının senaristi olduğu dizideki karakter ve tiplemelerin hususiyeti karakterlerin nitelik ve özelliklerinin hususiyet barındıran nitelikler barındırmaları nedeniyle davaya konu edilen dizi içerisindeki karakterlerin de FSEK 4/8 anlamında bedii vasfı olan güzel sanat eserleri oldukları, davaya konu … dizisinde davacının senarist olduğu dosyadaki bilgi belge ve diziye ilişkin kayıtlardan açıkça belli olmakla davacının gerek senaryoya dayalı olarak gerekse senaryo içeriğindeki karakter ve tiplemeler yönünden eser sahibi olduğu, davaya konu olayda esinlenmenin söz konusu olduğu ancak reklam filminin davacı eseri ile bağlantısı kuvvetli olmadığı gibi, şekil ve içerik olarak esinlenmeyi aşar hak ihlalini gerektirir bir boyut söz konusu olmadığı kanaati edinildiği, kapıcı-yönetici karakterlerinin geçtiği yapımlarda genel olarak toplumdaki bakış açısının bu şekilde yansıtıldığı bu çerçevede davaya konu olayda davacının eser sahipliğinden kaynaklanan herhangi bir ihlalin bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurduğunu, ancak raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişilerin davalının reklam filmleri ile müvekkilinin eserleri arasındaki benzerliği tespit ettiklerini, ancak bunun bir intihal değil esinlenme olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiklerini, reklamcılık açısından bir değerlendirme yapılmadığını, eksik incelemeye dayandığını, dava konusu eserin ,bir sinema filmi ya da dizi olması halinde esinlenmeden bahsedilebilecekse de; reklam filmlerinin özelliği olan , yirmi beş otuz saniye içinde karakterlerin tanıtılıp , ilişkinin seyirciye anlatılıp , mesajın iletilmek zorunda olduğu kısa eserler olduğunu, bir reklam filmi kampanyasının zaten seyirci tarafından bilinip tanınan, seyirci nezdinde alt yapısı olan karakterler kullanılarak yapılmasının önemli bir avantaj sağladığını, bu anlamda davalının müvekkiline ait eserlerde kullandığı, kapıcı yönetici karakterlerin aynı ilişki biçimi içinde kullanılmasının esinlenme değil intihal olduğunu, heyete reklamcı ( ya da iletişimci ) bir bilirkişi katılarak ek rapor alınmasını talep ettiklerini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalılardan … A.Ş vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında;mahkeme kararının hukuka uygun ve yerinde olduğunu, mahkemece rapor alınan Fikri Haklar Uzmanı, Senarist/Yönetmen/Yapımcı, İletişim Fakültesinden Yapımcı Yönetmen bilirkişilerin uzmanlıklarının yeterli olduğunu, karakter görünümleri, kostümler, konu, hikaye ve karakterler bakımından ayrı ayrı inceleme yapıldığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. Davalılardan … vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; mahkeme kararının hukuka uygun ve yerinde olduğunu, reklam filmi incelendiğinde intihalin söz konusu olmadığının görüleceğini, reklam filminde bankanın yenilikçi yüzünü ön plana çıkaranın “…” karakteri olduğunu, reklam filmlerinde işlenen konunun “…” ın yenilikçi, girişimci, insancıl bir şekilde finans sektöründeki Bankayı ön plana çıkarmak olduğunu, kapıcı-yönetici çatışmasından ibaret olmadığını, öğretide intihal için aranan temel şartın, özgün eser sahibinin hususiyetinin çalıntı esere aynen geçirilmesi olduğunu, yoksa bir eserden esinlenip kendi hususiyetini yansıtarak meydana getirilmiş eserlerde intihalden söz edilemeyeceğini, … isimli dizi ile müvekkilinin banka reklamlarında işlenen konu arasında, karakterler, karakterlerin genel görünümleri (kostümleri) karakterlerin reklam filminde işleniş biçimleri/ilişkileri bakımından bir intihalden söz edilemeyeceğinin açık olduğunu, davacının yönetici … Bey ve Kapıcı … karakterlerinin çok farklı olduğunu, kostümlerin de benzemediğini, kapıcı yönetici çatışma ekseninin farklı olduğunu, müvekkilinin reklam filmlerinin kendi hususiyetini haiz, müstakil eser niteliğinde olduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddine talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince Fikri Haklar Uzmanı …, Senarist/Yönetmen/Yapımcı …, Marmara Üniv. İletişim Fak Öğretim Görevlisi Bilirkişi …’dan alınan raporda; davacının senaristi ve yapımcısı olduğu “…” isimli televizyon dizisinin FSEK 5. maddesi anlamında sinema eseri olduğu, davacının bu diziye ilişkin senaryosunun da hususiyet barındıran içerdiği olay örgüsü, anlatılan konu ve karakterlerinin hususiyet taşıması nedeniyle FSEK 2/1 anlamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacının senaristi olduğu dizideki karakter ve tiplemelerin hususiyeti karakterlerin nitelik ve özelliklerinin hususiyet barındıran nitelikler barındırmaları nedeniyle davaya konu edilen dizi içerisindeki karakterlerin de FSEK 4/8 anlamında bedii vasfı olan güzel sanat eserleri oldukları davaya konu … dizisinde davacının senarist olduğu dosyadaki bilgi belge ve diziye ilişkin kayıtlardan açıkça belli olmakla davacının gerek senaryoya dayalı olarak gerekse senaryo içeriğindeki karakter ve tiplemeler yönünden eser sahibi olduğu, davaya konu olayda esinlenmenin söz konusu olduğu ancak reklam filminin davacı eseri ile bağlantısı kuvvetli olmadığı gibi, şekil ve içerik olarak esinlenmeyi aşar hak ihlalini gerektirir bir boyut söz konusu olmadığı, kapıcı-yönetici karakterlerinin geçtiği yapımlarda genel olarak toplumdaki bakış açısının bu şekilde yansıtıldığı bu çerçevede davaya konu olayda davacının eser sahipliğinden kaynaklanan herhangi bir ihlalin bulunmadığı görüşünü belirtmişlerdir.
GEREKÇE:Davacı vekili, müvekkilinin yapımcısı ve senaristi olduğu “…” isimli dizideki yönetici-kapıcı karakterlerinin, esinlenme ötesinde intihal yoluyla … reklamlarında kullanılarak mali ve manevi haklarının ihlal edildiğinden bahisle maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davalı reklamlarındaki yönetici-kapıcı karakterleri ile davacının hak sahibi olduğu dizideki karakterler arasındaki benzerliğin esinlenme düzeyinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bir eser içerisinde kullanılan canlı veya cansız nesneler için kullanılan karakterler/kişilikler yerine göre 07.06.1995 gün ve 4110 sayılı Kanun ile getirilen 5846 Sayılı FSEK 4/1-f. – 8 uyarınca güzel sanat eserleri yerine göre de FSEK 83.maddesi uyarınca eserin alametleri kapsamında korunacaktır. FSEK 4/1 f – 8 uyarınca, bir tiplemenin adı ile o tiplemenin iki veya üç boyutlu görüntüsü bir bütün olarak güzel sanat eseri olarak korunabilecek iken, henüz bir görüntü olarak karşımıza çıkmamış ve sadece bir edebi ad olarak bulunan tiplemeler ile görüntü olmaksızın salt edebi tipleme adlarının izinsiz kullanımının FSEK 83.maddesi uyarınca “eserin alameti” olarak kabul edilmesi gerekir ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/10/1991 gün ve 1996/6769 – 7173 sayılı kararı ile 20/11/2019 tarihli 2019/285 Esas-2019/7339 Karar sayılı kararı) Somut olayda, davacının “…” isimle dizi filmin senaristi ve yapımcısı olduğu, eserin FSEK 5.maddesi anlamında sinema eseri olduğu, eserde kapıcı ve yönetici karakterlerinin yer aldığı ve görüntü olarak karşımıza çıktığı, yine davalılardan Rabarba İletişim şirketi tarafından diğer davalı için hazırlanan ve yayınlanan reklam filminde, yönetici ve kapıcı karakterinin yer aldığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafça davalı tarafın reklam filmindeki yönetici-kapıcı karakterlerinin, davacının hak sahibi olduğu dizi filmdeki karakterlerden intihal suretiyle oluşturulduğu ileri sürülmüştür. Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda, dosyaya sunulan dizi film sahneleri ile reklam filmi üzerinde inceleme yapıldığı, davacının dizisindeki karakter ve tiplemelerin hususiyet barındırdığı ve FSEK 4/8 anlamında bedii vasfı olan güzel sanat eseri olduğu tespit edilmekle birlikte, davalı tarafın reklam filmindeki yönetici-kapıcı karakterlerinin gerek görünüm, kostüm gerekse karakter ve çatışma konularının farklı olduğu, benzerliğin esinlenme düzeyinde kaldığı, asıl esere nazaran bağımsızlığını koruduğu, davacının eser sahipliğinden kaynaklanan herhangi bir ihlal bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı vekilinin bilirkişi heyetinin uzmanlık alanına ve rapor içeriğine yönelen itirazları Dairemizce yerinde görülmemiş, mahkemenin davacının eser sahipliğinden kaynaklanan hak ihlali bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/10/2021