Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3766 E. 2021/1718 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3766 Esas
KARAR NO: 2021/1718
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2018
NUMARASI: 2016/750 2018/402
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; takip dayanağı 24/04/2015 ve 22/05/2015 keşide tarihli çeklerde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, çeklerin … Ltd. Şti.ne ait olduğunu, çeklerin şirketin yetkilisi olarak müvekkilince imzalandığını, çek keşidecisi asıl şirket içinde ayrı bir takip başlatılmadığından dolayı müvekkili hakkında takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek takip dayanağı çeklerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Dava konusu alacağın müvekkili şirket tarafından temlik alındığını, çekler incelendiğinde şirket kaşesi üzerinde davacının imzasının olduğunu, ayrıca açıkta kendi adına imzası bulunmadığını, imzayı kendisi adına attığını, çekin ciro silsilesi düzgün ve faktöring şirketi iyiniyetli hamil olduğunu” beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.04.2018 tarih ve 2016/750 Esas – 2018/402 Karar sayılı kararıyla; “Takip dayanağı çeklerin incelenmesinde; çeklerin yüzünde keşideci dava dışı … Ltd. Şti.’nin yetkilisi olarak davacının tek imzası bulunmaktadır. Ayrıca davacının kendisi adına atıldığı kabul edilebilecek ikinci bir imza bulunmamaktadır. Bu durumda TTK 701.maddesi gereği davacının imzayı keşideci şirket adına attığının kabulü gerekir. Sadece şirket adına yetkili olarak imza atan davacının TTK 702.maddesi gereği aval sorumluluğu kabul edilemez. Açıklanan nedenlerle keşideci şirket yetkilisi adına atılı imzasının dışında davacının başka atılı imzasının bulunmadığı, bu nedenle avalist olarak sorumluluğundan bahsedilemeyeceği anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının kötüniyeti kanıtlanamadığından kötüniyet tazminat isteminin reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesiyle; “Yerel mahkemenin verdiği kararın esas yönünden yerinde olduğu, ancak vekalet ücreti nisbi olması gerekirken maktu ücrete hükmetmesinin (dava değeri 147.000 TL olup buna göre vekalet ücreti 14.510 TL olması gerekirken 2.180 TL olarak taktir edilmesinin hatalı olduğu) usule aykırı olduğunu” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri gibi karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu iki adet çeki keşideci şirketi temsilen imzaladığını, çekte avalist veya kefil olarak başkaca imzasının olmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından sadece vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava İİK.’nun 72. maddesine göre açılmış menfi tesbit davası olup nispi harca tabidir. Bu durumda davanın kabulü veya reddi halinde yürürlükteki Avukatlık Ücreti Tarifesi hükümleri uyarınca taraflar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilir.(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No:2014/10211 Karar No:2014/13935 K. Tarihi:22.9.2014) Ancak; davacı vekilinin dava dilekçesinde dava değerini 161.843,00 TL olarak gösterdiği, ancak dava tevzi formunda dava değerinin 16.184,00 TL olarak belirtildiği ve harcın bu miktar üzerinden tahsil edildiği, yargılama sırasında dava değerine ilişkin bu çelişkinin giderilerek dava değeri netliğe kavuşturulduktan sonra varsa eksik harcın ikmali gerekirken, davanın bu yapılmadan sonlandırılması hatalı olmuştur. Mahkemece davacıya dava değerini net olarak bildirmesi için süre verilmesi, akabinde varsa eksik harcın ikmal ettirilmesi ve yargılamaya ona göre devam edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, aksi yönde değerlendirme yapılması hatalı görülmüş ve gereğinin yapılması için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/04/2018 tarih, 2016/750 esas, 2018/402 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde eksiklikler giderildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 37,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 135,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/10/2021