Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3752 E. 2018/2742 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3752 Esas
KARAR NO : 2018/2742
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/281
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 27/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.sınıfta tescil edilmiş 2013/107866 sayılı “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının ise müvekkili markasını ihlal eder şekilde ürün üretip satış yaptığı bilgisine ulaşıldığını, davalı tarafa bu eylemlerine son vermesi için yazı gönderdiklerini, ancak davalının 3 ay sonra 2018/16364 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduklarını, markanın esas unsurunun … olduğu ididasıyla benzerlik bulunmadığını söyleyerek ihlaline devam ettiğini, davalının marka başvurusunun kendisine gönderilen bilgilendirme yazısından sonraki bir tarih olduğunu, … ibareli markanın birebir aynısının kullanıldığını, konuyla ilgili mahkemenin 2018/151 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit neticesi alınan bilirkişi raporuyla da bu durumun tespit edildiğini, davalının bu eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini belirterek tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, giderilmesine, araçlara el konulmasına, ayrıca maddi tazminat ve manevi tazminata da karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin … esas unsurlu bir çok markası bulunduğunu ve bunların tescil edildiğini, ayrıca .. markasının yurt dışında birçok ülkede de tescilli olduğunu, … esas unsurlu markaların tanınmış markalar olduğunu, ayrıca müvekkilinin … markasıyla Turkualıty belgesine layık görülen bir marka olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacı markası ile müvekkiline ait… … markalarının benzer olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 04/09/2018 tarihinde davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin takdiren 50.000 TL teminat karşılığında kabulü ile davacı markasıyla iltibas yaratacak şekilde davalı ürünlerinde … ibaresinin kullanımının dava sonuna kadar tedbiren önlenmesine, … ibareli markaların imal, satış, dağıtımının, tabela, levha, işyeri dış camlarında kullanımının önlenmesine, söz konusu ürünlere el konularak yediemine teslimine, bu ibareyi taşıyan her türlü ilan, reklam, broşür, afiş, tanıtım malzemelerine el konularak muhafaza altına alınmasına karar verilmiş, karara davalı vekili itiraz etmiştir.
Davalı vekili itirazında; tedbir kararında markalar arası benzerlik mevcut olduğu varsa berzerliğin tüketiciler nezdinde iltibas oluşturma ihtimali bulunup bulunmadığına dair en ufak bir değerlendirme yapılmadığını, müvekkilinin gerek yurt içinde gerekse yurtdışında birçok markası bulunduğunu, ayrıca bu markaların tanınmış marka olduğunu ve buna dair tespitler içeren bilirkişi raporlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin 2012 yılından 2017 yılı da dahil olan süreçte toplam 140.664.745,00 TL tanıtım ve reklam harcaması yaptığını, ayrıca Turkualıty belgesi sahibi olduğunu, müvekkiline ait markada baskın ve esas unsurun … olup tescilli mor rengi ve pozisyonu olduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını, itiraza konu markanın esas unsuru olan..’in zaten uzun yıllardır tescilli olup esas unsurlu pekçok tescilli seri markanın kendileri açısından muktesep hak teşkil ettiğini, markalar yan yana konulduğunda dahi farklılık bulunduğunu, markaların esas unsurlarının birbirine benzer olduğunu, markanın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, teminatın da çok düşük kaldığını, müvekkilinin başvurusunu yaptığı 2018/16364 numaralı markanın tescil edilmesi halinde tedbir kararının uygulanabilirliğinin söz konusu olmayacağını, bu nedenle tedbir kararının kaldırılmaması halinde teminatın 1.000.000,00 TL olarak belirlenmesi gerektiğini, yine bilirkişilerden markanın tanınmışlığı, bilinirliği ve pazar payı hakkında bir inceleme yaptırılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, yine … esas unsurlu 21.sınıfta tescil edilmiş markaların son 5 yıla ait cirolarının davacıya ait markayı taşıyan ürünlerin cirolarıyla karşılaştırılması gerektiğini, bu yapılmadan verilen tedbir kararının doğru olmadığını, müvekkilinin başvurusunun 12/03/2018 tarihli resmi marka bülteninde yayınlandığını, bu tarihten sonraki kullanımların hukuken meşru olması nedeniyle tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, şayet tedbir kaldırılmayacak ise teminatın 1.000.000,00 TL’ye yüksetilmesini istemiştir.
Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda 18/10/2018 tarihinde mahkemenin tedbir kararının HMK 389 ve SMK 159.maddeleri değerlendirilerek verildiği, yaklaşık ispat kuralı ve tedbir şartlarında bir değişiklik olmadığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; itirazında ileri sürdüğü hususları tekrar etmiş ve itirazın reddine dair kararın bozulmasını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı kaldırılmadığı takdirde teminatın 1.000.000,00 TL olarak belirlenmesini istemiştir.
Bakırköy FSHHM’nin 2018/151 D.İş sayılı dosyasına sunulan 30/05/2018 günlü, bilirkişi raporunda keşif mahallinde tespit isteyen adına tescilli … ibareli markayı ihtiva eden 21.sınıftaki ürüne rastlanıldığı, bu ürünün otomatik temizlik seti isimli ürün olup tespit isteyenin … tescil nolu … şekil markasının tescilli olduğu 21.sınıf kapsamında bir ürün olup ürün kutusunda … + şekil biçiminde marka kullanımının tespit edildiği, bu kullanımda … ibaresinin şekil unsuruyla birlikte ürün kutusu üzerinde vurgulayıcı bir biçimde yer aldığı, ürünün … otomatik temizlik seti şeklinde isimlendirildiği, tespit edilen kullanımın tespit isteyenin benzer şekil unsurlu yegane ibare olan Storm kelimesini içeren markası ile karıştırılmaya müsait bir nitelik arzettiği belirtilmiş, ayrıca rapor içeriğinde ürün görsellerine de yer verildiği görülmüştür.
Davalıya ait … tescil numaralı başvuru kaydında … + şekil markasının 21.sınıf için başvurusunun yapıldığı görülmüştür.
TPMK tarafından marka vekiline hitaben yazılan yazıda itirazların incelenmesi sonucunda SMK’nun 6.maddesi uyarınca marka tescil başvurusunun reddine karar verildiği belirtilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, el konulması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen itirazın reddi kararına yöneliktir. Davalının marka başvurusunun … + şekil 21.sınıf için olduğu, … ibaresinin ürün ambalajı üzerinde vurgulayıcı biçimde yer aldığı, davacıya ait … + şekil markasının ise 21.sınıfta olup davalı kullanımının davacının markasının yegane ibaresi olan … kelimesini içeren markası ile iltibasa yol açabilecek nitelikte olduğu gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan teminat miktarının yükseltilmesine ilişkin davalı talebi de gerek dosya kapsamındaki deliller, gerekse TPMK’nın 2018/16364 başvuru numaralı marka tescil başvurusunun reddine dair cevabi yazısı karşısında yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.27/12/2018