Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3744 Esas
KARAR NO : 2018/2773
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2018
NUMARASI : 2018/288 2018/285
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 31/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tedbir isteyen vekili, müvekkilinin 2017/90223, 2017/86445 tescil numaralı elvim markalarının ve 2018/18289 tescil numaralı elvin markasının sahibi olduğunu, karşı tarafın müvekkili markalarını aynı emtialarda kullandığını, Çatalca Muratbey Gümrük Müdürlüğü’nün yazısıyla karşı taraf adına işlem görmekte olan 18341300EX548606 sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı olan ürünler üzerinde E…( … PARFÜMÜ), …(…TRAŞ KÖPÜĞÜ) ibarelerinin yer almakta olup müvekkiline ait markanın aynen kullanıldığının görüldüğünü, bu ürünlerin müvekkiline ait orjinal ürünler olmayıp müvekkiline ait marka haklarının ihlal edildiğini, karşı tarafın mallarına gümrük müdürlüğünce gümrük işlemlerinin 3 gün süreyle durdurulduğunu, bu durumun aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiğini belirterek gümrükte bulunan elvin ibareli oda spreyi ve traş köpüklerine tedbiren el konulmasını istemiştir.
Mahkemece, 07/09/2018 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda söz konusu ürünlerin bulundukları yerde tedbiren muhafazasının devamına, tedbir talep eden adına tescilli elvim ibaresini havi karşı yanın ürün imalatının, satışının durdurulmasına ve bu ürünlere katalog evraklarına el konulmasına karar verilmiş, işbu karara karşı taraf vekilince itiraz edilmiştir.
Karşı taraf vekili itirazında; tedbir talep eden ve bu şirketin yetkilileri ile üretici…İlaç A.Ş arasında devam eden bir dizi davaların mevcut olduğunu ve tedbir talebinin kötüniyetli olduğunu, bu davalar sırasında alınan raporların ve davalar sonunda verilen kararların tedbir talep edenin kötüniyetini ortaya koyduğunu, tedbir talep eden tarafın bir kısım markalarının iptaline karar verildiğini, bunun üzerine benzer veya aynı başka markalar için müracaat ederek kötüniyetli hareketlerine devam ettiklerini, Bakırköy 2.FSHHM’nin 2014/152 Esas ve 2016/67 Karar sayılı kararıyla markaların hükümsüzlüğüne karar verildiğini, kararın Yargıtay onanmasından geçtiğini, karşı tarafın kendisinin kötüniyetli ve taklitçi olmasına rağmen müvekkili şirketi taklitçilikle suçladığını, durumun MK’nun 2.maddesine aykırı olduğunu, müvekkilinin 1970’lerden beri Türkiye’de tanınan ve kozmetik alanında büyük çaplı üretim yapan bir işletme olduğunu, 1980’lerden itibaren “öztürkmax” markasıyla başlayan marka kullanımının değişik markalarla devam ettiğini, davalıların uzun zamandan beri müvekkilinin markalarının benzerlerini tescile çalıştığını, yine istanbul 1.FSHHM’nin 2017/71 esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunu da dosyaya sunduklarını, elvim markasının Bulgaristan’da 2010 yılından beri tescilli olduğunu, tedbir kararının müvekkiline zarar verdiğini belirterek tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; taraflar arasında daha önceden benzer nedenle farklı davalar olduğu, ihtiyati tedbir talep edenin tescil başvurusundan önce itiraz eden şirketin bu marka adı altında fatura düzenlediği ve söz konusu markayı önceye dayalı kullandığı iddiasını yaklaşık ispat kuralına göre değerlendirildiğinde, tedbir kararının yargılamayı gerektirdiği, uyuşmazlığın esasını çözer nitelikte bu aşamada tedbir vermenin usule uygun olmadığı gerekçeleriyle tedbire itirazın kabulüne, tedbir kararının kaldırılmasına, itiraz eden tarafından 10.000 TL teminatın bir hafta içerisinde yatırılmasına karar verilmiş, kararı ihtiyati tedbir isteyen vekili istinaf etmiştir.
İhtiyati tedbir isteyen vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin elvim ve elvin markalarının hak sahibi olduğunu, karşı tarafın müvekkilinin marka haklarına tecavüz ettiğinin açıkça görüldüğünü, tedbir kararı üzerine teminatı yatırdıklarını, müvekkiline ait markanın hükümsüz kılınmadıkça korunması gerektiğini, karşı tarafça hükümsüzlük davası dahi açılmadığını, tedbir kalkmış olduğundan tecavüz mahsulü ürünlerin ihraç edildiğini ve piyasada toplatılmasının imkansız hale geldiğini, dolayısıyla müvekkili açısından telafisi güç zararların oluştuğunu, somut olayda yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, karşı tarafın elvin markası üzerinde tescili bulunmadığı gibi, tescilsiz marka kullanımına ilişkin delil de sunulmadığını, yine karşı taraf söz konusu markayı yurt dışında tescil ettiğini belirtmiş ise de marka hukukunda ülkesellik ilkesi geçerli olup TPMK nezdinde tescilli olan markanın SMK kapsamında korunduğunu, kaldı ki karşı tarafın tescil belgesi de sunamadığını, karşı tarafın müvekkilinin tescilinden önce elvin markasını kullandığını ispat edemediğini, itirazların dayanaksız olduğunu, karşı tarafça sunulan evrakların taraflarının farklı olduğu gibi, konuları ve markalarının da farklı olduğunu, ayrıca bu davanın henüz kesinleşmediğini, müvekkilinin tescilli markayı kullanması nedeniyle kötü niyetinden söz edilemeyeceğini, ayrıca 10.000 TL teminatın da müvekkilinin zararlarını karşılamayacağını bildirerek kararın bozulmasını, elvin ibareli ürünün üretiminin ve satışının durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İtiraz eden tarafından sunulan tercüme belgelerinde Bulgaristan Patent Ofisi’nce elvin + şekil markasına ait 3,5 ve 35.sınıfta belge düzenlendiği ve veriliş tarihinin 2006 olduğu, yine Bulgaristan Patent Dairesi’nce düzenlenen ticari marka sertifikasında elvın markasının 21,30 ve 35.sınıflarda 05/03/2010 tarihinde dava dışı bir şirket adına tescilli olduğu, yine Bulgaristan Patent Dairesi’nce endüstriyel tasarım tescil sertifikası düzenlendiği, tescil tarihinin 19/04/2011 olduğu, konusunun da ıslak mendil olduğu görülmüştür.
İtiraz eden tarafından sunulan 2014, 2016, 2012 tarihli faturalarda elvın markalı ürünlerin oda spreyi ve traş köpüğü satışının yapıldığı görülmüştür.
TPMK’dan davacıya ait marka tescil belgelerinin celbedilmediği görülmüştür.
GEREKÇE:
Talep, markaya tecavüz iddiasıyla ihtiyati tedbire yöneliktir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise itiraz üzerine verilen karara yöneliktir. Mahkemece karşı tarafın itirazı üzerine tedbir kararı kaldırılarak SMK’nun 159/2-c maddesi kapsamında ters tedbir kararı verildiği görülmüştür. Gerçekten de karşı tarafın sunduğu deliller dikkate alındığında yazılı şeklide ters tedbir kararı verilmesinde usule aykırı bir yön görülmediğinden ihtiyati tedbir isteyenin esasa dair istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Ne var ki yatırılmasına karar verilen teminat miktarının uyuşmazlık konusu ürünlerin niteliği, sayısı ve değeri gözetildiğinde düşük olduğu kanaatine varılmış, sadece bu yönden istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 07/09/2018 tarih, 2018/288 D.İş, 2018/285 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Karşı tarafça takdiren 50.000,00 TL nakdi ya da kesin ve süresiz banka teminat mektubunun bir haftalık süre içerisinde yatırılmasına,
4-İstinaf peşin harcının talebi halinde ihtiyati tedbir isteyene iadesine,
5-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbir isteyen tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 85,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 183,10 TL’nin karşı taraftan alınarak ihtiyati tedbir isteyene verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İhtiyati tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.31/12/2018