Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3727 E. 2020/2205 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3727 Esas
KARAR NO: 2020/2205
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/06/2017
NUMARASI: 2011/287 2017/564
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 01/04/2011
(Kapatılan) Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 Esas sayılı mahkememiz dosyası ile birleşen dosyası yönünden:
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 01/04/2011
İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 Esas, 2013/109 Karar sayılı mahkememiz dosyası ile birleşen dosyası yönünden:
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 19/10/2012
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı …. Şti vekili asıl davada, müvekkilinin davalı … Ltd.Şti’ne değişik ebat ve miktarlarda medikal malzemeler sattığını, müvekkilinin ticari kayıtlarına göre davalı şirketten 77.623,10 USD cari hesap alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı …. Şti vekili birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı doyasında, müvekkilinin davalı … Ltd.Şti’ne değişik ebat ve miktarlarda medikal malzemeler sattığını, müvekkilinin ticari kayıtlarına göre davalıdan 50.799,00 USD cari hesap alacağı bulunduğunun anlaşıldığı, alacağın tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı … Ltd.Şti vekili birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasında, müvekkilinin davalılardan … Ltd.Şti ile 01/02/1999 tarihli 3 yıl süreli sözleşme akdettiğini, ancak davalının herhangi bir ihtarname keşide etmeden sözleşmeyi feshettiğini, bu durumun internet sitesinden ögrendiklerini, müvekkilinin deposunda davalıya ait satılmayan malzemelerin bulunduğunu, bu malzemelerin sayımının yapılarak iade alınması için davalıya 01/02/2011 tarihli ihtarnameyi gönderdiklerini, ancak sonuç alamadıklarını, müvekkilince düzenlenen iade faturalarının 01/03/2011 tarihli ihtarname ile gönderildiğini, ancak davalılardan … ..Tic. Ltd.Şti’nin bu faturaları cevabi ihtarname ile iade ettiğini ileri sürerek müvekkiline ait depoda bulunan davalı şirkete ait malların sayım ve tespitinin yapılarak iadesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ürün bedelleri olan 10.000 USD’nin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren avans faiziyle müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili asıl davada, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile … Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd.Şti’nin ortaklarının aynı olup aynı işyerinde faaliyet gösterdiklerini, adı geçen … Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd.Şti hakkında da Kadıköy 2.Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve davalıların birleştirilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … Sağlık Hizmetleri Tic. Ltd.Şti vekili birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasında, müvekkili ile … Ltd. Şti’nin ortaklarının aynı olduğunu, ödemelerin zuhulen yapılan bir ödeme olarak … Ltd.Şti hesaplarından davacıya yapıldığını, işbu dosya ile Kadıköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/287 esas sayılı dosyasının birleştirilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalılar … Ltd.Şti, … Tic. Ltd.Şti ve … vekili birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasında, müvekkillerinden … Ltd.Şti tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının sözleşmeye aykırı biçimde vimed markalı ürünlerin el altından satışını yaptığını, davaya konu ürünlerin medikal ürünler olup kullanım süreleri dolmadan hastalara ulaştırılıp tüketilmesi gerektiğini, ürünlerin ne zamandan beri depoda oldukları, saklama koşullarının, bozulup bozulmadıklarının belli olmadığını, ayrıca diğer iki müvekkilinin sözleşmede taraf sıfatlarının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; asıl dava konusu icra dosyasında davalı vekilinin itirazında borcun hemen hemen büyük kısmının alacaklıya ödendiği şeklinde beyanda bulunduğu, bu şekilde ödeme iddiası yapmakla ispat külfetinin üzerine aldığı, yine birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasında da davalının ödeme savunmasında bulunduğu, bu dava yönünden de ispat külfetinin davalıda olduğu, her iki davada da davalıların 21/02/2013 tarihli dilekçede savunmayı değiştirip kur farkına dayalı borcu kabul etmediklerini beyan etmişler ise de, davacı vekilinin savunmanın genişletilip genişletilmemesine muvafakat etmediğini beyan ettiği, buna göre ödeme savunması çerçevesinde delillerin değerlendirildiği, asıl ve birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasında davacının hem asıl, hem birleşen dava dosyasının davalıları yönünden ayrı ayrı hesaplar tuttuğu, ödemeleri ayrı ayrı kaydettiği, davalıların ödeme savunmasını ispat edemediği, birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyası yönünden ise bu davanın davalısı … Ltd.Şti’nin bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı, davacının sözleşmenin fesih tarihi itibariyle deposundaki malların iadesini istemiş ise de, buna ilişkin bir tespit yaptırmadığı, tek taraflı düzenlediği iade faturalarının davalılarca kabul edilmediği, davacının ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olmadığı, kesin süre içinde muavin kayıtlarının sunulmadığı, iade mallara ait envanter kayıtları olarak sunulan dökümlerin ise ticari defterler usulüne uygun tutulmadığından defter kayıtlarıyla karşılaştırılamayacağı gibi , söz konusu malların davalıdan alınan mallar olup olmadığının tespitinin bu aşamada mümkün olmadığı, diğer davalılar … Tic. Ltd. Şti ile …’ın da sözleşmede taraf olmadıkları, dolayısıyla adı geçen davalılara husumet yöneltilemeyeceği gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne, birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı davasının ise davalı … Ltd.Şti yönünden esastan, diğer davalılar yönünden ise pasif husumet yönünden reddine karar verilmiş, kararı Asıl davanın davalısı, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalısı ve birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasının davacı vekilince istinaf edilmiştir. Asıl davanın davalısı, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalısı ve birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasının davacı vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkili şirkette … Ltd. Şti ve … Sağlık Hizmet Tic. Ltd. Şti tarafından tüm ödemelerin … Ltd. Şti’ne banka vasıtasıyla ve eksiksiz olarak yapılmasına rağmen dikkate alınmadığını, ödemelerin Kadıköy Rıhtım … Bankası Şubesi kayıtlarında yer aldığını, ancak davacının kötüniyetli olarak defterlerine işlemediğini, müvekkilinin 22/08/2007 tarihli faturaya istinaden 47.187,00 USD tutarındaki ve 27/12/2017 tarihinde davalı şirkete yapılan havalenin raporlarda ve mahkeme kararında dikkate alınmadığını, müvekkilinin mükerrer ödeme yapmak zorunda bırakıldığını, davacı ile müvekkilleri arasındaki ilişkinin 2007 yılından beri devam ettiğini, ancak davacının bilinçli olarak 2007 yılı defterlerini ibraz etmediğini, dolayısıyla bu ödemenin kayıtlarında olup olmadığının anlaşılamadığını, bu ödemenin davacı kayıtlarında yer almadığını, iddialarla ilgili sundukları dilekçenin ve ödemenin mahkemeye sunulmasına rağmen değerlendirilmediğini, raporun tek taraflı olarak düzenlendiğini, Yargıtay kararları uyarınca ödemelerin araştırılması gerektiğini, yine bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle müvekkili şirketin elinde kalan iade mallara ilişkin fatura bedellerinin borç bakiyesinde düşülmesi gerektiğini, bu hususta açtıkları davanın reddi kararının doğru olmadığını, davalının sözleşmeyi haksız feshettiğinin bilirkişi raporunda tespit edildiğini, yine bilirkişi raporunda stokta kalan malların alınmasını ve ödenen paraların iadesini isteyebilecekleri hususunun mahkemece dikkate alınmadığını, bu konuda Yargıtay kararları bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin deposunda bulunan malları karşı tarafın ikrarı ile sabit olduğunu, karşı tarafın malların saklama koşulları ve ne durumda olduklarını bilememeleri nedeniyle iade alamayacakları hususunun cevap dilekçesinde açıkça belirttiğini, sözleşmenin 3.4 maddesine göre müvekkilinin kesin sipariş verme ve stok yapma yükümlülüğü bulunduğunu, bu durumun 10/07/2014 tarihli ve 17/08/2015 tarihli bilirkişi raporlarıyla da tespit edildiğini, yine müvekkilinin aldığı mallarla ilgili alış faturalarını ve kayıtlarının dosyada bulunduğunu, mahkemenin bu hususları dikkate almadığını, yine mahkemenin asıl davada davacı şirketin ticari defterlerinde yer almayan ve sadece tek taraflı olarak belirlediği, hatta resmi bir belge niteliğinde olmayan bir tablo ile faturalandırdığı kur farkı talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının sunmadığı defter kayıtlarına göre hesaplamalar yapılarak hüküm tesisinin hukuka aykırı olduğunu, alacağın likit olduğu kabul edilerek %40 tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, … Medikal ve …’ın sözleşmenin tarafı olduklarına dair bilgi ve belgeleri sunmalarına rağmen bu kişiler yönünden pasif husumet yönünden red kararı verilmesinin doğru olmadığını, esas davada … Medikal şirketinin müvekkiline indirimli fiyat taahhüdünde bulunmasına rağmen bu indirimin cari hesap ve faturalara yansıtılmadığını, toplam 27.078,00 USD’lik indirimden mahrum bırakıldıklarını, yine Kadıköy …İcra müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasındaki faiz talebinin hukuki dayanağı bulunmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini bildirmiştir. Kadıköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … Medikal Ltd. Şti’nin … Ltd. Şti aleyhine 50.799,00 USD asıl alacak, 9.358,30 USD işlemiş faiz alacağı için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, borçlunun itirazında borcun hemen hemen büyük kısmının alacaklıya ödendiği yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Kadıköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … Medikal Ltd. Şti’nin … Ltd.Şti aleyhine 77.623,10 USD asıl alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, borçlunun hemen hemen borcun büyük kısmı alacaklıya ödenmiştir şeklinde itirazda bulunduğu görülmüştür. … Ltd.Şti ile … Ltd.Şti arasında düzenlenen 01/02/1999 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/02/2012 tarihli bilirkişi raporunda; davacı defter kayıtlarında … Ltd.Şti ve … Sağlık Hizmetleri Tic.Ltd.Şti hesaplarının ayrı ayrı takip edildikleri ve kayıtlarında aynı faturanın diğer firma kayıtlarına işlenmediği, davacı … . Tic. Ltd. Şti’nin … Ltd.Şti’nden dava tarihi itibariyle 120.183,85 TL borç bakiyesi, 31/12/2011 tarihinde ise 146.622,27 TL borç bakiyesi(77.623,10 USD) , davalı … Ltd.Şti’nden ise dava tarihi itibariyle 78.652,09 TL borç bakiyesi, 31/12/2011 tarihinde ise 95.954,23 TL borç bakiyesi (50.799,00 USD) olduğu, incelemede davacının yasal defter kayıtlarına geçen belgeler sunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 26/04/2012 tarihli bilirkişi raporunda; davacı yanın asıl davada davalı … Ltd. Şti’ne takip tarihi itibariyle 77.623,10 USD, birleşen davada davalı … Ltd.Şti’nden takip tarihi itibariyle 50.799,00 USD alacaklı olduğu, birleşen davaya konu icra takibinde talep edilen işlemiş faizin takip öncesinde temerrüt oluşmadığından yerinde görülmediği, davacının USD alacaklarını 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca yıllık %8 oranında temerrüt faizi uygulanabileceği, alacağın faturaya dayalı olup likit nitelikte bulunduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 31/01/2013 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalılar vekilinin sunduğu banka hesap ekstresinde yer alan ödemelerin tamamının davacının cari hesabında yer aldığı, davacının cari hesabına işlenmeyen ödeme bulunmadığından yeniden bir hesaplama yapılmasına gerek olmadığı, davacının kök raporda belirtildiği tutarlarda alacağının bulunduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 10/07/2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda; defter incelemesi ve mali yönden inceleme yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin değerlendirildiği, davalılardan … Medikal ile …’ın 01/02/1999 tarihli sözleşmenin tarafı olmadığı, husumet yöneltilemeyeceği, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından 31/01/2011 tarihinde haksız olarak feshedildiği, davacının stoğunda kalan mallar varsa bunların alınmasını isteyebileceği ve yaptığı ödemenin iadesini talep edebileceği, ancak dosya kapsamında davacının bu konuda mal kalıp kalmadığını, kaldı ise miktarının ne olduğunun anlaşılamadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/08/2015 tarihli ek bilirkişi heyet raporunda; 10/07/2014 tarihli kök rapordaki görüşlerde bir değişiklik bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 30/01/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise; 2011/287 esas sayılı asıl dava ile birleşen 2011/296 esas sayılı davada davacı alacağına ilişkin bir değerlendirmede bulunulamadığı, birleşen 2013/491 esas sayılı dosyaya ilişkin olarak dosyaya sunulun kök ve ek raporda yapılan değerlendirmeler ve varılan sonuçlarla bağlı kalındığı, ancak stokta kalan mallara ilişkin defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davalı tarafından iade mallara ait envanter kayıtları ibaresiyle sunulan dökümlerin ticari defterlerin dayanağı olup olmadığının, söz konusu malların davacıdan alınan mallar olup olmadığının belirlenmesinin de bu aşamada mümkün olamayacağı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl ve kapatılan Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasında açılan birleşen dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali istemine, birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyası ise alacak istemine ilişkindir. Mahkemece verilen kararı asıl davanın davalısı, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalısı ve birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasının davacı vekili istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalılar vekili tarafından yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarına özellikle 47.187,00 USD’lik ödeme yönünden itiraz ettikleri, söz konusu bu ödemeyle ilgili olarak raporlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Açıklanan bu yön itibariyle istinaf sebebi yerindedir. Anılan davalılar tarafın ödemelere ilişkin diğer istinaf sebepleri konusunda ise bilirkişi raporlarında istinaf denetimine elverişli ve ayrıntılı inceleme bulunduğundan diğer ödemelerle ilgili istinaf sebepleri yerinde değildir. Ayrıca asıl ve birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasına dayanak yapılan icra takiplerine konu alacaklar likit nitelikte bulunduğundan icra inkar tazminatına yönelik istinaf taleplerinin reddi doğru değildir. Ayrıca birleşen alacak davası yönünden ise davalılar … Ltd.Şti ile …’ın bayilik sözleşmesinin tarafı olmadıkları anlaşıldığından bu davalılar yönünden pasif husumetten red kararı yerinde olup bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Ayrıca asıl dava yönünden davacı şirketin indirimli fiyat taahhüdünde bulunduğu hususu ispatlanamadığından bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Yine istinaf dilekçesinde Kadıköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında faiz talebinin hukuki dayanağı bulunmadığı belirtilmiş ise de, bu dosyada her ne kadar işlemiş faiz istenmiş ise de, mahkemece işlemiş faiz talebinin kabul edilmediği görülmüştür. Ancak birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı davasıyla ilgili olarak kurulan hükümde takibe konu alacak yabancı para alacağı olduğu halde Merkez Bankası’nın mevduata uyguladığı en yüksek faiz oranının işletilmesi şeklindeki hüküm kabul şekli itibariyle doğru değildir. Zira Merkez Bankası tarafından bu şekilde bir uygulama olmayıp hükümdeki Merkez Bankası ibaresinin Devlet bankaları şeklinde yazılması gerektiği anlaşılmış olup bu husus kabul şekli itibariyle hatalıdır. Öte yandan birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasında ise, davacı ile davalılardan … Ltd.Şti arasında 01/02/1999 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, diğer davalıların bayilik sözleşmesinin tarafı olmadığı dosya içeriğiyle sabittir. Bu sözleşmenin davalı … Ltd.Şti tarafından haklı olarak feshedilmediği alınan bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır. Nitekim mahkemece de bilirkişi raporlarındaki bu husus aynen benimsenmiş ve gerekçeye de işlenmiştir. Davalı … Ltd.Şti tarafından bu değerlendirme ve gerekçeye yönelik olarak istinaf yoluna başvurulmamıştır. Dolayısıyla davacı … Ltd.Şti ile davalı … Ltd.Şti arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı … Ltd.Şti tarafından haksız olarak feshedildiği sübuta ermiştir. Yine dosya içeriğinde bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere davacı … Ltd.Şti’nin elinde bulunan sözleşmeye konu malların davalı … Ltd.Şti’ne iade hakkı vardır. Ne var ki, bu husus kabul edilmekle birlikte birleşen davacının bu hususu ispatlayamadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Oysa birleşen davacı … Ltd.Şti vekili, konuyla ilgili olarak depoda keşif yapılmasını istemiştir. Her ne kadar dosyaya sunulan iade faturası ve envanter kaydı bu konudaki talebi ispatlamaya yeterli değil ise de, birleşen davacı vekili keşif talep ettiğinden mahkemece bu talep yönünden gerektiğinde birleşen davacı … Ltd.Şti’ne ait depoda keşif icra edilerek, ayrıca düzenlenen 01/03/2011 tarihli iade faturasıyla karşılaştırma yapılarak ve iade faturasının düzenlenmiş olduğu 01/03/2011 tarihi itibariyle son kullanma tarihleri geçmemiş ürünlerin iade hakkı bulunduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan bu yönler itibariyle asıl davanın davalısı, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalısı ve birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasının davacı vekili vekilinin istinaf talebinin kabulüne, sair yönlerden ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Asıl davanın davalısı, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalısı ve birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasının davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/06/2017 tarih, 2011/287 esas, 2017/564 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde asıl davanın davalısı, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalısı ve birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasının davacısına iadesine, 5-İstinaf aşamasında asıl davanın davalısı, birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı dosyasının davalısı ve birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı dosyasının davacısı tarafından yapılan yargılama gideri olan 269,50 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 102,30 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 371,80 TL’nin asıl ve birleşen Kadıköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/296 esas sayılı davanın davacısı ile birleşen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/491 esas sayılı davanın davalılarından … Ltd.Şti’nden alınarak istinafa gelen tarafa verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.17/12/2020