Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3723 E. 2021/1354 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3723 Esas
KARAR NO: 2021/1354 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2018
NUMARASI: 2017/668 E. – 2018/877 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili ile davalı arasında İstanbul … Noterliği’nin 20.06.2013-… ve yevmiye nolu 10546 sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen sözleşmeye istinaden davalıya 2013 Model, … Plakalı, … Marka paletli ekskavatör’ü satın alınarak ve zilyetliğini davalıya devrederek, finansal kiralama yoluyla kiraladığını, kira ödemelerinin de bir plan bağlandığını, ancak bir süre sonra davalının kira ödemelerinde temerrüde düştüğünü, kendisine, Beyoğlu … Noterliği’ nin 22.02.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi nin keşide edilerek; “…geciken 20.978,28 TL kira, sigorta borçları ile temerrütlerinin 60 gün içerisinde ödenmesi aksi halde Sözleşmenin feshedilmiş olacağı, fesih ile birlikte kiralanan malların 5 gün içerisinde Finansal Kiralama Şirketine iadesinin gerektiği…” İhtar edildiğini, ihtara rağmen ödemede bulunulmadığını, sözleşmenin feshedildiğini, borçlar ödenmediği gibi, finansal kiralamaya konu malların da iade edilmediğini, kiralamaya konu malın teslim alındığı şekilde geri iadesi borcunun doğduğunu, malın tesliminin sağlanması amacıyla tedbir talebinde bulunulduğunu ve İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017-703 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verildiğini beyanla; Finansal Kiralamaya konu malın aynen teslimine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde İİK md 24′ ün uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı tarafa yapılan ihtar üzerine davacı tarafça sunulan 09/01/2018 tarihli dilekçesi ile dava değerini 271.126,59 TL bildirdiği ve eksik harcı ikmal ettiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davaya ilişkin öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, borç ve faiz miktarlarını kabul etmediklerini, davacı kiracının İstanbul 12 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/703 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati tedbir kararı kapsamında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas saylı ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile davaya konu Paletli Ekskavatörü yediemin sıfatı ile teslim alındığını, davacı iddialarının aksine müvekkilinin kira borcunun bulunmadığını, kira ödemelerinin ve sigorta gibi sair ödemelerin tamamının eksiksiz olarak yapıldığını, buna rağmen davacı tarafından fesih ihtarnamesi gönderildiğini, geçersiz fesih ile davaya konu malların iade alınmasının yasalara aykırı olduğunu, ihtarnamede, 6361sayılı yasanın 31/1 maddesine aykırı olarak ; kira ödeme planı borçları dışında kalan Sigorta borcu ve temerrüt faizi alacaklarının da haksız olarak ihtarnamede yer aldığını, sırf yasaya bu aykırılıklar nedeniyle dahi feshin geçersiz olduğu, malın iade talebinin reddi gerektiği, fesih ihtarnamesinde, finansal kiralama bedelleri dışında, sigorta ve temerrüt faizi gibi başkaca ödeme taleplerini içermekle; keşide edilen ihtarnamenin ve feshin geçersizliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 17.09.2018 tarihli 2017/668 E. – 2018/877 K. sayılı kararıyla; ” davacı ile davalı arasında aynı mahiyette 3 ayrı sözleşmenin bulunduğu, her üç sözleşmenin 16 maddesi uyarınca davalı tarafça yapılan ödemelerin hangi borçlarına mahsup edileceğinin kendi tekellerinde olduğunu, bu nedenle ödemenin eksik olduğunu, buna göre de iade şartlarının oluştuğunu belirtmiş ise de davacı beyanlarına itibar edilmediği, 08.02.2017 ihtarname tarihi itibariyle, davaya konu 10546 nolu sözleşmeden dolayı davacının davalıya her hangi bir borcunun olmadığı, aksine bu sözleşme numarası belirtilerek yapılan havalelerde fazladan ödemelerin bulunduğu, bu haliyle borçtan dolayı davacının davalının 10546 nolu sözleşmesini fesih ile kiralananın geri almaya ilişkin yapmış olduğu ihtarın hükmünün olamayacağına kanaat getirildiği, zira davalı tarafça sözleşme 16 maddesinde dile getirilen hususun her sözleşmenin bağımsız olması ve her bir sözleşmedeki 16 madde hükmünün münhasıran o sözleşme nedeniyle yapılan ödemelerin ana para borcu, sigorta giderleri veya işlemiş faiz kısımlarına ilişkin olabileceği, bu hükmün içeriğinde diğer sözleşmelerden veya davacı ile davalı kiracı arasındaki doğan ilişkilerden kaynaklanan başkaca alacakları yönünden dilediğine mahsup etme yetkisi vermeyeceği, bu yönde sözleşmenin bu maddesinde davacıya verilmiş bir yetki bulunmadığı, bu nedenle de bilirkişi raporunda doğru bir şekilde tespit ve davacı tarafça zimni ikrar ile kabul edilen, davalının davaya konu 10546 nolu sözleşme nedeniyle gecikilmiş ana para veya kira bu anaya paraya işlemiş faiz, sigorta vs. masraflarına ilişkin bir borcu bulunmadığından, davacının davalıya ihtarnameyi çektiği tarih itibariyle bu sözleşmeden kaynaklı alacağı bulunmadığı, bu nedenle de davacının 6361 sayılı yasanın 31 maddesindeki hakları kullanma şartlarının oluşmadığına kanaat getirildiği ve iade şartlarının oluşmadığı” gerekçesiyle; davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı Kiracı Şirket ile müvekkili arasında iş bu sözleşmeden başka … ve … sayılı iki adet daha Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığı, mahkemenin 08.06.2018 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu … sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin, 16/d Maddesinin; “ödemelerin kiracının hangi borçlarına mahsup edileceğini, mahsubun tarzını, sırasını tayin münhasıran kiralayana aittir.” şeklinde düzenlendiğini, davalı tarafça yapılan ödemelerin yalnızca bu sözleşmeye ilişkin olduğu, dolayısıyla sözleşmeden kaynaklı borcunun kalmadığı yönündeki iddiasının yersiz olduğu, davalının sözleşme imzalarken sözleşme içeriğinde var olan bir maddeyi bilmediğini ileri süremeyeceği, basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, dava konusu Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklı borcunu ödemede temerrüde düşen davalı borçlu şirkete, toplam borcunu gösterir gerekli ihtarname ve iş bu ihtarnameye rağmen ödeme yapmadığından ve temerrüt halini devam ettirdiğinden sözleşmenin feshi ve malın iadesinin haklı olduğunu beyanla kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı cevabında; davanın kilit noktasının müvekkilinin sözleşme numarasını bildirerek, uyuşmazlık konusu sözleşmeye istinaden yaptığı bazı ödemelerin haksız şekilde dava dışı farklı sözleşmelerden doğan borçlara mahsup edilmesi olduğunu, davanın “kimse kendi kusurundan yararlanıp lehine sonuç çıkaramaz” ilkesine ve TMK 2. Maddesinde yerini bulan “herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, sözleşmenin 16/d maddesinin 10853 sayılı sözleşmeye istinaden yapılan ödemelerin, davacı tarafından farklı borçlara mahsup edilmesine imkan verecek mahiyette olmadığını, benzer davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin de 2017/661 Esas ve 2018/713 Karar sayılı kararı ile müvekkilinin savunmasını haklı bulduğunu beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı tarafça delil olarak; İstanbul … Noterliğinin 20/06/2013 tarih … yevmiye nolu … sayılı finansal kiralama sözleşmesi, Beyoğlu … Noterliğinin 22/02/2016 tarih … yevmiye nolu fesih ihtarnamesi, faturalar, teslim tesellüm belgesi delil olarak sunulmuştur. Davacı tarafça davalıya Beyoğlu … Noterliğinin 22/02/2016 tarih … yevmiye nolu fesih ihtarnamesi ile; 10546 sayılı FKS gereğince 08/02/2017 tarihi itibarıyla vadesi gelen ödenmesi gereken; 20.978,28 TL kira, 21.473,70 TL kira temerrüt faizi, 750,00 TL devir bedeli, 708,29 TL kira masraf, 1.265,18 TL kira masraf temerrüt faizi, 3.272,85 … Sigorta, 770,84 … Sigorta temerrüt faizi borcunun bulunduğu ve ihtarnamenin tebliğini müteakip 60 gün içerisinde ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedilmiş olacağı ve fesih neticesinde 60 günlük yasal sürenin sonundan itibaren 5 günlük süre içerisinde sözleşme konusu malın iadesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalı kiracıya 10/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, hesap uzmanı bilirkişi …’den alınan bilirkişi raporunda; davalı firmanın sunmuş olduğu ödeme dekontları esas alınarak düzenlemiş oldukları hesap ekstresinde; 08.02.2017 ihtarname tarihi itibariyle, davaya konu 10546 nolu sözleşme eki kira ödeme planı ile ilgili geciken bir kiranın bulunmadığı, hatta fazla yapılan ödemelerden dolayı davalının (10.07.2015 tarihinden itibaren) alacaklı duruma geçtiğini, 10.07.2015 tarihi itibariyle 752,48 TL – 28.11.2016 tarihi itibariyle 5.002,48 TL – 23.02.2017 tarihi itibariyle 55.002,48 TL alacaklı duruma geçtiği, bu miktardan (kira bedellerinin geç ödenmesinden kaynaklanan 1.204,27 TL lık temerrüt faizi mahsup edildiğinde ise; 23.02.2017 tarihi itibariyle (fazla ödemeler nedeniyle) davalının 53.798,21 TL alacaklı konuma geçtiğini, davacı kayıtları ile davalı kayıtlarının mutabık olmamasının nedeninin ise; davalı tarafından ( sözleşme bazında) yapılan şartlı ödemelerin, davalının diğer finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan borçlarına mahsup edilmesinden kaynaklandığının anlaşılmakta olduğunu, davacı … Şirketinin ” davalı tarafından yapılan ödemelerin davalının mevcut kira ödeme planlarından istenilene mahsup etme yetkilerinin bulunduğu, gönderilen havalelerin davalının diğer sözleşmelerinden kaynaklanan borçlarına mahsup edildiğini ” beyan ediyorsa da; davacı … şirketinin bu beyanının ve uygulamasının davalının bir finansal Kiralama Sözleşmesinin ekinde birden fazla ödeme planı olması halinde geçerli olduğu – birden fazla ve birbirinden müstakil/ bağımsız sözleşmeler bulunması halinde ve havale şeklinde sözleşme numarası verilerek yapılan şartlı ödemelerin ancak o sözleşme riskine mahsup edilebileceğini diğer sözleşmeler riskine mahsup edilemeyeceğini beyan etmiştir. Davaya konu 10546 sayılı sözleşmenin “Kiralama Bedellerinin Ödenmesi İle İlgili Usul ve Esaslar” başlıklı 16. Maddesi (d ) bendinde; “Ödemelerin, KİRACI’nın hangi borçlarına mahsup edileceğini, mahsubun tarzını, sorasını tayin münhasıran KİRALAYANA aittir.” hükmü bulunmaktadır.
G E R E K Ç E: Finansal Kiralama Sözleşmesinin feshi nedeniyle, sözleşmeye konu malın iadesi davasında, mahkeme iade şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı kiracı tarafından 10546 Sayılı Finansal Kiralama Sözleşmesinin taksiti açıklaması ile banka aracılığıyla yapılan ödemelerin, davacı kiralayan tarafından, yine taraflar arasında imzalanan … ve … sayılı iki adet Finansal Kiralama Sözleşmesi borçlarından mahsup edilip edilemeyeceğinden kaynaklanmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalı tarafça yapılan ödemelerin her iki tarafın kayıtlarında da yer aldığı tespit edilmiştir. Davacı vekili sözleşmenin 16/d maddesinin kendisine, yapılan ödemeleri diğer sözleşmelerden kaynaklanan borçlara mahsup etme yetkisi verdiğini ileri sürmüştür. Davaya konu 10546 sayılı FKS sözleşmesinin “Kiralama Bedellerinin Ödenmesi İle İlgili Usul ve Esaslar” başlıklı 16. Maddesi (d ) bendinde; “Ödemelerin, KİRACI’nın hangi borçlarına mahsup edileceğini, mahsubun tarzını, sorasını tayin münhasıran KİRALAYANA aittir.” hükmü bulunmakta ise de, sözleşme maddesinin ancak davalının ödemelerinin 10546 sayılı FKS’den doğan farklı borçlardan (ödenmeyen önceki taksit, sigorta primi, hasara uğramışsa hasar bedeli vs) mahsup imkanı verebileceği, ancak taraflar arasındaki farklı sözleşmelerden doğan borçlardan mahsup imkanı tanımadığı kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, mali yönden sıkıntıya düşen davalı kiracının, üç ayrı sözleşmeden doğan borçlarını tümüyle ödeyememesi halinde, finansal kiralama yoluyla sahip olabileceği mallardan tercih edeceği bir yada ikisini gözden çıkararak, tercih edeceği kiralama konusu malın birinin mülkiyetini edinmek yolunu seçebilecektir. Bu durumda davalı kiracının, ihtarnamenin tebliği ile verilen 60 günlük sürenin sonunda ödenmemiş borcunun bulunmadığı bilirkişi raporuyla tespit edilmekle, fesih ve iade koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.