Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/37 E. 2021/159 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/37 Esas
KARAR NO: 2021/159
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2017
NUMARASI: 2015/68 2017/157
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin, markaların mağaza, web ve mobil kanallarında yer alan müşteri verilerini, sadakatini ve deneyimini uyumlu bir şekilde yönetmesine yardımcı olacak teknolojik çözümler ve iletişim platformları üretmekte olan saygın bir firma olduğunu, mobil uygulamaları sunan davalı şirket ile 01/10/2013 imza tarihli Mobil Uygulama Hizmeti Sözleşmesi’ni (Sözleşme) akdettiklerini, davalının, Sözleşme metin ve eklerinde ayrıntılı olarak tanımlanan yazılımı, münhasıran müvekkili şirkete hasretmek üzere geliştirmeyi taahhüt ettiğini, söz konusu yazılım sayesinde oluşturulan mobil platform üzerinden mobil uygulama yaratma imkanı olabilecek ve uygulamaya ilişkin tüm fikri ve sınai hak ile Sözleşme detaylarıyla belirlenen veya Sözleşme kapsamında geliştirilecek olan ürün ve yazılımların kaynak kodların hizmet bedelinin ödenmesi karşılığında tüm fikri hakkının ve diğer tüm haklarının münhasıran müvekkili şirketin mülkiyetinde olduğunu davalının, belirtilen yükümlülüklerine aykırı davrandığını, Sözleşme kapsamında taahhüt ettiği yazılım ürününü eksikliklerle müvekkili şirkete teslim ettiğini, toplam 155.000 Amerikan Doları ödeyen müvekkili şirketin yazılım ürününe ilişkin kaynak kodlardan doğan her türlü fikri ve diğer tüm hakların münhasır sahibi olmasına rağmen, hak sahibi olduğu yazılımı müşterilerine sunabilmesi açısından çoğaltması elzem olan yazılım bölümüne sadece davalı şirketin onayıyla erişimi mümkün kılındığını, davalının, Sözleşme’nin 7.7. ve 11.2. maddelerine aykırı davranarak yalnızca müvekkil şirket için üretilen ve tamamen müvekkil şirket mülkiyeti altında olan yazılım ürününün neredeyse aynısını üçüncü kişilere sunduğunu, ifşa ettiğini ve satışa konu ettiğini, müvekkili şirketin Kadıköy … Noterliği’nden … yevmiye no.su ile 13/11/2014 tarihinde davalıya bir ihtarname yollayarak sözleşmeye aykırılığın giderilmesini bildirdiğini ancak sözleşmeye aykırı davranılmaya devam edildiğini, müvekkili şirketin müşteri kazanımı ve belirli teknolojiler aracılığıyla müşterilerin eylemlerini takip edebilmesi ve bundan fayda sağlamasının vaat edilen proje kapsamında olduğunu, platform üzerinde müvekkil şirketin istediği sayıda mobil uygulama yaratılacağının da proje kapsamında olduğunu, CMS platformunun müvekkil şirket yetkilileri tarafından sınırsız şekilde kullanımının sağlanmasının projenin en önemli unsuru olduğunu, ancak CMS bölümünün belirli kısımlarının fonksiyon göstermediğini ve davalı şirket onayı olmaksızın çalışmadığının tespit edildiğini, bu sebeple müvekkili şirketin tüm haklarını ihtiva ettiği bir platformu kendi inisiyatifi ile kullanamamasının söz konusu olduğunu, müvekkili şirketin, davalıdan satın almış olduğu yazılımın, mobil platform ürününde, yeni bir üye işyeri için mobil uygulama üretmek istediğinde “Oluştur” ve “Yayınla” aşamalarında “TMOB onaya gönder” ibaresi ile karşılaşmakta olduğunu ve bu aşamadan sonra platformda her yeni uygulama yaratmak istediğinde davalıdan onay alınmaksızın ilerleyemez olduğunu, müvekkili şirketin yeni üye işyerinin mobil uygulamasını hazırlayamamakta ve çalıştıramamakta olduğunu, davalının, müvekkil şirketin haklarına hassasiyet göstermediğinin açık olduğunu, yazılım ürününün kısıtlanmamış hallerinin davalıdan birkaç kere talep edildiğini ancak kullanım izni ve çalışma ortamının müvekkili şirket ile paylaşılmadığını, müvekkili şirketin halihazırdaki haklarının kullanımına tecavüz edildiğini ve muhtemel zararına sebep olduğunu, müüvekkili şirketin sözleşmeden doğan fikri hakları başta olmak üzere yazılım ürünü üzerindeki tüm haklarının ihlal edilmekte olduğunu, davalı tarafından kullanımı engellenen yazılım ürününün kullanılabilmesi amacıyla müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen harcamaların tazmininin gerektiğini, sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklı müvekkili şirketin maddi zarara uğradığını, zira müvekkil şirketin, davalı tarafından FSEK anlamında hakları müvekkile ait olan yazılım ürününün kullanılabilmesi amacıyla farklı firmalarla ek çalışmalar yapmak zorunda kaldığını, bu anlamda da belli harcamalar yapıldığını, uğranılan zararların; uygulamayı devralmak, çalıştırmak ve müşteri kullanımı sırasında oluşacak problemleri gidermek amacı ile … ile 41.000 $ + KDV bedelli bir sözleşme, uygulamayı birden fazla üye işyeri için kullanıma imkan sağlayacak mobil, önyüz ve altyazı eklemelerinin yapılması ve test edilmesi kapsamında … A.Ş.’den adam/gün karşılığı hizmet; Fatura bedeli yaklaşık 20.000 TL + KDV, …’den alınan hizmetin tamamlayıcılığını sağlamak amacı ile personel desteği, personelin yaklaşık maliyeti 5.000 TL, (verilen hizmetin devam etmesi ile artmaya da devam edecektir) olduğunu, başta fikri haklar olmak üzere, tüm hakları müvekkil şirkete ait olan yazılımın davalı tarafından kullanımın men’inin, müvekkil şirketin hali hazırdaki ve her ihtimalde muhtemel zararının önlenmesi ve haklarının korunması açısından bir gereklilik olduğunu belirterek; Mobil Uygulama Hizmeti Sözleşmesi ve Eklerini, yazılım ürünü kullanımının kısıtlandığını gösteren ekran görüntülerini, “…” yazılım ürünü ile davalı firmanın kullandığı yazılım ürünü özelliklerini karşılaştıran sunum örneğini, müvekkili şirket yazılım ürününün üçüncü firmalara sunulduğunu gösteren video kaydını ve üçüncü firmalarla gerçekleştirilen işbirliğine dair haber görüntülerini, müvekkili şirket yazılım ürününün üçüncü firmalara sunulduğunu gösteren davalı şirket web sitesi görüntülerini, ilgili Yargıtay kararını, müvekkil şirket ticari defter ve kayıtlarını da delil olarak sunarak; davanın kabulüne karar verilmesini, sözleşme kapsamı dışındaki ödemeleri kapsayan, dava tarihinde devlet bankalarına uygulanan en yüksek döviz faiz oranı ile birlikte 41.000-USD ile zarar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte 25.000-TL + KDV maddi tazminatın, diğer fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini, HMK md.400 uyarınca yazılım ürününün kısıtlandığına, müvekkilin yazılım ürününün üçüncü kişilere sunulduğuna, müvekkilin haklarının tecavüze uğradığına ilişkin delil tespitinin, verilerin kaybolma veya silinme tehlikesi olması sebebiyle, özellikle davalı firma sunucuları ve bilgisayar kayıtları üzerinde uzman bilirkişilerce tespit edilmesine karar verilmesini, FSEK md. 67- 69 maddeleri uyarınca tecavüzün ref’ine karar verilmesini, yazılım ürününün davalı ve üçüncü şahıslarca kullanımının men’ini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf ile akdedilen sözleşmenin konusunun, davalı müvekkilinin mobil uygulama ve danışmanlık hizmeti vermesi karşılığında davacının da sözleşmede belirtilen bedelleri ödemesi ve bu doğrultuda tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesi olduğunu, davalı müvekkilin sözleşmede yazılı olan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve yazılım projesini tüm kodları ile birlikte ve eksiksiz bir şekilde davacıya teslim ettiğini, davacının hizmetin eksik verildiği ya da gereği gibi verilmediğinden bahisle sözleşmenin feshi yönünde herhangi bir bildirimi olmadığını, davacıya teslim edilen projenin sözleşme, hazırlık, test, kabul, onay, teslim, ödeme, garanti süresi olmak üzere uzun bir süreçten geçtiğini, sözleşmenin 01.10.2013 tarihinde imzalandığını ve 6 aylık garanti süresinin bitiminin 20/03/2015 (yaklaşık 18 ay garanti süresi) olduğunu, davacının, sözleşme kapsamındaki yazılım projesinin davalı müvekkilinin onay sisteminden geçerek kullanıldığını baştan beri bildiğini, bu nedenle dava dilekçesinde vurgulanan davalı onayı nedeniyle kullanımın sağlanamadığı yönündeki iddiaların kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin, sözleşmenin akdedilmesinden sonra yazılım projesinin içeriğini, fonksiyonlarını ve teknik özelliklerini gösteren analiz raporunu davacıya göndererek kabul ve onay istediğini, davacıdan kabul ve onay aldıktan sonra yazılım projesini davacıya teslim ettiğini ve davacı tarafça projenin kabul edildiğini, sözleşmenin 5.2. maddesi uyarınca bakiye hizmet bedelinin projenin tesliminden sonra düzenlenecek faturadan sonra ödeneceğinin hüküm altına alındığını, davacının bu bedeli kendisine gönderilen fatura sonrasında ödediğini, bu durumun da yazılım projesinin davacı tarafından kabul edilip teslim alındığının en büyük ispatı olduğunu, teslimden itibaren sözleşmenin 6.5. maddesinde belirtildiği üzere 6 aylık garanti süresi içerisinde davacıya ücretsiz bakım ve destek verildiğini, bu süre zarfında da davacının yükümlülüklerin eksik yerine getirildiği veya hiç getirilmediğinden bahisle bir bildirimde bulunmadığını, davacının garanti süresi içerisinde yazılım projesini üçüncü kişilere satmaya başladığını, davalı müvekkilin müşteri göndererek bu girişimlere destek verdiğini, Sözleşmenin 6.1(1, maddesinde “TMOB, mobil uygulama hizmetinin yayına geçmesi için ilgili uygulama sahîbî olacak firma adına, ilgili uygulama platformunun yayıncısından (Apple, Google \ Play)’lisans almakla yükümlüdür” dendiğini, verilen hizmetin bu onay sistemini içerdiğini, sözleşmeye ayrı bir madde olarak eklendiğini, davacı yanca da çok iyi bilindiği, davacının iddia ettiği gibi, sözleşmeye aykırılık yapılarak kullanım hakkında bir sınırlama mevcut olmadığını, Sözleşmenin 7.7. maddesinde davalı müvekkilin sözleşme kapsamında tüm kodlarını davacıya teslim edeceği, geliştirilen projenin fikri ve mülkiyet haklarının devredileceği, üretilen projenin davalı müvekkilce başkalarına kopyalanıp satılamayacağının hükme bağlandığını, davalı müvekkilinin hiçbir surette davacı için üretilmiş ve teslimi yapılmış olan projeyi üçüncü kişilere kopyalama ve satma girişiminin olmadığını, davacının dilekçesinde adı … isimli platformun, davacıya teslim edilen proje ile bağlantısı olmadığını, … ile yazılım projesinin birbirinden ayrı ve farklı fonksiyonlar içerdiğini, bu nedenle davacıya teslim edilen yazılım projesinin üçüncü kişilere sunulduğu ve satıldığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, davalı tarafından yıllardır kullanılan ve satışı yapılan tescilli bir platformun davacının maddi ve manevi haklarına zarar vermesinin mümkün olmadığını, herhangi bir tecavüz olup olmadığının bilirkişilerce incelenmesi gerektiğini, Sözleşmenin 5.3. maddesi uyarınca, davalı müvekkilinin, davacının, teslim edilen yazılım projesi üzerinden müşteri alması durumunda her müşteri üzerinden %20 alacağının hükme bağlandığını, bunun da davacının gelirine büyük bir oranda ortak olmak anlamına geldiğini, davacının anılan geliri paylaşmak istemediği için dava açtığını, kötü niyetli olduğunu belirterek; 01/10/2013 tarihli Mobil uygulama Hizmet Sözleşmesi’ni, teklif dokümanını, analiz raporlarını, analiz raporunun davacı yanca kabul edilerek onaylandığını gösteren e-mail çıktılarını, kaynak kodunun teslim edildiğini gösteren e-mail çıktısını, test ve kabul sürecindeki taraflar arasındaki yazışmaları, davacı tarafından ödemenin gönderileceğine ilişkin e-mail yazışmasını, davacı tarafından yazılım projesinin çalıştırıldığı, kullanıldığı yönünde gönderilen e-mail yazışmalarını, … firmasının davacıya yönlendirildiğini gösteren e-mail çıktısını, Tübitak- mobil uygulamalar için yazılım geliştirme platformu belgelerini, referans firma isimlerini gösteren dokümanı, davacıya ait yazılım projesi ile davalının … isimli platformu içerik ve özelliklerinin karşılaştırılmalı tablosunu, davacıya anılan hizmetin bedel karşılığı verilebileceğini gösteren e- mail çıktısını, gelirin davalı müvekkil ile paylaşılmasının istendiğini gösteren e-mail çıktısını, ticari defter ve kayıtları da delil olarak sunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince “….” davacının yazılım programı üzerinde yapılan inceleme ile programın çalışır durumda olduğu, ilk etapta çalışmamasının sebebinin DLL güncellemesinin yapılmamasından kaynaklandığının tespit edildiği, sözleşmenin 7.7 maddesine göre “davalının sözleşme kapsamında geliştirilecek olan ürün ve yazılımlarının tüm kodlarını davacıya teslim edeceği, bunların her türlü fikri hakkının ve diğer tüm haklarının münhasıran davacı mülkiyetinde olduğunu” kabul ettiği anlaşılmışsa da, taraflar arasındaki sözleşmenin eki olan analiz dökümanında ana menü ve kontrol panelinin davalı tarafından yönetilecek ekran olduğunun kabul edildiği ve bu yazılımlarda geliştirmeler yapmadan tam bağımsız olarak yazılımın kullanılamayacağı, ancak ana menü ve kontrol panelinin tüm kodlarının analiz dökümanında teslim edileceği konusunda taahhütte bulunulmadığı, teknik literatürde de bunun mümkün olmadığını beyan ettiği, dosya kapsamında bulunan 26/12/2014 tarihli e-mailde davacı çalışanının “İOS Kodunun çalıştırıldığını” beyan ettiği anlaşılmakla, programın çalışır durumda davacıya teslim edildiği, ana menü ve kontrol panelinin tüm kodlarının davacıya teslim edilmemesinin sözleşmeye aykırılık teşkil etmediği ve 3.kişilerden alınan hizmet bedellerinin davalıdan tahsilinin talep edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça onay butonu nedeniyle yazılım projesinin davalının onay sisteminden geçerek kullanıldığını ve bunun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini beyan ettiği anlaşılmışsa da sözleşmenin aynı zamanda bir iş birliği sözleşmesi olduğu ve sözleşmenin 5.3 maddesi ve 7.7 maddesi ile sözleşmenin eki olan Analiz Dökümanı uyarınca davalı şirketin davacının teslim edilen yazılım projesi üzerinden müşteri alması durumunda her müşteriden % 20 komisyon alacağının hükme bağlandığı, analiz dökümanında da davacı tarafın bu hususları kabul ettiği gözönüne alınarak onay butonunun taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil etmediği kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporu ile davacıya teslim edilen … proje kodu ile … platformu uygulama kodları ve iki yazılımın birbirinden farklı olduğu, ekran benzerliklerinin bir çok mobil uygulama platformunda aynı olduğunun beyan edildiği anlaşılmakla, yazılımın üçüncü kişilere kullandırıldığına dair davacı iddiasının da yerinde olmadığı kanaatine varılmış, davanın reddine karar….” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde “…Dosya kapsamında hazırlanan tüm bilirkişi raporlarında müvekkil şirketin, davalının müdahalesi olmadan, bağımsız olarak hak sahibi olduğu yazılımı kullanamadığı ifade edilmiştir. Dolayısıyla davalının sözleşmenin 7.7. maddesine aykırı davrandığı konusunda herhangi bir şüphe bulunmazken davadaki ilk talebimizin kabul edilmemesi hukuka uygun olmayacaktır. Bilirkişiler platformun davalı tarafından davacının kullanması imkansız hale getirdiğini beyan etmişlerdir. Hakları davacıya ait olan yazılım her defasında davalı yanın teknik müdahalesi ile çalışabilir halde olmakla , aslında sözleşmesel edimin yerine getirilmediği, tam bir teslim olmadığı da açıktır. Davacı şirket şartlı kabule ilişkin bildirimde bulunmuş ve bu durumu ihtar etmiştir. Bununla ilgili e-mail yazışmaları da dosyadadır.Davacı davalıya bağımlı olmadan ürünü kullanmak ve geliştirmek istemekte haklıdır. Kaynak kodların tamamen eksik verildiğini de belirtmiş, eksiklikler nedeni ile koşullu olarak ödeme yapacağını davalıya iletmiştir. Bu nedenle mahkemenin sözleşmeyi davalıya bağımlı olarak çalışılacağı yönünde hatalı yorumlamıştır. Davacının tek yükümlülüğü bedel ödemek olup, bilirkişilerin işbirliği ile ilgili düzenlemeye atıfla kodların tamamının davacıya verilmemesini haklı bulmaları kabul edilemez. Davacının yazılımı kullanamama nedeni ile ek harcamalar yapıp zarara uğradığımız hususu da kanıtlandığı halde mahkeme bunları da kubul etmemiştir. Yine davalı yanın mülkiyeti davacı yanca tüm fikri hakları ile satın alınmış uygulamanın davalı yanca üçüncü kişilere satışa arz edildiği yönündeki tespitlere ve inceleme esnasında davalı yan ikrarının bilirkişilerce rapora yansıtılmaması nedeni ile ek rapor taleplerine rağmen bu hususta ek rapor alınmamıştır. Ayrıca dava konusu olan bir mobil uygulama olmayıp mobil uygulama yaratama platformudur .Davalı bu ürünü tam davacıya teslim edecekken bir benzerini satışa sunması da bu iddianın en büyük kanıtıdır…” diyerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; “Mobil Uygulama Hizmet Sözleşmesi” hükümleri kapsamında, tam ve gereği gibi davalıya teslim edilip edilmediği,sözleşme gereğince kaynak kodların davalıya tesliminin gerekip gerekmediği, yazılıma onay kodu konulmasının sözleşmenin ihlali anlamında olup olmadığı ve davalı tarafça … isimli yazılımının davacıya teslim edilen yazılım programı ile aynı olup olmadığının tespiti ve programın çalıştırılması için davacı tarafça yapıldığı söylenen masrafların davalıdan talep edilip edilemeyeceğine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince toplanan delillere göre davanın reddine karar verilmiş ve davacı yanca karar istinaf edilmiştir. Davalı yanın davacı yan için hazırladığı program bir mobil uygulama oluşturma programıdır. Sözleşme ile sadece bu mobil uygulama hazırlamaya elverişli programın yapılması kararlaştırılmamış; taraflar aynı zamanda bir işbirliği sözleşmesi de imzalamışlardır. Sözleşmenin işbirliğini düzenleyen hükümlerine göre ; üçüncü kişi kullanıcılarla ( mobil uygulamayı satın alanlar) ilgili olarak ” her entegrasyon başına entegrasyon bedelinin % 20 si oranında davalının davacıya fatura düzenleyeceği sözleşmenin 5.5. Maddesinde açıkça yazılıdır. Bu durum sistemin davalının da dahil olduğu bir çalışma sistemi olduğunu açıkça göstermektedir. Yine sözleşmenin 7.7 maddesinde işbirliğinin 5 yıl devam edeceği ve işbirliği çerçevesinde sözleşmenin yürüyeceği davacıya karşı edim olarak yüklenmiştir. Yapılan teknik analizde teslim edilip çalıştırılamayan kodların ; davacı yanın sistemsel güncellemelerinin yapılmamış olmasından kaynaklandığı teknik olarak ortaya çıkmıştır. Program güncellendiğinde kodların çalıştığı görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; davacı yana teslim edilen kodların dışında ; üçüncü kişilere satış ve o kişilerin sisteme dahil olması aşamasında davalının bilgi/onay aşamasının olması ; davalının davacıya keseceği % 20 ücret faturasının oluşturulabilmesinin temel fonksiyonudur. Bu hususun davacının bilgisi dahilinde olduğu sözleşmeden anlaşılmaktadır. Sözleşme eki analiz dökümanlarından da bu husus görülmektedir. Bu nedenle davalı yanın edimini yerine getirdiği, davacıya teslim edilmesi gereken kodların teslim edildiği, davacının güncelleme yapmamasından kaynaklanan çalışmama durumunun davalının sorumluluğunda olmadığı, güncel ortamda tüm kodların çalıştığı anlaşılmakla ; davalının edimini yerine getirdiği, sözleşmeye aykırılık bulunmadığı nedenle ; davacının ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL nin mahsubu ille bakiye 27,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına 4-İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 28/01/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar erildi.