Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/367 E. 2021/91 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/367 Esas
KARAR NO : 2021/91
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2016
NUMARASI : 2014/376 2016/955
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ….LTD şirketi arasında ilk olarak 16.12.2004 tarihinde 10 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, yine dava dışı … adına kayıtlı taşınmaz üzerinde müvekkili lehine 23.11.2004 yılından itibaren 10 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, müvekkilinin davalı … LTD şirketine bayilik ve intifa ilişkisinin 10 yıl süreceği inancıyla 26.11.2004 tarihinde 58.520,41 TL yatırımı nakit olarak gerçekleştirdiğini, davalı şirketinde 25.11.2004 tarihli bayilik hizmet faturası düzenlediğini, davalı … şirketi yetkililerinin 16.12.2004 tarihli taahhütname kapsamında sözleşmenin süresinden önce feshi halinde aldıkları bu bedeli iade edeceklerini kabul ve taahhüt ettiklerini, yine aynı şirket yetkililerinin 23.11.2004 tarihli İstasyon Yenileme Sözleşmesi kapsamında müvekkilince istasyonun yenilenmesi için yapılan yatırımların maliyeti karşılığında sözleşmenin iptal edilmesi halinde 30.000 USD ödemeyi kabul ettiklerini, davalı … LTD şirketi istasyonun yeterince çalıştırılamaması neticesinde işletme hakkının … LTD şirketine devredildiğini, bu şirket ile yetkili arasında 02.01.2006 tarihli bayilik sözleşmesini imzaladığını, bu şirketin daha sonra unvan değişikliği yaparak ….LTD şirketi ismini aldığını, bayilik sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, müvekkili ile davalı .. LTD şirketi arasında 30.12.2008 tarihli bayilik protokolü, 16.01.2009 tarihli bayilik sözleşmesi ve aynı tarihli ariyet sözleşmesi imzaladığını, ayrıca davalı …’in de müşterek müteselsil kefil olduğunu, Rekabet Kurulunun kararları doğrultusunda sözleşme sürelerinin 5 yıl olarak değiştirilmesi gerektiğini, müvekkilinin imzaladığı bayilik sözleşmesinin 16.01.2014 tarihinde sona ermesi gerekirken 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini, davalı bayinin bu tarih itibariyle intifanın terkinini istediğini, intifanın ise 04.03.2011 tarih itibariyle terkin edildiğini, müvekkilinin 26.11.2004 tarihinde taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 10 yıl süreceği inancıyla 58.520,41 TL nakit yatırım yaptığını, ancak bayilik sözleşmesinin 30.09.2010 tarihinde sona ermesi nedeniyle kullanılmayan 4 yıl 1 ay 24 gün karşılığı olarak 24.269,71 TL’ye karşılık geldiğini belirterek bu miktarın 24.11.2004 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporlarına göre; taraflar arasında akdedilen bayilik ve intifa sözleşmeleri kapsamında davacı tarafından 58.520,41 TL yatırım destek bedelinin ödendiğini, intifa sözleşmesinin 26.01.2012 tarihinde terkin edildiğini, bu tarihe kadar davacının intifa hakkı nedeniyle taşınmazı kullanma hakkının bulunduğunu, bayilik sözleşmesinin halen hayatta olduğunu, bu durumun İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/24 E. – 2011/115 K.sayılı dosyası ile sübuta erdiğini, davacının ödemiş olduğu yatırım bedelinden kullanılmayan süreye tekabül eden kısmının 16.756,92 TL olduğunu, davadan önce davalıların temerrüte düşürülmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 16.756,92 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, fazlaya dair talebin reddine, HMK’nın 124/4 maddesi gereğince maddi hata sonucu taraf olarak gösterenin …LTD şirketi kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 1.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile … LTD şirketi vekiline ödenmesine karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalılardan … vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak, dava dışı … LTD şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, dava dilekçesinde davalılar arasında … LTD şirketinin gösterildiğini, ancak tevzi formunda sehven … yazması nedeniyle bu şirkete tebligat çıkarıldığını, kendilerinin konu ile ilgili olarak mahkemeye 08.04.2016 tarihli dilekçe sunduklarını, bu dilekçede durumu açıkladıklarını, ancak mahkemenin … şirketinin davaya cevap verdiği, davacının bu kişiyi taraf olmaktan çıkarılması talebinde bulunmadığı gerekçesiyle … şirketi lehine cevap verdiğinden bahisle vekalet ücreti takdir etmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda hesaplamanın fesih tarihinden yapıldığı halde mahkemenin intifanın tapudan terkin edildiği tarihi esas almasının doğru olmadığını, her ne kadar intifa hakkı 10.01.2012’de terkin edilmiş ise de bayilik sözleşmesinin feshedildiğini, 30.09.2010 tarihinden itibaren kullanılmadığını, kararın bu yönden de hatalı olduğunu, ayrıca dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin de doğru olmadığını, zira davalıların sebepsiz zenginleştiklerini, dolayısıyla ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir.Davalı … vekili, istinaf sebebi olarak; müvekkilinin kefil olduğundan dolayı aleyhine hüküm kurulduğunu, ancak bu hususun ayrıntılı olarak açıklanmadığını, kefil olunan hususların el yazısı ile yazılmadığını ve imzalanmadığını, müvekkilinin kefilliğinin 1 yılı kapsadığını, zamanaşımını geçtiğini, davanın yetkisiz mahkemede görüldüğünü, hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkilinin kefilliğinin neye ilişkin olduğunu bilmediğini, matbu sözleşme ile kefillik olmayacağını, ayrıca dava konusu yerin 2004 yılından itibaren hiç boş kalmadığını, davacının başta verdiği masrafı şimdiye kadar çoktan alması gerektiğini, davacının zararının kalmadığını, avans faizi işletilemeyeceğini, faizin dava tarihinden itibaren değil kararın kesinleştiği tarihten itibaren işletilmesi gerektiğini bildirmiştir. Davacı ile davalı …LTD arasında 16.12.2004 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, yine dosya içerisinde bulunan 23.11.2004 tarihli resmi senet içeriğinden dava dışı … 10 yıl süre ile 10.000.000 TL bedelle intifa hakkı tesis edildiği görülmüştür. Davacı ile … LTD şirketi arasında 23.11.2004 tarihli istasyon yenileme sözleşmesi düzenlendiği, yine … LTD ile davacı arasında 02.01.2006 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığı, Davacı ile davalı …LTD arasında 16.11.2008 tarihinde bayilik protokolü düzenlendiği, yine aynı taraflar arasında 16.01.2009 tarihli bayilik sözleşmesi imzalandığı görülmüştür. Bayilik sözleşmesinin zamanda … tarafından garantör sıfatıyla imzalandığı, Garantörlük sözleşmesinin 49.maddesinde düzenlendiği görülmüştür. 16.01.2009 tarihli kefaletname ile davalı …’in davalı … LTD şirketinin davacı ile imzaladığı bayilik sözleşmesi ve diğer sözleşmeler nedeniyle cezai şartlar sözleşmenin ihlali nedeniyle doğan sair borçlardan dolayı davacıya karşı müştereken ve müteselsil borçlu olduğunu (250.000 TL’ye ) kadar kabul ettiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 13.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının sebepsiz zenginleşme nedeniyle davalılar … şirketinden 24.324,75 TL talep edebileceği, davalı … yönünden ise sözleşmede yer alan “bunların dışında borç doğuran sair nedenlerle doğmuş” hükmünün sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan taleplere de uygulanıp uygulanmayacağı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş bildirdiği görülmüştür. Tevzi formunda davalılar arasında … LTD şirketinin yer aldığı ve bu şirket vekilinin davaya cevap vererek HMK 124.maddesi uyarınca davanın reddini istediği, davacı vekilinin ise 08.04.2016 tarihli beyan dilekçesinde davanın … şirketine açıldığını, maddi hata sonucu … hasım gösterilerek açılmadığını, mahkemenin sehven tebligat çıkardığını, dolayısıyla … şirketi vekilinin yargılama ve vekalet ücreti talebinde bulunamayacağını bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, bayilik sözleşmesi nedeniyle yatırım bedeli olarak ödenen tutarın sözleşmenin kullanılmayan kısmına denk gelen bölümünün tahsili istemine ilişkindir. Yargılama sonunda dava kısmen kabul edilmiş, kararı davacı vekili ile davalılardan … vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilinin istinafı yönünden yapılan incelemede; mahkemece kullanılmayan sürenin hesabında başlangıç olarak intifa hakkının terkin edildiği 10/01/2012 tarihinin esas alınmasında usule aykırı bir yön bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Zira intifa hakkının geçerli olduğu süre bakımından talepte bulunulamayacaktır. Öte yandan davalı taraf daha önceden temerrüde düşürülmediğinden faizin başlangıcının dava tarihi olarak belirlenmesi de usule uygun olup bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Ne var ki, dava dilekçesinde davalı olarak …. Ltd.Şti gösterilmemiş olup mahkeme kalemince yapılan hatalı uygulama sonucu bu şirkete tebligat çıkartıldığı ve yargılama sonunda bu şirket lehine vekalet ücretine hükmedildiği görülmüş olup bu durum usule aykırıdır. Zira adı geçen … Ltd.Şti hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmamaktadır. Hakkında usulüne uygun bir şekilde açılmış dava bulunmadığı halde mahkeme kalemince çıkarılan tebligat sonucu vekalet ücretine hak ettiğinden bahisle yazılı şekilde hüküm kurulamaz. Açıklanan bu yön itibariyle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. Davalı … vekilinin istinafına gelince; adı geçen davalının kefilliğinin bir yılı kapsadığı, zaman aşımının geçtiği ve kefilliğin neye ilişkin olduğunun belli olmadığı ileri sürülmüş ise de, adı geçen davalının 16/01/2009 tarihli kefaletname ile diğer davalı … Ltd.Şti’nin davacı ile imzaladığı bayilik sözleşmesi ve diğer sözleşmeler nedeniyle cezai şartlar ile sözleşmenin ihlali nedeniyle doğan sair borçlardan dolayı 250.000,00 TL’ye kadar müştereken ve müteselsilen borçlu olduğunu kabul ettiği, verilen bu kefaletin süreyle sınırlandırılmadığı ve kefaletin verildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK uyarınca kefaletnamenin geçerli olduğu, zamanaşımına uğradığı iddiasının yerinde olmadığı, ayrıca taraflar arasındaki işin ticari nitelikte bulunması nedeniyle avans faizi işletilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davanın görevli ve yetkili mahkemede açıldığı, yine dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde usule aykırı bir yön olmadığı, davalı … aleyhine kurulan hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetildiğinde, istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı … vekilinin istinaf talebinin ise reddine karar vermek gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,2-Davalı … vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, 3-İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2016 tarih, 2014/376 Esas, 2016/955 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davanın kısmen kabulüne, 16.756,92 TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,5-Alınması gereken 1.144,67 TL harçtan, peşin alınan 414,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 730,17 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,6-Davacı tarafından yapılan 510,00 TL tebligat ve posta gideri ile 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.710,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.180,70 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,7-Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.010,83 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,8- …. San. Ve Tic. Ltd.Şti yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından, bu şirket lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına, 9-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 10-İstinaf aşaması yönünden davalı …’den alınması gereken 1.144,67 TL harçtan, peşin alınan 317,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 827,11 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına, 11- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 40,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 125,70 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 12-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2021