Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3663 E. 2021/1355 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3663 Esas
KARAR NO: 2021/1355 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2018
NUMARASI: 2014/186 E. – 2018/97 K.
DAVA: Marka (Tecavüzün Önlenmesi, Hükümsüzlük )
BİRLEŞEN DAVA: Marka Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının tecavüz teşkil eden fiillerinin durdurulması için “…” ibaresini tabelasında, reklamlarında, kataloglarında, kartvizitlerinde, www… com, tr internet alan adı ve sair emtia ve alanlarda kullanmasının yasaklanmasına, “…” ibareli her türlü emtianın yediemine konulmasına, davacının tecavüzünün meni ve refine, davalının tecavüz fiillerinin durdurulmasını, “…” ibareli her türlü kullanımının engellenmesini, tecavüzün refini ve menini, internet alan adı ,ticaret unvanı, her türlü alan adından “…” ibaresinin çıkartılmasına,56 KHK’ nın 66/2-c hükmündeki “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre.” müvekkilinin yoksun kaldığı kazancın hesaplanarak, şimdilik 1.000TL maddi tazminatın, 56 Sayılı KHK’ nın 68. Maddesi uyarınca şimdilik 10.000,00 TL itibar tazminatının, 50.000,00 TL manevi tazminatının, ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 7.12.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 100.000 TL ‘ya yükseltmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının … İsmini ticaret ve işletme adı olarak kullandığını,Müvekkili şirket … Ltd. Şti. olarak şirket kurduğunu ve faaliyetlerini de bu şirket adı üzerinden ticaret unvanı olarak kullandığını, müvekkilinin turizm alanında faaliyet göstermek için şirket kurduğunu, TURSAB’a tescilini yaptırdığını, A Grubu Seyahat Acentesi İşletme Belgesi aldığını, davacının tekstil işiyle uğraştığını, Turizm sektöründe herhangi bir faaliyeti bulunmadığını, davacının tanınmışlık düzeyinin sadece faaliyet gösterdiği sektörle sınırlı olacağını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı adına tescilli … tescil nolu markanın 39. Sınıfta (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri dahil) kullanmama nedeniyle KHK 14. madde gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, markalarının ciddi olarak kullanıldığını, davanın kötüniyetli olarak açıldığını beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 20.03.2018 tarihli 2014/186 E. – 2018/97 K. sayılı kararıyla; “I- ASIL DAVADA; DAVANIN KISMEN KABULÜNE,KISMEN REDDİNE, Davalının ticari unvanını markasal olarak kullandığı bu nedenle davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davalı eylemlerinin durdurulmasına, önlenmesine, refine Bu kapsamda mahkeme ilamı kesenleştiğinde “…” ibareli her türlü kullanımının engellenmesine, davalıya ait her türlü eşya ve emtiadan, davalının tabelasından, reklamlarından, davalının ticari unvanından, davalının “http://www…com.tr” www…com.tr internet alan adı ve her türlü alan adından “…” ibaresinin çıkartılmasına, davalının her türlü ürün, reklam, tabela, katalog, tanıtım vb emtiasından “…” ibaresinin çıkartılmasına, mümkün değil ise bu emtiaların imhasına, Karar kesinleştiğinde unvan terkini yönünden sicile işlenmek üzere karar örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle davacının 66/b maddesi kapsamında 5.902 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 556 Sayılı KHK’ nın 68. Maddesi uyarınca 10.000- TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde hükmün masrafı davalıdan alınarak Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
II- BİRLEŞEN DAVADA; 1- Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı RG.yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında , 6.1.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğundan DAVANIN REDDİNE,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı/birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; maddi tazminat talebinin kısmen reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İTO tarafından verilen cevapta, lisans bedelinin tecavüzün gerçekleştiği yılın cirosunun %15’i olabileceğinin bildirildiğini, 16/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda lisans bedelinin 5.902.725,03 TL olduğunun bildirildiğini, 27/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise müvekkilinin gerçekleşen cirosunun 49.427.980,34 TL olduğunun, bunun %15’inin lisans bedeli olarak hükmedilmesinin yerinde olmadığını, ancak davalı defterlerini ibraz etmediğinden net bir tazminat tutarı hesaplanmasının da mümkün olmadığının ifade edildiğini, tazminatın net olarak tespit edilemediği durumlarda mahkemenin TBK hükümlerine göre uygun bir tazminata hükmedebileceğini, ıslah talepleri dikkate alınarak 100.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, mahkemenin 5.902 TL tazminat miktarı belirlediğini, karşı taraf lehine de bu miktarda vekalet ücretine hükmedildiğini, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak lisans bedelinin belirlenmesi gerektiğini, -50.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini, 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, -asıl davadaki kabul ve red oranının tayini, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, -birleşen davada da müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak taleplerinin kabulünü talep etmiştir. Davalı vekilinin de 29/05/2018 tarihli istinaf dilekçesi ibraz ederek, asıl ve birleşen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu; asıl dava yönünden müvekkilinin tescilli ticaret unvanını kullandığını, davacının tanınmışlık iddiasının bir an yerinde olduğu kabul edilse dahi tarafların faaliyet alanlarının farklı olduğunu, tanınmışlık düzeyinin sektörle sınırlı kaldığını, ticaret unvanı terkin edilmedikçe ticaret unvanı kullanımının haksız rekabet ve markaya tecavüz teşkil etmeyeceğini, davalının turizm ve taşımacılık alanında herhangi bir faaliyeti bulunmamasına rağmen … ismini 39. Sınıfta tescil ettirdiğini, markanın geriye doğru 5 yıl için kullanılmadığını beyanla asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Mahkemece celp edilen ticaret sicil kaydından; davalının ticaret siciline tescil tarihinin 08/05/2013 tarihi olduğu, ticaret sicil gazetesinden davalının hac ve umre turları düzenlemek, turizm, seyahat acenteliği, kiralama hizmetleri yanında her türlü konfeksiyon ürünü ithal ihraç ve pazarlamasının yapılması yönünden de faaliyet alanı belirlediği anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişiler …, …, …’ndan alınan 22.4.2015 tarihli kök raporlda, davacı markasının tanınmış marka olduğunu, davalı kullanımının markasal olduğunu, davacının marka hakkının ihlal edildiğini beyan etmişlerdir. Aynı heyetin 13.01.2016 tarihli ek raporlarında davacı markasının tanınmış marka olduğu, marka itibarının zarar göreceğini, davacının toplam cirosunun %15 i üzerinden yapılan hesap sonucu 122.868.10 TL nın talep edilebileceğini beyan etmişlerdir. Aynı heyetin 16.11.2016 tarihli ikinci ek raporunda davacının 2014 yılı net cirosunun %15 inin 5.902.725 TL olduğunu beyan etmişlerdir. Mahkemece …, …, …’dan alınan 28.12.2017 tarihli raporda, birleşen dava yönünden hükümsüzlüğü istenen … nolu markanın 39.sınıf yönünden dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içinde kullanılmadığını, asıl dava yönünden marka hakkını ihlal eyleminin gerçekleştiğini, davalı kullanımının davacı markasının sulandırılmasına sebep olacağını, davalının ticari unvanının aynı ibareden oluştuğundan cironun oluşumunda ticaret unvanında etkisinin olduğunu, davacının 08.05.2013-04.09.2014 tarihleri arasında gerçekleştirdiği 49.427.980,34 TL ciro üzerinden %15 hesabının doğru bir hesaplama yöntemi olmadığını , davalının “…” ibaresini kullanımının , davacı yan adına tescilli “…” markası ile görsel, kavramsal, işitsel, olarak aynı olup, hitap ettiği tüketici kitlesinin benzer olduğunu,Davalı yanın “…” ibaresi altında faaliyet gösterdiği hizmetlerin tüketici nezdinde davacı yanın markaları ile bağlantılı olabileceği izlenimi yaratabileceğinden davalı yanın “…” ibaresini isletme adında, isletmesinde, ürünlerinde, internet sitesinde ve reklam vasıtalarında kullanmasının. 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi hükmünce davacı yanın marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Davalı birleşen davanın davacısı vekilinin, asıl davada istinaf peşin harcını yatırmadığı, Dairemizin 12/07/2018 tarihli geri çevirme kararı ile 1.733,46 TL noksan harcın tamamlatılmasının istendiği, davalı-birleşen davanın davacısı vekilinin 98,10 TL başvuru harcı ve 35,90 TL maktu harç yatırdığı, nispi harcın müvekkilinden temin edilemediğini beyan ettiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Asıl davada davacı vekilinin, davalının müvekkilinin tanınmış … markasının ticaret unvanında ve alan adında, tabelasında kullanılmasının müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğini beyanla, ticaret unvanının terkinini, markaya tecavüzün tespiti, meni ve refi, maddi, manevi tazminat ile itibar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece markaya tecavüzün tespiti, meni, refi ve unvan terkini taleplerinin kabulüne, alan adlarından … ibaresinin çıkartılmasına, 5.902 TL maddi tazminatın, 10.000 TL manevi tazminatın ve 10.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin, davacı adına tescilli … sayılı markanın kullanılmadığından bahisle, 39. Sınıfta (tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri dahil) iptalini ve terkinini talep etmiş, mahkemece davanın dayanağı 556 Sayılı KHK 14. Maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurularında bulunmuştur. Davalı-birleşen davada davacı vekilinin asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı başvuru harcı ve maktu istinaf harcı yatırdığı, asıl davada ise mahkemenin 1.041,75 TL nispi karar ve ilam harcına hükmettiği, yapılan ihtarat üzerine noksan harcı yatırmayacaklarını beyan ettiği anlaşılmış, davalı vekilinin asıl davada maktu harca tabi olan markaya tecavüzün tespiti, meni, refi ile unvan terkinine ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun incelenebileceği kanaatine varılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı tarafın … markasının tescil tarihi, yurt dışı tesciller ve dosya kapsamına sunulan delillerden tanınmış olduğunun tespit edildiği ve davalı tarafça tanınmışlık tespitine karşı çıkılmadığı anlaşılmıştır. Davacı markasının tekstil/giyim eşyası alanında tanınmış olduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarından ve dosya kapsamına sunulan fotoğraflardan “hac ve umre turları düzenlemek, turizm, seyahat acenteliği” alanında faaliyet gösterdiği, iş yeri tabelasında ticaret unvan kullanımını aşar şekilde, “…” ibaresini markasal olarak kullandığı, davacı markasının 39. Sınıfta da tescilli olduğu ve tanınmışlığı göz önüne alındığında, kullanımın markaya tecavüz teşkil ettiği, davalının ticaret unvanının çekirdek unsurunu markasal olarak kullanması, internet alan adlarında kullanım nedeniyle tüketici nezdinde işletmeler arasında bağlantı ihtimali ve iltibas yaratacağı kanaatiyle, asıl davada markaya tecavüzün tespiti, meni ve refi ile unvan terkini ile alan adlarına yönelik hüküm usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı-birleşen davada davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden ise maktu harç yatırılmakla, istinaf başvurusu incelenmiş, kullanmamadan kaynaklanan hükümsüzlük/iptal davasının yasal dayanağı 556 Sayılı KHK 14. Maddenin, Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı RG.yayınlanan 148/189 sayılı ilamı ile iptal edilmesi nedeniyle, uyuşmazlıkta uygulanacak yasal hüküm bulunmaması nedeniyle, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüş, davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, asıl davaya yönelik istinaf başvurusunda, maddi tazminat talebinin kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu, ıslah talebi doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili maddi tazminat talebinin 556 Sayılı KHK 66/2-c maddesi gereğince “Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre” hesaplanmasını talep etmiştir. Dosya kapsamına emsal lisans sözleşmesi sunulmamıştır. Davacı vekili, davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığından ve İTO tarafından da cironun %15’i oranında lisans bedeline hükmedilebileceği bildirildiğinden, belirtilen dönemde hesaplanan 49.427.980,34 TL davacı cirosu üzerinden %15 lisans bedeli belirlenebileceği, ıslah talepleri doğrultusunda 100.000 TL tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Davacı tarafın dosya kapsamına sunulan belgelerden cirosunu tekstil sektöründeki faaliyetinden edindiği, 39. Sınıfta … sayılı tescilli markasının bulunduğu, davalının ise turizm sektöründe faaliyet gösterdiği, davacının cirosu üzerinden lisans bedelinin hesaplanamayacağı anlaşılmıştır. Davalı şirketin tescil kaydından 08/05/2013 tarihinde kurulduğu davanın 04/09/2014 tarihinde açıldığı, davalı şirketin tabelasında ve internet sitesi alan adında … ibaresini kullandığı, ancak dava dilekçesi ekindeki belgeden internet sitesinin henüz faaliyete geçmediği, tabela kullanımının da hangi tarihte başladığının tespit edilemediği, davalının elde ettiği gelirin tespitinin mümkün olmadığı gibi markanın turizm sektöründe lisansla kullanılması halinde ödenmesi gereken lisans bedeli konusunda somut bir delil bulunmadığı anlaşılmakla, TBK 50/2 maddesi gereğince hükmedilen 5.902 TL maddi tazminat ve dosya kapsamına göre 10.000 TL manevi tazminatın yerinde olduğu kanaatine varılmış, davacı vekilinin tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin aleyhine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin belirlenmesinin hatalı olduğuna dair istinaf sebebinin incelenmesinde, asıl davada vekalet ücretlerinin kısmen hatalı hesaplandığı anlaşılmış, davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kararın kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazası ile davalı aleyhine asıl davada;
A)-Hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden 3.145 TL vekalet ücretine hükmedilmesine (mahkemece hatalı olarak 708,00-TL vekalet ücretine hükmedilmiştir), davalı lehine reddedilen maddi tazminat miktarı 94.098 TL üzerinden hesaplanan 10.277,84 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu miktarın altında olan 5.902 TL vekalet ücretine hükmedilmesi ise davacının lehine olduğundan kazanılmış hak ilkesi gereği aynen hükme aktarılmasına, B)-Kabul edilen manevi tazminat üzerinden 3.145 TL vekalet ücretine hükmedilmesine ( mahkemece hatalı olarak 1.200 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir), davalı lehine reddedilen 40.000 TL manevi tazminat üzerinden AAÜT 13. Maddesine göre 3.145 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu miktarın altında kalan 1.200 TL’ya hükmedilmesi davacının lehine olduğundan kazanılmış hak ilkesi gereği aynen hükme aktarılmasına, C)- Davacı tarafça markaya tecavüz, unvan terkini ve 10.000 TL itibar tazminatı ile 5.902 TL maddi tazminat, 10.000 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, 94.098 TL maddi tazminat ve 40.000 TL manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Davanın kabul edilen kısmı göz önüne alındığında dairemizce davanın kabulü yönünden hesaplanan yargılama gideri 3.873,63 TL olup, mahkeme 5.942,95 TL’nın 2/3’ü oranında (3.961,96 TL’nın) davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine karar verilmiş, davalıdan tahsiline karar verilen vekalet ücreti davacının lehine olduğundan kazanılmış hak ilkesi gereği aynen hükme aktarılmasına karar verilmiştir. Ç)-Mahkeme asıl dava yönünden davalı tarafça yapılan 620,40 TL’nın kabul ve red oranına göre 343,87 TL’lik kısmının davacıdan tahsiline karar vermesi gerekirken, 2/3 oranında (413,60 TL) yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar vermesi yerinde olmadığından, asıl davada davalı tarafça yapılan 343,87 TL’nın davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir, D)-Birleşen davada davalı … Dış Ticaret Şirketi markanın kullanımını ispatlayamadığından, davacı … Turizm Şirketi’nin birleşen dava tarihinde haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkemece birleşen davada, davalı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına ve lehine birleşen dava yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesi yerinde görülmüş ve yargılama giderleri yönünden hüküm aynen tekrar edilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı-birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 20.03.2018 tarihli 2014/186 E. – 2018/97 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-ASIL DAVADA; DAVANIN KISMEN KABULÜNE,KISMEN REDDİNE, Davalının ticari unvanını markasal olarak kullandığı bu nedenle davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, davalı eylemlerinin durdurulmasına, önlenmesine, refine Bu kapsamda mahkeme ilamı kesinleştiğinde “…” ibareli her türlü kullanımının engellenmesine, davalıya ait her türlü eşya ve emtiadan, davalının tabelasından, reklamlarından, davalının ticari unvanından, davalının “http://www…com.tr” www…com.tr internet alan adı ve her türlü alan adından “…” ibaresinin çıkartılmasına, davalının her türlü ürün, reklam, tabela, katalog, tanıtım vb emtiasından “…” ibaresinin çıkartılmasına, mümkün değil ise bu emtiaların imhasına, Karar kesinleştiğinden unvan terkini yönünden sicile işlenmek üzere karar örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine, marka hakkını ihlal nedeniyle davacının 66/b maddesi kapsamında 5.902 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyen ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 556 Sayılı KHK’ nın 68. Maddesi uyarınca 10.000- TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyen ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde hükmün masrafı davalıdan alınarak Türkiye çapında yayın yapan tirajı yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına, 5- İlk derece yargılama giderleri yönünden; A)-1.769,36 ilam harcının 1.041,75-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 727,61 TL nin yatırılan 1.691,00-TL ıslah harcından düşümü ile artan 963,39-TL artan harcın davacıya iadesine,
B)-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.145,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, C)-Red edilen maddi tazminat talebi yönünden (kazanılmış hak ilkesi göz önüne alınarak ilk derece mahkemesi kararında hükmedilen) 5.902,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Ç)-İtibar tazminatının tam kabülü nedeniyle tarife altında vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden Avukatlık ücret tarifesi 13/1 maddesine göre 3.145 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, D)-Kabul edilen manevi tazminatı talebi yönünden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3145,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, E)-Red edilen manevi tazminat talebi yönünden (kazanılmış hak ilkesi göz önüne alınarak ilk derece mahkemesi kararında hükmedilen) 1200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, F)-Markaya tecavüzün önlenmesi talebi kabul edildiğinden, Avukatlık Asgari ücret tarifesi 10/4, 13.maddesine göre 3.145,00-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, G)-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 25,20 TL başvuru harcı 1.041,75 peşin harcı, 1.691,00-TL ıslah harcı, 185 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.942,95 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen reddi nedeniyle 3/2’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ğ)-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan 25,20 TL başvuru harcı 25,20 peşin harcı, 570 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 620,40 TL yargılama giderinin 3/2’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, H)Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 6- BİRLEŞEN DAVADA; A)-Anayasa Mahkemesinin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı RG.yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun yürürlük tarihi dikkate alındığında , 6.1.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanmamaya dayalı hükümsüzlük/iptal davaları açısından yasal boşluk oluştuğundan DAVANIN REDDİNE, B)-İlk derece yargılama giderleri yönünden; -59,30TL maktu ilam harcından 25,20-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 29,10TL nin birleşen dosya davacısından tahsiline, -Davanın dayanağı olan 556 Sayılı KHK.’nın 14.maddesi yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesi’nin 6.1.2017 tarih ve 29940 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.1.2017 tarih ve 29944 sayılı Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren kararı ile iptal edildiğinden HMK 331.maddesi de dikkate alınarak davacı vekili ve davalı vekili adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, -Tarafların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, -Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 7-İstinaf yargılaması yönünden; -Davacı-birleşen davada davalı yanın istinaf istemi kabul olunmakla, istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -Davalı-birleşen davada davacı yandan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davalı-birleşen davada davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, -İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı-birleşen davada davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 12,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalı-birleşen davada davacıdan alınarak, davacı-birleşen davada davalıya verilmesine, b)Davalı-birleşen davada davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 128,00 TL (posta-teb-müz) masrafının üzerinde bırakılmasına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.