Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3657 E. 2021/878 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3657 Esas
KARAR NO: 2021/878
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2017/101 E. – 2018/542 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin evli olup mimar olduklarını ve iş hayatlarını birlikte sürdürdüklerini, davalının restoran olarak açmayı planladığı iş yerinin restorasyon işini yapmak için taşınmaz malikleri ile görüşmeleri ve bu binanın restorasyon işinin ücret karşılığında müvekkilleri tarafından üstlenilmesi sırasında davalı ve davalının kardeşi … ile tanıştıklarını, taşınmaz malikleri ile yapılan anlaşma ve mutabakata göre binanın restorasyonu için yapılacak tüm giderlerin taşınmazın malikleri olan … ve … tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı … ile kardeşinin ise taşınmazı kiracı olarak restoran sıfatı ile işleteceklerini, müvekkillerinin almış oldukları restorasyon işini yaptıkları süreçte davalı ve kardeşi tarafından yapılan ortak restoran işletmeciliği teklifini kabul ettiklerini, davalının müvekkillerine restore edilecek binada restoran açacağını, bu restoranı davacılar ile birlikte işletmeyi teklif ettiğini, ayrıca davalının abisi …’e ait … Ltd. Şti.’de %50 hisse vermeyi teklif ettiğini ve davacıların da kabul ettiğini, davalının davacılardan 300.000,00-USD ve 150.000,00-USD’lik senetleri bu işlere karşılık teminat olarak aldığını, restoran ortaklığının başlaması ile ilgili senetlerin iade edileceğinin taahhüt edildiğini, müvekkillerinin ilgili binanın restorasyonunun 2015 yılı Aralık ayı sonunda bitirdiklerini ve Ocak 2016 ayında davalı ile ortak olduklarını düşündükleri restoranın açılışını gerçekleştirdiklerini, restorasyonun bitiminden sonra davalı taraftan şirket hisselerinin devrinin ve ortaklığın kurulmasının talep edildiğini ancak davalı tarafın zaman kazanmaya çalışarak müvekkillerini oyaladığını, daha sonrasında ise müvekkillerini tehdit ederek ortaklık taleplerinden vazgeçirmeye zorladığını, davalı ile müvekkilinin yaptığı görüşme esnasında karşı tarafın 300.000,00-USD bedelli senedi yırttığını, davalı ve davalının kardeşi hakkında soruşturma başlatıldığını, müvekkillerinin davaya konu senetlerden dolayı davalı tarafa borcu bulunmadığından bahisle davaya konu 07/10/2015 tnazim tarihli 15/10/2015 vade tarihli 150.000,00-USD tutarındaki senetten dolayı müvekkillerinin davalı tarafa borcunun olmadığının tespiti ile davaya konu senedin iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak davalı tarafça müvekkillerine baskı uygulandığından davalıların %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde;”….Davalı Müvekkil asgari maaş alan sigortalı bir çalışandır. (ek 6) Davalı Müvekkil aylık geliri belli olan normal standartlarda yaşayan bir vatandaştır. Davalı müvekkilin abisiyle arası iyidir ve ara sıra abisinin iş yerine ziyaretlere gitmektedir. Davalı müvekkilin abisi … bahsi geçen davacılar tarafından restore edilen … Mah. … Sok. No:… Beyoğlu/İSTANBUL adresindeki binayı restorasyon sonrasında işletmeyi düşündüğü için Davacı taraflarla arasında iş ilişkisi doğmuş ve Davalı müvekkilde abisinin yanına gidip geldiği bir zamanda Davacı taraflarla tanışmıştır. Bu tanışıklık 2014 yılının sonlarına doğrudur. Davalı Müvekkilin abisi Dava konusu restore edilen yapıyı şu anda … ismiyle işletmektedir. …nin restorasyonu döneminde Restorasyon işi için maliklerle anlaşan Davacı tarafların 2014 ün 5. Ayında aldıkları restorasyon işini devam ettirdikleri 2016’nın ilk ayına kadar, Davalı Müvekkilin abisiyle restorasyon işiyle ilgili görüşmeleri olmuştur. Bu görüşmelerden bir çoğunda dava dilekçelerinde iddia edilen maliklerin ödeyeceği restorasyon masraflarını davacı yan …den istemişlerdir.Restorasyon işi devam ederken 2015 in 8. ayı civarında, yapılı binanın işletme olarak kullanılabilmesi için itfaiye, belediye, İSKİ, Tapdk gibi kurumlardan alınacak izinler için 300.000(üçyüzbin tl) olarak davalı yandan adeta rüşvet vermek üzere para istenmiş “işletmenize ait resmi izinleri biz sizin yerinize alalım, hem kısa sürede hallederiz, bizim tanıdıklarımız var yardımcı olurlar, kolayca hallederiz, size zorluk çıkartırlar, biz hep başka işler içinde belediyeye gidip geliyoruz, ben oradaki tüm röportörleri tanıyorum, benim o kuruldan geçiremediğim sorunlu proje yok, çocuklarına kadar tanıyorum ben o raportörleri, hem siz yapmaya kalkarsanız zabıtayla uğraşırsınız, hatta sizin yakınlarınızın geçiremediği projeler varsa onlarla da ilgileniriz” demeleri üzerine davalı yanın abisi bu duruma anlam verememiş çok sinirlenmiş ve Müvekkil abisi “benden sürekli para alıyorsunuz bir şey getirdiğiniz yok” deyip restorasyon işinin de bunca ay tamamlanmamış olmasını da göz önüne alarak sinirlenip tarafları dükkanından kovmuş, ancak Davalı Müvekkil …. Abisini yatıştırmış, “bu kadar sona gelinmişken işin olurunu sağlamaya çalış abi sağ salim açılsın dükkanın, sen o parayı bulabilirsin, hem onlar işi halledebilir” demesi üzerine …. Davacı taraflara resmi dairelerden alınacak izinler için evini ipotekleyip bankadan 200.000 TL kredi almış(ek 4) ve yakınlarından bulduğu 100.000 TL ile de 300.000 TL yi denkleştirip davacı taraflara vermiştir. Verilen restorasyon sürecinde toplam 490.000 TL yi bulan masraflar içinde, davacı taraflar ile …. nin arasını iyi tutmaya çalışan kardeş … Emrine dava konusu senet 2015 in 10. Ayında düzenlenmiştir. Davacı yanca resmi izinleri almak için … den alacakları masraftan kendilerine de bir miktar alacakları için toplam 500.000 TL …’ten geri ödemek amaçlı aldıkları masraflar için 07/10/15 tarihli 150.000$ bedelli senedi Davacı yanla Davalı Müvekkilin abisi küs konumunda oldukları için aralarını bulan … emrine düzenlemişlerdir….” denilerek davanın reddini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “…Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 sayılı TMK’nun 6. maddesi). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Bono nedeni ile borçlu olunmadığının tespitini içeren davada ispat yükü kural olarak senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Davaya konu bono metninde teminat amaçlı olarak verildiğine yönelik bir açıklama yoktur. Bononun teminat olarak verildiği iddiasının 6100 sayılı HMK’nun 200 ve 201 maddeleri uyarınca yazılı delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre senedin teminat senedi olarak verildiği iddiasının senede açıkça atıf yapan bir sözleşme ile de ispatı mümkündür. Somut olayda davacı taraf davaya konu bononun teminat olarak verildiği iddiasını bonoya açıkça atıf yapan bir sözleşme ile de ispatlayamamıştır. Dosyaya yazılı delil sunmamıştır. Bu durum karşısında davacının delilleri arasında yemin delilini de göstermiş olması nedeni ile yemin teklif etme hakkı hatırlatılmıştır. Davacı taraf yemin teklifinde bulunmayacağını beyan etmiştir. Somut olayda davacı taraf senedin teminat senedi olarak verildiğini usulüne uygun olarak ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. İİK 72/4 maddesi hükmüne göre menfi tespit davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde davacı borçlunun tazminattan sorumlu tutulabilmesi için mahkemece İİK 72 maddesi kapsamında verilmiş ve davacı tarafından teminatı yatırılmak sureti ile infaz edilmiş bir tedbir kararının bulunması gerekmektedir. Somut olayda tedbir kararı verilmemiştir. Bu nedenle davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmemiştir….” denilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacılar vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “… Davalı cevap dilekçesindeki iddia ve beyanları ile senedi ta’lil etmiştir. Dolayısıyla ispat külfeti yer değiştirmiş ve davalı tarafın , davaya konu senet bedeli kadar bir parayı müvekkillerime ödediğini ve müvekkillerim tarafından yapılması taahhüt edilen restorasyon işinin yapılmadığını davalı tarafın ispat etmesi gerekmektedir. Davalı tarafın savunması ile senedin mücerretliği ortadan kalkmış ve senet ta’lil olmuştur. Dolayısıyla ispat külfeti davalı tarafa geçerek yer değiştirmiştir. Sayın Mahkeme bu hususları , tüm savunmalarımıza rağmen görmezden gelmiş ve usul ve yasaya aykırı şekilde davamızı reddetmiştir. Yerel mahkeme ,davalı tarafın davaya cevap dilekçesindeki beyan ve iddiaları karşısında, senedin ta’lil edildiğini ve ispat külfetinin yer değiştirdiği yönündeki iddia ve beyanlarımızı hiç dikkate alamadan , haksız ve hukuka aykırı bir şekilde usul ve yasaya aykırı olarak huzurdaki haklı davamızı reddetmiştir. …” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında alacaklı … tarafından borçlular …, … aleyhine 150.000,00-USD bedelli 15/10/2015 ödeme tarihli, 07/10/2015 düzenleme tarihli bono ile ilgili 07/03/2017 tarihinde takip başlatıldığı takibe konu bonoda davacı …’in keşideci, davacı …’ın avalist, davalı …’ün lehtar olduğu görülmektedir. Davalı yan cevaplarında ; bonodaki bedeli kendisinin değil ağabeyi dava dışı …’ın verdiğini, ancak arada küslük durumu olduğu için senette lehdar olarak davalının isminin yer aldığını, davacıların dava dışı …’a borçlu olduklarını açıkça beyan etmektedir. Somut olayda ilk derece mahkemesi senedin sebebinin talil edilmediğini beyanla ispat yükünün davacılarda olduğunu ve yazılı delil sunulmadığını gerekçe göstermiştir. Ancak somut olayda senet nedeni talil edilmemekle birlikte çok daha önemli bir husus ikrar edilmiş olup, senette alacaklının davalı değil dava dışı … olduğu, ikrar edilmiştir. Bu husus talilden çok daha önemli bir ayrıntıdır. Bu nedenle bizzat davalı yanın aşamalarda değişiklik göstermeyen ve ikrar mahiyetindeki savunmalarında; senette yazılı olan bedelin kendisinin değil ağabeyinin davacılara verdiğini, davacıların işi yerine getirmediklerini ve bu nedenle ağabeyi ile davacıların arası açıldığı ve küs oldukları için kendisinin işi yürüttüğünü, bu nedenle de senedin kendi adına düzenlendiğini aslında alacaklının dava dışı ağabeyi olduğunu oldukça açık ve net şekilde beyan etmiş olmakla açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden, davacı yanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1- Davacıların vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2- İlk derece mahkemesine açılan davada Davanın KABULÜNE; Davacıların davaya konu; borçluları … ve … olan 07/10/2015 tanzim tarihli, 15/10/2015 vade tarihli 150.000 USD bedelli senetten dolayı davalı yana borçlu bulunmadıklarının tespitine, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine Alınması gereken 38.926,45 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 9.731,62 TL nin mahsubu ile bakiye 29.194,83 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına Davacı yanca yapılan yargılama gideri olan; peşin harç ve başvuru harcı toplamı 9.763,02 TL, tebligat ve müzekkere gideri 218,30 TL ki toplam 9.981,32 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine Davacılar kendini vekille temsil ettirmiş olmakla hüküm tarihindeki AAÜT ne göre hesaplanan 45.542,50 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının yatırana iade edilmesine
İSTİNAF YARGILAMASINDA 3- Davacılar tarafından yatırılan peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iade edilmesine 4- Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olan ; başvuru harcı gideri 98,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan tebligat gideri 28,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüşü için yapılan 32,50 TL olmak üzere toplam 158,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 22/04/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.