Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3655 E. 2021/1351 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3655 Esas
KARAR NO: 2021/1351
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI: 2017/414 2018/1140
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalının 5 adet çeke dayalı olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını, çeklerin arkasındaki davacı adına atılan imzaların müvekkiline ait olmadığını, icra takibinde yapılan tebligatın muhtara yapılması nedeniyle takibin kesinleştiğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının %20 oranında kötüniyetli takip tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının tamamen kötüniyetli olarak bu davayı açtığını, takip ve dava konusu çekler ile aynı anda düzenlenip imzalandığı belli olan aynı bankaya ait 05/08/2016 tarihli çekin İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü dosyasında davacı tarafından … A.Ş aleyhine takip başlattığını, davacının bu çekleri piyasaya sürdüğünü, davacının bahse konu bu çekteki imzası ile işbu davaya konu çeklerdeki imzasının aynı olduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkacağını, davacının çekleri kaybettiğini ya da çalındığını iddia etmediğini, davacının dava konusu çekleri ciro edip verdiği … Ltd.Şti ile aralarında ticari ilişkisi bulunduğunu, bu durumun ekte sundukları faturalarla sabit olduğunu bildirerek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu yapılan 5 adet çekten 4 adedindeki davacıya ait ciranta sıfatıyla atılan imzaların davacı tarafından alacaklı sıfatıyla İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına konu edilen çekteki imzanın aynı olduğu, davacının seri şekilde düzenlenen çeklerde lehtar ciranta sıfatını taşıdığı, imza inkarında bulunduğu bir kısım çeklerle ilgili alacaklı sıfatıyla icra takibi yapıp aynı mahiyetteki dava konusu 4 adet çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmesinin iyiniyet kuralıyla bağdaşmayacağı, (Yargıtay 19.HD 2015/15336 Esas, 2016/5077 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere) buna göre davacının dava konusu çeklerden 21/09/2016 tarihli 75.000 TL’lik çekten dolayı borçlu olmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacının 21/09/2016 tarihli, 75.000 TL bedelli çek ve ferilerinden borçlu olmadığının tespitine, takip konusu yapılan diğer 4 adet çek yönünden davanın reddine, mahkemece HMK’nun 209/1 maddesi uyarınca tedbir kararı verildiğinden davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; çekteki imzaların müvekkiline ait olmamasına rağmen davalının beyanı üzerine mahkemenin yazılı şekilde karar verdiğini, müvekkilinin takibe konu çeklerle ilgili bir alakasının olmamasına rağmen zor durumda kaldığını, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturmanın devam ettiğini, bunun sonucunun beklenmeden karar verilmesinin doğru olmadığını, bilirkişi incelemesinin kendi iddialarını doğruladığını, davalı vekilinin İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’ndeki takibe konu çeki dayanak göstererek mahkemeyi yanılttığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; kabul edilen çek yönünden kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu çeklerin sıralı çekler olup İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü dosyasındaki çekin de aynı sıra numarasında olduğunu, bahse konu çeklerin aynı anda davacının bilgi ve görgüsü dahilinde ciro edildiğini ortaya koyduğunu, buna göre …, …, …, … ve … seri numaralı çeklerdeki ciro imzasının davacının bilgisi dahilinde atıldığını kabul ettiklerini, aynı kişiye keşide edilen ve aynı seri içerisinde bulunan … seri numaralı çekteki ciro imzasının davacıya ait olmadığını kabul etmenin mümkün olmadığını, bu çekin keşideci tarafından davacıya verildiğini ve aynı kişi tarafından ciro edilip piyasaya sürüldüğünü, dolayısıyla … nolu çek yönünden de davanın reddi gerektiğini bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve diğer çek borçluları aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında her biri 75.000 TL bedelli 5 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla toplam 437.496,55 TL’nin tahsili için takip başlatıldığı görülmüştür. Takip dayanağı çeklerin 17/06/2016 , 01/07/2016, 22/07/2016, 21/09/2016 ve 30/09/2016 tarihli, her biri 75.000 TL bedelli, keşidecisinin … A.Ş, lehtarın davacı olduğu, sonraki cirantaların … Ltd.Şti, hamilin ise davalı olduğu, çeklerin seri numaralarının …, …, …, …, … oldukları, çeklerin bankaya ibraz edildiği ve karşılıksız şerhlerinin yazıldığı görülmüştür. Davacı tarafından Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2017/46679 esas sayılı dosyasında dava konusu çeklerle ilgili olarak şikayet dilekçesi verildiği, çek üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığı, şüpheli … A.Ş’nin veya çek üzerinde adı geçenlerden birinin kendisi adına imzalar attığını düşündüğünü ve cezalandırılmasını istediği görülmüştür. Dosya içeriğinde bulunan fotokopi belgelerden davacının dava dışı … A.Ş aleyhine çeke dayalı olarak toplam 82.493,44 TL’nin tahsili için İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, takip dayanağı çekin bilgilerinin 05/08/2016 keşide, 75.000 TL bedelli ve … seri nolu olduğunun bilgisinin bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 3 kişilik grafolog bilirkişi raporunda; takip konusu 5 adet çekin arka yüzündeki birinci ciranta imzaları ve cirantalara ilişkin …’in … içerikli yazıların davacının eli ürünü olmadığı, İstanbul Anadolu …İcra müdürlüğünde başlatılan takibe konu … seri numaralı çekin arkasındaki birinci ciranta imzası ve …’in … içerikli yazıların huzurdaki davanın konusu olan …, …, …, … nolu toplam 4 adet çekin arka yüzlerinde birinci ciranta olarak atılı bulunan imzaların ve cirantalara ilişkin …’in … içerikli yazıların benzer kaligrafik özelliklere haiz olduklarının tespit edildiği, itiraz edilmeyen … nolu çek ile itiraz edilen çeklerden …, …, …, … nolu çeklerin dördünün arka yüzlerinde birinci ciranta olarak atılı bulunan imzaların ve cirantalara ilişkin …’in … içerikli yazıların aynı (tek bir) şahsın eli ürünü oldukları sonucuna varıldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf, davacı aleyhine 5 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatmış, davacı taraf ise lehtar ciranta imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. avalı taraf, davacının aynı mahiyetteki çeklerden bir tanesini İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe koyduğunu, bu durumun iyiniyetli olmadığını savunmuştur. Yargılama sırasında alınan grafolog bilirkişi heyet raporunda, takip konusu 5 adet çekin arka yüzündeki birinci ciranta imzalarının davacının eli ürünü olmadığı, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nde başlatılan takibe konu yapılan … seri numaralı çek arkasındaki birinci ciranta imzası ile huzurdaki dava konusu çeklerden 4 adedinin arka yüzlerindeki birinci ciranta imzalarının benzer kaligrafik özelliklere haiz olduklarının tespit edildiği ve aynı (tek bir) şahsın eli ürünü olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Gerçekten de ilk derece mahkemesi kararında isabetle belirtildiği üzere davacının alacak talebine dayanak yaptığı çekteki imza ile imza inkarında bulunduğu bir kısım çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğu kanaatine varılmış olup bu yön itibariyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Davalı vekilinin istinafı yönünden yapılan değerlendirmede ise; … seri numaralı çekteki lehtar ciranta imzasının davacının eli ürünü olmadığı ve bu çekteki imza ile davacının alacağına dayanak olarak gösterdiği İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki çekteki imzanın aynı şahsın eli ürünü olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalıdan alınması gereken 5.903,00 TL harçtan, peşin alınan 1.476,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.427,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/07/2021