Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3640 E. 2021/1364 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3640 Esas
KARAR NO: 2021/1364 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2018
NUMARASI: 2017/131 E. – 2018/261 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı markasının tanımış marka olduğunu, davalının markayı kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, markalar arasında karıştırma ihtimali bulunduğunu, Davacının tescilli markaları ile iltibas teşkil eden 21.04.2016 tarih ve … tescil numaralı … markasının hükümsüzlüğüne, ve sicilden terkinine, davalı tarafa ait www…com internet sitesine erişimin engellenmesine, davalı ticaret unvanından … ibaresinin çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; markaların tamamen birbirinde farklı olduğunu,tüketici nezdinde markaların karıştırılma ihtimalinin ve davacı markasının ayırt edici karakterine zarar verme ihtimalinin bulunmadığını,yasal dayanağı olmayan davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 21.06.218 tarihli 2017/131 E. – 2018/261 K. sayılı kararıyla; “…Davalı şirketin niteliği itibariyle tüzel kişi tacir olduğu, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğünde olup faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlü olduğu, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi gerektiği, davalının neredeyse bire bir davacının tanınmış markasını kendisine ticaret unvanı ve marka olarak seçtiğinden iyiniyetli olarak düşünülemeyeceği, davalının ticaret unvanının terkini talebinin kabulü gerektiği, davacı adına tescil edilmiş olan markaların esas unsurunun … ibaresi olduğu, Türk Patent ve Marka Kurumunca davacı markasının tanınmış marka olduğuna dair 29.4.2016 tarihinde karar verildiği , davalının ticaret odasına kayıt tarihinin 16.12.2014 tarihi olup, … markasının ise 20.4.2016 tarihinde tescil edildiği, Davacı şirketin ise markalar siciline Türkiye’de tescili 1997 yılı olup, daha öncesinde ise yurt dışında 1977 yıllarından beri 89 ülkede faaliyet gösterdiği, davalının ayniyet derecesinde benzer olan markayı kendisinin yaratmış olduğunun düşünülemeyeceği, Türk Patent ve marka kurumunun tanınmış marka olarak kabul tarihinden öncesinde de davacı markasının emlak sektöründe tanınmış marka olduğu, dolayısıyla davalının davacıya ait markanın haklı ününden tanınmışlığından faydalanmak amacıyla gerek unvan gerekse marka tescilinde bulunduğu, toplanan delillere göre mevcut kullanım nedeniyle tüketiciler arasındaki aldanma ihtimalinin yüksek olduğu” gerekçesiyle; DAVANIN KABULÜNE, -Davalı adına TPE nezdinde tescilli … tescil nolu … şekil markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar kesinleştiğinde kesinleşen kararın TPE’ye bildirilmesine, -Davalının ticaret unvanından … ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesine, -www…com sitesine erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde erişim sağlayıcılar birliğine bildirim yapılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yapmadığını, taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olmadığını, markaların farklı olup her ikisinin de ayırt edici birçok özelliğinin bulunduğunu, davacı markasının “…” ve “…” olmak üzere iki parçadan oluştuğunu, arada iki harfi bölecek şekilde slash (/) işareti kullanıldığını, müvekkilinin şirket markasında bölme olmadığı gibi “…” kelimesinin yanında “…” kelimeleri de kullanıldığını, davacı markasında “…” kelimesi, müvekkilinin markasında “…” kelimesi kullanıldığını, bu iki kelimenin anlam ve görsel olarak farklılık arzettiğini karışıklığa yer vermediğini, kullanılan renk kombinasyonunun da farklı olduğunu, davacının markasında “…” (…) kelimesine anlam yüklenmişken, müvekkili tarafından “…” (bilinmeyen kişiler) kısmına anlam yüklendiğini, dava konusu edilen “…” şeklindeki markanın müvekkili şirket ortaklarının isimlerinin baş harflerinden esinlenerek oluşturulduğunu, bu hususların yargılama sırasında bilirkişiler tarafından incelenmesi gerektiğini, mahkemenin davacının markasının tanınmışlığından yararlanılmak istenildiğine dair iddiasına itibar edilmesinin kabul edilemez olduğunu, markanın tescil başvurusu sırasında itiraz edilmediğini, müvekkilinin ticaret unvanından … ibaresinin silinmesine, internet sitesine erişimin engellenmesine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacının Türk Patent ve Marka kurumu nezdinde …, …, …, …, …, …, …, …, …, … tescil numaralı markaları celp edilmiştir. Markalar incelendiğinde; … tescil numaralı şekil markasının 35, 36 ve 42. Sınıfta 22/02/1998 tarihinden itibaren, … tescil numaralı … markasının 18/02/1998 tarihinden 35, 36. Sınıfta ,… tescil numaralı … markasının 35, 36. Sınıfta 17/02/1998 tarihinden itibaren tescilli olduğu, … tescil numaralı … markasının 35, 36. Sınıfta 07/01/2009 tarihinden, … tescil numaralı … markasının 35, 36. Sınıfta 20/01/2009 tarihinden itibaren, … tescil numaralı … markasının 35, 36. Sınıfta 09/12/2012 tarihinden itibaren tescilli olduğu, … markasının aynı zamanda … özel numara ve … markasının … özel numara ile tanınmış marka olarak TPE nezdinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davalı adına hükümsüzlüğü istenen … markasının … no ile 36.sınıfta “Sigorta Hizmetleri, Finansal ve Parasal Hizmetler, Gayrımenkul Komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri. Gümrük müşavirliği hizmetleri.” sınıfında 30/12/2014 başvuru tarihinden itibaren tescil edildiği anlaşılmıştır. www…com alan adının 17/10/2017 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacının … ve … nolu tanınmış marka başvurusunun 01.10.2009 tarihinde yapıldığı ve kurum tarafından 29.04.2016 tarihinde tanınmışlık başvurularının kabul edildiği ve geçici olarak 99 kodunun verildiği belirtilmiştir.
G E R E K Ç E: Marka hükümsüzlüğü, ticaret unvanı terkini ve alan adına erişimin engellenmesi talepli davada, mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda, mahkemenin bilirkişi incelemesi yapmadan karar vermesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu ileri sürmüştür. HMK 266. Madde de “Mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulmaz. ” hükmü düzenlenmiştir. Markaların tescil edildiği sınıflar yönünden karşılaştırılması bazı hallerde özel ve teknik bilgi gerektiriyorsa da, taraf markalarının aynı sınıfta tescilli oluşu ve tarafların aynı sektörde iştigal ediyor olması karşısında, sınıf benzerliği yönünden bilirkişi oy ve görüşünün alınmasına gerek olmadığı, markaların görsel ve işitsel olarak benzerlik karşılaştırmasının da, ihtisas mahkemesi hakiminin hukuk bilgisi dahilinde olduğu kanaatiyle, bilirkişi raporu alınmamasında usule aykırılık görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, markaların benzer olmadığını ileri sürdüğü ve çeşitli ayrıntılara yer verdiği anlaşılmıştır. Markaların benzerlik karşılaştırması yapılırken parçalara bölünmeden, bütüncül olarak bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekir. Davacının … ibareli markasının 1998 tarihinden itibaren farklı unsurlarla birlikte Türkiye’de tescil ettirilerek kullanıldığı ve 2009 yılında yapılan başvuru üzerine tanınmış marka olarak tescil edildiği, davalı tarafça da davacı markasının tanınmışlık iddiasına karşı çıkılmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacı tanınmış markasından bir harf eksiltilerek “…” asıl unsurlu ve aynı 36. Sınıfta marka tescil ettirilmiştir. Davalı markasının renk kombinasyonunun farklı olması ve … asıl unsurunun yanına … unsurunun getirilmesi, markaya ayırt edicilik katmamıştır. Taraf markalarının görsel ve işitsel olarak benzer olduğu, markaların hitap ettiği tüketici kitlesi nezdinde işletmesel bağlantı kurulabileceği ve iltibas yaratacağına ilişkin mahkemenin tespiti yerindedir. Davalı markasının tescilli olduğu 36. Sınıfta “Gümrük müşavirliği” hizmet sınıfında davacının markası tescilli değile de, dava tarihinde yürürlükte olan 6769 Sayılı SMK 7/2-c maddesi gereğince davacının markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlama ihtimali bulunduğundan, tüm sınıflarda davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi yerindedir. Davalı şirketin davacı ile aynı sektörde faaliyet gösterdiği, 16/12/2014 tarihinde … Ltd. Şti. Unvanı ile tescil edildiği, davacı şirketin ticaret unvanının … şeklinde olduğu ve … tanınmış markası bulunduğu anlaşılmıştır.Ticaret unvanları bir ticari işletmenin faaliyetlerini, diğer ticari işletmelerin faaliyetlerinden ayırt etmeye yarayan tanıtıcı işaretlerdir. Markalar ise bir tacirin ürettiği veya piyasaya sunduğu mal ve hizmetleri, diğer tacirlerin mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan tanıtıcı işaretlerdir aynı zamanda köken bildirme işlevleri de bulunmaktadır. (bkz Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16/11/2020 tarihli 2019/5399 E- 2020/5084 K sayılı kararı) TTK’nın 52.maddesinde ticaret unvanlarının, başkalarınca haksız kullanımı veya tesciline karşı koruma getirilmiştir. Davalının ticaret unvanında … ibaresi yanına getirmiş olduğu “…” ekleri tali unsur olup yapılan işe işaret ettiğinden ayırt ediciliği bulunmamaktadır. 6769 Sayılı SMK 7/3-e maddesi gereğince, marka sahibinin tanınmış markasının çok benzerinin, aynı sektörde faaliyet gösteren davalı ticaret unvanının çekirdek unsuru olarak kullanılmasının ve internet sitesi alan adında kullanılmasının önlenmesini talep edebilecektir. Mahkemece davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi yerinde olmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 56,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.