Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3626 E. 2021/1374 K. 02.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3626 Esas
KARAR NO: 2021/1374
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2017/189 2018/590
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı, … gayriresmi olarak birlikte yaşadığı eşi olduğunu, kendisine resmi nikah kıymadığını, bu kişinin kendisine ve çocuğuna bakmadığını, kendisinden daire almasını istediğini, adı geçenin ise dairenin 1/2 hissesini nakit ödeyeceğini, geri kalan kısmı için senet vereceğini, ancak senetleri birlikte imzalamalarını istediğini, bunun üzerine kendisinin ödeme tarihi atılmamış, isim kısmı boş olan iki tanesi 45.000 TL, bir tanesi de 50.000 TL olmak üzere toplam 140.000,00 TL’lik üç adet senedi … verdiğini, ancak … kendisini oyalamaya devam ettiğini ve senetleri bilgisi dışında davalıya verdiğini, davalının da bu senetlerden 45.000 TL bedelli olan bir tanesini takibe koyduğunu, kendisinin davalıyı tanımadığını, aralarında sözleşme bulunmadığını, borcu da olmadığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile … arasındaki iç ilişkinin müvekkilini bağlamadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davacının dava konusu 45.000 TL bedelli bononun arka ön yüzünde cirosunun bulunduğu, konuyla ilgili hazırlık soruşturmasının yapıldığı, hazırlık soruşturması sırasında …’in bononun bedelsiz olduğu yolunda beyanda bulunduğu, asliye ceza mahkemesi dosyası içeriğinden davalının dava konusu senedi davacı ve dava dışı … bilerek ve tanıyarak ciro yoluyla edindiği, şahsi def’ilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemez ise de, davalının bononun tanzim tarihinde önce ceza davasına konu olacak şekilde husumetli bulunduğu, dava konusu bonoyu hayatın olağan akışına aykırı şekilde iktisap ederek bile bile borçlunun zararına hareket ettiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının takip konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; cevap dilekçesini tekrar etmiş, ayrıca kambiyo senetlerinin illetten mücerret olduğunu, iç ilişkinin müvekkilini bağlamayacağını, davacının dava dilekçesine bakıldığında … ile 10 yıllık birlikteliğinin ve bu beraberlikten müşterek çocuklarının bulunduğunu, bu nedenle ev almak için senet tanzim ettiğini söylediğini, bu şekildeki bir ilişkinin müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki dava dilekçesinde davacının davalıyı tanımadığını açıkça beyan ettiğini, buna rağmen mahkemenin davalının, davacıyı tanığı gerekçesine dayalı olarak davayı kabul etmesinin doğru olmadığını bildirmiştir.Dava dosyası istinaf incelemesi için dairemizde beklediği sırada davalı vekilince ek beyanda bulunduğu, bu beyanda; davacı ile … arasındaki ilişkinin devam ettiği, konuyla ilgili olarak ekte fotoğraf sunduklarını, bu hususun istinaf incelemesinde göz önüne alınmasını istediği görülmüştür. Davalı tarafından davacı ve dava dışı … aleyhine senede dayalı olarak toplam 48.236,30 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı, takip dayanağı bononun 15/11/2014 tanzim, 10/01/2015 vade tarihli, 45.000 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtar cirantanın dava dışı …, hamilin ise davalı olduğu, senedin nakden kaydı ile düzenlendiği görülmüştür. Davacının davalı ve dava dışı … hakkında rahatsız etme suçundan dolayı şikayette bulunduğu ve hazırlık soruşturması sonunda adı geçenler aleyhine kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan kamu davası açıldığı, yargılama sonunda İstanbul Anadolu 55.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/367 Esas, 2014/265 Karar sayılı ilamıyla suçun şikayete tabi suçlardan olduğu, yargılama sırasında müştekinin şikayetinden vazgeçtiği gerekçesiyle sanıklar hakkındaki kamu davalarının düşürülmesine karar verildiği, mahkeme zabıtlarının incelenmesinde, sanık …’ın suçlamayı kabul etmediği, …’e borcu olduğunu, kendisinden daire aldığını, gündüz kendisini aradığını, müsait olmadığını söylediğini, akşam telefonuna ulaşamadığını, o sebeple evine gittiğini, ziline bastığını, suç kastı olmadığını beyan ettiği, hazırlık ifadesinde ise suçlamayı kabul etmediği, müşteki bayanı tanımadığını, daha önce de hiç görmediğini, …’ten daire aldığını, borcunu ödemekte olduğunu, … ile sorun bulunmadığını, müştekinin neden böyle bir ifade verip şikayetçi olduğunu bilmediğini beyan ettiği görülmüştür. İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı tarafından davacının davalı ve dava dışı … aleyhine dolandırıcılık suçundan yaptığı suç duyurusu sonunda dava konusunun bedelsizlik iddiasına dayalı ve menfi tespite konu olabilecek olduğundan şikayetçinin hukuk mahkemesinde dava açma konusunda serbest olduğu gerekçeleriyle takipsizlik kararı verildiği, soruşturma sırasında …’in davacının bu senetlerle ilgili olarak sorumluluğu bulunmadığını, ödemeleri kendisinin yapacağını taahhüt ettiği şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf, davacı ve dava dışı … aleyhine bonoya dayalı takip başlatmış, davacı tarafından huzurdaki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davacı taraf davasında, birlikte yaşadığı dava dışı …’ten kendisine daire almasını istediğini, bunun için …’in de kendisinden senet imzalanmasını istediğini, bu şekilde ödeme tarihi atılmamış senetleri imzaladığını, dava konusu senedin de bu senetlerden olduğunu, …’in kendisini oyaladığını, senetleri iade etmediğini ve bilgisi dışında davalıya verdiğini, kendisinin konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduğunu bildirmiştir. Davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Takip ve dava konusu senedin incelenmesinde, davacının keşideci, lehtar cirantanın dava dışı …, hamilin ise davalı olduğu, senedin nakden kaydıyla düzenlendiği görülmüştür. Davacı tarafından davasına dayanak yapılan iddialar şahsi def’i niteliğinde olup sadece senedin lehtarı olan dava dışı …’e karşı ileri sürülebilecek niteliktedir. Somut olayda ispat külfeti davacı tarafta olup davacı öncelikle bu senetlerin bedelsiz olduğunu, ya da senedin … tarafından kendisine alınacak dairenin teminatı olarak düzenlendiğini ispatlaması, daha sonra da davalının senedin bedelsiz olduğunu, ya da senedin teminat senedi olduğunu bilerek iktisap ettiğini ispatlaması gerekir. Konuyla ilgili olarak yapılan hazırlık soruşturması sonunda takipsizlik kararı verildiği, hazırlık soruşturması sırasında dava dışı …’in davacının senetlerle ilgili sorumluluğu bulunmadığı, ödemeleri kendisinin yapacağı beyanlarını içeren dilekçe sunduğu görülmüştür. Ayrıca dosya arasında mevcut bulunan İstanbul Anadolu 55.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/367 esas, 2014/265 karar sayılı dosyasının incelenmesinde, müştekinin davacı, sanıkların ise davalı ile dava dışı … olduğu, suçun ise kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu olduğu, müşteki davacının şikayetten vazgeçmesi nedeniyle davanın düşürülmesine karar verildiği, atılı suçun gerçekleşme tarihi olarak 27/03/2014 tarihi gösterildiği görülmüştür. Takip ve dava konusu senedin tanzim tarihi 15/11/2014 olup ceza dosyasına dava konusu senetle ilgili yansıyan bir husus bulunmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere somut davada ispat külfeti davacı tarafta olup davacı gerek senedin bedelsiz ya da teminat senedi olduğu hususu ile davalının bu hususu bile bile davacı zararına senedi iktisap ettiği hususunu usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Mahkemece açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/05/2018 gün, 2017/189 Esas, 2018/590 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE,4-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 768,49 TL harçtan mahsubu ile artan 709,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 6.650,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 8- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 80,15 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 178,25 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/07/2021