Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3608 E. 2021/1075 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3608 Esas
KARAR NO: 2021/1075
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2018
NUMARASI: 2015/884 E. – 2018/203 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirkete ait 10.275 kg ağırlığındaki 10 kap eşyanın 20.02.2006 tarihinde müvekkili şirketin antreposunda depolanmış olduğunu, müvekkili şirketçe defalarca aranmış olmasına rağmen hiçbir şekilde cevap vermeyen davalı şirketin antrepo ücretini de ödememiş olduğunu, söz konusu eşyalar hakkında Gümrük Bakanlığının 18.09.2013 tarihinde İmha kararı vermiş olduğunu, müvekkilince 01.07.2013 tarihinde yazılı olarak davalı tarafa bildirim yapılmış ve ardiye ücretinin ödenmesi talep edilmiş olmasına rağmen, davalı tarafça müvekkiline cevap verilmemiş olduğunu, müvekkili şirketin 22.04.2024 tarihinde Erenköy Gümrük Müdürlüğü’ne başvurarak davalı kurumla irtibata geçilmesini talep etmiş olduğunu, ancak davalı şirketin eşyalarını alıp imha etmediğini, bu nedenle imha işleminin müvekkili şirket tarafından yapılmış olduğunu, müvekkili şirketle hiçbir şekilde irtibata geçmeyen davalı şirketin ardiye ücretini ödemediği gibi imha bedelini de ödememiş olduğunu, bu nedenle Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı taraf aleyhine % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin bir iştiraki olup, evsel ve sanayi atıklarının depolama ve arıtma işi ile iştigal ettiğini, bu kapsamda Almanya’da bulunan “…” ünvanlı şirkete numune olarak gönderilen 10 kap 10.275 kg çöp suyunun atık yönetmeliğine aykırı olduğu gerekçesiyle 15.02.2006 tarihinde Avusturya sınırından geri gönderilmiş olduğunu, geri gönderilme nedeniyle ilgili olarak 20 günlük ambar bekleme süresi içerisinde Avusturya Gümrüğü’nün herhangi bir cevap vermemiş olması nedeniyle çöp suyunun tasfiyeye kalmış olduğunu, geri gelen eşya statüsündeki çöp suyunun müvekkili şirket tarafından da gümrüğe terk edilmiş olduğunu, gümrüğe terk edilen eşya ile ilgili olarak müvekkili şirketin antrepo ücreti sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının haksız ve hakkaniyete aykırı olarak antrepo ücreti talep ettiğini, davacı tarafın 15.02.2006 tarihinde gümrüğe terk edilen çöp suyu ile ilgili olarak aradan 8 yıl geçtikten sonra fatura düzenlemiş olup, söz konusu faturanın müvekkili şirkete de gönderilmemiş olduğunu, müvekkili şirket yetkilileri ile davacı tarafın defalarca görüşmüş olup, davacı tarafın her görüşmede hakkaniyetten uzak afaki ücretler talep etmiş olduğunu, davacı şirketin ücret talebinin 2008 yılı Nisan ayında 25.000 TL, 2009 yılı Mayıs ayında 38.000 TL, 2013 yılı Ocak ayında 210.068,90 TL ve 2014 yılı Temmuz ayında 159.078,67 TL olduğunu, davacı şirketin kötü niyetli olarak gümrüğe terk edilen eşyanın tasfiyesini 8 yıl geciktirmiş olduğunu, söz konusu eşyanın herhangi bir maddi değeri bulunmadığı gibi, çöp suyu olması nedeniyle en kısa sürede imha edilmesi gerektiğini, imha işleminin müvekkili şirket tarafından yapılabileceği hususunu hiç dikkate almaksızın tasfiye sürecini uzatmak suretiyle davacı şirketin Gümrük Kanunu’nun 177. Maddesi ile Tasfiye Yönetmeliğine aykırı hareket etmiş olduğunu, ayrıca davacı tarafın faturadan kaynaklandığını iddia ettiği alacağın zamanaşımına uğramış olduğunu, talep edilen faizin de fahiş olup, müvekkilinin temerrüde düşürülmemiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. 06/09/2017 tarihli kök bilirkişi raporu ile 13/02/2018 tarihli ek bilirkişi raporunun esas hakkında hüküm vermeye elverişli olduğu, davalı yanın rapora karşı beyan dilekçesinde bilirkişi raporundaki 5.235,84-TL lik davacı alacağını kabul ettiği, depolama ücret alacağının 5.235,84 TL ile sınırlı olduğu, dosya içerisine ibraz edilen ” … Ltd Şti. ” ne ait imha hizmetine dair faturadan kaynaklı davacı tarafın davalı taraftan 7.062,30 TL alacaklı olduğu, davacı tarafın talep etmiş olduğu 26/03/2015 takip tarihine kadar depolama ücret alacağından kaynaklı 8.839,82 TL işlemiş faiz ve imha hizmetine dair alacağından kaynaklı 422,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.262,40 TL işlemiş faiz hesaplanması gerektiği ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafından davalı aleyhine Kocaeli …İcra Müd. … Esas sayılı dosyasından yapılan takipteki davalı itirazının kısmen iptali ile takibin 12.298,14-TL asıl alacak, 9.260,40-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.558,54 -TL üzerinden devamına, 12.298,14-TL asıl alacak için takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, 12.298,14-TL asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait 10 kap 10.275 Kg ağırlığındaki eşyalar müvekkil şirketin antreposunda 20.02.2006 tarihinde depo edildiğini, defalarca davalıyı aramasına rağmen davalı hiçbir şekilde cevap vermediğini, Gümrük Bakanlığının 18.09.2013 tarihli kararıyla imha kararı verildiğini, 01.07.2013 tarihinde davalı … A.Ş firmasına müzekkere yazarak Eşyaların ardiye ücretinin ödenmesi talep edilmişse de cevap verilmediğini, 22.04.2014 tarihinde Erenköy Gümrük Müdürlüğüne müzekkere yazarak “müvekkili şirketin ,davalı kurumu defalarca aramasına ragmen hiçbir şekilde cevap alamadığını,hiçbir şekilde cevap vermedikleri,bugüne kadar ne ardiye ücretini ödediği,imha işleminin davalıya ait olduğu,ve bu durumla ilgili olarak davalı kurumla irtibata geçilmesini talep edildiğini, davalı şirketin bir imha merkezi olmasına rağmen kendi eşyalarını alıp dahi imha etmemiş tüm sorumluluğu ve masrafı müvekkiline bıraktığını, Antrepo bedeli ve imha bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin fatura kestiğini, Dosyada üç ayrı bilirkişi raporu alındığını, konunun en uzmanı PROF.DR. … ve gümrük başmüfettişi …’un raporunda müvekkili şirketin 167.928,67 TL alacaklı olduğunu ve smmm … tarafından yapılan defterler üzerindeki incelemede davalının müvekkil şirkete borçlu olduğu tespit edildiğini, PROF.DR. … ve gümrük baş müfettişi … VE sonradan Mali müşavir … ve gümrük müşaviri … tarafından hazırlanan raporda alacak sabitken son raporda bilirkişi … ve gümrük kaçakçılık uzmanı … tarafından sunulan raporda davalı vekili gibi hareket ederek 5.235,84 TL alacak olduğunu belirtmesinin hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi gümrük müşaviri … tarafından alınan mütaalasının sunulduğunu, Yargıtay içtihadi birleştirme Genel Kurulunun kararına göre müvekkili alcağının eşyanın gümrüğe terk edilmesi ile son bulumadığı alacağın genel hükümlere göre talep edileceği açıkça belirtildiğini, ardiye sözleşmesinin yazılı olmasını koşul olarak gören bir yasal düzenleme olmadığını, Müvekkili şirketin Antreposuna alınan bu eşyaların tek taraflı olarak alınmamış davalı şirketin bilgisi dahilinde alınmış olduğunu, davalı firmaya veya gümrükçüsüne varış bildirimi yapılarak özet beyan ve cmr bilgileri iletildiği ve ithalat beyannamesi verilerek işleme başlamaları sağlandığını, Müvekkilinin mevzuata uygun davrandığını, basiretli tacir olarak hareket ettiğini, davalı firma rejim beyanında bulunulduğu için eşyanın müvekkili şirket tarafından tasfiye sürecine sokulamayacağını ancak davalı firmanın talebi ve gümrük müdürlüğünün izniyle yapılabileceğini ve eşya çöp suyu olduğu için tasfiye işlemine tabi tutulamayacağını, ancak ithalat işlemlerinin tamamlanıp çekilmesi veya gümrük müdürlüğünün izniyle imhası yapılabileceğini, bilirkişi … VE … imha bedeli ve nakliye bedeli olarak kesilen 8.850 tl lik fatura için ne kadar masraf yaptığı belli değildir ve masrafları belirleyecek hiçbir belge yok , hatta davalı firma kendisi imha kurumu ,kendi yapabilir ve hiç masraf olmaz beyanında bulunduğunu ve Bu sebeple ki,müvekkili şirket tarafından 26/02/2014 tarihinde davalı firmadan fiyat teklifi alınmış ve sözleşme yapıldığını, “Davalı firmanın teklifine göre imha bedeli =9150 tl + kdv nakliye bedeli ise 650 tl + kdv ” olduğunu, Davalı firmayla sözleşme yapılmasına rağmen firma eşyalarını imha etmediğini ve bu durumla ilgili gümrük müdürlüğüne ekte göreceğiniz dilekçenin verildiğini, başka bir kurumda cok daha uygun bir fiyata imha işlemleri yapıldığını, 26.02.2014 Tarihinde Davalı şirkete gönderilen fiyat teklifi,Davalı firma ile yapılan sözleşme ,22.04.2014 Erenköy Gümrük müdürlüğüne gönderilen yazı dosyada mevcutken bilirkişilerin olmadığını söylemelerinin eksik incelemeyi gösterdiğini, Davalı firmaya özellikle kamu kurumu olmsası sebebiyle müvekkili şirket tarafından basiretli bir tacir gibi davranılarak ciddi miktarda indirim yapıldığını 07/01/2013 tarih itibarıyla 210.068.90 tl tutan ardiye ücretinin 31/07/2014 tarihinde daha da artması gerekirken 159.078,67 tl ye düşürüldüğünü, eşya çöp suyu olması nedeniyle antrepo ve antrepo da bulunan diğer eşyalara zarar vermemesi için özel tedbir gerektiren eşya olup fiyatlaması ona göre yapıldığı ve piyasa şartlarına göre en uygun tarife üzerinden fiyatlandırma yapıldığını, bilirkişilerin diğer gümrüklü genel antrepo firmalarını örneklendirmesi gerekirken müvekkili şirketi kamu yararına ve kar amacı gütmeyen bir kamu kurumu tasfiye işletmeleri genel müdürlüğünün fiyatıyla kıyaslamasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili; Yerel Mahkeme kararının kanun ve esaslara uygun olduğunu belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ardiye ve imha bedeline ilişkin fatura alacaklarının faizleri ile tahsili talebi ile başlatılan takibe vaki itiraz üzerine İİK 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta mahkemece üç ayrı bilirkişi heyetinden rapor alınmış, son bilirkişi heyetinin ek raporuna göre karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; yurt dışına ihracı yapılan eşyanın (çöp suyu) gittiği ülkede girişine izin verilmediği ve eşyanın Geri Gelen Eşya statüsünde ülkemize gelerek 20.02.2006’da davacının antreposuna konulduğu, 18.09.2013’te imha kararı alındığı, 03.07.2014’teki imha tarihine kadar yaklaşık 8,5 yıl boyunca davacının antreposunda beklediği, antrepo işleticisi olan davacı şirketin yasal sürede imha işlemlerinin yapılmaması nedeni ile kusurlu olduğu gibi ana faaliyet konusu atık maddelerin imha ve değerlendirilmesi olan davalı şirketin eşyaya sahip çıkıp tasfiye süreci ile ilgilenmemesi nedeni ile kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme mevcut değil ise de; 8,5 yıl boyunca davalıya ait eşyayı muhafaza eden davacının ardiye ücreti ve imha bedeli talep edebileceği sabittir. Ancak davacının iddia ettiği üzere eşyanın fiilen kaldığı sürenin tamamına göre değil Gümrük mevzuatına ve hüküm bulunmayan hallerde makul süreye göre hesaplama yapılması gerekir. Bununla birlikte antrepo işleticileri kendi ücret tarifelerine göre eşya sahibinden ücret isteyebilir ise de bu ücretin piyasa fiyatına göre fahiş olmamalıdır. Taraflar arasında ardiye ücreti kararlaştırılmamış, mahkemece alınan ikinci raporda Tasfiye İşlemleri Genel Müdürlüğü tarifesine göre, son raporda ise davacının takip talebine göre belirlenen günlük ücrete göre hesaplama yapılmıştır. Son bilirkişi raporunda Gümrük Mevzuatına göre değerlendirme yapılması yerinde ise de; davalı vekili ikinci rapora karşı beyan dilekçesinde “Tasfiye İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün ardiye hizmet tarifesine göre yapılan hesaplamayı müvekkili şirketin sorumlu olduğu miktarla sınırlı olmak üzere kabul ediyoruz. Söz konusu hesaplamada 53.092,50TLardiye ücreti tespit edilmiştir, her iki tarafın eşit kusurlu olduğu kabul edilmiş olup, eşit oranda paylaştırılması yönünde görüş bildirilmiştir. Bu kapsamda 26.546,25TL lik ardiye ücretini kabul ediyoruz. Bilirkişi raporuna aykırı hesaplanan bertaraf ücreti ile fahiş oranda talep edilen faizin reddini talep ediyoruz ..” şeklindeki beyanı ile 26.546,25TL ardiye ücretini kabul ettiklerini açıkça beyan etmişken mahkemece son ek raporda yer alan 5.235,84TL ardiye ücretinin kabulü ile hüküm kurulması yerinde görülmemiş, kararın bu yönü ile kaldırılması gerekmiştir. Davacı vekilinin imha bedelinin 8.850TL iken 7.062,30TL’sinin kabul edilmesine ilişkin istinaf istemine gelince; davacının davalı adına kestiği faturanın tek başına yeterli kabul edilemeyeceği, imha işlemini yapan dava dışı şirketin 05.07.2014 Tarihli faturasına göre imha bedelinin 7.062,30TL olduğu, davalı yanın da istinaf başvurusu olmadığı dikkate alındığında davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.Mahkemece son bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda eşyanın depodan muhtemel çıkma tarihi olan 31.05.2006’dan takip tarihine değin işlemiş faize hükmedilmiştir. Ancak; Faizin temerrüt tarihinden başlatılması gereklidir. Dosyaya yansıyan belgelere göre 07.01.2013 tarihinde davacıya ardiye bedelinin ödenmesi için faks çekildiği, ancak gönderi sonuç belgesine rastlanmadığı, fatura tebliğlerinin ise davalıya 05.08.2014 Tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu durumda Dairemizce 26.546,25TL’ye 05.08.2014’ten takip tarihi olan 05.04.2015’e kadar avans faiz hesaplaması yapıldığında 1.974,79TL işlemiş faize hükmedilmesi gerekecektir. Ancak, davalı yan istinaf kanun yoluna başvurmadığından işlemiş faiz yönünden mahkemece kabul edilen tutar esas alınacak, icra inkar tazminatına ilişkin davalının istinafı olmadığından icra inkar tazminatının da asıl alacak üzerinden kabulüne karar verilecektir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/884 Esas,2018/203 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 3- Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Kocaeli …İcra Müd. … Esas sayılı dosyasından yapılan takipteki davalı İTİRAZININ KISMEN İPTALİ İLE, takibin 33.608,55TL (26.546,25TL ardiye ücreti + 7.062,30Tl imha bedeli) asıl alacak,, 9.260,40-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.868,95TL üzerinden DEVAMINA, Asıl alacak için takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Alınması gereken 2928,44 TL harcın peşin alınan 2.385,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 543,21 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacıdan alınan 2.385,23 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan posta masrafları 373,60 TL, bilirkişi ücretleri 2.800,00TL olmak üzere toplam 3.173,60 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranında paylaştırılmak suretiyle 688,67 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca kabulüne karar verilen kısım üzerinden hesaplanan 6.372,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT. uyarınca reddedilen miktar nazara alınarak 16.506,09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf nisbi harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine -İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 49,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 147,10TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.