Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3583 E. 2018/2648 K. 12.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3583 Esas
KARAR NO : 2018/2648
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2018
NUMARASI : 2018/94 2018/92
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
KARAR TARİHİ: 12/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Tespit isteyen vekili, müvekkiline ait … nolu tasarım tescilinin bulunduğunu, karşı tarafın ise müvekkilinin tasarım haklarını ihlal edecek sünnet külotlarının kalıplarını imal edip satmakta olduğunu, 22/03/2018 de başlayıp 25/03/2018 de sona erecek olan TÜYAP fuarında da sünnet külodunu sergilediğini, kataloglarla tanıtımını yapmakta ve satışını arzetmekte oludğunu belirterek TÜYAP fuarında keşif yapılıp bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmasını, şayet tasarım hakkının ihlal edildiği tespit edilir ise HMK’nun 389 vd ile SMK’nun ilgili hükümleri uyarınca karşı tarafın üretimde kullandığı kalıplara ve makinelere bulunduğu yerlerde el konulmasına, muhafaza altına alınmasını, satış, tanıtım ve reklam içeren katalog ve diğer basılı evraklara el konularak muhafaza altına alınmasını, karşı tarafın internetten reklam ve satış yaptığı tespit edilirse engellenmesini, ürün ihracının da engellenmesini istemiştir.
Mahkemece, 23/03/2018 tarihinde yapılan tespit işlemi üzerine alınan 09/04/2018 tarihli raporda; davacıya ait 2003/03747 numaralı endüstriyel tasarım ile karşı tarafa ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimde belirgin farklılıklar bulundığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları, karşı tarafa ait katalogta talepte bulunana ait tasarımların yer aldığı, talepte bulunana ait katalogta yer alan tespite konu ürün görsellerinin aynısının aleyhine tespit istenene ait katalogta kullanıldığı, karşı tarafın 16/11/2017 başvuru tarihli, 2017/18119 numaralı faydalı model belgesine başvuruda bulunduğu, belgenin araştırma aşamasında olduğu, henüz tescillenmediği yolunda görüş bilidirildiği görülmüştür.
Mahkemece, 11/04/2018 tarihinde dosya ele alınarak ve yukarıda anılan bilirkişi raporu gerekçe yapılarak “1-Yapılan delil tespiti sunulan rapor tescil kaydı ve makul delillere göre HMK 389, 6769 SMK 159 maddesi dikkate alınarak ihtiyati tedbir talep edenin zararının genişlemesinin engellenmesi, yargılamanın etkinliğinin sağlanması açısından İhtiyati tedbir talebinini kabulüne,
2-Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilenin Rabır sünnet külodu ürünlerinin tedbir talep edene ait 2003/03747 tasarım kapsamında üretilmesini, satışının yapılmasının ithal edilmesini, tanıtım yapılmasının engellenmesine,
3-Ürünlere üretim kalıplarına ve tanıtım evrakına el konulmasına, yeddiemine teslimine, ilgili ürünün satıldığı internet sitesi uzantıları bildirildiğinde erişimin engellenmesine,
4-40.000,00 TL nakti teminat veyahut aynı miktarta muteber banka teminat mektubu ibraz edildiğinde tedbirin uygulanmasına, ” şeklinde karar verilmiş, ayrıca tespit isteyenin talebi doğrultusunda 13/04/2018 günü oluşturulan ara kararda teminat mektubunun 20.000 TL’ye düşürüldüğü görülmüş, yine 16/04/2018 tarihli ara kararda ise 11/04/2018 tarihinde verilen ara karar gibi aynı şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiş, burada teminatın 40.000 TL olduğu belirtilmiştir.
Dosya içinde bulunan tebligat parçasında 16/04/2018 tarihli ara karar evrakının 24/04/2018 tarihinde karşı taraf vekiline tebliğ edildiği görülmüştür.
Karşı taraf vekilince 04/05/2018 tarihinde uygulanan tedbire itiraz dilekçesinin incelenmesinde; müvekkilinin 40.000 TL olan teminatın 20.000 TL’ye indirildiğinden haberinin olmadığını, bu konuda müvekkiline tebligat yapılmadığını, ayrıca 04/05/2018 tarihinde müvekkiline ait işyerinde tebbirin uygulandığını, bu kapsamda 1848 adet kutulanmış ürün, 4500 adet yarı mamul sünnet külodu plastiği, 1100 adet sünnet külodu kutusu, 1 adet sünnet külodu plastik kalıbına tedbir uygulandığını, rapora itiraz dilekçelerinde de belirttikleri üzere raporun eksik incelemeye dayalı ve hukuka aykırı oludğunu, 16/04/2018 tarihli tedbir kararının isabetli ve yerinde olmadığını, raporda tespit isteyen şirketin fiili kullanımı ile tasarımın tescilli şekli farklı olmasına rağmen tasarım yönünden karşılaştırma yapıldığı için taraf ürünlerinin külot ve plastik kısmının nitelik ve yapısı, özellikleri itibariyle farklılıkları ve ortak özellikler teknik olarak karşılaştırılmadan gerekçesiz bir şekilde benzerlik kanaati belirtildiği için 6769 sayılı SMK’nun 58.maddesi gereğince seçenek özgürlüğünün derecesinin dikkate alınmadığı için bilgilenmiş kullanıcının kimler olduğu ve farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı tarafından nasıl algılanacağı hususunda hiçbir inceleme yapılmadığı için eksik ve hatalı olduğunu, müvekkilinin kullanımının başvurusunu yaptığı 2017/18119 sayılı faydalı modele dayandığını, bu faydalı modelin sünnet doktorları ile yapılan araştırma ve geliştirme sonucu oluşturulduğunu, rapora itiraz süresi dolmadan tedbir kararı verildiğini, yine müvekkiline tebligat yapılmaksızın teminatın 20.000 TL’ye indirildiğini, kaldı ki müvekkiline ait işyerinde el konulan ürünlerin ve bu süreçte müvekkilinin uğradığı zararın 20.000 TL’yi çok aştığını, müvekkilinin işlerinin durma noktasına geldiğini, dosyapın yeni bir bilirkişiye gönderilmesini istediklerini, kararın kaldırılmasını ve gerekli görülmesi halinde HMK 395 gereğince müvekkil tarafından uygun bir teminat da verilebileceğini bildirmiştir.
Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; verilen ihtiyati tedbir kararının yaklaşık ispat kuralı kapsamında verilmiş olup bu konuda usulde bir aykırılık olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine, ancak itiraz eden tarafından sunulan belgeler, makul deliller dikkate alındığında aleyhine tedbir talep edenin telafisi mümkün olmayan zarara gireceği anlaşıldığından, HMK’nun 395.maddesi gereğince 50.000 TL teminat yatırıldığında ihtiyati tedbirin dava neticeleninceye kadar durdurulmasına karar verilmiş, kararı tespit isteyen vekili istinaf etmiştir.
Tespit isteyen vekili istinaf sebebi olarak; sünnet külodunun sezonluk bir ürün olup tedbirin kaldırılmasıyla sünnet sezonunun geçeceğini ve müvekkilinin telafisi imkansız zararlar doğacağını, karşı tarafın faturalı satış yapmadığını, dolayısıyla müvekkilinin tasarıma tecavüz davası sonuda maddi tazminatının tam belirlenemeyeceğini, daha önce de çeşitli mahkemelerce verilmiş tedbir kararları bulunduğunu, ayrıca çeşitli mahkemelerin sünnet külodu aleyhine toplam 4 hükümsüzlük davasın ıreddettiğini, yine karşı tarafın tasarımının müvekkilinin tasarımı ile birebir aynı olduğunun tespit edildiğini, karşı tarafın faydalı model belgesine itiraz edildiğini, hünez faydalı modelin tescil edilmediğini, kaldı ki tescil tutanığında karşı tarafın 12 ay öncesinde bu ürünü ürettiğini beyan ettiğini, karşı taraf faydalı model alsa bile 6769 sayılı kanun gereğince bu hususu müvekkiline karşı savunma olarak ileri süremeyeceğini, ayrıca tescil halinde hükümsüzlük davası da açacaklarını bildirmiştir.
GEREKÇE:
Talep, tasarım hakkının ihlal edildiğinin tespiti ve tedbir kararı verilmesine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise mahkemece verilen tedbir kararına davalının itirazı üzerine verilen 07/06/2018 günlü karara yöneliktir. Mahkemenin istinaf edilen 07/06/2018 günlü kararının hüküm fıkrasının 1.bendinde de açıklandığı üzere aleyhine tedbir istenenin itirazının reddine karar verilmiştir. Bununla birlikte HMK’nun 395.maddesi uyarınca davalı tarafın teminat yatırması halinde ihtiyati tedbirin uygulanmasının durdurulmasına da karar verildiği görülmüştür. HMK’nun 395/1 maddesine göre aleyhine tedbir kararı verilen veya hakkında bu tedbir kararı uygulanan kişi mahkemece kabul edilecek teminatı gösterirse mahkeme duruma göre tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verebilir. Yine HMK’nun 395/3.maddesine göre itiraza ilişkin 394.maddenin 3.ve 4.fıkrası kıyas yoluyla uygulanır. HMK’nun 394/3 ve 394/4 maddeleri ise ihtiyati tedbire yapılacak itiraz prosedürüne ilişkindir. Buna göre mahkeme kararında da açıkça belirtildiği üzere verilen ve istinafa konu edilen karar HMK’nun 395/1 maddesi bağlamında bir karar olup HMK’nun 395/3 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere bu karar itiraza tabidir. Bu itibarla tespit ve ihtiyati tedbir isteyenin mahkemenin HMK’nun 395/1 maddesi uyarınca verdiği tedbir kararına yönelik istinaf talebinin reddi ile söz konusu dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi kabul edilip bu itirazla ilgili ilk derece mahkemesince HMK’nun 394.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tespit isteyen vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,
2-Tespit isteyen vekilinin istinaf dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi olarak kabul edilip bu konuda bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Kararın mahiyeti gereğince peşin harcın talebi halinde tespit isteyene iadesine,
4-Tespit isteyen tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.12/12/2018