Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3562 E. 2021/1118 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3562 Esas
KARAR NO: 2021/1118
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/06/2018
NUMARASI: 2016/378 E. – 2018/324 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 31/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA Davacı dava dilekçesinde özetle; davaya konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını, Körfez İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında aleyhine takip başlatıldığını maaş haczi ile öğrendiğini, … Banaksı Afyonkarahisar Şubesine ait … çek nolu çek yaprağının bulunduğu çek koçanını 2009 yılında kaybettiğini belirterek davanın kabulü ile Körfez İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaya konu çek yönünden borçlu olmadığının tespitine takibin iptaline ve %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı yan süresinde beyan dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili beyan dilekçesinde; mahkemenin HMK 209 md gereğinde tebdir kararı vermesinin hatalı olduğunu, ATK raporunun objektif bir değerlendirmeden uzak olduğunu, yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; çekteki imzanın davacıya ait olmadığının ATK raporu ile tespit edilmiş olması nedeni ile davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin davacı yönünden iptaline, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde özetle;Yargıtay içtihatları gereğince ATK’nın heyetçe rapor düzenlemesinin üstünlük sağlamayacağını, rapora itiraz doğrultusunda yeni bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, raporda incelenen belgelerin birçoğunun fotokopi olduğunu, hangi yöntemin kullanıldığının açıklanmadığını, hangi imzaların mukayese edildiğinin açıklanmadığını, denetime elverişli bir rapor olmadığını, HMK 209.md gereğince takibin teminatsız olarak durdurulmasının hatalı olduğunu bu hususta itirazın reddedildildiğini belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir. Davacı davalının istinaf dilekçesinin tebliğinden sonra 2 haftalık süre içinde sunduğu istinaf dilekçesinde; ATK raporunda imzanın kendisine ait olmadığının tespit edildiğini, davalının talebinin yargı süresinin uzatmaya yönelik olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin kabulünün yerinde olduğunu, dava açma sürecinde yapılan masraf ve harçlar ile ATK raporu için ödediği 310,00TL lik ödeme davada görülen maddi manevi zararın gözardı edilerek tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, düzeltilmesini talep ettiğini belirtmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı dava konusu çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna, davacı ise katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkğa konu Körfez İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı yanca davacı ile dava dışı üçüncü kişiler aleyhine 11.00TL bedelli senet ve ferileri yönünden kambiyoya dayalı ilamsız takip başlatıldığı, takibe dayanak çek örneği incelendiğinde; … Bankası Afyonkarahisar Şubesinin 0569177 nolu 30.12.2009 Tarihli 11.000TL bedelli çekte hesap sahibinin davacı olduğu, çekteki ciroların sırasıyla …, …, …Ltd Şti, … Ltd şti, … olup çekte 30.12.2009 Tarihi itibarı ile karşılıksız şerhi mevcut olduğu görülmektedir. Sahtecilik defi mutlak bir defi olup herkese karşı ileri sürülebilir. Mahkemece alınan ATK raporu, davacın şikayetine ilişkin ceza soruşturma dosyası ve ilgili dosyada 0569176 nolu çek yönünden alınan ekspertiz raporu, davacının çek koçanını tamamen kaybettiği dikkate alındığında mevcut delil durumuna göre davanın kabulüne ilişkin kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir. Davacının istinaf istemine gelince; dava konusu çekte taraflar arasında ciro ilişkisi bulunmadığı gibi karar tarihi itibarı ile reddedilen kötüniyet tazminat talebi yönünden kararın kesin nitelikte olduğu da dikkate alındığında davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında esas ve usul yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden tarafların istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, – Davacının istinaf isteminin usulden reddine, 2- Davalıdan alınması gereken 851,16 Tl harçtan peşin yatırılan 212,83 TL’nin mahsubu ile bakiye 638,33 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, Davacı yanca yatırılan istinaf harçlarının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 31/05/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.