Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3552 E. 2020/41 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3552 Esas
KARAR NO : 2020/41 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2018
NUMARASI : 2015/550 E., 2018/571 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 16/01/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı banka şubesi nezdinde 16.000- TL tutarında hesabının bulunmakta olduğu. müvekkili şirketin söz konusu tutarı çekmek istemesine rağmen söz konusu tutarın, müvekkili şirkete ödenmediğini ve müvekkil şirkete teslim edilen çek koçanının iade edilmediği gerekçe olarak gösterildiği, davalıya defalarca müvekkil şirketin böyle bir çek koçanı teslim almadığı ifade edilmesine rağmen davalı bankanın müvekkil şirkete ait hesaptaki parayı ödemediğini, bu nedenle davalı banka hakkında İst. Anadolı ….İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile yapmış oldukları 15.000,- TL tutarındaki takibe 16,12.2014 tarihinde eksik kalan bakiye için Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile 1.000- TL miktarındaki icra takibine ise 30.01.2015 tarihinde itiraz ettiğini, itiraza konu takiplerin toplam 16.000- TL tutarında olup takibin sehven 15.000- TL tutarında yapıldığını ve ardından, 1.000- TL tutarında ikinci bir takip başlatıldığını, davalı borçlunun her İki takibe de takiplerin mesnetsiz olduğu iddiası ile itiraz etmiş olsada, takipler müvekkilin davalı bankaca alıkonulan 16.000- TL’sinin talebinden ibaret olduğu, açıklanan nedenlerle, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki dava ile iki ayrı icra dosyası üzerinden yürütülen takibe yapılan itirazın iptalini talep ettiğini, davacının her iki icra takibi içinde ayrı davalar açması gerektiğini, davacının bankalarına hitaben verdiği Mevduat Rehin Sözleşmesinin mevcut olduğunu, davacıya 2 koçan 25 yapraklı çek karnesi verildiğini, 1. Koçanın 08.07.2002 tarihinde verildiğini ve tüm çeklerin kullanıldığını, diğer koçanın ise yani şu an dava konusu edilen çek koçanının ise 12.12.2002 tarihinde verildiğini, söz konusu çek karnesinin halen davacıda olup çek yaprak bilgileri ve çeklerin davacıda olduğunu gösterir tablonun dilekçeleri ekinde sunulduğunu, ayrıca davacının her türlü sözleşme ve belgelerden doğacak riskleri için 21.01.2011 tarihinde davacı ile mevduat rehni sözleşmesi imzalandığını, davacının çek riskinin ortadan kalktığını ispatlamadan mevduatının çözülerek kendisine ödenmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle davacı tarafından ikame edilen davanın masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmak suretiyle önce usulden reddine, aksi halde esastan reddi karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “davanın davacıya verildiği iddia olunan çekler nedeniyle bloke konulan paranın iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacının icra dosyalarına konu toplam 16.000 TL alacağına, banka tarafından, iade edilmeyen çekler olduğu iddiası ile bloke koyduğunu, ancak iade edilmeyen çek bulunmadığını beyanla takibe itirazın iptalini talep ettiği, davalının 12.12.2002 tarihinde davacıya verilen çek karnesinin halen kullanılmamış olması ve 21.01.2011 tarihinde davacı ile imzalanan rehin mevduat sözleşmesi gereğince çek riski için davacıya ait nakde bloke konulduğunu savunduğunun görüldüğü, davalının banka tarafından yazılan müzekkere cevabında ve bilirkişi aracılığı ile yerinde yapılan incelemede, 2002 yılına ait çek teslimine dair belgenin bulunmadığı tespit edildiği, davalı banka tarafından dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde; davacının, çek defteri talep başvurusunun 17.01.2017 tarihli, mevduat rehni sözleşmesinin 21.01.2011 tarihli oldukları görülmekle, davalı tarafça sunulan işbu belgelerin savunmaya konu 2002 yılında verildiği iddia olunun çek karnesi ile herhangi bir irtibatlarının olmadığının anlaşıldığı, yine davalı tarafın yemin deliline istinaden davacı şirket yetkilisinden alınan yeminli beyanda da, davaya konu çekleri şirketinin almadığını beyan ettiğinin görüldüğü, bu kapsamda, davalı bankanın, herhangi bir nedene dayalı olmaksızın, davacıya ait ve miktarı noktasında ihtilaf bulunmayan toplam 16.000 TL’ ye bloke işlemini uygulaması yerinde görülmediği” gerekçesiyle açılan davanın kabulüne, davalının, İAA …. İcra müd. … ve …. İcra müd. … esas sayılı dosyalarına yapmış olduğu itirazların ayrı ayrı iptali ile takiplerin kaldığı yerden aynen devamına, dlacak miktarlarının davalı blokesinde likit olması sebebi ile hükmedilen toplam meblağ üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı yan istinaf etemiş ve dilekçesinde özetle “….1- Sözleşmelerde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu iki tarafı da tacir olan taraflarca düzenlenmişken takip vc yargılama Anadolu Mahkemelerinde tamamlanmıştır. İstanbul Mahkemelerinin yetkili olmasına rağmen yapılan yargılama neticesinde verilen kararın kaldırılarak İstanbul Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmesi gerekmektedir. 2-Davacı, Mevduat Rchni Sözleşmesi, Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi ve diğer sözleşmeleri akdetmiş ve bankamızdan çek kullanmıştır. Teslim aldığı çeklerin sorumluluk bedellerine karşılık gelen bedel bloke edilmiştir. Bu husus, dosyada mübrez sözleşmeler ve bankamız kayıtlarıyla sabitken, İki kişilik bilirkişi heyeti tarafından Şubede İnceleme yapılmaksızın eksik inceleme ile rapor hazırlanmış, rapora karşı itirazlarımız nazara alınmamıştır. Yerel Mahkemece tayin edilen heyet, HMK 267. Madde amir hükmüne aykırı olarak çift sayıda üye ile ikame olunmuş olup, kanuna aykın olarak oluşturulmuş heyetin düzenlediği rapor hükme esas alınamaz. 3-2018 yılında şirketin yetkilisi olan şahsın 2002 yılında başka bir yetkili tarafından gerçekleştirilmiş işleme ilişkin yemin ifa etmesi her ne kadar usule uygun gözükse de hayatın olağan akışına aykırıdır. Kararın bu nedenle de kaldırılması gerekmektedir. 4-Davacı, hesabında bulunan 16,000 TL blokenin kendisine ödenmesi için İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü … E. numaralı dosyası ile takip başlatmış, başlattığı takipte 15,000 TL nin ödenmesini talep etmiştir. Davacı bu talebinde fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutmamış olup, 15,000 TL’yi aşan kısım için daha sonra başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali taleplerinin reddi gerekirken aksi yönde verilmiş karar da usul ve yasaya aykırıdır.5-Davacının İcra inkar tazminatı taleplerinin de şartlan oluşmadığından, bu talepleri yönünden de davasının reddi gerekirken aksi yönde verilmiştir…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava bankacılık işleminden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.Davacı şirketin davalı banka nezdindeki mevduatına uygulanan blokoj nedeni ile tahsil edemediği şirket parasının tahsili için iki ayrı icra takibi yapılmış ve itiraza uğrayan her iki takibe yönelik de itirazın iptali davası açılmıştır.Öncelikle davalı yanın gerek icra dosyasında ve gerekse itirazın iptali davasındaki cevap dilekçesinde yetkiye ilişkin bir itirazı bulunmadığından ve davada da kamu düzenine ilişkin veya kesin yetki kuralının uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlık bulunmadığından mahkemece yetki hususunun tartışılmamış olması istinaf gerekçesinin aksine doğru bir uygulama olup, davalı yanın bu istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Davalı yanca sunulan sözleşmeler , talep dilekçesi ve taahhüt belgelerindeki tarihler 2011 yılında imzalanmış olup davacıya verilen çek koçanının 2002 tarihli olması nedeni ile bu taahhütname ve sözleşmeye istinaden verilen çekler hakkında olmadığı görülmekle , davalı yanın bilirkişi raporuna olan itirazı da yerinde görülmemiştir.Bilirkişi heyetinin oluşturulma şekline yönelik istinafa ilişkin olarak çift sayıda bilirkişi ile heyet oluşmayacağı heyetin tekli sayıdaki bilirkişi/bilirikişiler tarafından oluşturulması gerektiğini de istinaf konusu etmiş ise de; her ihtisas alanından tekli sayıda kişinin heyette bulunması gerekmekte, ayanı ihtisas alanından çift sayıda bilirkişinin heyette bulunmaması gerektiği yasada düzenlenmiş olup, bilirkişi heyetindeki iki kişinin ihtisas alanları farklı olmakla yasal düzenlemeye aykırı bir durum bulunmamaktadır.Yemin delilinin icrasına yönelik olarak yapılan itirazda ; işlem tarihinin 2002 yılı oluşu, ancak 2018 yılındaki temsilcinin yemin etmesinin doğru olmadığını istinaf sebebi yapmış ise de ;yemin ; yeminin eda edileceği zamandaki temsilci tarafından yapılması esastır. Yemin isticvaptan ve tanık olarak beyanda bulunmaktan farklı bir kavramdır.Yemini yetkili temsilci yapacaktır.Bu nedenle davalı yanın buna ilişkin istinaf gerekçesi de yerinde görülmemiştir.Eldeki davada ,iki ayarı tabinin tek bir davada birlikte itirazın iptalinin istenmesi hususundaki istinaf talebine ilişkin olarak, tarafları konusu ve hukuki dayanağı aynı olan iki ayrı takibin birlikte dava edilmesine engel olacak bir yasal düzenleme bulunmadığından bu istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.Alacağın miktarı tartışmasız olmakla itirazın haksız olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı verilmesi de yerinde görülmüştür.HMK 355. maddesine göre yapılan incelemede de kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmadığından davalı yanın tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf talebinin HMK 353/b-1 madde gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 1.092,96 TL harçtan peşin alınan 274,00 TL nin mahsubu ile bakiye 818,98 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-Davalı yanca yapılan istinaf giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/01/2020 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.