Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3550 E. 2018/2569 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3550 Esas
KARAR NO : 2018/2569
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/788
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin… ve …’in ortağı olduğu … adlı Tekstil firmasında 2000 yılının Ağustos ayından itibaren 18 yıl boyunca çalıştığını, müvekkilinin 14/12/2017 tarihinde işten ayrılmak istediğini söylemesi üzerine firma yetkililerinin birkaç ay daha beklemesini istediğini, müvekkilinin 6 ay boyunca çalışmaya devam ettiğini ve tekrar ayrılmak istediğini söylediğinde müvekkilinin oyalandığını ve iyiniyetinin suistimal edildiğini anladığını, firma yetkililerinden …’in mali müşavir .. .’ın da bulunduğu bir görüşmede müvekkilinin ayrılmak istiyorsa bir teminat senedi vermesi gerektiğini, aksi takdirde çıkış vermeyeceklerini ve kendi işyerini açtırmayacaklarını söyleyerek tehditle müvekkilinden senet istediklerini, müvekkilinin ısrarlar üzerine ….’in abisinin de firma yetkilisine duyduğu güvenle istemeyerek de olsa 400.000-500.000 TL bir meblağ için senet imzalamayı kabul ettiğini, ancak …’in senedi boş imzalaması hususunda ısrarcı davrandığını, müvekkilinin senedi imzalamak durumunda kaldığını, bu senedin daha sonra …’in oğlu adına verilmiş gibi gösterilerek icra takibine konulduğunu, müvekkilinin senet alacaklısı ile hiçbir alacak borç ilişkisi bulunmadığını, senet lehtarı davalının bu kadar büyük bir meblağı borç verme imkanının da bulunmadığını, yapılan olayın suç teşkil ettiğini belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 06/09/2018 tarihinde İİK’nun 72/2 maddesi uyarınca takibin durdurulması talebinin reddine, İİK’nun 72/3 maddesi uyarınca %20 teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Dosyanın gerek fiziken gerekse UYAP ortamında yapılan incelemesi sonunda ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen herhangi bir ara kararına rastlanılmamıştır.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına yöneliktir. HMK 341/1 uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek karara karşı istinaf yoluna başvurulabilecektir. İhtiyati tedbir kararlarına karşı itiraz hususu HMK’nun 394.maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir kararlarına karşı yapılacak itirazları inceleme yetkisi ilk derece mahkemesine aittir. HMK’nun 394/5 maddesinde de itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüştür. Ortada ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilmiş bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Bu itibarla davalı vekilinin mahkemenin ihtiyati tedbir kararına yönelik istinaf talebinin reddi ile söz konusu bu dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi kabul edilip bu itirazla ilgili ilk derece mahkemesince HMK’nun 394.maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda davalı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE,
2-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesi olarak kabul edilip bu konuda bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
3-Kararın mahiyeti gereğince peşin harcın talebi halinde davalıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.30/11/2018