Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3542 E. 2018/2595 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3542 Esas
KARAR NO : 2018/2595 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2018
NUMARASI : 2015/1039 E., 2018/636 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davalılardan …’nın, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile borçlusu … Tic. Ltd. Şti. aleyhine 56.500TL ve 56.780TL’lik 2 adet çek’e dayalı olarak faizi ile birlikte toplam 123.896,67TL alacağı için icra takibi yapıldığı ve takibin kesinleştiğini, takip kesinleştikten sonra müvekkilinin ikamet ettiği adrese haciz ihbarnamesi gönderdiğini, bu ihbarname ile dosya borçlusu olan …Tic.Ltd.Şti.’ne olan borcunu borçluya ödemeyip dosyaya yatırması ihtar edildiğini, müvekkilinin tebligatın gönderildiği adreste olmadığından tebligatın muhtarlığa yapıldığını, itiraz süresi geçtiğini ve bunun üzerine 89/2 haciz ihbarnamesi de yine aynı adrese gönderilerek muhtarlığa tebliğ olunarak kesinleştiğini, bunun üzerine 89/3 haciz ihbarnamesinin yine aynı adrese gönderilerek o sırada adreste bulunan oğlu …’a 29/08/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun dosyaya ödenmesi aksi halde haciz yapılacağının bildirildiğini, müvekkilinin dosyaya itiraz ederek dosya borçlusuna böyle bir borcunun bulunmadığını bildirdiğini, ancak takip kesinleştiğinden dosya borçlusuna borcunun olmadığının tespiti için bu davayı açmak zorunda kaldığını, müvekkilinin ticaret yapmadığını, takip borçlusu şirket ile hiçbir borç ve alacak ilişkisi olmadığını, bu hususta bir belge olmadığını, şirketi tanımadığını, maddi ve manevi bir bağı olmadığını , dolayısı ile bu şirkete bir borcu da olmadığını belirterek davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı …. Ltd. Şti. aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından iki adet çeke dayalı ana para ve ferileri dahil 125.896,67 TL alacağının tahsili için icra takibine geçildiğini, takibin kesinleştiğini, davacıya 89/1-2-3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini ve davacının taşınmazına haciz konulduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği müvekkili şirketi tanımadığı yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tebligatın çıkarıldığı adreste davacının eş ve çocukları ile birlikte daimi olarak ikamet ettiğini belirterek davacının haksız davasının reddine, davacının icra takip alacağının %20 sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde ; alacaklı …nın, borçlu davalı … Tic Ltd Şti aleyhine toplam 123.896,67 TL’nın tahsili talebiyle icra takibi başlattığı, takibin kesinleştiği, kesinleşen bu takipten dolayı Davacı … .’a üçüncü şahıs sıfatıyla İİK m 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacının 3. Haciz ihbarnamesine 04/03/2015 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür.
Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarihli 2015/1039 Esas- 2018/636 Karar tarihli kararı ile; “davacının ,davalı …’nın aleyhine gönderdiği haciz ihbarnamelerine itiraz etmiş borcu olmadığını dile getirmiş ise de, dürüslük kuralına aykırı olarak yapılan – hukukun kötü niyetli kullanılmasına dair – iddiaları kanunun himaye etmeyeceği anlaşıldığından TMK madde 2 uyarınca ,söz konusu kesinleşen İİK m.89/3 uyarınca uhdesinde bulunan borçtan dolayı davalı tarafa borçlu bulunduğu yönünde kanaat oluştuğu ” gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesi ibraz ettiği; bekletici mesele yapılan Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında müvekkillerinin beraat etmesine rağmen kararın aksi yönde karar verildiğini, müvekkiline gönderilen İİK 89/1-2-3 ihbarnamelerinin tarafına ulaşmadığının beyan edilerek itiraz edilmesine rağmen mahkemenin itirazlarını incelemediğini, tebligatların müvekkilinin yaşamadığı eve tebliğ edildiğini, Tebligat Kanunu 21. Maddeye göre tebligat yapılması halinde tebligat yapılmak istenen kişinin nerede olduğunun sorularak tutanağa geçirilmesi gerekirken yapılmadığını, mahkemenin bu hususları incelemediğini, müvekkilinin Ağır Ceza Mahkemesinde beraat etmesine rağmen keyfi karar verildiğini alacaklının kötüniyetli olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını icra takibinin tedbiren durdurulmasını, haciz ihbarnamelerinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin ve davalı şirket vekilinin istinaf dilekçesine cevap vermediği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava İİK 89/3 maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
İİK 89/3 maddesinde; “…İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur ..”
İİK 89/5 maddesinde “Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır” hükmü düzenlenmiştir.
Davacının haciz ihbarnamelerinin kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini iddia ettiği ancak İİK 89/5 maddesi yollaması ile, İİK 65 maddesine göre geçikmiş itiraz davası açmadığı, tebligatların iptalini ve itirazının işleme koyulmasını talep etmediği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde beyan ve kabul ettiği üzere İİK 89/3 maddesi gereğince üçüncü haciz ihbarnamesi, ” adreste bulunan oğlu ….’a 29/08/2015 tarihinde tebliğ edilmiş” dava ise 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten çok sonra 11/11/2015 tarihinde açılmıştır.
İİK 89/3 maddesinde düzenlenen 15 günlük dava açma süresi, hak düşürücü süre olmakla, dava şartlarından olduğu ve mahkeme tarafından resen dikkate alınması gerektiği, kamu düzenine aykırılık kapsamında bulunmakla Dairemizce HMK 355. Madde gereğince resen gözetileceği kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, davanın esastan reddine ilişkin mahkeme kararının kaldırılarak, davanın hak düşürücü sürede açılmadığından usulden reddine, davacı vekilinin takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 355. Maddesi ve 353/1-b-3 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2018 gün ve 2015/1039 E., 2018/636 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Davanın İİK 89/3 maddesine göre 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığından, USULDEN REDDİNE,
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE,
Davacı tarafından istinafa gelirken yatırılan 35,90 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 14,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 112,10 TL’den talebin kabul red oranına göre 56,05TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
03/12/2018