Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3541 E. 2021/1724 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3541 Esas
KARAR NO: 2021/1724 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2017/456 E., 2018/185 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Manevi Tazminat İstemli)|Patent (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin 1964 yılında ODTÜ Makine Mühendisliği’nden mezun olduğunu, müvekkilinin Bulgaristan’da kendi dizayn ettiği … firması tarafından üretilen hamur ve baklava yufkası açma makineleri ithal ederek yurt içinde büyük çapta baklava üreten firmalara sattığını, müvekkilinin Bulgaristan’da uzun süredir kullanılan ve 3 silindirden ibaret demirden yapılmış ilkel makineyi silindir ölçülerini değiştirerek geliştirdiğini, ayrıca nişastalama sistemleri ve katlama ünitesi dizayn ederek makineye ilave ettiğini, ayrıca tüm imalat fonksiyonlarının belirlenmesi için kumanda ve kontrol merkezi sistemi kurup bu fonksiyonları dijital işlemli bir panelden yapılabilecek duruma getirdiğini ve makineyi tamamıyla paslanmaz malzemeden imal ettiğini, davalıların ise kendisine ait iş yerinde müvekkilinin dizaynını yaptığı ve Bulgaristan’da ürettiği hamur ve yufka açma makinelerinin benzerinin patentini aldıklarını, davalıların bu makinelerin üretimini ve satışını hiç yapmadıklarını, müvekkiline karşı İstanbul 2. FSHHM’nin 2012/69 Esas sayılı dosyasında patente tecavüz ve tazminat davası açtıklarını, müvekkilinin de davalılar aleyhine Kartal FSHHM’nin 2012/132 Esas sayılı dosyasında patentin hükümsüzlüğü istemiyle dava açtığını, davaların birleştirildiğini, müvekkilince açılan davanın kabul edildiğini, kararın kesinleştiğini, davanın açıldığı 19/03/2012’den kararın kesinleştiği 02/06/2016 tarihine kadar müvekkilinin Türkiye’de makine satamadığını, ticari yönden kayba uğradığını, manevi yönden de yıprandığını belirterek fazlaya dayalı hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10 .000 TL maddi ve 50.000 TL manevi olmak üzere toplam 60.000 TL olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı …; kendisinin yasal hakları kullanması bakımından dava açtığını, görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğunu, kendisinin ve diğer davalının makine üretmediğini ve satmadığını, bu hususun davacının da kabulünde olduğunu, davacının ticaretini engellemediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; Kartal FSHHM’nin 2012/132 Esas sayılı dosyasında davacı birleşen davalıların patentinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, patente tecavüz ve tazminat talebiyle açılan davanın da esastan reddine, İstanbul 1. FSHHM’nin 2012/122 Esas sayılı dosyasında ise, … aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ise esastan reddine karar verildiği, kararın 15/06/2015 tarihinde Yargıtay’ca onandığı, karar düzeltme talebinin ise 02/06/2016 tarihinde Yargıtay’ca reddedildiği, kararın kesinleştiği, davalı tarafça dava tarihinde tescilli olan … sayılı incelemeli patent belgesine ve tecavüz bulunduğuna dair mahkemece yapılan tespit raporlarına dayanılarak dava açıldığı, davaların ihtiyati tedbir talepli açılmadığı, davacı vekilinin duruşmalarda hukuka saygılı bir kişi olarak yasal süreç devam ederken ticari faaliyetini kendisinin durdurduğu, ancak yargılama sonunda hükümsüzlük talebinin kabul edildiği, dava açma hakkının Anayasal hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı, karşı tarafı zararlandırma amacının güdülmediği, maddi ve manevi zararın hukuki dayanağının gerçekleşmediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak, dava dilekçesini tekrar etmiş ve ayrıca kararın yanlış olduğunu, müvekkilinin kendiliğinden ticari faaliyetini durdurmadığını, davalı tarafın ticari faaliyetini durdurmaması halinde müvekkilini dava açmakla tehdit ettiği, aynı tehdidin müvekkilinden mal alan şirketlere de yapıldığını, davalının eylemleri nedeniyle satış yapamadıklarını, evvelce makine alan müşterilere sürekli olarak polis marifetiyle baskınlar yapıldığını, müvekkilinin itibarının düşürüldüğünü, bu nedenle müvekkilinden mal alınmadığını, müvekkilinin hem maddi hem de manevi yönden zararlara uğradığını, müvekkilinin davanın açıldığı tarihe kadar sattığı makine miktarı, alış, satış bedelleri ve kar miktarını tablo halinde sunduklarını, buna göre 2010 yılındaki karın 33.889,07 TL, 2011 yılı karının ise 107.424,37 TL olduğunu, satış miktarının yıllara göre arttığını, buna bağlı olarak ticari kazancın ve karının da arttığını, davalıların müvekkili aleyhine dava açması nedeniyle müvekkilinin 4 yıl 2,5 ay ticari faaliyet gösteremediğini ve makine satamadığını, bu kayıtların karşılanması için dava açmak zorunda kaldıklarını bildirmiştir. İstanbul 2. FSHHM’nin 2012/69 Esas 2014/227 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; asıl davada davacıların … ile …’in davalıların …, … ve … AŞ, birleşen Kartal FSHHM’nin 2012/132 E.sayılı dosyasında davacının …, davalıların … ile …, birleşen İstanbul 1. FSHHM’nin 2012/122 sayılı dosyasında ise davacıların … ile … davalıların ise …, …, … Ltd. Şti ve … Ltd.Şti olduğu, yargılama sonunda davacı karşı davalıya ait patentin hükümsüzlüğüne, … aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve hükümsüzlük kararının geriye etkili olması nedeniyle esastan reddine karar verildiği, kararın davacı karşı davalılar vekilince temyiz edildiği ve Yargıtay 11. HD’nin 15/06/2015 günlü ilamıyla onanmasına karar verildiği, karar düzeltme isteminin ise aynı daire tarafından 02/06/2016 tarihinde reddedildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalıların davacı aleyhine patente tecavüzün tespiti önlenmesi ve tazminat davası nedeniyle davacının makine üretip satamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği kar kaybı ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde, davalı tarafça davacı aleyhine patente tecavüzün tespiti önlenmesi ve tazminat talebiyle dava açıldığı, davacının da davalı taraf aleyhine patentin hükümsüzlüğü istemiyle dava açtığı, bahse konu davanın yargılaması sonunda davalı tarafça davacı aleyhine açılan patente tecavüzün tespiti önlenmesi ve tazminat talebine ilişkin davanın reddine, davacı tarafça açılan patentin hükümsüzlüğü davasının ise kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. Somut olayda davalı taraf adlarına tescilli patente dayalı olarak davacı aleyhine dava açmıştır. Söz konusu bu dava bir hakkın kullanılması niteliğinde olup, salt davacıyı zarara uğratmak için açıldığından söz edilemeyecektir. Davalı taraf bahse konu dava ile Anayasal bir hak olan hak arama özgürlüğü dairesi içinde hareket etmiştir. Bunun aksine bir husus davacı tarafça ispat edilememiştir. Kaldı ki dava sırasında da herhangi bir ihtiyati tedbir nedeniyle davacının üretim ya da satışını durdurması hali söz konusu değildir. Zaten eldeki dava da haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkin de değildir. Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere davalı tarafça delil tespitleri yapılarak davacı aleyhine dava açıldığı, açılan bu davanın hak arama özgürlüğü çerçevesi içinde kaldığı, salt davacıyı zararlandırma amacıyla açıldığının ortaya konulamadığı, maddi ve manevi tazminatın koşullarının somut davada gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3- İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/10/2021