Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3524 E. 2021/1264 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3524 Esas
KARAR NO: 2021/1264
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2017
NUMARASI: 2015/267 2017/755
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı … şirketi tarafından imal edilip pazarlanan diş protezi kazıma makinesine ilişkin bu davalıyla 06/10/2011 tarihli ve diğer davalı … şirketiyle de 29/09/2011 tarihli finansal kiralama sözleşmesini imzaladığını, makinenin metal, zirkon, PMMA gibi maddeleri işleyerek diş protezi ürettiğini, makinenin kazıyıcı ve bilgisayar olmak üzere iki ana bölümden oluştuğunu, bilgisayar kısmında tanımlanan işin kazıyıcı tarafından işlenerek üretildiğini, ancak makineyi teslim aldıkları tarihten itibaren sürekli arızalar çıktığını, makinenin bilgisayar kısmının tanımlanan işin uygun bulmasına rağmen kazıyıcı kısmın tanımlanan işi üretemediğini, makineden beklenen faydayı sağlayamadıklarını, hataların tamamının imalat hatası niteliğinde bulunduğunu, müvekkilinin makinenin üretimini yapamaması sonucu finansal kiralama borçlarını ödeyemediğini, bu sebeple davalı … şirketinin sözleşmenin feshi için dava açtığını ve makineye el koymak üzere olduğunu, bu nedenle bir an önce makine üzerinde arızalar yönünde tespit işlemi yapılarak müvekkilinin ödemiş olduğu 141.027,15 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline, kalan finansal kiralama borçlarının iptaline veya diğer davalı tarafından ödenmesine, müvekkilinin uğramış olduğu zararın tespiti ile şimdilik 1.000 TL zararın davalı Güner şirketine tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilinin 21/06/2017 tarihli dilekçesiyle davasını 149.955,62 TL’ye yükselttiği görülmüştür. Davalı … Ltd.Şti vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, bu nedenle ayıp iddialarının reddi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, davacının makinenin ayıplı olmasından dolayı yetki talebinin uygun görüldüğünü ve 11/03/2015 tarihinde talepte bulunma konusunda davacıya yetki verdiklerini, sözleşme konusu makinenin davacı tarafından beğenilip alındığını, müvekkilinin malın ayıplı olmasından sorumlu olmadığını, davacının bu nedenle kira bedellerini ödemekten kaçınamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; makinenin imalat hatalı ve gizli ayıplı olduğu, bu durumda 6098 Sayılı TBK’nun 219.maddesi uyarınca davalı … Ltd.Şti’nin ayıba karşı tekellüf hükümleri uyarınca sorumlu olduğu, 1.000 TL’lik zarar kalemine ilişkin iddianın ispatlanamadığı gerekçeleriyle davacının davalı … şirketine açtığı davanın reddine, davalı … Ltd.Şti’ne açtığı davanın ise 141.027,15 TL’ye dava tarihinden, ıslahla arttırılan 8.928,47 TL’ye ise ıslah tarihi olan 21/06/2017 tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak tahsiline, 1.000 TL’lik zarar kalemine ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, kararı davalı … Ltd.Şti vekili istinaf etmiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili, istinaf sebebi olarak; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahı Bakırköy mahkemeleri olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının mahkemece hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, itirazlarının eski hale getirme talebinde bulunmalarına ve yeniden rapor alınmasına ilişkin taleplere rağmen reddedildiğini, raporun bilimsellikten uzak olduğunu, davanın ayıba ilişkin zamanaşımının dolmasından sonra açıldığını, makinede ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte davacının makineyi fuarda görüp beğendiğini, aylarca süren test deneme ve görüşmelerden sonra sağlam ve çalışır vaziyette teslim aldığını, makinenin 29/09/2011-11/03/2015 tarihleri arasında yoğun bir şekilde kullanıldıktan sonra davanın açıldığını, ticari satışlar için davacının seçimlik haklarını kullanması yönünden ihbar yapması gerektiğini, buna göre açık ayıptan iki gün içinde, açık olmayan ayıpların ise teslimden itibaren 8 gün içinde inceleme yaptırılarak bildirilmesi gerektiğini, makinenin iki yıllık garanti süresinde de sıkıntısız olarak kullanıldığını, davacının hiçbir zaman ayıp ihbarında bulunmadığını, davacının dört yıla yakın bir süre kullandıktan sonra bilmedikleri bir sebeple bu davayı açtığını, makinenin basit bir makine olmayıp birden fazla makinenin birlikte oluşturduğu bir sistemden ibaret olduğunu, sistem içerisinde birbirinden bağımsız ve sistemin bütünlüğünden ayrılabilir nitelikte birden fazla farklı parça mevcut olduğunu, davacının sistemin tümüne yönelik ayıp iddiasının bu nedenle somut ve dinlenebilir olmadığını, davanın öncelikle hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, makinenin birkaç kez arıza yapmasının tek sebebinin davacının makineyi kullanma talimatına uygun kullanmaması olduğunu, milimetrik iş yapan dava konusu makinenin herhangi bir servis desteği alınmadan dava dilekçesinde de belirtildiği üzere şehirden şehire taşındığını ve makinenin bundan zarar gördüğünü, davacının ağır kusur ve ağır ihmali nedeniyle makinenin arıza yaptığını, makinenin davacı tarafından kasıtlı olarak bozulması veya değiştirilmesinin mümkün olduğunu, bilirkişi raporundaki çelişkili açıklamada makinenin halen kullanmakta olduğunun anlaşıldığını, makinede inceleme yapıldığı gün en önemli aksanlarından biri olan vakum sisteminin davacı tarafından söküldüğünü, vakum sistemi olmayan makinenin ortamı toz altında bıraktığını ve davacı tarafından bilirkişilerin kasıtlı olarak yanıltıldığını, davacının makineyi 4 yıla yakın kullanarak maddi yarar sağladığını, bu yararın mahsup edilmeden hüküm kurulmasının da doğru olmadığını bildirmiştir. İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/341 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; finansal kiralama şirketinin … aleyhine ihtiyati tedbir istediği, buna göre dava konusu makinenin tüm ekipman ve aksesuarlarıyla yediemin sıfatıyla … A.Ş’ye teslimine dair tedbir kararı verildiği görülmüştür. Davacı ile davalı … şirketi arasında dava konusu makine için 29/09/2011 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı görülmüştür. Davacı ile davalı … Ltd.Şti arasında 06/10/2011 tarihinde dava konusu makineyle ilgili olarak sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 11.maddesinde, uyuşmazlık halinde satıcı için İstanbul, alıcı için Eskişehir Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, sözleşmede davalı … Ltd.Şti’nin adresinin Yenibosna/İstanbul olarak gösterildiği, sunulan sözleşmede davacının imzasının yer almadığı, satıcı davalı … Ltd.Şti’nin imzasının bulunduğu görülmüştür. Mahkemece alınan 10/07/2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda; makinenin bulunduğu yerde keşif yapıldığı, makinenin incelendiği ve deneme çalıştırmasının yapıldığı, bilgisayar kısmında daha önceden tanımlanan bir diş protez işinin tekrar tanıtıldığını, ancak tanımlanan işin eksiksiz şekilde üretilmediği, makinenin muhafazası için konulmuş sac levhaların makinenin çalışma sırasında gövdeye çarptığını, makineye takılan zirkonyumoksit esaslı protez malzemenin işleme sırasında protozin bazı kısımlarının kırıldığı, hassas işlemin gerçekleşmediği, işleme sırasında yoğun bir şekilde zirkonyumoksit tozu oluştuğu, makinenin filtre sisteminin bu tozları gerektiği etkinlikte filtre edemediği, bu durumun çalışanların sağlığını tehlikeye düşüreceği, elektrik aksamının ise kablo sistemlerinin uygun şekilde yerleştirilmediği, bazı kabloların uçlarının açıkta olduğu, kablo demetlerinin uygun şekilde yuvasına yerleşmediği, belirtilen bu eksikliklerin kullanıcıyla alakası bulunmadığından imalat hatası niteliğinde bulunduğu, bu hataların makineni ilk alım ısırasında tespitinin mümkün olmadığı, makinenin belirli bir süre değişik numuneler üzerinde çalıştırılmasıyla anlaşılabileceği, bu nedenle imalat hatalarının gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, mevcut haliyle makinenin verimli kullanılmasının mümkün olmadığı, kendisinden beklenen faydayı sağlayamadığı ve makineden faydalanamama halinin süreklilik kazandığının tespit edildiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 15/02/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise; dava konusu makinenin ayıplı olduğu ve imalat hatasından kaynaklanan bu ayıbın davacı alıcının makineden beklediği faydayı tamamen ortadan kaldırır nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme hakkı olduğu, davacının finansal kiralama şirketine ödediği bedelleri davalı satıcıdan isteyebileceği, davalı satıcının ayıba karşı tekeffül nedeniyle sorumlu olduğu, davalı … şirketinin kanunun açık hükmü gereğince ayıp nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığı, davacının ayıplı makine nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların ispata muhtaç olduğu, davacının ayıplı makineden elde ettiği herhangi bir faydanın tespit edilemediği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama konusu malın ayıplı olduğu iddiasıyla açılan ödenen bedellerin iadesiyle uğranılan zararın tazmini talebine ilişkindir. Davacı ile davalılardan finansal kiralama şirketi arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalanmış ve diğer davalıdan dava konusu makine alınmıştır. Davacı taraf, makinenin teslim aldıkları tarihten itibaren sürekli arızalar çıkardığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Davalı …nin ilk istinaf sebebi mahkemenin yetkisine yönelik olup davacı ile bu davalı arasında düzenlenen sözleşmenin 11.maddesinde İstanbul Mahkemelerinin de yetkili olduğu belirtildiğinden, mahkemenin yetkisine yönelik itirazın yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İşin esası bakımından yapılan değerlendirmede ise TTK’nun 23/1-c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda ise TBK’nun 223/2 maddesi uygulanacaktır. Somut olayda sözleşme tarihleri dikkate alındığında davacının söz konusu malı 2011 yılı sonu itibariyle teslim aldığı anlaşılmaktadır. Davacı dava dilekçesinde malı teslim aldıklarından itibaren arıza çıkardığını belirtmiş ise de, bu hususa ilişkin ne bir tespit işlemi yaptırmış, ne de durumu davalı …ne bildirdiğine dair bir delil dosyaya sunmamıştır. Öte yandan dosya içeriğinde arızalar ve varsa onarımlarla ilgili bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Ayıba karşı tekeffülden doğan hakların kullanılabilmesi için süresinde ve usulüne uygun bir şekilde ayıp ihbarının yapılması gerekir. Somut olayda davacı tarafça davalı …ne süresinde ve usulüne uygun bir şekilde ayıp ihbarı yapıldığı hususu kanıtlanamamış olup davanın bu davalı yönünden bu gerekçeyle reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı …vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik istinaf talebinin reddi, işin esasına yönelik istinaf talebinin ise kabulüne karar vermek gerekmiş, ayrıca davalı … şirketi hakkındaki red kararı davacı tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmiş olup her ne kadar hakkında verilen red kararı kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerekmekte ise de, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda dairemizce ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiğinden ve bu kararla ilk derece mahkemesi kararı tamamen ortadan kaldırıldığından davalı … şirketi hakkındaki davanın da reddi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik istinaf talebinin reddi, işin esasına yönelik istinaf talebinin ise KABULÜNE, 2-İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/10/2017 gün, 2015/267 Esas, 2017/755 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 59,30 TL harcın, alınan 2.425,47 TL peşin harç ve 137,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.562,47 TL harçtan mahsubu ile artan 2.503,17 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-Davalılar lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 14.746,45 TL vekalet ücretinin (ilk derece mahkemesince 23/10/2017 tarihinde davalı … şirketi hakkındaki dava reddedilmiş olup bu tarih itibariyle AAÜT’ye göre hesap edilen vekalet ücreti 14.746,45 TL olup davalı … şirketi kararı istinaf etmediğinden) davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 3.449,33 TL vekalet ücretinin (dairemiz kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan vekalet ücreti 18.195,78 TL olup her iki davalı hakkındaki dava aynı sebeple reddedildiğinden yukarıda belirtilen 14.746,45 TL’nin bu miktardan mahsubu sonucu kalan) davacıdan alınarak davalı …ne verilmesine, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı …ne iadesine, 8- İstinaf aşamasında davalı …tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 130,60 TL’nin davacıdan alınarak davalı …ne verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021