Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3523 E. 2018/2566 K. 30.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3523 Esas
KARAR NO : 2018/2566
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/210 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
Davacı vekili, “Davalılardan … şirketinin, müvekkili aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası üzerinden Kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığını, takibe konu çek’in …Bankası Çemberlitaş şubesine ait olduğunu ve lehdarın müvekkili keşidecisinin davalılardan … Ltd şirket olduğu, bu takibe karşı İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesinde 2016/802 no’lu itiraz davası açtıklarını, verilen karara karşı istinaf başvurusu yapıldığını, takip konusu çek’in kambiyo senedi vasfında olmadığını, ciro silsilesinin bozuk olduğunu, çek’te yer alan imzanın davacıya ait olmadığını, bu imzanın şirket yetkilisi eli ürünü olmadığını, çek’in dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçu işlenerek oluşturulduğunu, böyle bir çek’in kambiyo takibine konu edilemeyeceğini, çek’in ön yüzündeki 20.12.2014 olan keşide tarihinin çizilip, keşideci tarafından imzalanarak 20.08.2015 biçiminde yeniden düzenlendiğini, keşideci davalı … tarafından kendi adına çek’e imza atılıp ciro edildiğini, bu davalı şirketin yetkilisinin … olmadığını, imzaya yetkili kişinin ikiz kardeşi …olduğunu, ciro silsilesinde …. Ambalaj şirketinin, …’ndan sonra geldiğini, bu şirketin müdürünün de … olduğunu, ciro silsilesi bozulduğundan davalının meşru ve yetkili hamil sıfatı taşımadığını, müvekkili ile davalı / çek keşidecisi … Tıbbi Mamüller şirketi arasında bir ticari ilişki bulunmadığını, tedbir koşullarının oluştuğunu” iddia ile dava konusu takibe esas borç nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, takibin, müvekkili yönünden iptalini, teminatsız olarak ya da %15 teminatla takibin durdurulması ya da icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini, en az %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkeme, 28.03.2018 tarihinde, yaklaşık ispat koşulu sağlanamadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinafında önceki iddialarını tekrarla, “alacağın %115’i kadar teminat yatırıldığında takibin duracağını, İİK’nın 72.maddesi gereğince, bu yönde bir tedbir kararı verilebilecekken bunun verilmediğini, ayrıca HMK’nın 209.maddesi gereğince de tedbir kararı verilmesi gerektiğini, dolandırıcılık ve sahtecilik hususunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/73792 soruşturma no’lu soruşturmanın derdest olduğunu, müvekkilinin borçlu olmadığı bir senetten dolayı cebri icra tehdidi altında olduğunu, terditli talepte bulunmuş olmalarına rağmen, mahkemenin tek bir gerekçe ile red kararı verdiğini ve gerekçe yazılması kuralının da ihlal edildiğini” iddia ile ara karardan dönülmesini, kararın kaldırılmasını, öncelikle takibin durdurulması yönünde, mahkeme aksi kanaatte ise icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Davalılardan … Kağıtçılık vekili dava dilekçesine cevabında, “davanın usulden reddi gerektiğini, zira aynı konuda İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığını ve imzaya itiraz taleplerinin reddedildiğini, buna rağmen davacının, alacağı sürüncemede bırakmak için bu davayı açtığını, derdest dava nedeniyle dava şartlarının gerçekleşmediğini, İcra Hukuk Mahkemesi’nde alınan bilirkişi raporunda, imzaların, davacı şirket yetkilisine ait çıktığını, müvekkilinin iyiniyetli 3.kişi hamil olduğunu, imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, bu nedenle esasen müvekkiline karşı imza inkârının da ileri sürülemeyeceğini, kötüniyetli taleplerin de dayanaksız olduğunu” savunarak davanın ve taleplerin reddini istemiştir.
Her ne kadar davacı vekili yukarıda yazılı nedenlerle istinaf isteminde bulunmuş ise de, dosya içerisinde bir örneği bulunan ve İstanbul 10.İcra Hukuk Hakimliği’nce alınan 24.10.2017 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapmasına göre davacının istinaf istemini yerinde olmadığı, imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğuna dair dosyada mevcut bilirkişi raporu bulunduğu, tarihle ilgili düzeltme parafının da keşidecinin eli ürünü oluşu nedeniyle tarih değişikliğinin de tashih niteliği taşıdığı, dolayısıyla ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, ihtiyati tedbir istemi ilk derece mahkemesince reddine dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmakla, istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:
1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 30/11/2018 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.