Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3421 E. 2021/1279 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3421 Esas
KARAR NO: 2021/1279 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2018
NUMARASI: 2016/197 E. – 2018/52 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin uzun araştırma ve çalışmalar sonucunda meydana getirdiği “…” fikrinin davalı … tarafından izinsiz olarak “…” adı altında kullanıma hazırlandığını, projede ülkesine/şehrine dönüş uçağı akşam geç saatlerde olan ve otelden saat 12.00 de çıkış yapan yerli veya yabancı turistlerin valizlerini, eşyalarını otelden alarak havaalanına götüren ve havaalanında müşterilere valizlerin, eşyaların teslimatının yapıldığını, davacının projesini Beyoğlu … Noterliğince 11. 06. 2012 tarihinde tasdik ettirdiğini, projenin eser niteliğinde olduğunu, sahibinin de müvekkili olduğunu, yatırım desteği almak için Başbakanlık İletişim merkezine başvurduğunu, talebinin Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğüne gönderildiğini ve değerlendirildiğini, bu süreçte projesine destek amacıyla projesini … ve … AŞ Genel müdürü …’e sunduğunu ve e-mail ile Yönetim Kurulu Başkanı … gönderdiğini, şirket direktörü … detaylı anlattığını, … AŞ ile 2013 yılında görüştüğünü, davalının www…..istanbul adresinde yer alan projenin tüm unsurlarının müvekkilinin projesi ile birebir aynı olduğunu, gönderilen ihtarnameye rağmen herhangi bir cevap verilmediğini, eser sahipliğinden doğan mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini belirterek tecavüzün ref’ine ve menine, davalıların elde ettiği kardan şimdilik 1000 TL nin faiziyle birlikte ve FSEK 68. maddesi gereğince şimdilik 1000 TL nin, uğranılan manevi zarara ilişkin 30.000 TL manevi tazminatın reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kararın ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının projesinin eser olmadığını, hususiyet taşımadığını, şehirde teslim alınan bagajların hava alanına taşınması hizmetinin kuruluş amacının yolcu ve bagaj taşıma olan müvekkili ortaklığın ana faaliyet konusunun özgülenmiş bir sunumundan ibaret olduğunu, eser niteliğinin bulunmadığını, herhangi bir fikri çaba ürünü olmadığını, orjinal bir fikir içermediğini, havaalanı dışında bagaj kabul işlemi hizmetini Türkiye‘de ilk uygulayanın müvekkili olduğunu, doksanlı yıllarda o dönem yer hizmetleri aldığı firma ile birlikte benzer bir servis sunduğunu, otelcheck in adı altında 1999 yılında fikir bazında yer işletme genel müdürlüğü seviyesinde şekillendirdiğini, 2001 yılında Ankara İstasyon müdürlüğü tarafından uygulandığını, 15 yıl öncesinde yolcu kabul hizmetlerinin doğal bir uzantısı olarak farklı bir sunumu olan bu servisin kullanıldığını, hizmetin sunumuna bir süre ara verildiğini, 2001, 2013 yılları ekim ayı … dergisi sayılarında yolculara yapılan hizmet tanıtımına ilişkin bildirimlerden anlaşılacağı üzere 2001 yılında zaten mevcut olan bir hizmet olduğunu, dünyada eski tarihli benzeri modellerin bulunduğunu, noter tasdikinin eser niteliği kazandırmadığını, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir. … vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulunarak müvekkilinin Kavacık Beykoz adresinde ikamet etmesi nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının hukuken korunmaya değer tescilli bir hakkının bulunmadığını, dava konusu projenin eser olmadığını, davacı projesinin yenilik özelliğinin bulunmadığını ve davalıların arasında imzalanan sözleşme konusunun bu projeden farklı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 15.03.2018 tarihli 2016/197 E. – 2018/52 K. sayılı kararıyla; “…Yapılan değerlendirmeler, toplanan deliller ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi raporu ışığında, davacıya ait More İstanbul Projesinin sahibinin hususiyetini taşımadığı ve hizmetin aynı tip taşımalar için müşteri/yolcu memnuniyetini sağlamak amacıyla havayolu şirketlerince verilen yolcu bagaj hizmetlerinin tamamlayıcı bir unsuru olarak 90’lı yıllardan itibaren günümüze kadar süre gelen bir hizmetler bütünü olduğunu, davalıların bavul, eşya taşımacılığı ya da sair taşımacılık şeklindeki eylemlerinin dürüstlük kuralına aykırı ya da aldatıcı eylemler olduğundan bahsedilemeyeceği, haksız rekabetin de bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece alının 05/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda, sektörel yönden hiçbir ayrıntıya girmeyen, genel geçer ifadeler kullanılan değerlendirme içerdiğini, değerlendirmenin de … tarafından mahkemeye sunulan ve kendileri tarafından … projesinden, defalarca farklılıklarına değinilen değerlendirmelerden ibaret olduğunu, itirazları üzerine alınan 05/09/2017 tarihli ek raporda da kök rapordaki görüşlerin değiştirilmediğinin açıklandığını, bilimsellikten uzak bir rapor olduğunu, 09/01/2018 tarihli duruşmada bilirkişi … hazır bulundurularak beyanının alınmasında … ile müvekkilinin projesinin benzerlik ve farklılıklarını anlatmak yerine gezmeyi seven turist gibi gördüğü American Airlines ve Air France’da da aynı hizmeti gördüğünü beyan ettiğini, görülen örneklerin delillendirilmediğini,- ana tema aynıdır bakış açısı ile değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, yöntemlerin her birinin birbirinden farklı olduğunu, avantaj ve dezavantajlarının birbirinden farklı olduğunu, ana temanın süreçlerinde yapılacak değişikliklerin tüketici tercihlerini etkilediğini ve yeni ürünler ve hatta sektörler ortaya çıkarttığını,OECD ve Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve TÜBİTAK tarafından Türkçe’ye çevrilen Oslo Kılavuzunda, inovasyon kelimesinin: “yenilik (inovasyon), yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin; yeni bir pazarlama yönteminin ya da iş uygulamalarında, işyeri organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır” şeklinde tanımlandığını,-… Projesinin diğer örneklerden farklı olduğunu, ilk ortaya çıkan hizmetin “Kişiye Özel Kargo Taşımacılığı”, ikinci ortaya çıkan hizmetin “Şehirdeki Toplama Merkezinde Teslim Alınan Bagaj Taşımacılığı” olduğunu, 3. Nesil bagaj taşıma hizmetinde,”Otellerden seri şekilde teslim alınan bagaj taşımacılığı” hizmeti verildiğini ve diğer iki grup hizmetten farklı olduğunu, hizmetin yepyeni inovatif katma değerli bir fikir içerdiğini, … da Ocak 2017 tarihli … dergisinde “uçuş deneyimini kusursuzlaştıran, inovatif, yepyeni bir hizmet” olarak tanımladığını,sistemin en kritik noktasının oteller olduğunu ve More İstanbul Projesinin fizibilite analizlerinde çok detaylı otel analizleri yapıldığını, bilirkişinin benzer dediği firmalarla yazışma yaptığını, American Airlines firmasıyla yapılan yazışmadan kişiye özel butik taşımacılık hizmeti verildiğinin anlaşıldığını, Air France ile yapılan yazışmadan hizmetin 2016 yılında verildiğinin anlaşıldığını,- dava konusu projenin fikir sahibi açısından korunmaya değer emek ve çabasının olduğunun gözardı edilmemesi gerektiğini,bilirkişi raporunda müvekkilinin praojesinin fikri emek gerektiren bir çalışma olması nedeniyle “İlim edebiyat türünden bir eser ” olduğunun açıkça ifade edildiğini, projeyi eser kapsamından çıkaranın ise daha önce benzer projelerin yapılmış olmasından dolayı sahibinin hususiyetini taşımaması olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin projesinin hususiyet taşıdığını,- söz konusu projenin müvekkiline ait olduğunun, davalı ….A.Ş. nezdinde ortakları, genel müdür ve direktörleri tarafından bilindiğini, müvekkilinin projesine yatırımcı olmayan davalı …A.Ş., diğer davalı …. ile, müvekkilini dışlayarak, doğrudan hayata geçirmesinin TTK 55/1-c maddesi gereğince “başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak” suretiyle haksız rekabet teşkil ettiğini beyanla kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesine cevabında; davacının rapora itiraz dilekçesi ekinde sunduğu tablo ve ilgili kuruluşlarla yazışmalara ilişkin belgeleri kabul etmediklerini yargılamada da beyan ettiklerini, davacının projenin hususiyet taşıdığını ispatlayamadığını, istinaf dilekçesinde … ile kendi projesini karşılaştırmışsa da, kök raporda “taşıma saatlerinin farklı olması, valizlerin yolculardan alınışı ve iadesinin projeye farklılık katmadığının” açıklandığını, kaldı ki kıyaslamalar için davacının kullandığı verilerin de gerçek dışı olduğunu, cevap dilekçesinde verdikleri örneklerin, yeni olduğu iddia edilen hizmet biçiminin davacının sunduğundan daha gelişmiş hizmet modellerinin varlığını ispat kapsamında sunulduğunu, davacının da diğer davalı ile 28/04/2014 tarihli yazışmalarında ikna için Singapur’da benzerinin olduğunu, http://www…..com sitesini işaret ettiğini, bu firma sayfasının incelendiğinden 2009 yılından beri hizmet verildiğinin görüleceğini, sektör bilirkişisinin yolcu olarak deneyimlediği örnekleri ifade ettiğini, hizmetin yeni olmadığını Türkiye de de 2001 yılında benzer hizmetin verildiğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesine cevabında; davacının projesinin hukuken korunmaya değer tescilli bir hak teşkil etmediğini, hususiyet taşımadığını, eser vasfında olmadığını, bilirkişi raporunda FSEK kapsamında bulunmadığının tespit edildiğini, davacının verdiği örneklerin dava ile bağdaşmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER:Davacının Beyoğlu …. Noterliği’nin 11 Haziran 2012 tarihli … yevmiye numaralı beyannamesi ekinde, “…” başlıklı belgeyi tasdik ettirdiği anlaşılmıştır.Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde, …A.Ş. İle … A.Ş. İle ve Kültür Bakanlığı ile yapılan yazışmaları ve www…. .istanbul web sitesi ekran görüntülerini ibraz ettiği anlaşılmıştır.Mahkemece emekli havayolu ve sektör yöneticisi, lojistik ve taşımacılık uzmanı bilirkişi … FSEK uzmanı … ve muhasip bilirkişi … alınan 07/04/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; sektörel yönden yapılan incelemede aynı tip taşımaların 90’lı yıllardan başlayıp günümüze kadar devam eden hizmetler bütünü içerisinde yer aldığını, söz konusu projenin uzun süreden beri dünyanın çeşitli yerlerinde hizmetin bir gereği olarak uygulandığını, davacının projesinin süregelen uygulamalardan bağımsızlık kazanacak, ayırt edici özellik içerecek belirgin bir farkın bulunmadığını, taşıma saatlerinin özel oluşunun, valizlerin yolculardan alınmasının ve iadesinin projeye farklılık katmadığını, sahibinin hususiyeti kıstasını taşımadığını, dava konusu projenin ayrıntılı tasarlanmış bir taşıma hizmeti, fikri emek gerektiren bir çalışma (projenin sistematik bir biçimde kayda geçirilmesi) olması sebebiyle FSEK kapsamında sayılan eser tiplerinden “İlim ve Edebiyat Eseri” türünden bir eser olduğu konusunda kuşku bulunmadığını ancak sübjektif unsur yokluğu sebebiyle davalının “…Projesi” adlı projenin FSEK kapsamında eser olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı beyan etmişlerdir.Mahkemece alınan bilirkişi heyet ek raporunda; Dünya genelinde ve ülkemizde çeşitli havayolu ve lojistik hizmet veren kuruluşlarca yaklaşık otuz yılı bulan bir süreç olduğu, uygulanan şehir-havalimanı arası yolcu bagajı taşıma ve teslim hizmetlerinin, havayolu bagaj kabul ve taşıma işlevlerinin tamamlayıcı unsuru olduğu, davalının, dava konusu projesinin bahis konusu taşıma hizmetlerinden ayrı kimlik kazanacak ve belirgin bir farkının bulunmadığı, bu nedenlerle davalının projesinin FSEK kapsamında eser olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca davalıların dava konusu taşımacılığa yönelik eylemlerinin TTK kapsamında haksız rekabet teşkil etmediğini belirterek kök rapordaki görüşlerini tekrar etmişlerdir.Davacı vekilinin talebi ile sektör bilirkişisinin 09/01/2018 tarihli duruşmada dinlendiği, bilirkişinin beyanında; ” dünya genelinde bu tarz hizmet sunulduğunu, yolcuların bagajlarında şehir havalimanı arasında bir nevi pikap yaptıklarını, toplayarak havalimanına ilettiklerini, bu hizmetlerin de yıllardan beri süregeldiğini arzettim. Mahkemece benden örnek sorulacak olursa, … açısından değil, diğer havayollarında da 45 yıldır görev ve seyahat yapmam açısından örneğin Aır Franc’ın Paris’teki otelden alınan bagajların havalimanından chack’in bankosuna kadar getirildiğini gördüm. Keza Amerika’da American Airlines aynı uygulamayı Sharotion Otelinde yaptı. 1970 li yılların sonunda 1980 li yılların başında … şehir merkezinde Şişhane’de çevre otellerden toplanan yolcularına ait bagajları getirerek yolcu otobüsü ile havalimanına naklettiğini oradaki karşılayan … personelinin chackin yaparak yolculara karşıladıklarına şahit oldum. Yıllardan beri bu tarz hizmetlerin havayolu taşıyıcıları tarafından yolcularına sağlandığını izlemiş bulunuyorum dedi.Ana tema aynıdır, netice olarak değişen bir sonuç yoktur. Hava yolları genelde müşterilerine hizmet odaklı çalışır, hava yolu bunu ya alt taşıyıcılarla yahut belli bir otelle anlaşarak bunu yapabilir. Bagajların şehir merkezinden alınması, davacı yanın belirttiği gibi amaç yolcunun zamanını iyi değerlendirmesi amaçlıdır. Otelden alınması ile farklı bir yere bırakılması farklıdır ancak hizmet aynıdır. 1970 li yılların sonu 1980 li yılların başında … bu hizmeti izledim. 1990 lı yıllarda Pariste Air France hizmetini yaşadım. 2001 veya 2002 yıllarında Newyork üzerinden Dallasa geçtim … aynı hizmeti gördüm. Honghong ta eski meydana gittim bu tür hizmeti gördüm.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
G E R E K Ç E :Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin uzun araştırma ve çalışmalar sonucunda meydana getirdiği ve davalı … Kargo yöneticileri ile ayrıntılarını paylaştığı, “…” fikrinin davalı … tarafından izinsiz olarak “…” adı altında kullanıma hazırlandığını beyanla, tecavüzün ref’i ve meni ile FSEK 68. Madde uyarınca maddi tazminat ve manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece davacının projesinin eser vasfında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. FSEK m. 1/B-a hükmüne göre eser; “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder hükmü ile, FSEK 2. maddesinde; “ilim ve edebiyat eserleri” başlığı altında, FSEK 2/3 bendinde; “Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar,projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projelerin” ilim ve edebiyat eseri olduğu düzenlenmiştir.5846 Sayılı FSEK hükümleri ile bizzat fikir yada düşüncenin kendisi değil, onun ifade ediliş tarzı eser olarak korunmaktadır. Davacı uzun süren araştırma ve çalışmalar neticesinde “…” fikrini meydana getirdiğini ve Beyoğlu …. Noterliği’nin 11 Haziran 2012 tarihli … yevmiye numaralı beyannamesi ile tasdik ettirdiğini ileri sürmüştür. Beyanname ekinde yer alan; “… başlıklı belgede hizmetin tanımının “Ülkesine/şehrine dönüş uçağı akşam geç saatlerde olan ve otelden saat 12:00’da çıkış yapan yerli veya yabancı turistlerin valizlerini/eşyalarını, otelden alarak havaalanına götüren ve havaalanında müşterilere valizlerin/eşyaların teslimatını yapan bir servistir.” şeklinde ifade edildiği ve alt kısımda hizmetin işleyişine ilişkin aşamalara yer verildiği görülmektedir. FSEK 2/3 bendinde; “Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette…projelerin” ilim ve edebiyat eseri olduğunun düzenlendiği ve “teknik ve ilmi” kavramının “öğretici ve açıklayıcı” olarak kabul edildiği, eserin açıklandığı tasvirin ilmi veya teknik bir konuyu öğretmeye veya onun hakkında bilgi vermeye uygun olmasının arandığı (Fırat Öztan-Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku-Ankara-sf 124) mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda, davacının projesinin objektif unsuru karşıladığı, ” fikri emek gerektiren bir çalışma (projenin sistematik bir biçimde kayda geçirilmesi) olması sebebiyle FSEK kapsamında sayılan eser tiplerinden “İlim ve Edebiyat Eseri” türünden bir eser olduğu” açıklanmışsa da, davacının Noterlikte tespit ettirdiği projesinde fikrini açıkladığı, hizmetin işleyişine ilişkin aşamaların yer almasının fikir beyanını teknik ve bilimsel proje haline getirmeyeceği, projenin ilmi ve teknik mahiyette olmadığı anlaşılmıştır.Davacının noter tasdikli projesinin hususiyet içerip içermediği yönünden yapılan incelemede; eserin sahibinin yaratıcılığını, fikri ürüne yansıyan çabasını, sıradan olup olmadığını değerlendirmek gerekmiştir. Eserlerin özgün olması, eserdeki düşüncenin yeni olması anlamına gelmemekle birlikte, cevap dilekçesi içeriğindeki görseller, taraf vekillerinin dilekçelerindeki beyanlardan benzer hizmetlerin yurt dışında çeşitli havayolları tarafından da uygulandığı, web siteleri içeriklerinde ifade edildiği, davacının projesinde fikrin açıklanışının sahibinin hususiyetini içermediği, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde projesindeki hizmetin diğer havayolları tarafından sunulan hizmetlerden farklı olduğuna ilişkin beyanlarının ve hizmetler arasındaki farkların, dava kapsamında incelenmesinin sonuca etkili olmadığı mahkemece davacının “… Projesinin” eser vasfında olmadığındandavanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 18/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.