Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3378 E. 2021/1091 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3378 Esas
KARAR NO: 2021/1091
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2018
NUMARASI: 2017/337 2018/14
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının şirketi ile müvekkili arasında protokol yapıldığını buna göre davalının müvekkiline 58.000TL verdiğini, müvekkilinin de davalıya 58.000-TL lik bono imzalayıp verdiğini, müvekkilinin bono bedile olarak 60.000-TL ödemeyi yaptığını davacının bonoyu vermeyip imha ettiğini belirttiğini, aralarındaki güvene istinaden müvekkilinin davalının yanından ayrıldığını, davalının daha sonra bonoyu icra takibine koyarak müvekkiline takip başlattığını, müvekkilinin ödediği bono bedelini tekrar ödettiğini, hatta icra dosyası harcı avukat ücreti vs giderler ile birlikte daha fazla bir ödemenin yapıldığını bu bedellerin davalıdan tahsilini, bono yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu bononun bedelinin daha önceden ödendiği yönündeki davasının gerçekten uzak olduğunu, dosyaya sundukları mutabakat ve ödeme dekontları incelendiğinde belgelerin müvekkiline ait olmadığının anlaşılacağını, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesini, davanın reddine karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “… kambiyo senetlerinin illetten mücerret olması nedeniyle bu senetlerdeki alacağın aksinin aynı kuvvet ve mahiyetteki delillerle kanıtlanması gerektiği, davacı tarafça bu yönde herhangi bir delil ibraz edilmediği, sunulan delillerin davacının haklı olduğunu ispata elverişli ve yeterli olmadığı, sunulan belgelerden konut satışı ve bu sebeple yapılan ödeme işlemlerinin de olduğu, davacı tarafça ödeme belgesi olarak sunulan belgelerin dava konusu senede ilişkin olarak ödenmiş olup olmadığının belli olmadığı, davacı davasını ispatlayamadığından” davanın reddine, “Davalı taraf tazminat talebinde bulunmuş ise de, davacının kötü niyetli olduğu kesin olarak tespit ve ispat edilemediğinden tazminat isteminin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Davalı, dava dışı … firmasının imzaya yetkili müdür ve ortağıdır. Bu firmanın diğer ortakları davalının kardeşi ve babasıdır. Müvekkilim; 21/05/2010 tarihinde davalının şirketine 58.000 TL bedelli bono vermiştir. Bu tarihte davalı, şirket ortağıdır. Bononun vade tarihi 21/11/2011’dir. Müvekkilim, bono bedelini vade tarihinden 1 ay sonra 27/12/2011 tarihinde makbuz karşılığında ödemiştir. Bu tarihte davalı, şirketin imzaya yetkili ortağıdır müvekkil tarafından yapılan ödeme bizzat davalıya yapılmıştır. ödeme makbuzunda yer alan imza davalının imzasıdır. Davalı, ortağı ve imza yetkilisi olduğu dönemde, bedelini aldığı bononun lehdar hanesine kendi adını yazmak suretiyle icra takibi başlatmıştır. Daha önce ödemesi yapılan borç için 2.defa ödeme yapılmak zorunda kalınmıştır. İcra dosyasında yapılan ödeme, davalının babası ve şirketin diğer ortağı … yapılmıştır. Yapılan ödemeye müteakip de hacizler fek edilmiştir. Görüldüğü üzere; Bedelsizlik iddiası söz konusu değildir. Bu halde de illetten mücerretlik ilkesinin ihlal edilmediği sabittir. Zira Bononun varlığı tarafımızca kabul edilmektedir. Fakat bono bedelinin ödendiği; ödeme makbuzunun vade tarihinden 1 ay sonra olduğu, makbuza bizzat davalının imza attığı, davalının ayrıca … şirketinin yetkilisi ve ortağı olduğu; şirkete verilen bonoyu tahsil edip kendi adına 2.defa tahsil ettiği iddialarımız vardır ki burada davalının kötüniyeti apaçık ortadadır. Bu haliyle sebepden mücerretlik ilkesinden bahsedilmesi abesle iştigaldir. Neticeten yerel mahkemedeki davada bono tarafımızca kabul edilmiş ve fakat borcun ödendiği iddia olunmuştur. Ödeme de bizzat davalının imzasının bulunduğu makbuz ile yapılmıştır. Davalı Bağlantısız Bileşik İkrarda bulunmuştur .Davalı savunmalarında; ödeme makbuzunun gayrimenkul bedeli olarak düzenlendiğini belirtmiştir. Oysa ödeme makbuzunun düzenleme tarihi 27/12/2011’dir. Yani bononun vadesinden bir ay sonradır ve bedeli bonoda yazan miktar ile aynıdır. Davalı konut bedeli beyanıyla bağlantısız bileşik ikrarda bulunmuşsa da EK-8 de sunulan sözleşmenin 5.maddesindeki karine gereği tapu alınmış ve bütün bedel ödenmiştir. Yani 27/12/2011 tarihi itibarı ile konut borcu yoktur. Yerel mahkeme hükme esas gerekçede ” sunulan belgelerden konut satışı ve bu sebeple yapılan ödeme işlemlerinin de olduğu, davacı tarafça ödeme belgesi olarak sunulan belgelerin senede ilişkin ödeme olup olmadığının belli olmadığı…” hususlarına yer vermiştir. Dosyada konut satışına istinaden yapılan bir ödeme makbuzu yoktur. Yargılamada; bono bedelinin ödendiğine dair makbuz tarafımızca sunulmuş; davalı taraf “bu makbuzun konut satışına yönelik makbuz” olduğu savunmasında bulunarak yargılamaya konut satışını dahil etmiştir.İstirdat davamızda ödeme belgesi olarak sunulan bizzat davalının imzasını barındıran makbuza karşı davalı, “konut bedeli ödemesidir” savunması ile Bağlantısız Bileşik İkrar ile karşılık vermiştir. Yerel mahkeme tarafından işbu makbuz, iddia ve savunma doğrultusunda yargılama yapılmalıyken eksik inceleme neticesinde hatalı hüküm kurulmuştur. Delil listemizde yemin deliline dayanılmasına rağmen yerel mahkeme bu delilin kullanılmasına müsade etmeksizin yargılamayı sonlandırmıştır. Bu bakımdan eksik hüküm kurulmuştur…” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;menfi tespit davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı yan takibe konu edilen bono hakkında ” ödenmiş olma” sebebine dayalı olarak menfi tespit talep etmektedir.İspat yüküne bakıldığında ödeme savunmasının ispatının davacı yana ait olduğu kabul edilmeldir. Davacının ödeme belgesi olarak ibraz ettiği belge incelendiğinde … antetli kağıda dava dışı şirket Şenka inşaat tarafından imzalanmış 60.000,00 TL nakit alındığı yönünde belge mahiyetinde olduğu, belgenin bonoya atıf yapmadığı, bono miktarı ile uyumlu olmadığı ve bonoda lehdarın şirket olmadığı görülmekle ödeme belgesinin bonoya ilişkin olduğunun da ispat yükü davacı yana aittir. Davalının bu belgenin bonoya ilişkin olmadığını , ev satışına ilişkin olduğu yönündeki savunma bu nedenle bağlantısız bileşik ikrar mahiyetinde olmayıp ” inkar” mahiyetindedir ve ispat yükü değişmemiştir.Ne var ki; davacı yan delillerinin arasında ” yemin delili” bulunmakla bu delilin hatırlatılmaması ve ödeme yapılmadığına dair davalı yana yemin teklifi yapması için imkan sunulmaması nedeni ile davacı yanın istinaf başvurusu toplanmayan delil yönünden kısmen kabul edilerek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 -Davacı yanın istinaf başvurusun KISMEN KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA Yemin delili hatırlatılarak sonuca etkili bu delilin toplanması yönünden dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı tarafından yatırılan peşin harcın talep halinde iade edilmesine 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan ; başvuru harcı gideri 98,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan 14,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüş giderleri için yapılan 25,00 TL ki toplam 137,10 TL yargılama giderinin 117,60 TL kısmının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına 4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/05/2021 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.