Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3354 E. 2021/1206 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3354 Esas
KARAR NO: 2021/1206
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLARHUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2016/216 E. – 2018/276 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiye Tekstil sektörürür en önemli markalarından birisi olan “… ” markası altında bayan dış giyim konusunda sektöründe oldukça tanınmış, tüketiciler tarafından tercih edilen bir markaya ve tasarıma sahip olduğunu, 554 sayılı KHK dan doğan haklara sahip olduğu tasarımlarından ve müvekkili adına tescilli 2015/09104-28 sıra no.lu tasarımının aynısı veya ayırt edilemeyecek derecede benzerinin davalı tarafından izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullanılmak suretiyle müvekkilinin emeğinden haksız istifade edip kazanç elde etmekte olduğunun öğrenilmesi üzerine davalıya ait işyerinde İstanbul Anadolu 1. FSHHM nin 2016/39 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit işleminin gerçekleştirildiğini ve keşif sonrasında bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davalının … Cad. No: … Ümraniye İstanbul adresinde “…” marka ürünün müvekkilinin tasarım hakkını ihlal ettiğinin bildirildiğini ve müvekkilinin tasarım hakkına haksız tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin sabit olduğunu belirterek, müvekkiline ait tescilli tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiilin önlenmesine, durdurulmasına, bu kapsamda öncelikle verilecek kararın kesinleşmesine kadar geçerli olacak şekilde ve teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek, tecavüz ve haksız rekabet konusu ürünlere, bunların yer aldığı kataloglara ve her türlü tanıtım vasıtasına, şayet davalı tarafça ürünün üretimi varsa ürünün yapımında kullanılan kalıplara el konulmasına, bunların muhafaza altına alınmasına, mümkün olmazsa imhalarına, varsa ürünün satış için icapta bulunulmasının ve ihracatının durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL si maddi ve 20.000,00 TL sı manevi tazminatın ve 500,00 TL sı marka hakkına verilen zarara ilişkin tazminatın davalı tarafın tecavüz ve haksız fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ayrıca KHK nın 54.maddesi gereğince tasarımın itibar kaybı tazminatına, 554 sayılı KHK nın 52/25-a uyarınca maddi tazminata hükmedilmesi ve hesaplamanın tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı tasarım sahibinin elde edebileceği muhtemel gelire göre yapılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20 yıldan beri üretici firmalardan fatura mukabili ürün alarak tekstil ürünlerinin perakende satışını yapmakta olduğunu, hiçbir zaman üretim faaliyetinin olmadığını, davaya konu ürünleri fatura mukabili “MİHİR” etiketiyle satış yapan … Mah. … Sok. … No:… Fatih – İstanbul adresinde faaliyet gösteren …’ den dilekçe ekinde sunulu faturalar ile satın alarak perakende satışını yapmakta olduğunu,müvekkilinin bu satışı yaparken tasarımın başka bir firmaya ait tasarım olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, davacı tasarımı olduğu iddia edilen tasarım şeklinin birçok firma tarafından benzerlerinin üretilip satıldığı bir tasarım olduğunu, bu tasarımın kendine özgü bir tasarım olduğunu iddia etmenin birbirine benzer özelliklerde bir çok ürün çeşitinin olduğu tekstil piyasasında pek mümkün görünmemekte olduğunu, ürünün tasarım şeklinin benzer tasarımlardan ayırt etmek orta düzey bir satıcı ve tüketici için mümkün olmadığını, müvekkilinin de davaya konu ürünü alırken sadece üzerindeki etikete bakarak satın almış olduğunu, müvekkilinin söz konusu ürünlerin tasarım şeklinin davacıya ait olduğunu bilerek satın alıp satışını yapmadığı için davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinden sorumlu tutulamayacağını, alınan ürünün çok aranan veya çok tüketilen bir ürün olmaması nedeniyle depo maliyeti çok olduğunu ve ek maliyetleri mahsup edildiğinde zarar edilecek şekilde satıldığının tespit edileceğini, taraflarından yapılan TPE sitesindeki araştırmada … markasının 2013/32772 başvuru numarasıyla 10.04.2013 tarihinde … adına tescil edildiğinin anlaşıldığını, ürünlerin imal ve ticaretini yapan …’ in dahili davalı olarak davaya dahil edilmesini ve davanın husumetten reddini talep ettiklerini, davanın delilleri arasında yer alan İstanbul Anadolu 1.FSHHMnin 2016/39 Değişik iş sayılı bilirkişi raporunun ürünler üzerinde detaylı bir inceleme yapılmaksızın hazırlanmış olması nedeniyle kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının davacı adına tescilli 2015/09104 – 28 sayılı kaban tasarımına tecavüzünün ve haksız rekabetin durdurulmasına ve önlenmesine, tasarımın üretilmesi, satılması, internet dahil tüm mecralarda tanıtımının yapılmasının önlenmesine, münhasıran bu ürünün üretiminde kullanılan kalıplara, ürünlere ve tanıtım vasıtalarına el konulmasına, 8.663,11 TL maddi tazminat ile 4.000,00 TL manevi tazminatın 28.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmün karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin fatura mukabili üretici firmalardan ürün aldığını, hiçbir zaman üretim faaliyeti olmadığını, davaya konu ürünleri de fatura mukabili “…” etiketiyle satış yapan dahili davalı … isimli şahıstan satın alarak perakende satışını yapmakta olduğunu, Müvekkilinin, tasarımın başka bir firmaya ait tasarım olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığı gibi davacının İstanbul’daki tanınmışlık düzeyinin yüksek olmadığını, davacıya ait olduğu iddia edilen tasarım şekli de birçok firma tarafından benzerlerinin üretilip satıldığı bir tasarım olduğunu, ürünün tasarım şeklini benzer tasarımlardan ayırt etmek orta düzey bir satıcı ve tüketici için mümkün olmadığını, müvekkilinin de davaya konu ürünü alırken sadece üzerindeki etikete bakarak satın aldığını,Müvekkilinin, söz konusu ürünlerin tasarım şeklinin davacıya ait olduğunu bilerek satın alıp satışını yapmadığı için davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerinden sorumlu tutulamayacağını, ürünün çok aranan veya çok tüketilen bir ürün olmaması sebebiyle depo maliyeti çok olduğunu, maddi kazanç olmadığını, sadece davacı defterlerine itibar edilerek oluşturulan hatalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini,“…” markasının … Başvuru numarasıyla 10.04.2013 tarihinde … adına tescilli olduğu, davacının öncelikle bu tescil hakkında iptal davası açması gerektiğini, Ürünler üzerinde belirgin farklılıklar olduğu, yaka fermuarlarının yönü, pardesünün yaka kısmı, yaka aksesuarlarındaki farklılaşmalar dikkate alınmadan rapor tanzim edildiği gibi rapora itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, Davacı firmanın, dava öncesinde hiçbir ihbar ve ihtarında bulunmadığını, Müvekkilin burada ticari veya ahlaki olarak hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, iyiniyetli olduğu, eğer tasarım hakkına bir saldırı söz konusu ise ürünün imalatını yapan kişi aleyhine dava ikame edilmesi gerektiğini, Hükmedilen manevi tazminat fahiş olduğu gibi müvekkilinin manevi tazminattan sorumluluğunu gerektiren hiçbir eylemi bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı 2015/09104 sayılı çoklu tasarım belgesinin 28 nolu tasarımına davalı yanca tecavüz edildiği, haksız rekabet oluştuğunu iddia ederek tecavüzün meni, tespiti, maddi, manevi tazminat ile markaya verilen zararın taziminini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TPE’nin cevabi yazısına göre 2015/09104 sayılı çoklu tasarım belgesi 31.12.2015 başvuru ve tescil tarihi ile davacı şirket adına tescilli olup davaya nolu 28 nolu tasarım “kaban” ürününe ilişkindir.Somut uyuşmazlıkta; davalının işyerinde satışa sunulduğu tespit edilen dava konusu “kaban” ürünlerin davacının 2015/09104 sayılı çoklu tasarım belgesinin 28 nolu tasarımı ile benzer olarak algılandığı, her iki tasarımda yakaların hakim yaka olup yakanın her iki yanında üst üste konumlanmış ikişer adet daire biçiminde öğe bulunduğu, kabanın üst göğüs bölümünde her iki yanda fermuarlı birer cep olduğu, tasarımın bel bölgesinde ince bir kemer yer aldığı, kemer tokalarının benzerlik gösterdiği, davacının tasarımına konu üründe cep fermuarlarının düz, davalınınkinde ise fermuarın açılı olduğu, tasarımların sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösterdiği, seçenek özgürlüğü de dikkate alındığında ürünlerin aynıya yakın olduğu, tüketici nezdinde benzer olarak algılanacağı raporda ve mahkemenin gerekçesinde tespit edilmiş olmakla mahkemece tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve menine karar verilmesi yerindedir. Davacının tescilli tasarımı karşısında davalının tasarımdan haberdar olmadığına ilişkin savunması yerinde olmadığı gibi, davaya konu ürünlerde üçüncü kişinin tescilli markasının olması, davacının ürünleri satın aldığına ilişkin fatura delili davacının tasarıma tecavüzünü ve haksız rekabeti ortadan kaldırmayacaktır.Hükme esas alınan bilirkişi raporu Dairemizce de yeterli görülmüştür. Ticari defter ve kayıtlara göre davacının tecavüz nedeni ile oluşan kar zararına hükmedilmesi ve tecavüz sabit olmakla somut olayın özelliği ve mevcut delil durumu ile örtüşen manevi tazminatın kısmen kabulü yerindedir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b1- maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 936,82 TL harçtan, peşin yatırılan 198,30Tl ve 35,90TL’nin mahsubu ile bakiye 702,62 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.