Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3347 E. 2021/1209 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3347 Esas
KARAR NO: 2021/1209
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLARHUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI : 2017/237 E. – 2018/205 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tasarımın Gaspı İddiasına Dayalı)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın 25 senedir sektörde faaliyet gösterdiğini, TPE ve OHİM nezdinde tescilli tasarımları bulunduğunu, davalı tarafın ticari korkulardan dolayı müvekkili firmanın önünü kesmeye çalışan bir firma olduğunu, müvekkili tarafından tasarımı gerçekleştirilmiş bir ürün için tasarım tescili başvurusunda bulunduğunu ve davaya konu … sayılı tasarım tescil belgesini alarak müvekkili aleyhinde kullandığını, davalı tarafın ürün gamı ve ticaretini yaptığı ürünler arasında bu tasarımın yer almadığını, bu klasmana ait ürün olarak davalının “… ” modeli olduğunu, müvekkilinin piyasalarda … ibareli ürün olarak bilinen kurusıkı modeli ile ilgili tasarım çalışmaları yaptığını, yaptığı çalışmaları kayıt altına almak amaçlı olarak Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/62 D.İş sayılı dosyası kapsamında delil tespiti yaptırdığını, müvekkilinin tasarım aşaması bittikten sonra ilk üretimleri yaptığın, firmaya ait www…..com adresinde yayınlanması maksadıyla web hizmet sağlayıcı firmaya 01.10.2012 tarihinde talimat verdiğini, ilgili ürünün tasarım çaışmalarının sonuçlandırılması ve gerekli izin işlemleri için Sanayi Bakanlığına 03.10.2012 tarihinde başvuru yapıldığını, nihai tasarımlar için 30.11.2012 tarihinde TPE’ye başvurularak 2012/07532 nolu tasarım tescil belgesini aldığını, müvekkili firmanın davaya konu ürün görselini internet sitesinde yayınlamasının hemen akabinde davalı tarafın bu görselleri olduğu gibi alarak tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu, davalının dava konusu tasarımı müvekkilini engellemek amacıyla kullandığını, Ankara 4.FSHHM’nin 2013/340 Esas sayılı dosyası ile müvekkilinin 2012/07532 nolu tasarımının hükümsüzlüğünü talep ettiğini, bu sebeplerle davalının 2012/06346 sayılı tasarım belgesinin gerçek tasarım sahibi olmadığının tespitine, bu tasarımın gerçek sahibi olmamasına rağmen davalı adına tescil edildiğinin tespitine, dava konusu 2012/06346 sayılı tasarım tescil belgesinin müvekkili firmaya devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ürettiği ürünler ve markası ile sektörde üne sahip olduğunu, piyasada rağbet gören kursıkı tabancaların tasarımlarını yaptığını, davacı firmanın ise taklit ürün üreterek müvekkili firmaya zarar verdiğini, davacının ikaz edilmesine rağmen haksız rekabete devame ttiğini, bunun üzerine davacı aleyhine İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 2012/228 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, davacının müvekkilinin davaya konu tasarımını neredeyse birebir aynı olarak 2012/07532 no ile 2 ay sonra tescil ettirdiğini, tüm hakları müvekkiline ait olan tasarımlar üzerinden fayda sağlamaya çalıştığını, müvekkiline ait 2012/06346 nolu tasarımın davalı şirkete ait 2012/07532 nolu tasarımdan daha önce kamuya arz edildiğini, Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/62 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunun davayı ispat edemeyeceğini, müvekkilinin hakkı kendisine ait olan bir tasarımda yenilik ve farklılık ekleme haklarına sahip olduğunu, davacının web sitesinde iddia şekilde bir ürün gözükmediğini, ürün markasının kullanılmadığını, ayrıca web sitesine konulan resmin delil olarak kullanılamayacağını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….davaya konu 2012/06346 sayalı tasarım tescilinin 03/10/2012 başvuru tarihinden itibaren davalıya, tescil edilen silah tasarımı yönünden koruma sağladığı, davacının tasarımın kendisine ait olduğunu ispat yönünden delil olarak bildirdiği ” … ait hotmailde kayıtlı elektronik posta adresinde bulunduğu iddia edilen 29.09.2012 tarihli e-mail ve ekinin sunulamadığı”, … tarafından … ait …@… mail adresine 01.10.2012 tarihinde gönderilen ve …@… mail adresi üzerinden Outlook programına düşen kopyasından arşivlenerek oluşturulmuş Outlook programı arşivinin sunulabildiği, sunulan deliller doğrultusunda bilgisayara kayıtlı olan ve incelenen mail ve eklerinin iddia edilen tarihte gönderildiğinin kesin ispatının mümkün olmadığı, kaldı ki Beyşehir Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/62 D.İş dosyasında alınan 08.01.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, tarihlerin tutarlı olmadığının saptandığı, e-mail ekinde gönderilen ürün görseli ile, davacı tarafa ait 30/11/2012 başvuru tarihli 2012/07532-1 numaralı tasarım tescili ve davalı tarafa ait 03/10/2012 başvuru tarihli 2012/06346 sayılı tasarım tescilinin “benzer olarak algılandığı” bilirkişi raporunda beyan edilmişse de, davacı tasarımının daha önce oluşturulduğunu, tasarımın gerçek hak sahibinin kendisi olduğunu ve davalı tarafça gasp edildiğini gösterecek şekilde, davacı tarafça kanaat verici delillerle davacının ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine….” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi … tarafından düzenlenen rapora itiraz edildiğini, raporda sunulması gerektiğine değinilen hotmail uzantılı elektronik iletiyle ilgili şifre temin edilip mahkemeye sunulduğunu ve ek rapor talep edildiğini, mahkemenin talebi süreden ıslah talebini ise esastan reddettiğini, bunun üzerine … tarafından hazırlanmış uzman görüşünün sunulduğunu, bilirkişi … raporu ile bu raporun tamamen farklı olduğunu, bilirkişinin raporunda tartışılmayan hotmail uzantılı elektronik iletinin şifresinin uzman görüşünde değerlendirildiğini, gerekçeli kararda da uzman görüşünün değerlendirilmediğini, ıslah talebinin reddinin de hatalı olduğunu,müvekkilinin gasp iddiası ile ilgili olarak müvekkili ile reklam ajansı … ve müvekkli ile yayıncısı … arasında teati edilen elektronik mesajlar olduğunu, bahsi geçen elektronik mesajların tarafları olan ismi geçen firmaların bu hususlara ilişkin imzalı beyanlarının dosyada yer aldığını, elektronik mesajların gasp iddiasında Y:11HD, 2013/18244 E, 2014/6815K sayılı ilamında belirtildiği üzere delil olarak kullanılabileceğini, elektronik mesajın ve ekindeki ürün fotoğrafına göre müvekkilinin … markalı ürünü davalının başvuru tarihi olan 03.10.2012 Tarihinden önce tasarladığının sabit olduğunu, mahkemenin ilk iki rapordan sonra itiraz üzerine yeni bilirkişi heyeti görevlendirdiğini, 28.12.2017’de bilgisayarın mahkeme salonunda hazır edildiğini, ancak inceleme tarihi itibarı ile hotmail şifresinin haklı gerekçelerle bilirkişi incelemesine sunulamadığını, çünkü verilen sürede muhattap … aramalara karşın şifre verilerini bulamadığını bildirdiğini, 4 gün sonra 02.01.2018 tarihinde mahkemeye şifre verilerine ulaşıldığı bildirilerek rapor alınmasının talep edildiğini, mahkemenin davanın başından beri dosyada fiziki çıktısı bulunan hotmail yazışmasını hesap üzerinden incelemeden imtina ederek süreye uyulmamış, sonradan delil sunulmuş gibi değerlendirme yaparak taleplerini reddederek hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiğini, hesap bilgilerinin ticari sır saklama garantisi verilerek üçüncü kişi ikna edilerek alınabildiğini, ikinci rapor ve uzman mütalaasına göre elektronik mesajlara ait tarihlerin sahih tarihler olduğu, üzerinde değişiklik yapılamadığının açık olduğunu, ikinci raporda da … bilgisayar kayıtlarının güvenilir olduğunun belirtildiğini, e-posta tarihinin değiştirilmesinin zor hatta olanaksız olduğunu, raporda tarihlerde bir oynama yapıldığı ile ilgili sergilenmiş bir kanaat olmadığını, maillerin tarihlerinin gerçek olduğunu, mahkemenin itirazları değerlendirmeden eksik inceleme ile karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava konusu, davalının 2012/06346 sayılı tasarım belgesinin gerçek hak sahibinin olup olmadığı, dava konusu tasarım tescil belgesinin davacıya devri istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TPMK kayıtlarının incelenmesinde; 2012/06346 numaralı tabanca tasarımının davalı şirket adına 03.10.2012 tarihinde, 2012/01491 numaralı tabanca tasarımının davalı şirket adına 06.03.2012 tarihinde, 2012/07532 numaralı tabanca tasarımının ise davacı şirket adına 30.11.2012 tarihinde TPMK nezdinde tescil edildiği görülmektedir.Somut uyuşmazlıkta; davacının tasarımın daha önce kendisi tarafından oluşturulduğunu ispatla yükümlü olduğu, bu hususta elektronik posta deliline dayanmış ise de aşamalardaki bilirkişi raporlarına göre bilgisayara kayıtlı olan elektronik posta ve eklerinin davacının iddia ettiği tarihte gönderildiğinin ispatlanamadığı, davacının sunduğu uzman mütalaasında davacının süresinde bilirkişi incelemesine sunmadığı verilere göre inceleme yapıldığı görülmekle dosyadaki bilirkişi raporları ve delil durumuna göre bu aşamada esas alınamayacağı, mahkemenin 21.11.2017 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararında davacının itirazları doğrultusunda rapor alınması için; davacı vekiline … Reklam’a ait posta adresinde inceleme yapılması hususunda gerekli bilgilerin açıkça gösterilerek kapalı zarf ile sunması hususunda süre verildiği, sürenin tarih ve saat olarak açıkça yazılı olması nedeni ile kesin süre mahiyetinde olduğu, kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının belirtildiği, ara kararın usulüne uygun olduğu, davacı vekilinin inceleme gününe değin ek süre talep etmediği gibi, inceleme gününde verileri hazır etmediği, bu durumda karşı taraf lehine kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında davacı vekilinin yeni rapor talebinin reddinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Davacı vekili, 27.02.2018 Tarihli dilekçesi ile “hotmail uzantılı elektronik iletinin sıhhatiyle ilgili bilirkişi incelemesi için yeni gün tayin edilmesi” hususunda ıslah dilekeçsi sunmuş, istinaf isteminde mahkemenin ıslah talebini reddetmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Islah, taraflardan birinin yaptığı bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesi yöntemidir. Sürelere uyulmaması durumunda ise HMK 94/3 maddesi gereğince süresinde işlemi yapmayan tarafın o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Süre geçirildikten sonra, ıslah ile yeniden süre talep edilmesi mümkün değildir. Bu durumda mahkemenin ıslah talebini kabul etmemesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararı yerinde olduğundan davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.