Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3345 E. 2020/2225 K. 18.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3345 Esas
KARAR NO: 2020/2225 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2017
NUMARASI: 2016/514 E. – 2017/912 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/12/2020
İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 08/11/2017 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların müvekkiline olan 31/12/2008 tarihli 100.000,00 TL borcu süresi içersinde ödemediğini, davalılarla müvekkili arasında bu senet dikkate alınarak 28/11/2008 tarihinde sözleşme düzenlendiğini, müvekkilin borçludan …te bulunan … nolu dükkanı satın aldığını, sonrasında bu dükkanın kredi borcu olduğunu gördüğünü ve üzerine devralamadığını, bu nedenle taşınmazın kredi borcunun ödenmesini istediğini, aksi halde bonoya dayalı alacağın borçlulardan talep edeceğini beyan ettiğini, dükkanının müvekkilinin üzerine devredilemediğini, Gaziosmanpaşa … İcra Dairesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile borçlular aleyhine 130.032,00-TL miktarında ilamsız takip açıldığını, davalıların borca itiraz ettiğini, bu nedenle zamanaşımına uğramış senede dayalı sebepsiz zenginleşme davası açarak itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
CEVAP; Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsedilen 28/11/2008 tarihli adi belgede, …’in isim ve imzasının bulunmadığını, …’in şahit olarak imzasının bulunduğunu, … ve …’in taraflar arasındaki hukuki ilişkide aval veren sıfatıyla yer aldığını, senette tanzim tarihinin sonradan yazıldığını, tanzim yerinin bulunmadığını, emsal Yargıtay kararlarına göre TTK 644. Maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme davasının, cirantalara, kefile, aval verene karşı açılamayacağını, geçersiz senede dayalı sebepsiz zenginleşme davasının açılamayacağını, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/11/2017 tarihli 2016/514 Esas-2017/912 Karar sayılı kararıyla; “Davacı tarafın davalı … hakkında açmış olduğu davasının kabulü ile, davalı tarafın Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak, takip tarihine kadar işlemiş Faiz ve takip tarihinden sonra asıl alacağa faiz yürütülmesine yönelik İTİRAZIN iptaline, – Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile (130.032.TL) nin % 40′ ı oranında ki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, – Davacı tarafın davalılar … ve … hakkında açmış olduğu davasının reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; … ve …’in kefil olarak sorumluluktan kurtulmak için kötüniyetle kendisini oyaladıklarını, diğer davalı … ile gayrı resmi ortak olduklarını, … adına kayıtlı mal bulunmadığını, işletmelerin kefil olarak görünen davalı kardeşleri adına olduğunu, aslında … ve …’in kefil değil borçlu olduğunu, TTK 613/3 maddesi gereğince aval veren kimin için taahhütte bulunmuş ise onun gibi sorumlu olduğunu, müvekkilinin mağdur edildiğini, esen gözetilecek istinaf sebepleri de gözetilerek kararın düzeltilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili karara karşı istinaf yoluna başvurmamış, istinaf dilekçesine karşı cevap vermemiştir.
DELİLLER; Gaziosmanpaşa …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde;davacı alacaklının davalı borçlular aleyhine, 03/05/2012 tarihinde 100.000,00 TL asıl alacak, 30.032,00TL Kanuni faiz olmak üzere toplam 130.032,00 TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlattığı, borçlular vekilinin süresinde itiraz dilekçesi ibrazı ile, alacağın zamanaşımına uğradığını, kefillerin borçlarının sona erdiğini, bononun bedel kısmının sonradan doldurulduğunu, orijinalinde tanzim tarihinin bulunmadığını, yetkili mahkemeyi belirleyen kısmın sonradan doldurulduğunu beyan ettiği görülmüştür. Dava ve takip konusu senedin incelenmesinde; 31/12/2008 ödeme tarihli 100.000.TL. Bedelli senette Alacaklı olarak davacı …’ in borçlu olarak davalı …’in, kefil olarak …’ in ve …’ in imzasının yer aldığı görülmüştür. Davacı tarafça ibraz edilen 28/11/2008 Tarihli belge incelenmiş belgede ” Bu senedin karşılığı tekstil kentte bulunan … nolu dükkanın karşılığında verilip dükkan üzerinde ki kredi bitince geri iade alınacaktır.” ibaresinin yazıldığı, Alacaklı olarak Hakim …’in borçlu olarak …’in imzalarının yer aldığı şahit olarak …’ in imzasının yer aldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, adi senede dayalı olarak davalı aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatmış, davalı taraf ise takibe itiraz etmiştir. Davacı taraf, dava dilekçesinde her ne kadar 6102 Sayılı TTK’nun 732 (6762 Sayılı TTK’nın 644) maddesine dayandığını belirtmiş ise de, anlatım taraflara niteleme ise Hakime aittir. 6102 Sayılı TTK’nın 732.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanabilmesi için ortada zamanaşımına uğramış kambiyo senedi bulunması gerekir. Oysa gerek takip dosyasındaki, gerekse dava dosyasında davacı vekili tarafından delil listesi ekinde sunulan senet örneğinin incelenmesinde, dava konusu senette keşide yerinin bulunmadığı anlaşılmakta olup söz konusu senet bu haliyle adi senet niteliğinde olup kambiyo senedi niteliğini taşımamaktadır. Dolayısıyla somut olayda 6102 Sayılı TTK’nun 732 (6762 Sayılı TTK’nın 644) maddesindeki sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Ayrıca … dışındaki davalıların aval veren olarak kabul edilip bu kişilerin sorumlu olmayacakları yolundaki gerekçe de hatalıdır. Zira dava konusu senet kambiyo senedi niteliğinde olmadığından diğer davalılar aval veren olarak değerlendirilemeyecektir. Takip ve dava konusu senedin adi senet niteliğinde olduğu ve ödeme vaadi içerdiği görülmüştür. Senedi düzenleyenlerin davalılar, alacaklısı ise davacıdır. Dolayısıyla davalılar senet bedelinden sorumludur. İlk derece mahkemesince davalılardan … hakkındaki dava kabul edilmiş olup kararı sadece davacı vekili istinaf etmiştir. Bu durumda diğer davalılar … ile …’in senet bedelini ödediklerini usulüne uygun delillerle ispatlamaları gerekir. Bu hususun ispatı bakımından davalılar … ile …’e ispat olanağı tanınarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 08/11/2017 tarihli 2016/514 E. – 2017/912 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yukarıda yapılan gerekçe doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması bakımından dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, 35,90 TL istinaf peşin harcının talebi halinde davacıya tarafa iadesine, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 46,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 144,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ Davacı vekili, davalıların zamanaşımına uğrayan bono nedeniyle sebepsiz zenginleştiğinden bahisle açılmıştır. Davacının ıslah talebi bulunmadığı gibi, yargılama sırasında davalıların muvaffakatı ile HMK 141. Madde gereğince iddialarını da genişletmemiştir. TTK 644. Madde de; zamanaşımına uğrayan bonolara dayalı sebepsiz zenginleşme davasının hamil tarafından keşideciye karşı, bir yıllık zamanaşımı süresi içinde açılması gerektiği düzenlenmekle, somut olayda hamil davacı, kefillere karşı başvuru hakkını yitirdiğinden, mahkemenin davalı kefiller … ve … hakkında açılan davanın reddine karar vermesi yerinde olduğundan, davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiği kanaatinde bulunduğumdan, heyetin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.