Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3338 E. 2021/1289 K. 18.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3338 Esas
KARAR NO: 2021/1289 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2018
NUMARASI: 2018/130 E. – 2018/253 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2016/06730 nolu “…” marka başvurusu yaptığını, ancak davalı firmanın sınıfsal ve işaret bakımından benzerlik ileri sürdüğü markalarına dayanarak itiraz etmesi sonucunda başvuru emtialarından 6, 19 ve 37. sınıflarda markanın reddedildiğini ve müvekkiline sadece 40. sınıfta marka verildiğini belirterek, kendilerinin önceye dayalı hakkı bulunduğunu, davalının markalarının tescil edildiği tarihten önce marka hakkının zaten gerçekleştiğini, 556 sayılı KHK’nın 7/son ve 8/3 ile TRIPS sözleşmesinin hükümleri uyarınca öncelikleri bulunduğunu ileri sürerek, davalı markalarının 2006/58182, 2007/53375, 2009/65156, 2011/77762 ve 2015/61946’nın 6, 19 ve 37. sınıf emtiada hükümsüzlüğüne, sicilden terkinini, hükümsüzlük ve terkin kararlarının gazetede ilanına karar verilmesini ve TPE nezdinde yaptıkları 016/06730 dosyamızdaki markalarının tescilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK’nın 6. maddesi uyarınca davanın yetkili mahkemede açılması gerektiğini, 3. kişilerin marka sahibine karşı açacağı davalarda yetkili mahkemenin, marka sahibinin bulunduğu yer mahkemesini yetkili olduğunu, dolayısıyla öncelikle İstanbul Bakırköy FSHHM’nin yetkili olması nedeniyle, öncelikle dosyanın yetkisizlik kararı ile buraya gönderilmesini talep etmiş, davanın esasına yönelik olarak da 10 yıldır müvekkilinin markaları kullandığını, davanın zamanaşımına uğradığını, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davacının davalı markalarını bildiğini sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığını, davacının tescilli markasının bulunmadığını, üstün hak iddiasıyla dava açmışsa da davacı kullanımlarının müvekkilinin markalarına tecavüz ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, taraflar arasında Bakırköy 1.FSHHM’nin 2016/145 Esas sayılı dosyada markaya tecavüz davası görüldüğünü, davacının hukuki yararının bulunmadığı beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İzmir FSHHM’nde açılana davada, 18/01/2018 tarihli 2017/145 Esas-2018/4 Karar sayılı karar ile yetkisizlik kararı verilmiş, davacının talebi üzerine dosya Bakırköy FSHHM’ne gönderilerek yargılamaya devam edilmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 05.07.2018 tarihli 2018/130 E. – 2018/253 K. sayılı kararıyla; “…davalıya ait 2006/58182, 2007/53375, 2009/65156 sayılı yapelsan esas unsurlu markalar dikkate alındığında tescil tarihinden itibaren dava tarihi 15.08.2017 tarihinde hükümsüzlük davası açmak için hak düşürücü sürenin dolduğu, … sayılı marka ve 2015/61946 sayılı marka yönünden hak düşürücü süre dolmasa bile davalı tarafın daha önceki tescilli markaları dikkate alındığında buna uygun seri marka yaratma hakkı olduğu, 2015/61946 sayılı marka yönünden de tescilli sınıflar açısından davacı tarafın bir üstün hakkı olmadığından marka hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı ve hak düşürücü sürenin dolduğu, davalı tarafın kötü niyetinin de ispat edilemediği” gerekçesiyle; “davalıya ait 2006/58182, 2007/53375, 2009/65156 sayılı markaların tescil tarihinden itibaren 5 yıllık yasal hak düşürücü süre dolmuş olup … sayılı marka seri marka niteliğinde olup daha önceki markalara yönelik tescil ettirme hakkı olduğundan 2015/61946 sayılı markanın tescilli sınıflarında davacı tarafın üstün hak sahipliği söz konusu olmadığından yerinde olmayan davacı tarafın davasının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu görseli kullanmak, korumak ve herkese karşı ileri sürmek, dava ve talep etmek hakkının bulunduğunu, müvekkilinin kazanılmış haklarının bulunduğunu, markaya ayırt edicilik kazandırdığını, marka olan görselin aynı zamanda müvekkilinin unvanında da yer alması nedeniyle birbirinden ayrılamayacağını, -müvekkilinin uyuşmazlığa konu görseli 1989 yılından beri 25-30 yılıdır aralıksız ve fasılasız olarak kullandığını, aynı sektörde faaliyet gösteren davalının 2006 yılında marka başvurusu yaparken uyuşmazlık konusu görseli müvekkilinin kullandığını bilebilecek, öğrenecek konumda olduğunu, davalının iyi niyetinden söz edilemeyeceğini, mahkemenin davalının mevcut şartlara göre davalının kötüniyetini de değerlendirmesi gerektiğini, Yargıtay uygulamalarında ve öğretide tescil için başvurusu yapılan markanın aynısının veya benzerinin başkası tarafından kullanıldığını bilmesi veya bilebilecek durumda olması halinde kötüniyetli olduğunun kabul edildiğini, davalının ticari rakip olarak müvekkilinin önünü kesmek için davacı markası … görselindeki L harfi yerine K harfini oyarak kötü niyetli olarak marka yarattığını ve ticari rekabette bir adım öne geçmek için adına tescil ettirdiğini, daha da ileri giderek aynı markaya eklemeler, çıkarmalar yaparak 2007-2008-2010-2012-2016’da tescil ettirerek seri marka imajı yaratmaya çalıştığını, -davalının ticaret unvanının … şeklindeyken, kötüniyetle markayı tescil ettirdikten 3 yıl sonra unvanını değiştirdiğini, hak düşürücü sürenin varlığı nedeniyle davanın reddinin kabul edilemeyeceğini, 25. Madde de kötüniyetin varlığı halinde hak düşürücü sürenin işlemeyeceğinin düzenlendiğini,-müvekkilinin 27 Ocak 2016 da marka tescili için başvuruda bulunması ve davalının başvuruya itiraz ederek 10 Şubat 2016 tarihli ihtarnamesi ile davalı markalarından haberdar olduğunu, 2017 yılında yapılan düzenlemenin KHK ile kazanılmış haklarını ortadan kaldırmayacağını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacının uzun süredir müvekkili ile aynı sektörde faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin markası ve ticaret unvanından haberdar olmamasının düşünülemeyeceğini, davalının uzun süre sessiz kalması nedeniyle hak kaybına uğradığını, hükümsüzlük talep edemeyeceğini, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dava SMK yürürlüğe girdikten sonra ikame edilmiş ve davacı 556 Sayılı KHK’ya dayanarak dava açmışsa da, ilk tescilden itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava ikamesinin mümkün olmadığını, yerleşik yargıtay kararları uyarınca da uzun süre sessiz kalınması halinde dava açma hakkının yitirileceğini beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.DELİLLER:Davalı tarafa ait marka tescil kayıtlarından; 2006/58182 sayılı markanın …+ şekil ibareli markanın 06,07,19,20,37 sınıfta 19.11.2007 tarihinde sicile kaydedildiği, 2007/53375 … ibareli markanın 06,07,19,37 sınıfta 25.09.2008 tarihinde marka sicile kaydedildiği, … GÜVENLİ İSKELE SİSTEMLERİ 2009/65156 sayılı markanın 06,07,19,37 sınıfta 13.12.2010 tarihinde sicile kaydedildiği, 2011/77762 … KALİTELİ ÜRÜN KUSURSUZ HİZMET+ şekil markasının 06,07,19,37 sınıfta 02.11.2012 tarihinde sicile kaydedildiği, 2015/61946 … şekil markasının 42,45,35 sınıfta 16.05.2016 tarihinde sicile kaydedildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça 27/01/2016 tarihinde, 06/19/37 ve 40. Sınıfta şekil+ … markasının tescil başvurusu yapıldığı, davalı tarafın itirazı üzerine 06/19/37. Sınıflar yönünden başvurunun reddedildiği görülmüştür.Bakırköy 1. FSHHM’nin 2016/145 Esas sayılı dosya örneğinden, … Yapı Ekipmanları şirketi tarafından, … Yapı Elemanları şirketi aleyhine açılan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi talepli davada; mahkemece 02/03/2017 tarihli 2017/44 Karar sayılı kararla, ” … ibaresinin ticaret unvanı ve markasal olarak davacı tarafın tescilli markasından daha önceden beri kullanılmış olup bu ibare üzerinde davalı tarafın üstün hak sahibi olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E : Marka hükümsüzlüğü ve 2016/06730 sayılı markanın davacı adına tescili talepli davada, mahkeme davanın reddine karar vermiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; … ibaresi üzerinde tescilsiz kullanımdan kaynaklanan öncelik hakkının bulunduğundan bahisle, davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğünü talep ettiği, mahkemenin 2006/58182, 2007/53375, 2009/65156 sayılı markalar yönünden dava açma süresinin dolduğu, … sayılı marka yönünden ise önceki markalardan kaynaklanan hakkının bulunduğunu gerekçe göstererek davanın reddine, 2015/61946 sayılı marka yönünden, davacının üstün hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin delil listesinde Bakırköy 1. FSHHM’nin 2016/145 Esas sayılı dosyasının tamamına delil olarak dayandığı ve mahkeme kararının gerekçesinde bu dosyadaki delillerin değerlendirildiği açıklanmışsa da, davalının 2015/61946 … şekil markasının önceki markalarından farklı olarak 42,45,35. sınıflarda tescil edildiği anlaşılmakla, mahkemece öncelikle 2016/145 Esas sayılı dosyada da üstün hak iddiasının ileri sürüldüğü gözetilerek, usul ekonomisi ilkesi gereğince birleştirme hususunun değerlendirilmesi, birleştirmeye karar verilmemesi halinde ise delillerin tümünün örneğinin bu dosya içerisine alınarak, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, davacının 42,45,35. sınıflarda tescilsiz kullanımdan kaynaklanan öncelik hakkının bulunup bulunmadığının tespiti ile hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerekirken, davalı delillerinin dosya içerisine alınmadan ve denetime elverişli şekilde gerekçeli kararda tartışılmadan karar vermesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin KABULÜNE ,2-Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 05.07.2018 tarihli 2018/130 E. – 2018/253 K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,4-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,5-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 53,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/06/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.