Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3320 E. 2021/1217 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3320 Esas
KARAR NO: 2021/1217
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI : 2014/874 E. – 2017/1210 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin antrepo işleticisi olduğunu, davalı tarafından ithal edilen ve Halkalı Gümrük Müdürlüğü’nden tescilli bir kısım emtianın zaman zaman müvekkilinin işlettiği, antrepoya teslim ettiğini ve müvekkilinin davalıya antrepo hizmeti verdiğini, 10/03/2010 tarihli antrepo beyannamesi ile beyan edilen 772 kap eşyanın 11/03/2010 tarihinde 09/04/2010 tarihli antreponun beyannamesi ile beyan edilen 720 kap eşyanın ise 9/04/2010 tarihinde müvekkilinin antreposuna teslim edildiğini, teslim edilen bir kısım eşyanın millileştirildiğini, bir kısmınında 13/06/2013 tarihinde verilen 4 adet antrepo beyannamesi ile genel antrepoya alındığını, taraflar arasında varılan sözlü anlaşma gereğince düzenlenen faturanın tebliğine rağmen ödenmemesi nedeni ile Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafça söz konusu takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Birleşen Bakırköy 8.ATM’nin 2013/410 esas davasında özetle; takip sonrası oluşan alacağın düzenlenen fatura ile istenilmesine rağmen ödenmemesi nedeni ile toplam 50.261,85-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Asıl davada ve birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, müvekkilinin borcu bulunmadığını, kaldı ki alacağın zaman aşımına uğradığını, istenen antrepo bedeli tek taraflı belirlendiğini, müvekkilinin ticari defter ve belgelerinde herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….asıl ve birleşen davanın saklama sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, dosyaya sunulu olan belgelerden davalının çeşitli tarihlerde davacıya ait antrepoya ithal edilen emtiayı teslim ettiği, davacı tarafından davalıya saklama hizmeti verildiği sabittir. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere çeşitli miktardaki emtiaların saklamak üzere davacıya teslim edildiği, bir kısım emtianın tesliminden sonra antrepodan çıkışının yapıldığı, ancak bir kısım emtianında antrepoda bulunduğunun belirlendiği, davacı tarafından saklama bedeli olarak istenilen miktarların bilirkişi kurulu tarafından rayiç fiyatlara uygun bulunduğu, saklanan emtianın niteliği gereği ağırlığının haciminden fazla yer kaplaması nedeni ile hesabın buna göre yapılması gerektiği, her ne kadar davalı yan zaman aşımı def’isinde bulunmuş ise de alacağın sözleşmeden kaynaklanması nedeni ile 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, dava ve takip tarihi itibari ile zaman aşımının dolmadığı anlaşılmakla zaman aşımı def’isinin reddine karar verildiği, sözleşmeden kaynaklanan saklama ücretinin hesaplanabilir ve likit olması gerekçesiyle davacının asıl davasının kısmen kabulü ile Davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 4.183,47-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulalanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen alacağın %20’i olan 836,69-TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile ; 50.261,85-TL ‘nin birleşen dava tarihi olan 18/09/2013 tarihinden itibaren değişen oranlarla avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına…” karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ:Asıl ve birleşen davanın davalısı vekili istinaf dilekçesinde;Mahkemenin husumet itirazını dikkate alamadan karar verdiğini, taraflar arasında böyle bir sözleşme ilişkisi olmadığından müvekkiline karşı husumet yöneltilemeyeceğini, davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, Cevap dilekçesinde belirtildiği üzere söz konusu depolanan malların müvekkiline ait olduğunun davacı tarafça ispatlanamadığını, varsayımsal ifadelerle söz konusu malların müvekkiline ait olduğunu neticesine varan bilirkişi raporuna dayanarak kurulan hükmün de hukuka aykırı olduğunu, söz konusu mallara ilişkin bir takım gümrük beyannamelerinin gümrük müşavirliği firmasından verilmesinnin bu firmada da vekaletlerinin olduğu tespitleriyle söz konusu malların müvekkiline ait olup müvekkilince depolandığı sonucuna varılamayacağını, gümrük işlemlerine bahis gerek beyannamelerin, vekaletnamenin altındaki imzanın inkar edildiğini, mahkemenin bu hususu gözardı ettiğini,Bilirkişi raporunda yer aldığı üzere dava konusu alacağa ilişkin faturaların taraflarına tebliğ edilmediğini, hiç bir alakası olmayan gümrük müşavirliği firmasına tebliğ edildiğini, Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte gümrük müşavirliği firmasının müvekkilinin dolaylı vekalet ile işgören vekili olduğu bir an için kabul edilse dahi (ki bilirkişi raporlarından birinde böyle bir tespit mevcuttur, ancak bu tespit hukuka aykırıdır.) dolaylı vekalet ilişkisinde hak ve borçlar vekil üzerinde doğmakta olup vekil edene ayrı bir hukuki işlemle aktarılması veyahut vekil ile vekil eden arasındaki sözleşmesel ilişki gereği bunları aktarılması gerektiğini, müvekkiline borç izafe edilemeyeceğini, fatura teslim formlarındaki imzalara itiraz edilmiş olmasına rağmen yerel mahkemece bu hususta imza incelemesi yapılmadığını, dava konusu yaptığı faturaların teslim tutanakları bilirkişi tarafından incelendiğinde de teslim alan kısmında yalnızca imza, bazılarında yalnızca gümrük müşavirliği kaşesi ile isim ve imza bazılarında ise yalnızca imza bulunduğunu, kaşenin müvekkili şirkete ait olmadığı gibi teslim tutanaklarındaki imzaların da müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını,Hükme esas alınan bilirkişi raporu ile önceki raporların çeliştiğini, denetlenebilir nitelikte olmadığını, Mahkemenin son raporu hükme esas alma sebebini açıklamadığını, ticari defterleri müvekkili şirket lehine delil teşkil etmekte iken yerel mahkemenin davacıdan olan alacağı göz ardı ederek vermiş olduğu kararın hatalı olduğunu, tacir olan müvekkilce tebliğ alınan bir faturanın ticari defterlerine işlememesi hayatın olağan akışına uygun olmadığını, tacir olan müvekkilce tebliğ alınan bir faturanın ticari defterlerine işlememesi hayatın olağan akışına uygun olmadığını, işlenmeyen faturalar bakımından hukuki ilişkinin kurulmadığını, söz konusu faturaların tebliğ alınmadığının ve arada buna dayanak bir sözleşmenin bulunmadığının kabulü gerektiğini, Mahkemenin kararının gerekçeli olmadığını, denetime elverişsiz ve birbirleriyle çelişen raporlara göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, Mahkemenin alacağın tespiti için 4 bilirkişi raporu aldığını, gümrük ve ardiye işlemleri ve ilgili yükün depolanmasına ilişkin tutar hesabı için bir çok farklı metod kullanılmışken mahkemenin alacağın likit olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmetmesinin hatalı olduğunu, takip miktarının mahkemenin kabul ettiği tutardan kat be kat fazla olduğunu, Kabul anlamına gelmemekle birlikte alınan 3. Raporda açıkça müvekkilin takip tarihi itibariyle davacıdan 50.000 TL, birleşen dava tarihi itibari ile ise 88,840,63 TL tutarında alacaklı olduğu belirtilmişken davacının hakedişinden kesilmesi takas/mahsup yapılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, antrepo bedeline ilişkin faturanın tahsili istemi ile başlatılan takipte itirazın iptali istemine ilişkindir. Birleşen dava ise; takip tarihinden sonraki ardiye bedeli ve eşyanın genel antrepoya aktarılmasına ilişkin faturalara konu alacağın tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; davalı vekili imza incelemesi yapılmamasının hatalı olduğunu, husumet itirazları incelenmeden karar verildiğini ileri sürmüştür. Davacının Antrepo bedeli ücretini talep edebilmesi için taraflar arasında yazılı sözleşme olması zorunlu olmayıp, davalının kendi defter kayıtlarında bir kısım faturalar ve davacıya 2010-2012 yılları arasında yapılan bir kısım ödemelerin olduğu, son bilirkişi heyetinin raporunda açıklandığı üzere; 11.03.2010 tarih ve … sayılı ve 09.04.2010 Tarih … sayılı gümrük beyannamelerine konu emtialarla ilgili davacı tarafından davalı adına antrepo hizmet faturaları düzenlendiği ve davalı kayıtlarındaki 06.05.2010 Tarih … sayılı faturanın … sayılı gümrük beyannamesine, 14.05.2010 tarih … sayılı 3300Tl bedelli faturanın … sayılı gümrük beyannamesine konu tüplere ilişkin olduğu, bu durumda kendi defterinde kayıtlı faturalar dikkate alındığında … sayılı ve … sayılı gümrük beyannamelerine konu diğer emtialarla ilgili de hizmetin verildiğinin kabulünün yerinde olduğu anlaşılmakla davalının akdi ilişkiye ve husumete ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Mahkemece aşamalarda alınan bilirkişi raporları neticeten farklı ise de; bilirkişi heyetlerinin farklı hesaplama yöntemleri kullandığı, son bilirkişi heyetinin raporuna göre davacının antreposuna çekilen ürünlerin cinsi ve özelliklerine göre hacimsel ağırlıklarının hesaplamasının ve birim fiyatın kadri maruf olup olmadığının değerlendirilmesinin yerinde olduğu dikkate alındığında son rapordaki hesaplamanın esas alınması yerindedir. Asıl dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davasında takibe sıkı sıkıya bağlılık esastır. Mahkemece, salt faturaya dayalı inceleme yapılması gerekirken cari hesap ilişkisi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; davacı yanın istinaf istemi olmadığı, rapor kapsamı ve HMK 355 maddesi gereğince davalının istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmüştür. Ancak, takibe konu faturanın davalının defterinde kayıtlı olmadığı, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı, alacağın likit nitelikte olmayıp ücretin makul olup olmadığı yönünden bilirkişi raporu alındığı dikkate alındığında mahkemenin icra inkar tazminatına hükmetmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.Birleşen davaya ilişkin istinaf istemine gelince; davanın alacak istemine dayalı olarak açıldığı, yukarıda açıklandığı üzere hacimsel ağırlığın esas alınarak hesaplama yapılmasının yerinde olduğu, bilirkişilerce hesaplanan toplam tutarın dava değerinin üzerinde olduğu dikkate alındığında taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.Davalı vekili, takas mahsup hususunda değerlendirme yapılmadan karar verildiğini ileri sürmüş ise de; takas ilk itirazlardan olup davalının süresi içinde takas definde bulunmadığı gibi aşamalarda da takas iddiasında bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda yargılama aşamasında ileri sürülmeyen iddia HMK 357 maddesi gereğince istinaf aşamasında dikkate alınmayacaktır.Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince hükümde sair hususlar aynen korunarak icra inkar tazminatı yönünden talebin reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin birleşen dava yönünden reddine, asıl dava yönünden KISMEN KABULÜNE, 2- Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/874 E, 2017/1210 Karar sayılı, 26.12.2017 Tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına,3- Asıl davanın KISMEN KABULÜNE, Davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün… sayılı dosyasına vaki itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 4.183,47TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, Fazla istemin reddine,- Koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminat isteminin reddine,- Birleşen davanın KABULÜ İLE, 50.261,85TL’nin birleşen dava tarihi olan 18.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,4- İlk derece mahkemesindeki harç ve yargılama giderleri:- Asıl dava yönünden; -Alınması gereken 285,77 Tl harçtan peşin alınan 642,40 Tl harcın mahsubu ile 356,62TL ‘nin karar kesinleştiğinden ve istek halinde davacıya iadesine,- Davacı tarafından yatırılan 642,40Tl ve 24,30Tl harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,- Davacı tarafından tüm masraflar asıl davaya yatırıldığından sarf edilen 4150Tl bilirkişi ücreti, 320,65TL posta gideri olan 4470,65TL’nin kabul-red oranına göre hesaplanan 2.769,91TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,- Avukatlık ücret ücret tarifesine göre hesaplanan 1980TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,-Birleşen dava yönünden; -Alınması gereken 3433,38 Tl harçtan peşin alınan 858,35 Tl harcın mahsubu ile 2575,03TL nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,- Davacı tarafından yatırılan 24,30Tl başvuru harcı ile 858,35Tl peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,- Avukatlık ücret ücret tarifesine göre hesaplanan 5.878,79TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;- Asıl dava yönünden istinaf istemi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 35,90 Tl istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,- Birleşen dava yönünden istinaf istemi reddedildiğinden alınması gereken 3433,38TL harçtan peşin alınan 858,40Tl ve 59,10TL harcın mahsubu ile bakiye 2515,88 Tl harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,-İstinaf yargılaması için asıl dava yönünden davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 43,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 141,10 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.