Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3318 E. 2021/2284 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3318 Esas
KARAR N: 2021/2284 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI: 2016/779 E., 2018/736 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 31/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmeleriyle sözleşmelere konu birçok menkul malın kiralanarak davalıya teslim edildiğini, kira bedellerinin ödenmemesi üzerine 26/02/2016 tarihli …, …, …, … yevmiye numaralı ihtarnamelerin çekilerek 60 günlük süre verildiğini, ancak davalının verilen süre içerisinde ödeme yapmadığı gibi malları da teslim etmediğini belirterek mülkiyeti müvekkiline ait malların müvekkiline teslimine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 12 adet aracı davacıya teslim ettiğini, bir adet aracın ise icra müdürlüğünce çıkarılan yakalama üzerine teslim alındığını, müvekkilinin ekonomik yönden zor durumda bulunduğunu, Çanakkale 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde iflas erteleme davası açtıklarını, bu davanın tensibi ile müvekkili aleyhine başlatılan takiplerle haciz konulan tüm malların müvekkiline iflas erteleme davası sonuna kadar yediemin olarak teslimine karar verildiğini, yine müvekkili aleyhine takip yasağı kararı verildiğini, müvekkili şirkete kayyım atandığını, dolayısıyla dava konusu malların dava sonuna kadar müvekkili şirkete yediemin olarak verilmesinin taraflar arasındaki menfaat dengesine ve usul ekonomisine daha uygun olacağını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; davalının sözleşmeler nedeniyle sözleşmeye konu malları teslim aldığı, ancak sözleşmeyle belirlenen kira borcu edimini yerine getirmediği, ihtarnamelerle verilen 60 günlük süre içerisinde davalının ödeme yapmadığı gibi malları da iade etmediği, davalının yargılama sırasında ödeme savunmasında bulunmadığı, sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği, davalının kiralanan malları elinde bulundurmasını gerektirir hukuki dayanağı kalmadığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile finansal kiralamaya konu malların davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; cevap dilekçesindeki hususları tekrar etmiş, ayrıca iflas erteleme davası sırasında tedbir kararları verildiğini, bu tedbir kararının 05/02/2016’da verildiğini, huzurdaki davada ise 28/07/2016’da tedbir kararı verildiğini, 6361 Sayılı Kanunun 31/1 maddesi uyarınca kiralayanın üçlü seçim hakkı bulunduğunu, ilk olarak sözleşmenin aynen ifasını ve gecikme tazminatını isteyebileceğini, ikinci olarak olumlu zararın tazminini isteyebileceğini, üçüncü olarak ise sözleşmeyi feshedebileceğini, davacının sözleşmeden dönerek feshettiğini, feshin malın iadesini isteme hakkı vereceğini, bu nedenle davacının hem muacceliyet kaydına dayanması, hem de feshe bağlı olarak malların iadesini istemesinin kendi içresinde çelişkili ve haksız olduğunu, finansal kiralama sözleşmesinin pekçok maddesinin haksız genel işlem koşulu hükmünde olduğunu, davacının çifte zenginleşmeye yönelik girişimlerde bulunduğunu, TBK’nun 125.maddesi uyarınca alacaklının borçlunun temerrüdü halinde sözleşmeden dönebileceğini, tacirler arasındaki ihbarların veya ihtarların TTK’nun 18/3 maddesi uyarınca yapılmasının zorunlu olduğunu, 26/02/2016 tarihli ihtarnamelerin müvekkiline uygun şekilde tebliğ edilmediğini, buna göre sözleşmenin feshinin geçerli olmadığını, dolayısıyla malların iadesinin istenemeyeceğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, Yargıtay 19 HD’nin emsal uygulamalarının bu yönde olduğunu, 6361 Sayılı Kanunun 22.maddesi uyarınca kiralama konusu taşınmazların tapu kütüğünün şerhler hanesine taşınırların ise bu malların kayıtlı oldukları sicillere tescil ve şerh olunacağı ve durumun birliğe bildirileceğini, huzurdaki dava bakımından da mülfa 3226 Sayılı Yasa bakımından da işaret edilen gerekliliğin yerine getirilip getirilmediğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde tespiti gerektiğini, bu hususların kamu düzeninden olduğunu, mallarla ilgili özel sicile şerh verilip verilmediğinin birlikten sorulması gerektiğini, davayı kabul etmemek kaydıyla … numaralı bölümde anılı … nolu sözleşme içinde belirtilen … model soğutucu ünitesi yazılmış olanın aslında … olması gerektiğini, bu konuda mahkemeye bilgi verilmiş ise de, bu konuda düzeltme yapılmadan dosyanın karara çıktığını, yine … numaralı bölümde yer alan “03/03/2014 tarih ve … yevmiyeli … nolu sözleşme” olarak belirtilmiş, ancak sözleşme numarasının … olması gerektiğini, mahkemenin bu beyanları dikkate almadığını, malların tedbir kararına istinaden müvekkilince davacıya iade edilmesine ve teslim tutanakların dosyaya sunulmasına rağmen gerekçeli kararda bu teslimlerden hiç bahsedilmediğini, kararda yazan makinelerin sözleşme ve tapularla uyuşmadığını, somut olay bakımından yasada aranan tescil / şerh ve/ veya bildirme koşullarının yerine getirilmediğini, bu nedenle yasaya uygun ve anlamda geçerli bir finansal kiralama sözleşme bulunmadığı için mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.Taraflar arasında 03/03/2014 tarihli, 22/10/2013 tarihli, 09/04/2014 tarihli ve 08/07/2014 tarihli finansal kiralama sözleşmelerinin düzenlendiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 26/02/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile toplam 28.434,51 TL’nin 60 gün içerisinde ödenmesi, ödenmediği takdirde sözleşmenin feshedilmiş sayılacağından sözleşmeye konu malların iadesinin istendiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 26/02/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamenin ilk sayfasının olduğu, devamı sayfaların ise dosyada yer almadığı görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 26/02/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile toplam 51.103,00 TL’nin 60 gün içinde ödenmesi, ödenmediği takdirde malların iadesinin istendiği ve sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının bildirildiği görülmüştür. Davacı tarafından davalıya gönderilen 26/02/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede; 28.437,77 TL’nin 60 günlük süre içerisinde ödenmesi, ödenmemesi halinde sözleşmenin feshi ile malların iadesinin istendiği görülmüştür. Dava dosyası içerisinde fiziken yapılan aramada söz konusu ihtarnamelerin tebliğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılamamıştır. Bunun üzerine Dairemizce istinaf incelemesi sırasında söz konusu ihtarnamelerin davalıya tebliğine dair şerhli mazbata örneklerinin gönderilmesi istenilmiş ve Beşiktaş … Noterliği’nce düzenlenen ihtarnamelerin davalıya tebliğine dair mazbata örnekleriyle 26/02/2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamenin fotokopisi dosyaya celp edilmiştir.
GEREKÇE :Dava, finansal kiralama konusu malların iadesi, bu mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Davalı taraf, istinafında gönderilen ihtarnamelerin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de, istinaf aşamasında Dairemizce celp edilen tebligat mazbatalarının incelenmesinde; davalıya çıkartılan ihtarnamelerin iş yerinde daimi işçisi …’a tebliğ edildiği, tebliğin usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Ayrıca kiralama konusu malların bir kısmının özel sicillerde tescil ve şerh edilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin ise taraflar arasındaki ilişkinin geldiği nokta bakımından sonuca etkili olmadığından yerinde görülmemiştir. Yine iadeye ilişkin hükümde iade konusu mallardan soğutucu ünitesinin model numarasının ve bir sözleşmenin numarasının yanlış yazıldığına dair istinaf sebebi de mahallinde düzeltilebilir nitelikte olduğundan Dairemizce yerinde görülmemiştir. Ne var ki, yargılama sırasında finansal kiralama konusu mallar yönünden davacıya yedi emin olarak teslimi hususunda 28/07/2016 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmüştür. Dosya içeriğinden söz konusu ihtiyati tedbir kararının kısmen değişik tarihlerde infaz edildiği ve davaya konu malların bir kısmının davacıya teslim edildiği, hatta bu malların bir kısmı üzerinde davacı vekilinin talebi üzerine davacı tarafa tasarruf yetkisi verildiği görülmüştür. Dolayısıyla dava konusu mallardan ihtiyati tedbir yoluyla davacıya teslim edilen mallar bakımından hükmen iadesi şeklinde karar verilmesi gerekirken aynen iade şeklinde karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece taraf vekillerine davaya konu hangi malların ihtiyati tedbir yoluyla davacı tarafa teslim edildiği hususu sorularak teslim edildiği anlaşılan mallar yönünden hükmen iade, teslim edilmeyen mallar yönünden ise aynen iade (veya bu mümkün olmadığı takdirde şartları varsa bedelin tahsili) hükmü kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu yönden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, Dosyanın gerekçede belirtildiği üzere inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere mahkemesine İADESİNE, Davalı tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 12.362,37 TL nispi ve 35,90 TL maktu harç olmak üzere toplam 12.398,27 TL harcın talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,Davalı tarafından istinafa geliş aşamasında peşin olarak yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 39,80 posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 137,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 31/12/2021