Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3287 E. 2019/1495 K. 08.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3287 Esas
KARAR NO : 2019/1495
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2018
NUMARASI : 2014/232 E. – 2018/481 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … üye işyeri numaralı POS cihazının 18/09/2013 tarihinde tahsis edildiğini, 11/02/2014 tarihinde de kapatıldığını, müvekkilinin sattığı ürünler karşılığında POS cihazından çekilen toplamda 123.761,00 TL’nin … Keresteciler Merter Şubesindeki … hesap numaralı, TR… IBAN numaralı kredili mevduat hesabında banka tarafından yasal dayanak olmaksızın haksız yere 11/02/2014 tarihinde bloke edildiğini, bedelin tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, %20 oranında icra inkar tazminatının davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından konulan bloke bedelinin 118.467,93 TL olduğunu, ancak takip konusu talep edilen bedelin daha yüksek olduğunu, davacı şirketin şüphe çeken işlemleri sebebiyle müvekkili banka tarafından hesabına bloke konulduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmede buna ilişkin olarak sözleşme maddelerinin yer aldığını, itiraz gelebilme ihtimali kapsamında paraya bloke konulduğunu, müvekkili banka tarafından davalı şirket hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınının 2014/28267 soruşturma sayılı dosyası üzerinden şikayette bulunulduğunu, bu nedenle soruşturmanın davada bekletici mesele yapılmasını, davacının haksız ve hukuka aykırı davasının reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2018 tarihli 2014/232 Esas – 2018/481 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamında bulunan 04/03/2015 tarihli bankacı bilirkişi raporunda; üye iş yeri sözleşmesinin 15. Maddesine göre: bankanın harcama belgesi düzenlemeden yapılacak satışlar ve gerçek dışı veya usulsüz işlemlerde tereddüt duyması halinde bloke koyma yetkisinin olduğu, ters ibraz süresi boyunca ödemenin ertelenebileceği, tefecilik suçu nedeniyle üye iş yerinin pos cihazını amacı dışında kullanamayacağı, böyle bir durumda bankanın sözleşmeyi feshedip, pos cihazını kullanıma kapatabileceği, davalı bankanın bloke koyma işlemlerinin hukuka uygun olduğunun belirtildiği, Bakırköy CBS’nin 2014/44790 soruşturma numaralı 2014/40799 karar numaralı takipsizlik kararı, Bakırköy CBS’nin 2014/28267 soruşturma numaralı, 2015/19358 iddianame numaralı iddianame ve bankacı bilirkişi raporu dikkate alındığında davacı banka tarafından yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, tarafların duruşmadaki beyanlarıyla da sabit olduğu üzere davaya konu bedelin banka tarafından ödendiği gerekçesiyle, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacı bankanın şüpheli işlemler kapsamında bloke koymasında bir hukuka aykırılık bulunmadığından davanın başlangıcındaki haklılık durumu gözetilerek davalı banka lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; bankanın daha sonrasında bloke konulan tüm bedeli eksiksiz olarak müvekkiline vermesinin baştan bu yana bloke işleminin şüpheli işlem niteliği taşımadığını gösterdiğini, zira söz konusu işlemin gerçekten şüpheli işlem niteliği taşıması ve/veya “tefecilik” yahut başka bir suçun unsurlarını taşımadığının anlaşılması halinde 5271 Sayılı CMK kapsamında el koyma ve/veya müsadere ceza koruma tedbirlerinin yahut özel ceza kanunu hükümlerinin tatbikinin kaçınılmaz olacağını, hal böyleyken müvekkilinin fiillerinin suç unsuru taşımadığının tespiti ile şüpheli işlemin unsurlarını taşımaması sebebiyle bankaca gerçekleştirilmiş bloke işleminin hukuka aykırı olduğunu, -Bankaca gerçekleştirilmiş bloke işleminin temelini sözleşme hükmü ve kartlı sistem kurallarından almış olduğu savunulsa dahi bunların Anayasa 35/1-2 md. İle teminat altına alınmış “Temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlandırılması” ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek 1 Protokol md ile teminat altına alınan mülkiyetin korunması ilkesi karşısında savunulamayacağını,-Müvekkilinin en başından beri mülkiyet hakkı ihlal edildiğinden, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılması gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi istenmiştir. Davalı vekilinin istinafa cevabında; müvekkili banka tarafından davacıya tahsis edilmiş olan POS cihazı kullanılarak yapılan işlemlerin şüphe çekmesi üzerine, üye işyeri sözleşmesi hükümlerine göre POS cihazının kullanıma kapatılarak bedelin blokeye alındığını, savcılık dosyaları, bilirkişi raporları ile davacı işlemlerinin şüpheli olduğu, müvekkili bankanın bloke koymakta haklı olduğunun kanıtlandığını, yaptıkları suç duyurusu üzerine, davacı ve diğer ilgililer hakkında dava açıldığını, -Tutarın bloke süresi sonunda iade edilmesinin, taraflar arasındaki sözleşme/mevzuat/VISA-Mastercard kuralları ile ilgili olup blokenin haklılığı konusunda anlam ifade etmediğini, davalı şirkete ait POS ile yapılan işlemler ile ilgili olarak ürün/hizmet almadım veya iadem yansımadı gerekçeleri ile 540 gün içinde itiraz edilebileceğinden, bu süre boyunca blokenin kaldırılmadığını beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/44790 soruşturma sayılı dosyasında 5411 sayılı kanuna aykırılık bilişim sisteminin işleyişini engelleme ve bozma suçuna ilişkin şikayet neticesinde davalı banka yetkilileri hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiştir. Bakırköy CBS’nin 2014/28267 soruşturma numaralı, 2015/19358 iddianame numaralı iddianamede; davacının şüpheli olarak yer aldığı, hakkında somut isnatlara dayalı olarak davacı … e ait şirketinin soruşturmaya konu faaliyetinin olmaması, şirket sahibi görünen davacınında adına görünen şirketle ilgili bir işlem yapılmadığı, davacınında eyleme bilerek katıldığının değerlendirildiği, kart çekimlerinin aynı gün Türkiye’nin çeşitli yerlerinde oturan kişiler için yapılmasınında hayatın normal akışına uymadığı, şüphelilerin muhasebecilerinin bile aynı olduğu, hepsinin faturalarının aynı matbaada muhasebecileri tarafından bastırıldığı, hayali çekimler yapıp fatura kesif havale işlemleri yapıp, olayı ticari faaliyet kapsamında gösterdikleri iddiasıyla tefecilik ve gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenlemek suçlarından Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesinde davacı …’in de içinde bulunduğu 7 sanık hakkında davalının şikayeti üzerine dava açıldığı görülmüştür. İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu adına kredili mevduat hesabında 11/02/2014 tarihinde bloke edilen paranın tahsili amacıyla takip başlatıldığı, takibe davalı borçlunun süresinde itiraz etmesi üzerine durduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 04/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda; POS cihazının Zeytinburnu İstanbul adresinde kurulmuş olmasına rağmen kart hamili adreslerinin bir kısmı Bursa ve Adana kayıtlı olması, ayrıca davacı şirkete tanımlı davalı Banka nezdindeki … numaralı POS hesabına ait hareketlerde havale yolu ile para gönderilen bazı firmaların da POS cihazlarının amaç dışı kullanım şüphesi nedeni ile olumsuz kayıtların mevcut olması, davacı şirket tarafından tek kalemde böyle bir satış olmamasına rağmen ayrı ayrı kartlarla yapılan POS işlemleri için 129.279,00-TL’lik tek bir fatura tanzim edilmesi, davacı şirketin faaliyet alanına bakıldığında aynı gün içerisinde arka … çok sayıda işlemlerin yapılış olması, birlikte değerlendirildiğinde, hayatın olağan akışına uygun olmayan ticari faaliyetler olduğu, taraflar arasında imzalanan Üye işyeri Sözleşmesinin 15. Maddesinin harcama belgesi düzenlenmeden yapılacak satışlar ve gerçek dışı veya usulsüz işlemler bölüm başlıklı 15. Maddesi “..-BANKA’nın anılan hususlarda tereddüt duyması veya yurt içi ya da yurt dışı bankalardan ya da kart hamillerinden itiraz gelmesi halinde, harcama belgesi tutarlarının harcama belgeleriyle ilgili yurt içi veya yurt dışından yapılabilecek her türlü itiraz sonuçlanana kadar faiz getirmeyen bir hesapta blokede tutarak, ödenmesini Kredi Kart Sistemleri ters ibraz süresi boyunca erteleyeceği, üye işyeri, POS cihazının amaç dışı olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “Tefecilik” başlıklı 241. maddesi kapsamına giren işlemlerde kullanmayacağı, bu tür kullanım durumunun BANKA tarafından tespiti halinde; bankanın bu Sözleşmeyi feshedip tahsis ettiği POS cihazlarının kullanıma kapatabileceğini ve ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunabileceği” hususunda mutabakata varıldığı, davalı bankanın davacı hakkında yapılan işlemlerin gerçek işlemler olmadığı şüphesi ve bir kısım kart hamillerinin de bu olaylara dahil olabileceği şüphesini uyandıran işlemlerle sebebi ile davalı banka tarafından Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığıma 2014/29267 soruşturma numaralı dosası ile şikayette bulunulduğu, ilgili mevzuat olarak 120 günlük geri ibraz süresi belirlenmiş olmakla birlikte, işlemlerin, kesintiye uğrayan bir süreci gerektirmesi nedeniyle, 540 günlük ters ibraz süresinin beklenmesi gerektiği, Mahkemenin Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2014/28267 soruşturma numaralı dosyası sonuçlanana kadar bekletici mesele yapmasının uygun olacağı, mahkemece dava dışı kart hamillerinin harcmalara ilişkin itirazlarının 120 günlük süre içinde kart sahibi bankalar tarafından davalı bankaya bildirilmemiş olması nedeniyle, blokenin çözülmesi gerektiği görüşünün benimsenmesi durumunda, davacı bankaca bloke edilen 118.467,93 TL’nin 120 günün sonu olan 12/06/2014 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini talep edebileceğini, sözleşmenin 15. Maddesinde “Bankanın işlem bedellerini blokeye alarak ödenmesini kredi kart sistemleri ters ibraz süresi boyunca erteleyebileceği, işlemlerin lehine sonuçlanması halinde, blokenin çözülerek ÜYE İŞYERİ’ne faizsiz olarak ödenmesi konusunda üye işyerinin bankadan hiçbir talepte bulunmayacağına ilişkin değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğunu beyan edildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunun 4.sayfası ve 5.sayfasında 2 numaralı dipnotta “Ters ibraz sürelerine ilişkin mevzuat incelendiğinde, itiraz nedenine göre değişiklik göstermekle birlikte, hiç bir koşulda işlemin karta yansıma tarihinden itibaren 540 günü aşamayacağı, ürün/hizmet temini ile ilgili itirazlarda, beklenen teslim tarihlerinden iade belgesi söz konusu olduğunda, iade belge tarihlerinden, diğer itiraz türlerinde ise işlemin karta yansıma tarihinden itibaren en fazla 120 günlük itiraz süreleri olduğu, davacının 123.761 TL talepte bulunduğu, banka kayıtlarında 118.467,93 TL bloke konduğunun tespit edildiği, POS cihazında son işlem tarihinin 11/02/2014 olup, 120. günün sonunun 12/06/2014 tarihine tekabül ettiği beyan edilmiştir. Davacı tarafça icra takibinin 22/05/2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür.
G E R E K Ç E :Davacının itirazın iptali davasına konu; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile davalı banka tarafından bloke konulduğu iddia edilen 123.761,00 TL’nin takip tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep ettiği, davalı bankanın davacının iş yerine verilen pos cihazı ile yapılan işlemlerin şüpheli olduğundan bahisle ve sözleşmesinin 15. maddesine dayanarak bloke koyduğunu ileri sürdüğü, ilk derece mahkemesince alınan 04/03/2015 tarihli bilirkişi raporu ile; “POS cihazının Zeytinburnu İstanbul adresinde kurulmuş olmasına rağmen kart hamili adreslerinin bir kısmı Bursa ve Adana kayıtlı olması, ayrıca davacı şirkete tanımlı davalı Banka nezdindeki … numaralı POS hesabına ait hareketlerde havale yolu ile para gönderilen bazı firmaların da POS cihazlarının amaç dışı kullanım şüphesi nedeni ile olumsuz kayıtların mevcut olması, davacı şirket tarafından tek kalemde böyle bir satış olmamasına rağmen ayrı ayrı kartlarla yapılan POS işlemleri için 129.279,00-TL’lik tek bir fatura tanzim edilmesi, davacı şirketin faaliyet alanına bakıldığında aynı gün içerisinde arka … çok sayıda işlemlerin yapılış olması nedeniyle işlemlerin değerlendirilmesinde hayatın olağan akışına uygun olmayan ticari faaliyetler olduğunun” beyan edildiği, davalı bankanın bloke işleminin sözleşmenin 15. Maddesine göre haklı olduğunun anlaşıldığı gibi, POS cihazından yapılan son işlem tarihinin 11/02/2014 tarihi olup, 120 günlük ters ibraz süresinin 12/06/2014 tarihinde dolmasına rağmen, davacının 120 günlük süreyi beklemeden 22/05/20014 tarihinde icra takibi başlattığı, davalı bankanın bloke konulan 118.467,93 TL’den başka icra dosyalarından haciz konulan kısımları mahsup ettikten sonra kalan parayı davacıya yargılama sırasında ödeyerek davanın konusuz kaldığı, davacının takip tarihinde haksız olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesinin konusuz kalan davada yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu kanaati ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-stinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 28,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 08/07/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.