Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3286 E. 2021/1235 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3286 Esas
KARAR NO : 2021/1235
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI : 2014/803 2018/111
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/06/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: A-)Açılan dava ve iddia : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile cebri icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davaya konu bononun borçlusu olmadığını, bononun arkasına imzası taklit edilerek ciro edildiğini, müvekkilinin imzaya itiraz ettiğini, itirazı inceleyen Kadıköy 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin imzanın davacıya ait olmadığına ancak, itiraz yasal sürenin bitiminden sonra yapıldığından davanın süre yönünden reddine karar verdiğini beyan ederek, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalı vekili savunmasında özetle; davacı tarafın davasının süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, davacı tarafın iddialarının Kadıköy 2. İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle ikinci kez yargılama yapılamayacağını, davaya konu bononun müvekkiline ciranta tarafından verildiğini, müvekkilinin önceki ciranta imzalarının kime ait olduğunu araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, davacının müvekkiline verdiği diğer çek ve senetlerle ilgili takiplerinde de davacı tarafın davalar açtığını ve bu davaların da reddedildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : İlk derece mahkemesince; Toplanan ve açıklanan deliller uyarınca takibe konu bonoda (bononun arka yüzünde davacı imza ve kaşesi içeren cirodaki) davacının imzasının bulunmadığı gerekçeleriyle davacının menfi tespit talebinin kabulüne, davalının kötü niyeti açıkça ispatlanamadığı gerekçesiyle, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle ; daha önce icra hukuk mahkemesine açılan davanın reddi nedeni ile derdestlik itirazlarının dikkate alınmadığını, Adli Tıp raporunun kesin bir kanaat taşımayan rapor olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini beyanla kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;menfi tespit davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı; stanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasında takibe konu edilen senetteki imzanın kendisine ait olmadığı nedenle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmektedir.Takibe konu senet incelendiğinde;keşidecinin … lehdarın … / … arka yüzde sırasıyla ciroların …, … şeklinde olduğu,3/9//2008 düzenleme tarihli 22.1.2009 vadeli senedin 20.000 TL bedelli ve malen kaydı taşıdığı görülmektedir.Lehdar imzasını inkar etmiş ve bu konuda yapılan incelemese Adli Tıp Kurumu Fizik ihtisas Dairesinin 29/11/2016 tarihli raporunda imzanın basit tersimli olması nedeni ile davacının eli ürünü olup olmadığı yönünde kesin kanaat bildirilemeyeceği mütalaa olunmuştur.Mukayese belgelere incelendiğinde bir çoğunun 20016 yılına ait belgeler ve fotokopiler olduğu, eski tarihli iki belgenin de aslının değil fotokopisinin incelendiği görülmüştür.İnceleme usulüne uygun olmamakla birlikte ” imzanın basit tersimli ” oluşu nedeni ile kolay taklit edilebilir bir imza olduğu da raporda vurgulanmış olmakla imza aidiyeti konusunda kesin bir kanaat içerir rapor alınamayacağı anlaşılmaktadır.İspat külfeti bakımından; imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti davalı alacaklıda olmakla , davalının imzanın aidiyeti ile ilgili sunduğu veya toplanmasını talep ettiği halde getirtilmeyen bir delili de bulunmamaktadır. Bu hali ile mevcut şüpheli durumun ispat kuralları çerçevesinde borçlu lehine yorumlanması gerekmekle mahkemenin kabulü doğrudur.Kaldı ki İcra Hukuk mahkemesince de imzanın davacının eli ürünü olmadığı yönünde ayrıca alınmış bir başka rapor daha mevcuttur.İcra Hukuk Mahkemesinin imza itirazını süre yönünden reddeden kararı genel mahkeme açısından kesin delil, kesin hüküm veya derdestlik nedeni olmadığından davalı yanın buna ilişen istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir.HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür.Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Davalı yandan alınması gereken 1.424,45 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL ve 321,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.067,55 TL harcın davalıdan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/06/2021 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.