Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3284 E. 2021/1096 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3284 Esas
KARAR NO : 2021/1096
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2015/126 2018/351
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacılar vekili 03/02/2015 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkillerinden davacı … San.ve Dış Tic.A.Ş’nin dava konusu çekte keşideci olduğunu ve diğer müvekkili …San.Tic.Ltd.Şti’ nin lehdar olarak görüldüğünü, çekteki cironun sahte olduğunu, Lehdar … San. Tic. Ltd. Şti. firmasına ait işyerinde 29/8/2014 günü gece 02:00-04:00 saatleri arası meydana gelen hırsızlık olayında müvekkilinin kasasında bulunan 37 (otuzyedi) adet toplam 3.585.924,00-TL tutarında çek çalındığını, olayın Balıkesir Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal eeden bu hırsızlık olayı ile ilgili … numaralı dosya ile soruşturma başlatıldığını, lehdar … San.Tic.Ltd.Şti.’nin 29/08/2014 tarihinde Balıkesir l.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan çek iptali davası nda 2014/333E.sayılı dosyada hırsızlık konusu çeklerle ilgili dava sonuna kadar ödeme yasağı konulmasına karar verildiğini, davacılardan müvekkili … San. Tic. Ltd. Şti. namına yazılan çekin sahte kale ve imza ile ciro edildiğini, çalmak suretiyle piyasaya sürülen çekin son hamili icra başlatan kişi de dahil olmak üzere çek cirantaları ve son hamilin iyi niyetli olmadığını düşündüklerini, keşidecisi … Tic. A.Ş olan 31/01/2015 keşide tarihli … numaralı 250.000,00-TL’ lik … Bankası Beylerbeyi şubesine ait çekin 02/02/2015 tarihinde çekin son hamili davalı … tarafından … bankası Ümitköy şubesine ibraz edildiğini, çekte ciranta olan davalıların çeki icra takibine koymak suretiyle müvekkili aleyhine telafisi imkansız zaralara yol açabileceğini, davalıların iyi niyetli olmadığını, çünkü banka şubelerinin çekler kendşilerine sunulduğunda çeklerin çalıntı olduğunu ve ödeme yasağı bulunduğunu üzerlerine işlediklerini, davalılarında basiretli bir tacir olarak ellerine çek geldiğinde güvenilirliğini araştırdıkları çekin çalıntı olduğunu öğrendiklerini, bu nedenle kötü niyetli olduklarını bildirerek hırsızlık suretiyle ele geçirilen, hakkında suç duyurusu ve çek iptal davası ile ödeme yasağı bulunan 31/01/2015 keşide tarihli … numaralı 250.000,00-TL tutarlı … Bankası Beykerbeyi şubesine ait çekle ilgili ivedilikle İİK 72’ye göre ijtiyati tedbir kararı verilmesini, davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı … dava dilekçesinde sunmuş olduğu tüm iddiaların kötü niyetli, gerçek dışı ve mesnetsiz, kabul edilemez olduğunu, … kendi imzasının geçerli olduğunu kabul ederek, cirantanın imzasının sahte olduğunu iddiasına dayanarak borçtan ve kambiyo sorumluluğundan kurtulmasının, kambiyo senetlerinde geçerli olan “imzaların bağımsızlığın ilkesi” uyarınca mümkün olmadığını, Yargıtay 12. HD’nin 04/06/2013 tarihli esas 2013/12522, karar 2013/20709 no’lu kararında “keşideci borçlu şirketin imzaya bir itirazı bulunmadığına göre, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamaz. geçersiz imza ciro zincirini bozmayacağından mahkemenin ciro silsilseinin kopğuk olduğu dolayısıyle alacaklının yetkili hamil olmadığı, çek iptali ve istirdat davaları sonucunda çek alacaklısının belirleneceği yönündeki gerekçesi doğru değildir” denildiğini, Yargıtay 19. HD’nin 18/04/2011 tarihli esas 2011/3624, karar 2011/5149 no’lu kararında “TTK’nun 589.maddesinde öngörülen imzaların istiklali prensibi uyarınca davacı keşideci …A.Ş çekteki ciranta T…Ltd.Şti.’nin imzasının adı geçen cirantaya ait olmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz” şeklinde kararı olduğunu, Yargıtay 19.H.D’nin 23/05/2011 tarihli esas 2011/3574, karar 2011/9818 no’lu “Davacı, davaya konu çekte keşideci olup, lehdarın ciro imzasının sahte olduğuna dayanamaz” şeklinde kararı olduğunu, dava konusu çek bedelini tahsil edemeyen içinci iyiniyetli kişi olan …’un … aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, sözkonusu ödeme yasağı kararının … tarafından değil, ciranta tarafından alındığını, keşideci … lehdar ve ilk cirantanın açmış olduğu çek iptali davasına ve alınan ödeme yasağı kararına dayanarak kambiyo sorumluluğundan kurtulmasının kabul edilmez olduğunu, … bahsettiği söz konusu ödeme yasağı kararının çekin …’a ciro edilmesinden sonraki dönemde alındığını, … kötü niyetli iddialarının aksine …’un böyle bir kanuni yükümlülüğü olmamasınaa rağmen çeki teslim almadan önce çekin güvenilirliğini araştırdığını ve çek üstünde herhangi bir tedbir bulunmadığını öğrenince çeki teslim aldığını bildirerek takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, … %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … davaya cevap vermemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “…alınan bilirkişi raporu ile ava konusu çekin, davacılar defterlerinde ticari ilişki kapsamında keşide edilmiş ve alınmış olduğunun tespit edilmesi, çek üzerinde yaptırılan imza incelemesinde lehtar olan … Tic. ve San Ltd Şti’nin birinci ciranta olarak atılan imzasının, davacı …. Tic. ve San Ltd Şirketi temsilcilerine ait olmadığı tespit edilmiş olduğundan, davalılar ile davacılar arasında dava konusu çeki ödeme konusu yaparak ticari ilişkide bulunmaması nedeniyle davacıların takibe konu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığı sonucuna varıldığından, davacıların davasının kabulüne, davacıların İstanbul Anadolu … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu … Bankası Beylerbeyi Şubesi’nden verilme … çek nolu, keşidecisi … Tic AŞ, lehtarı … Tic. ve San Ltd Şti olan 31.01.2015 keşide tarihli, 250.000 TL çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, karar kesinleştiğinde mahkeme kasasında bulunan evrak asıllarının iadesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı … vekili istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “… üzerinde birçok ciro bulunan dava konusu çek uyarınca, …’un keşideciyi tanımadığı veya kendisiyle ticari ilişki bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabul edilmiş olması hukuka aykırıdır. Kaldı ki, hiçbir zaman tarafımızın böyle bir iddiası da olmamıştır. Zira çekte cirantalar silsilesi yaşanmıştır; dolayısıyla son hamilin keşideciyi ve ilk cirantayı tanımaması ve/veya arasında ticari ilişki olmaması da çok doğaldır. Bu kapsamda hükme esas alınan bilirkişi raporunda, konuya yönelik neyin tespit edilmeye çalışıldığı tarafımızca anlaşılamamıştır. Bilirkişi raporu, ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davayla da ilgisi bulunmamaktadır; kanımızca bilirkişinin sayfalarca bu olguyu incelemesi bile vakit kaybı olmuştur. Zira önemle belirtmek isteriz ki huzurdaki davada bilirkişinin tespit etmesi gereken, davacıların …’u tanıyıp tanımadığı ya da hiç ticari faaliyette bulunup bulunmadıkları değil; çek bedelini, çeki elinde bulunduran …’a ödeyip ödemeyecekleridir. Belirtmek isteriz ki davacılar … ve …, ticari defterlerinde yer alan çeki danışıklı olarak piyasaya sürmelerini ve kişileri bu çeke duydukları güvenle kandırmalarını müteakip, önce cirodaki imzanın gerçek olmadığı iddiasında bulunmuşlar; ardından tarafımızca bu hususun Yargıtay içtihatlarıyla çürütülmesi üzerine, iddialarını farklı yöne çekerek, keşideci ile son hamil arasında ticari ilişki bulunmadığını ve senedin sözde istek dışı elden çıktığını belirtmişlerdir. Vurgulanmalıdır ki yiniyetli üçüncü kişi olan … bu süreçte, davacıların kötü niyetli iddiaları nedeniyle, büyük maddi zararlara uğramaya devam etmektedir. …, kendi imzasının geçerli olduğunu kabul ederek, cirantanın imzasının sahte olduğunu iddia etmektedir. Keşideci …nın, cirantanın imzasının sahte olduğu iddiasına dayanarak, borçtan ve kambiyo sorumluluğundan kurtulması, kambiyo senetlerinde geçerli olan, “imzaların bağımsızlığı ilkesi” uyarınca mümkün değildir. Cirantaların imzalarının geçersiz olması sadece sahibi yönünden bir sonuç doğurur. Keşideci borçlu şirketin imzaya bir itirazı bulunmadığına göre, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamaz. … takibi sürüncemede bırakmak amacıyla, kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açmıştır. Zira icra takibinin borçlusu olan …’nın yapması gereken, cirantaların kim olduğunu irdelemek değil, borcunu ödemesini müteakip ilgili bedeli, sorumlularına rücu etmektedir. Bu kapsamda istinaf talebimiz kabul edilerek, haksız ve kötü niyetli davanın, sunmuş olduğumuz itirazlarımız doğrultusunda, reddedilmesi gerekmektedir….” denilerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;menfi tespit davasıdır.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Takibe ve davaya konu çek incelendiğinde; 31/01/2015 tarihli … numaralı 250.000,00-TL’lik çekin İstanbul Anadolu … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konu edildiği; alacaklının davalı olduğu, borçlunun keşideci … olduğu, lehdar davaıya takip yapılmadığı lehdardan sonra davalı … cirosunun bulunduğu, sonra da hamil konumunda davalının yer aldığı görülmektedir.Davacıların keşideci ve lehdar olduğu, davalının da son hamil olduğu anlaşılmaktadır.Davacı keşidecinin kendi imzasına herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Davacı keşideci şirket, diğer davacının imza inkarına dayalı olarak menfi tespit talep etmektedir.oysa ki kambiyo senetlerinde imzaların bağımsızlığı kuralı mevcut olup, herkes kendi imzasındn sorumludur. Yani lehdar imzasının sahteliği , keşideci açısından bir menfi tespit gerekçesi değildir.Keşideci imzası ikrar edilmiş olmakla, hamile ödeme yapmakla borçtan kurtulabilir. Bu nedenle, davacılardan keşideci konumunda olan … açısından açılan davanın açılış gerekçesine nazaran kabulüne karar verilmiş olması dosya kapsamına ve dava dilekçesindeki gerekçe ve iddiaya nazaran doğru görülmemiştir.Lehdar imzasının ise lehdara ait olmadığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporundan anlaşılmaktadır.Ayrıca davacılar ile hamil arasında ciro silsilesine göre doğrudan ticari ilişki olmadığından her iki davacının yani keşideci ile lehdarın ticari kayıtlarında çekin yer almış olmasının davalı hamile açılan davanın çözümlenmesinde bir faydası olmadığından bilirkişi incelemesi yapılması da dosyaya fayda sağlayacak bir araştırma değildir.Bu edenle imza inkarına dayılı açılan menfi tespit davasında; davacılardan keşideci … yönünden davanın reddi ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi, davacı … yönünden davanın kabulü ile borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca kasada bulunan evrak asıllarının iadesine karar verilmiş ise de; iadenin kime yapılacağı yönünden kararda bir açıklık bulunmadığından infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması da doğru görünmemiştir.HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür.Açıklanan nedenlerle; davalı yanın lehdar imzasının lehdara ait olmadığı yönündeki karara itirazının ve istinafının bulunmadığı anlaşılmakla istinaf talebinin diğer davacı … yönünden olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA 2- İLK DERECE MAHKESİNE AÇILAN DAVADA Davanın kısmen KABULÜNE
A- Davacı … ‘nin açtığı davanın yerinde görülmediğinden REDDİNE ; İhtiyati tedbir talebi işleme alınmış olmakla % 20 icra inkar tazminatının bu davacıdan alınıp davalı …’a verilmesine B- Davacı … TİC. VE SAN LTD. ŞTİ ‘nin davasının KABULÜNE ; İstanbul Anadolu … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu … Bankası Beylerbeyi Şubesi’nden verilme … çek nolu, keşidecisi … Tic AŞ, lehtarı … Tic. ve San Ltd Şti olan 31.01.2015 keşide tarihli, 250.000 TL çekten dolayı borçlu bulunmadığının TESPİTİNE C-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 17.077,50 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 4.269,38 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 12.808,12 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına D- Davacılar tarafından yatırılan 4.269,38 TL harç ile, yine davacılar tarafından yapılan 1.135,60 -TL yargılama giderinin kabul / red durumuna göre 2.702,49 TL kısmının davalılardan tahsili ile davacı …şirketine verilmesine, diğer kalan kısmın davacı …. üzerinde bırakılmasına E Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 20.950 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …. Şirketine verilmesine,F. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 20.950 TL nispi vekalet ücretinin davacı … şirketinden alınarak davalı … ‘ a verilmesine, G-Davalı tarafından yapılan 2 tebligat gideri 28,00 TL nin 1/2 si 14,00 TL nin davacı … alınıp davalıya verilmesine , kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına H-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, İSTİNAF YARGILAMASINDA 3- Davalı tarafından yatırılan peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iade edilmesine 4- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri olan ; başvuru harcı gideri 98,10 TL, istinaf dilekçesinin tebliği için yapılan 28,00 TL , dosyanın istinafa gidiş/dönüş giderleri için yapılan 31,50 TL ki toplam 157,60 TL yargılama giderinin davacı ….dan alınıp davalıya verilmesine 5- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı şekilde 31/05/2021 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.