Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3262 E. 2018/2310 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3262 Esas
KARAR NO : 2018/2310 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2018
NUMARASI : 2018/63 E., 2018/69 K.
DAVANIN KONUSU : Tespit (D.İş)
KARAR TARİHİ : 01/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde: …ve …. şekil markalarının müvekkili adına tescilli olduğunu, aleyhine tedbir talep edilenin müvekkiline ait markaları sözleşmenin sona ermesine rağmen kullandığını, müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil eden tabela, raf,mağaza dekorasyonu, mağaza dışı tanıtım malzemelerine el konulmasını, bu ürünler yönünden yediemine teslimine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Aleyhine tedbir talep edilen vekili dilekçesinde, talep eden … ile yapılan sözleşmenin 5 yıllık süreye tabi olduğunu, sözleşme bitim tarihinden 6 ay önce ihtarname çekilerek bildirme yükümlülüğü olduğunu aksi halde sözleşmenin bir yıl daha uzatılacağının hükme bağlandığını, müvekkilinin söz konusu markayı sözleşme sınırlarına bağlı olarak kullandığını bu nedenle yasal dayanağı olmadığı beyanında bulunmuştur.
Dosya kapsamında keşif yapılmış, keşif sırasında hazır bulunan şirket ortağı …’un “…s ile sözleşmelerinin bulunduğunu, sözleşmenin sona erdiğine ilişkin kendilerine yazı gönderilmediğini, halen sözleşmenin devam ettiğini, kullanımın da sözleşme kapsamında olduğunu” beyan ettiği görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan 22/03/2018 tarihli marka vekili bilirkişi raporunda; talep dilekçesinde beyan edilen markaların davacı adına başvurusu yapılmışsa da, tescil edilmediğini, ancak TPE nezdinde… ve tespit isteyen … adına 30/40/43.sınıfta tescilli … numaralı markanın orijinal.e …ı ve … tescil numaralı …’s markasının 43.sınıfta tescilli olduğunu, davalı tarafından tabela, menü ve satış işi ile çalışanların kıyafetlerinde kullanıldığını beyan ettiği görülmüştür.
Talep dilekçesi ekinde ibraz edilen 02/01/2013 tarihli bayilik sözleşmesinde davalı şirket yetkilisi …’ın imzasının olduğu, marka sahibi…s adına sözleşmeyi kimin imzaladığının belli olmadığı, sözleşmenin geçerliliği başlıklı 3.3.17.1.maddesinde sözleşmenin imza tarihinden itibaren 5 yıl süreyle geçerli olduğu, bu sözleşmenin bitiminden 6 ay önce taraflarca bu sözleşmenin feshi ile ilgili yazılı ihtarda bulunulmadığı takdirde bayilik sözleşmesinin birer yıllık dönemler halinde yenilenmiş sayılacağının düzenlendiği görülmüştür.
Bakırköy 1. FSHHM’nin 10/05/2018 tarihli 2018/63 D.İş sayılı kararıyla talep edenin ihtiyati tedbir talebini duruşmalı olarak inceleyerek; dava konusu işyerinde yapılan keşif sunulan sözleşme ve deliller dikkate alındığında dava konusu işyerinde markanın lisans sözleşmesine dayalı kullanım olup, bu lisans sözleşmesinin geçersizliği ve süresinin dolup dolmaması hususu esas yargılamayla çözümü mümkün olup, verilecek ihtiyati tedbir kararı davalı taraf için telafisi mümkün olmayan zarar yaratacağı gerekçesiyle HMK 389 ve 6769 sayılı SMK şartlarına uymayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Talep eden vekilinin istinaf dilekçesinde; tedbir koşullarının oluştuğunu, bilirkişi raporu ile markanın hiçbir sözleşmeye dayanmaksızın kullanıldığının tespit edildiğini, markanın kullanılmasının engellenmemesi halinde karşı tarafın elde ettikleri kazancın iadesini ve müvekkilinin kötü hizmet nedeniyle itibar kaybının telafisinin mümkün bulunmadığını, taraflar arasında franchise sözleşmesinin sona erdiğini, karşı tarafın müvekkiline ait markaları kullanmaya devam ettiğini, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, tarafların menfaat dengesinin dikkate alınmadığını beyanla kararın bozularak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Talep eden vekilinin karşı taraf ile yapılan bayilik sözleşmesinin feshedilmesine rağmen, karşı tarafça haksız olarak …s markasının kullanıldığından bahisle ihtiyate tedbir talep ettiği, Bakırköy 1. FSHHM’nin 10/05/2018 tarihli 2018/63 D.İş sayılı kararıyla talep edenin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Talep eden vekilinin dilekçesinde dayandığı iki adet marka başvurusundan 2010/44399 başvuru numaralı “…’s” şekil markasının müddet olduğu, 2014/16950 başvuru numaralı …’s r… markasının ise yayına itiraz üzerine reddedildiği, bilirkişi tarafından online kayıtlar üzerinde yapılan incelemede , davacı ile dava dışı … adına tescilli … başvuru numaralı . … şekil markası ve… tescil numaralı …s markasının tespit edildiği, tespit ve tedbir talebinin … tarafından yapıldığı, sözleşmenin feshinin de … tarafından ihtar edildiği görülmüştür.
Dosyaya davalı şirket yetkilisi tarafından imzalanan bayilik sözleşmesi örneğinin sunulduğu anlaşılmışsa da, sözleşmeyi Marka sahibi …’s adına kimin imzaladığının anlaşılamadığı, karşı tarafın sözleşme ilişkisinin devam ettiğini, fesih bildiriminin kendilerine ulaşmadığını ileri sürdüğü , fesih ihtarının tebliğ şerhinin bulunmadığı, göz önüne alınarak 6100 Sayılı HMK 390/3 maddesi ve 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi gereğince yaklaşık ispat kuralı gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, talep eden vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 01/11/2018