Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3259 E. 2021/1394 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3259 Esas
KARAR NO: 2021/1394
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2017/438 2018/238
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili tarafından … markası ile satılan bazı ürünler ile ilgili olarak davalının … tescil numaralı tasarım tescil belgesinde yer alan sünnet külotu tasarım haklarının ihlal edildiğinin iddia edildiğini, bu kapsamda Bakırköy 2.FSHHM’nin 2017/11 D.İş sayılı dosyasıyla müvekkilinin kataloğunda yer alan ürüne ilişkin rapor alındığını ve müvekkili aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin istenildiğini, davalının tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliğini haiz olmadığını, bu tasarımın Amerikan Patent Enstitüsünün 1970, 1992, 1995 ve 2005 tarihli patent belgelerinde de yer aldığını, daha önceden kamuya sunulduğunu, yine TPMK kayıtlarında da … ve … ve … sayılı faydalı model tescil belgelerinde de aynı nitelikte ürünlerin bulunduğunu belirterek davalıya ait ETTB’nin hükümsüzlüğünün tespitine ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı … adına vekili …’nun avukat tayin edip dava açtıramayacağını, müvekkilinin tasarımının yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşıdığını bildirerek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise davacının … markası ile üretip sattığı sünnet külotunun müvekkilinin tasarım haklarını ihlal ettiğini, konuyla ilgili açtıkları Bakırköy 2.FSHHM’nin 2017/11 D.İş sayılı dosyasında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, verilen bu ihtiyati tedbirin hükmün kesinleşinceye kadar aynen devamını istediklerini belirterek tasarıma tecavüzün tespiti ile karşı davalının üretip sattığı … markalı sünnet külotlarının üretiminin, satışının, reklam ve tanıtımının, ihracatının, internet reklam ve satışının durdurulmasına, el konulmasına, üretimde kullanılan kalıplara bulundukları yerde el konulmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı – karşı davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacı – karşı davalı tarafından sunulan hükümsüzlüğe dayalı eski tarihli kayıtlar dikkate alındığında hükümsüzlüğü talep edilen … sayılı tasarıma yönelik ürün görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimlerin farklı olduğu, davalıya ait tasarımın daha önceden kamuya sunulduğuna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, mevcut belgelere göre tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, davacı – karşı davalının … kasık koruyucu sünnet külotu ile davalı – karşı davacıya ait tescilli tasarım kaydının karşılaştırılması sonunda satışa sunulan ürünlerin tasarımla bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, buna göre tasarıma tecavüz fiilinin gerçekleştiği gerekçeleriyle karşı davanın kabulüne, tasarıma tecavüzün tespitine, men’ine, davacı – karşı davalının … markalı tasarıma benzer sünnet külotu kullanımlarının satışa sunulmasının, üretim yapılmasının, tanıtım yapılmasının engellenmesine, ürünlere ilişkin üretim kalıplarına el konulmasına, masrafı davacı – karşı davalıdan alınarak imhasına, ürünlerin internet üzerinden satışının ve tanıtımının yapılmasının erişimin engellenmesine karar verilmiş, kararı davacı – karşı davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı – karşı davalı vekili, istinaf sebebi olarak; işbu davanın davacısı ve karşı davalısının … iken kararın davanın tarafı olmayan … aleyhine tesis edildiğini, tarafların aynı olmadığı durumda karşı dava açılmasının mümkün olmadığını, kararın işin esasına girilmeden bu nedenle bozulması gerektiğini, 26/02/2018 tarihli ara karar ile 3 kişilik bilirkişi heyetinin seçildiğini ve bu ara kararda bilirkişi seçimine bir haftalık kesin sürede itiraz edilmemesi halinde dosyanın bilirkişi heyetine tevdiine karar verildiğini, kararın 07/03/2018’de tebliğ edildiğini ve 13/03/2018 tarihli dilekçeyle bilirkişi seçimine dair ara karara itiraz ettiklerini, ancak itirazlarını 14/03/2018 tarihli ara kararla bilirkişi heyeti seçilmiş olduğu gerekçesiyle dikkate alınmayarak dosyanın seçilen bilirkişilere tevdiine karar verildiğini, 19/03/2018 tarihli dilekçeyle bu ara karardan dönülmesini istediklerini, ancak bu taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, bu durumun adil yargılanma hakkını zedelediğini, bilirkişi raporunda eksik inceleme olması nedeniyle itiraz ettiklerini, ancak rapora itirazlarının dikkate alınmadığını, karşı davanın bu dava içinde ikamesinin mümkün olmadığını, dava konusu tasarımın 6769 Sayılı Kanunun 55.maddesindeki tasarım tanımına uymadığını, tasarımı oluşturan görünümün ürünün işlevini yerine getirebilmesi için zorunlu olarak meydana geldiğini, davalı tarafın aynı ürüne ilişkin faydalı model başvurusunda yer alan tarifnamede bu hususun açık olarak anlaşıldığını, zira ilgili tarifnamede ürünün görünümünün işlevinin şekillendirdiğinin anlaşıldığını, tarifnamenin dosyada mevcut olduğunu, dava konusu tasarımın başvuru tarihinin 09/12/2003 olup faydalı model için başvurusu yapılan ürün ile görünümünün tamamen aynı olduğunu, yani faydalı model olarak tescil edilen ürünün görünümünün ayrı olarak tasarım olarak tescil edildiğini, tasarımın uygulandığı ürünün sünnet külotu olduğunu, bu ürünün işlevini yerine getirebilmesi için külot üzerindeki kubbemsi yapının ve bu yapı üzerindeki deliklerin bulunmasının teknik anlamda zorunlu olduğunu, tasarımcıların seçenek özgürlüğünün olmadığını, tasarım olarak tescil edilen ürün üzerindeki görünümün faydalı model korumasından yararlandırdığını, davalı tarafın sünnet külotu için yaptığı faydalı model başvurusunun tarifnamesinde buluşun tanımlandığını, buna göre buluş konusu ürünün işlevini yerine getirebilmesi için üründe yer alan deliklerin bulunmasının zorunlu olduğunu, netice itibariyle eldeki davada ürünün teknik fonksiyonunun tasarımı şekillendirdiğini, dolayısıyla dava konusu tasarıma koruma sağlamanın ürünü tasarım mevzuatı korumasından çıkarıp patent/faydalı model korumasından yararlandırmakta olduğunu, dolayısıyla hakkaniyete aykırı bir durum oluşturulduğunu, ayrıca dava konusu tasarımın daha önce kamuya sunulduğunu, gerekçeli kararda Amerikan Patent Enstitüsüne sunulan tasarımla dava konusu tasarımın aynı olmadığı kanaatinin belirtildiğini, ancak ilgili tasarımlar karşılaştırıldığında farklılıkların ayrıntılarda olduğunu, bilgilenmiş kullanıcının bu tasarımları ayırt edemeyeceğini, bu itibarla dava konusu tasarımın tescilinden daha önceki bir tarihte kamuya sunulduğunu, yenilik ve ayırt edicilik vasfının bulunmadığını bildirmiştir. Dava konusu … tescil numaralı tasarımın 09/12/2003 tarihinde başvurusunun yapıldığı, tasarımın sünnet külotu tasarımı olduğu görülmüştür. Mahkemece TPMK’dan … sayılı faydalı model belgesinin örneğinin getirildiği, söz konusu faydalı modelin koruma süresinin 15/12/2013 tarihinde dolduğu ve 01/05/2017 dava tarihi itibariyle sahibi adına hüküm ifade etmediğinin bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilinin 13/03/2018 tarihli dilekçesiyle bilirkişi seçimine itiraz ettiği, bilirkişilerin marka patent hukuku ile endüstriyel tasarım konularında uzman yabanca bir eğitimci bulunan profesör ya da doçent unvanına sahip akademisyenlerden seçilmesini istediği, mahkemenin ise bu itirazı reddettiği görülmüştür. Dava dilekçesinde davacı olarak … vekili … yazdığı, ekli vekaletnamenin incelenmesinde ise, vekil edenin … vekili … olduğu görülmüştür. Bakırköy 2.FSHHM’nin 2014/11 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda; aleyhine tespit istenilen tarafın … ürünleriyle tescilli tasarım karşılaştırmasında öne çıkmayan küçük farklar dışında plastik koruyucu işlev özellikle tasarım yapısının benzer tasarım olduğu, tasarımlar arasındaki bu benzerliğin bilgilenmiş kullanıcı izlenim algısında ayırt edilemeyecek derecede de iltibas oluşturacak nitelikte benzer tasarımlar olduğu, tasarım için seçenek özgürlüğü olmakla birlikte tasarımın işlevsel koruyucu fonksiyona sahip plastik yapısının benzer uygulama ile iltibas oluşturacak şekilde benzer yapıda tasarlanarak diğer … markalı ürünlerde uygulandığı yolunda görüş bildirildiği, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, kararın istinaf edildiği, bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin reddedildiği görülmüştür. Yargılama sırasında üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 03/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda; hükümsüzlüğü talep edilen 2003/03747 tescil numaralı tasarımın başvuru tarihi olan 09/12/2003 tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinin haiz olduğu, dava konusu tasarım ile davacı-karşı davalıya ait ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı – karşı davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği, yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmasını, mahkemenin bu talebi kabul etmemesi halinde ek rapor alınmasını istediği görülmüştür
GEREKÇE: Asıl dava, davalıya ait tasarımın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, karşı dava ise tasarıma tecavüzün tespiti ile tecavüzün durdurulması taleplerine ilişkindir. Davalı – karşı davacıya ait tasarım tescil belgesinin dosya içerisine gönderildiği, yine … sayılı faydalı model belgesinin örneğinin dosya içeriğine getirildiği ve dava tarihi itibariyle sahibi adına hüküm ifade ettiği anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı – karşı davacıya ait dava konusu … tescil numaralı tasarımın başvuru tarihi olan 09/12/2003 tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinin haiz bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca dava konusu bu tasarımla davacı – karşı davalıya ait sünnet külotu ürünü arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde meydana getirdiği genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı – karşı davalı vekilince bilirkişi raporuna itiraz edilerek yeni bir heyetten rapor alınması talep edilmiş ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli bulunduğundan bu yöndeki istinaf talepleri de yerinde değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı – karşı davalı vekilinin işin esasına yönelik istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan davacı – karşı davalı vekilince tarafı olmayan kişi hakkında hüküm tesis edildiği belirtilmiş olup gerçekten de davacının … olması gerekirken karar başlığında bu kişinin vekaletname verdiği Kadriye Doğru’nun davacı olarak gösterilmesi doğru değil ise de, bu husus ilk derece mahkemesince mahallinde düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan davacı-karşı davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Bu konuyla ilgili olarak dairemizce UYAP kayıtlarında gerekli düzeltmeler yapılmış ve dairemiz kararında davacı ismi … olarak gösterilmiştir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı – karşı davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı – karşı davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken toplam 118,60 TL (59,30×2) harçtan, peşin alınan toplam 107,70 TL (35,90×3) harcın mahsubu ile bakiye 10,90 TL harcın davacı – karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı – karşı davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/07/2021