Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3250 E. 2021/1350 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3250 Esas
KARAR NO: 2021/1350
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2018
NUMARASI: 2017/254 E. – 2018/197 K.
DAVA: Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetinin Tespiti, Ref’i, Men’i, Marka Hükümsüzlüğü, Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 04/12/2015
BİRLEŞEN 2017/93 ESAS SAYILI DOSYA
ESAS NO: 2017/93
KARAR NO: 2017/121
DAVA: Marka Tecavüzünün Tespiti, Men’i, Ref’i Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 11/05/2017
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … Ltd. Şti vekili asıl davada, müvekkilinin … markalarının sahibi olduğunu, davalılardan … A.Ş’nin ise … tescil numaralı … markasının bulunduğunu, bu markanın kötüniyetli tescil edildiğini, sicilden terkini gerektiğini, zira müvekkilinin … markasını … sayı ile 7.sınıfta her türlü demir ve sac kesme makineleri ve tarım makineleri emtialarında tescil ettirdiğini, müvekkilinin kurumsal kimlik çalışmaları sonunda tescil ettirdiği ve kullandığı logoda 2000’li yıllarda değişiklik yaptığını ve bu logoyu da … tescil numarasıyla marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin ürünlerinin yurtdışında da ihraç edildiğini, müşterilerinden gelen ihbarlar ve satışlarda yaşanan düşüşler üzerine yaptıkları araştırmada müvekkilinin … markasıyla pazarladığı ürünlerin aynılarını kimi zaman …, kimi zaman … şeklindeki kullanımlarla taklit edildiğinin anlaşıldığını, konuyla ilgili olarak davalıya ait işyerinde tespit yaptırdıklarını, davalıların fiili kullanımlarının müvekkilinin markasının taklidi niteliğinde bulunduğunu belirterek markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılması, şimdilik her bir davalı yönünden 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi olmak üzere toplam 102.000 TL tazminata, kararın gazetede ilanına, davalı … şirketine ait markanın 556 Sayılı KHK’nun 8/1-b ve 8/3 maddesi ile 35.maddesi uyarınca kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili asıl davada, davalılar yönünden maddi tazminat taleplerinin 73.213,38 TL’ye ıslah ettiği görülmüştür. Davalılar vekili, müvekkillerinden … A.Ş’nin … markasını 21/05/2015 tarihinde 6 ve 7.sınıflarda tescil ettirdiğini, müvekkili şirketlerin yetkilisi ve ortağı olan … ile Irak vatandaşı bir kişi olduğunu, müvekkili … A.Ş’nin üretici firma olup hiçbir şekilde satış yapmadığını, ancak … firmasının sadece …’de yerleşik … ait firmaya ihracat yaptığını, … A.Ş’nin de … markasını tescil ettirdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı … Ltd. Şti vekili birleşen 2017/93 esas sayılı davadaki iddialarını tekrar etmiş ve davalının … ibaresini kullanımı başta olmak üzere müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eder mahiyetteki eylemlerinin men ve ref’ine, her türlü ürüne el konulması, el konulan ürünler üzerindeki markaların silinmesi veya mümkün değilse imha edilmesi, tecavüz konusunda verilecek kararın ilanına, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz nedeniyle yoksun kalınan kazanç yönünden 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davada, müvekkilinin … tescilli markası bulunduğunu ve kullanmakta olduğunu, markayla ilgili olarak derdest bir dava bulunduğunu, derdestlik itirazında bulunduklarını, bilinçli tüketicinin markaları karıştırmayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; tarafların markaları incelendiğinde, davacının 1996 yılından beri tescilli … ve 2015 yılında tescil edilen … markasının bulunduğu, davalı …. A.Ş’nin ise 2014 yılında tescil edilen … markasının bulunduğu, davalı markası ile davacı markası arasında sadece ikinci harfin farklı olduğu, markalar arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunduğu, markaların aynı sınıfta tescilli olduğu, buna göre davacıya ait markanın hukuken korunmaya değer menfaati bulunduğu, davalının … markasının aynı sınıf ve emtiada kullanılması nedeniyle davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, kaldı ki taraflar arasında daha önceden de ticari ilişki bulunduğu, buna göre davalının kardeş şirketi olan … A.Ş’nin davacı markasını bildiğinin anlaşıldığı, 556 Sayılı KHK’nın 42.maddesi uyarınca KHK’nın 8/1-b hükmü gereğince davalının … markasının hükümsüz kılınması gerektiği, tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise davacı tarafın elde edilen kazanca göre hesaplama yapılmasını istediği gerekçeleriyle “Asıl davada 1-Davacı … Ltd Şti tarafından davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile davalı …’in TPMK nezdinde tescilli … tescil nolu … ibareli markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, Kesinleşen kararın resen TPMK’ya gönderilmesine, 2-Davalıların tescilli markayı tescili dışında kullanmak suretiyle davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespitine, refine ve menine, 3-Marka hakkına tecavüzden dolayı davalı …’ın davacının KHK 66/2b maddesi uyarınca yoksun kaldığı kazanç olan 47.726,44 TL tazminatın dava tarihinden yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı …’in haksız rekabetten kaynaklanan TTK 56/1-d uyarınca hesaplanan 73.213,38 TL tazminatın dava tarihinden yürütülecek avans faizi ile birlikte davalı …den alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı marka hakkına tecavüzden dolayı meydana gelen manevi zarara yönelik olarak somut olayın özelliğine göre belirlenen takdiren 50.000,00 TL manevi tazminatın … şirketin’den ve 50.000,00 TL tazminatın davalı … şirketinden alınmak üzere toplam 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 6-Tecavüze konu davacının tescilli … markası ile iltibas yaratacak şekilde davalının … markasının kullandığı ürünler,etiket, katalog, internet sayfasındaki ve Facebook’daki kullanımların silinirek kaldırılmasına mümkün olmadığı takdirde el konularak imhasına, 7-Masrafı davalılardan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurtçapında yayın yapan 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, Birleşen davada ;1-Davacı … Ltd Şti tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davalının davacı markası ile iltibas yaratacak şekilde markasını tescili dışında kullanması nedeniyle davacı marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine refine ve menine, 2-Tecavüze konu ürünlere el konularak ürünler üzerindeki markaların silinmesi mümkün olmadığı takdirde ürünlerin imhasına, 3-TBK 51.maddesi göz önüne alınarak talep olunan 1.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı yanın manevi tazminat talebinin kısmen kabul edilerek takdiren 1.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine, 5-Masrafı davalılardan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurtçapında yayın yapan 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, ” şeklinde karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekili, istinaf sebebi olarak; asıl davanın müvekkilleri … ile … aleyhine açılan markaya tecavüzün tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile … adına tescilli markanını hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkin olduğu, birleşen davanın ise müvekkili … aleyhine açılan markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve ref’i talebine ilişkin olduğunu, davacının markasının 1996’da 7.sınıfta, diğer markasının ise 2015’te 6,7 ve8 sınıflarda tescil edildiğini, müvekkilinin markasının ise 6 ve 7.sınıfta 2014’te tescil edildiğini, davacının 1996 yılında tescil ettirdiği … markası ile müvekkilinin markasının yazı fontu, şekli ve renginin birbirinden tamamen farklı olduğunu, davacının diğer markasının ise müvekkilinin marka tescilinden sonra olduğunu, davacı tarafın İstanbul 4.FSHHM’nin 2015/75 D.İş sayılı dosyasında delil tespit talep ettiğini, bu dosyadaki raporun hükme esas alındığını, davacının delil tespiti için 14/10/2015’te başvurduğunu, oysa müvekkilinin markasının koruma tarihinin 16/05/2014 olduğunu, davacının uzun süre sessiz kalarak sonra da marka tecavüzü ve haksız rekabet iddiasının kötüniyetli ve haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, dolayısıyla tespit dosyasının hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, değişik iş dosyasında düzenlenen rapor ile … markasının koruma altında olduğu, yarı mamül ve bitmiş halde manuel oturak makaslarından 100 adet ve motorlu demir makaslardan 30 civarında olduğunun ve ayrıca … markasının da kullanıldığı, …ın oturak makasları için yaptığı satışlara ait faturalarda marka isminin yer almadığının tespit edildiğini, verilen tedbir kararıyla müvekkilinin marka kullanım hakkının sınırlandırıldığını, markanın tedbir kararına aykırı şekilde kullanılmadığının İstanbul 4.FSHHM’nin 2016/141 esas sayılı dosyasıyla sübuta erdiğini, müvekkilinin 2015 yılından sonra üretim ve satış yapmadığını, bu durumun bilirkişi raporlarıyla sabit olduğunu, davaya konu … markasının kullanıldığı ürün model ve sayısı net olarak tespit edildiğini, ayrıca … markasının da kullanıldığının tespit edilmesine rağmen mahkemenin müvekkilleri bünyesinde üretimi ve satışı yapılan tüm ürünler için marka ismi ve ürün modeli ayrımı yapılmaksızın her iki müvekkili için ayrı ayrı hesaplama yaptırarak tazminata hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, tespit dosyasının esas alınacak ise burada tespit edilen … markalı ürün sayısına göre bir tazminat hesabı yapılması gerektiğini, ayrıca tescilli olunan markanın hükümsüz kılınmadığı sürece koruma altında olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin markasının yasal kullanımının haksız rekabet ya da markaya tecavüz olarak nitelendirilemeyeceğini, 6769 Sayılı Kanunun 155.maddesinde, marka hakkı sahibinin kendinden daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında sahip olduğu sınai mülkiyet hakkının savunma gerekçesi olarak ileri süremeyeceğini, mahkemenin bu hükmü gerekçe yapmış ise de, bu kanunun yürürlük tarihi itibariyle huzurdaki davada uygulanamayacağını, markaya tecavüzün şartlarının oluşmadığını, zira müvekkilinin tescilli markayı kullandığını, ayrıca toplam 100 adet manuel makas ve 30 adet motorlu makasta kullanım bulunduğunu, haksız rekabetin koşullarının gerçekleşmediğini, ürünlerin hitap ettiği alıcıların tecrübe ve birikimlerinin dikkate alınması gerektiğini, müvekkili … ile diğer müvekkilinin yetkililerinin aynı kişi olduğunu, müvekkilinin davacı markasını taklit ederek kazanç elde etme gayesinin bulunmadığını, kendi adına tescilli markayı kullanan müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca tazminat hesaplamasının kabul edilemez nitelikte bulunduğunu, her satışı yapılan ürünün … markası ile satıldığını kabul etmenin doğru olmadığını, müvekkilinin bu markayı kullanmadan önce ve kullandıktan sonraki dönemlerin incelenmesi gerektiğini, ancak bilirkişilerin bu incelemeyi yapmadığını, kaldı ki müvekkillerinin iyiniyetli olup kar oranlarında bir değişiklik olmadığını, hükmolunan manevi tazminatın da fahiş olduğunu, davacının herhangi bir şekilde zarara uğramadığını, hiçbir takdiri indirim yapılmadığını bildirmiştir. Davacıya ait … tescil numaralı … markasının 04/09/1997 tarihinde yedinci sınıfta, … tescil numaralı … markasının 6,7 ve 8.sınıflarda 20/10/2015 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Davalı …. A.Ş’ye ait … tescil numaralı … markasının 6 ve 7.sınıflarda 21/05/2015 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. İstanbul 4.FSHHM’nin 2015/75 D.İş sayılı dosyasında davacının davalılar aleyhine tespit istediği, tespit işlemi sırasında makine yüksek mühendisi bilirkişiden alınan raporda, … Mah. … Sk. No:… Arnavutköy adresinde inceleme yapıldığı, inceleme sırasında … ve … markalarının kullanıldığı, buna göre bu markalara ait mamul, etiket ve ambalaj kullanım örneklerinin görsellerine yer verildiği, ayrıca işyerinde yarı mamul ve bitmiş halde manuel kullanılan makaslardan 100 adet, motorlu demir makaslardan ise 30 civarında bulunduğunun, yine … firmasının oturak makasları için yaptığı satışlarda kestiği faturalarda marka isminin yer almadığı ve fatura örneğinin görselinin yer aldığı görülmüştür. Dosyaya delil olarak davacı tarafından davalı …. A.Ş’ye ait 2017 yılı ürün kataloğunun da sunulduğu, yine … şirketine ait faturaların sunulduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 28/10/2016’da sunulan 3 kişilik bilirkişi raporunda; davalı … A.Ş ve … A.Ş’nin fillerinin TTK’nun 54,55 ve 556 Sayılı KHK’nun 8/1-b ve 42.maddeleri çerçevesinde davacıya ait … markasına tecavüz ve haksız rekabet eylemi teşkil ettiği, hedef tüketici kitlesinin taraf markaları arasında bir bağ kurabileceği, davalıya ait marka ve ürünlerin davacıya ait marka ve ürünler olarak algılanabileceği, her iki işletme arasında organik bağ bulunduğu yönünde bir algı oluşabileceği, buna göre … A.Ş’nin … markasının hükümsüzlüğü gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 24/07/2017 tarihli 5 kişilik bilirkişi raporunda; davacıya ait … markası ile davacı …’e ait … markası arasında karıştırma ve çağrıştırma ihtimali bulunduğu, bu sebeple 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b, 9/1-a ve 9/1-b gereğince iltibas, iktibas ve karıştırılma ihtimali oluşturduğu, … A.Ş’nin ödemesi gereken maddi tazminatın 47.726,44 TL olduğu, … A.Ş firmasının dava konusu markaların ürünlerdeki satışının 807,05 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 17/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; birleşen dosyada iktibas, iltibas ve karıştırılma ihtimali konusu olan markalı ürünlerden 2016 ve 2017 yıllarında herhangi bir üretim ve satışının yapılmadığı, 2014 ve 31/12/2015 yılları için … A.Ş’nin ödemesi gereken maddi tazminat tutarının 25.186,94 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl dava, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü, davacının tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, ortadan kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat taleplerine, birleşen dava ise markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i taleplerine ilişkindir. Asıl ve birleşen davanın davacısı şirketin … tescil numaralı … markasının 03/06/1996 tarihinde 7.sınıfta “her türlü demir ve sac kesme makasları ve makineleri, tarım makineleri” , … tescil numaralı … markasının ise 03/02/2015 başvuru tarihli olup 6, 7 ve 8.sınıflarda (metaller, metalden mamul makaslar, mutfakta kullanılan elektrikli aletler) emtiasında tescilli olduğu, davalı … şirketinin … tescil numaralı atacan ibareli 16/05/2014 başvuru tarihli markasının ise 6 ve 7.sınıflarda (metaller, metalden mamul malzemeler, tarımda kullanılan makineler) emtiasında tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan tespit işleminde davalı şirketlerin adreslerinde yapılan incelemede atacan ve alsalar markalarının kullanıldığı, atacan markasının demir makaslarında kullanıldığı, alsalar firmasının makaslara ilişkin faturalarında marka isminin yer almadığı görülmüştür. Somut olayda davacının 7.sınıf bakımından makaslar ve demir sac kesme makineleri ve tarım makinelerinde öncelik hakkının bulunduğu, metal malzemeler bakımından ise davalının öncelik hakkı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, tazminat talebini 556 Sayılı KHK’nun 66/2-b maddesi uyarınca yoksun kalınan kazanç seçeneğine göre talep ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin yargılama sonunda davalı … şirketinin … tescil numaralı markasını tüm sınıflar yönünden hükümsüz kılmış ise de; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda markaların tescilli olduğu emtialar bakımından usulüne uygun bir karşılaştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacı markasının tanınmış olduğu da ispatlanamamıştır. Öte yandan davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 556 Sayılı KHK’ya göre tescilli marka kullanımı, markaya tecavüz teşkil etmez ve bu durum tazminat sorumluluğunu da doğurmaz. Mahkemece bu hususun karar yerinde değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı taraf davalı markasını kötüniyetli olarak tescil edildiğini ve tüm sınıflar yönünden hüküm kılınmasını istemiştir. Mahkeme ise her iki markanın benzer olarak piyasaya sunulmasının davalının iyiniyetli olmadığını gösterdiği kanaatine varmış ise de, tek başına benzer marka tescili kötüniyet göstergesi olarak kabul edilemez. Somut olay bakımından aralarında sektör bilirkişisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınarak taraf markaları arasında sınıfsal açıdan aynı/benzerlik incelemesi yapılması ve hükümsüzlük talebinin bu açılardan da değerlendirilmesinin yapılması ve yine yukarıda da belirtildiği üzere 556 Sayılı KHK uyarınca tescilli markanın kullanımının hükümsüzlük kararı verilinceye kadar markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği ve tazminat sorumluluğu doğurup doğurmayacağı hususlarının değerlendirilmesi bakımından dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. Hal böyle olunca davalılar vekilinin istinaf talebinin bu yönlerden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2- İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/06/2018 tarih, 2017/254 esas, 2018/197 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalılara iadesine, 6-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 196,20 TL (98,10×2) istinaf yoluna başvurma harcı ile 34,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 230,50 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/07/2021