Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3241 E. 2021/1102 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3241 Esas
KARAR NO: 2021/1102
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2018
NUMARASI: 2016/1054 2018/646
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil müşterisi olan eski ünvanı … A.Ş. olup yeni ünvanı … A.Ş. olan şirket ile dava dilekçesi ekinde sunduğumuz faktoring sözleşmesini akdedildiğini, davalının ise müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı söz konusu faktoring sözleşmesi gereği müvekkile borçlu olduğunu, Faktoring işlemleri için akdedilen sözleşme gereği yapılması gereken ödemelerin yerine getirilmemesi neticesinde diğer müteselsil kefiller ile birlikte davalıya sözleşme uyarınca hesabın kat edildiği ve bildirilen banka hesaplarına ödemelerin yapılmadığı takdirde yasal haklara başvurulacağı noter vasıtasıyla ihtar edildiğini, ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine faktoring sözleşmesinden kaynaklanan kefaletleri sebebiyle borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibine başlanmış akabinde davalı borçlu imzasına ve borca tüm fer’ileri ile birlikte itiraz ettiğini, bu sebeple müdürlük kararınca icra takibi durduğunu, ancak yapılan itiraz haksız ve kötü niyetli olup itirazın iptali gerektiğini, her şeyden önce sözleşmeden kefilliğe ilişkin yükümlülüğün yer aldığı kısmın imzadan hariç diğer kısımları da kefillerin kendi el yazıları ile doldurulmak durumunda olduğundan davalının hüviyeti teyit edilerek müvekkilin çalışanları yanında kefalete ilişkin taahhüt imza altına alındığını, bu sebeple davalı imza itirazında kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalı yanın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili ISLAH ETTİĞİ cevap dilekçesinde; icra dosyasına yaptığıkları itiraz dilekçelerinde ifade ettikleri üzere, davacıyla yapılan herhangi bir sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzalamadıklarını, hem de kefalet metnindeki el yazısı da kendilerine ait olmadığını, müvekkilin, … A.Ş. ile … A.Ş. arasında akdedilen faktoring sözleşmesinde, 08.01.2016 tarihinde kefil olarak gözüktüğünü, müvekkilin mernis sisteminden de açıkça görüleceği üzere 25 yıllık evli olduğunu, 08.01.2016 tarihinde kefil olurken de evli olup eşi …’ün yazılı rızası alınmadığını, davacı olan alacaklı … A.Ş.’ye de bu kefillik sebebiyle bir borcu bulunmadığını, ayrıca müvekkilin kefaletin imzalandığı 08.01.2016 tarihinde borçlu şirketin ne ortağı ne de yöneticisi olduğunu, … A.Ş.(yeni ünvanı: … A.Ş.)’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden ilgili belgeler istendiğinde müvekkilin kefil olduğu tarih olan, 08.01.2016 tarihinde bu şirketin ne ortağı ve ne de yönetim kurulu üyesi olmadığı da açıkça görüleceğini, davanın müvekkilin kefilliğinin eşinin yazılı rızasının olmaması sebebiyle, geçersiz olması ile reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata, masraf ve vekalet ücretinin de davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “…TBK’nın 584. maddesinin 1. fıkrası dikkate alındığında eş rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şartının sözleşmenin geçerlilik şartı olduğundan sonradan verilen rızanın sözleşmeyi geçerli hale getirmeyeceği, yine 28/03/2013 tarihinde 6455 S.K./77. madde ile 584. maddeye eklenen 3. fıkrasının yürürlük tarihi dikkate alınarak başkaca araştırmaya gidilmeyerek asıl borçlu şirket nezdinde ortak / yönetici kaydı bulunmayan ve sözleşme kapsamında eş rızası alınmayan davalı yönünden kefaletin geçersiz olduğu” gerekçesiyle davanın reddine, “davalı yanın tazminat talebinin de koşulları oluşmadığı” gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle; mahkemenin ticaret sicil kayıtlarını celp etmeden dava dışı şirketin cevabına göre karar verdiğini, davalının şirketin genel kurulunda katip üye olarak görev yaptığını, olayda eş rızasına gerek olmadığını ,davalının yönetim kurulunda görevli olduğunu ayrıca bu savunmanın MK 2 deki dürüstlük kuralına aykırı da olduğunu , sözleşmenin davacı yanca edimlerinin yerine getirilmesine rağmen davalı yanca edimler yerine getirilmediğinde bu savunmada bulunulmasının açıkça dürüstlük kuralına aykırı olduğunu bu nedenle kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ; itirazın iptali davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstinaf edilen ve mahkemece de incelenen temel hukuki sorun, davalının kefaletinin geçerli olup olmadığı noktasındadır. TBK.MADDE 584- Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez. (Ek fıkra : 6455 – 28.3.2013 / m.77) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz. Dava dışı asıl borçlu … A.Ş. Nin sözleşme tarihini kapsar şekildeki ticaret sicil kaytları ve Ticaret Sicil Gazetesi’nin şirketle ilgili ilanları incelendiğinde şirketin 30/Mart/2016 tarihli ve 9043 sayılı Ticaret Sicil Gazetesindeki genel kurul toplantısı ilanına göre ; şirketin tek hissadarının ilgili tarihte … olduğu yani davalının şirket ortaığı olmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi katip üye dışarıdan da atanabilir. Davalının dava dışı asıl borçlu şirketin yönetim kurulu başkan yardımcılığı görevinden 17/09/2013 tarihinde ayrıldığı da Ticaret Sicil Kayıtlarından anlaşılmaktadır. İlgili kayıtlar İTO resmi sitesinden ve https://www….ov.tr/…pdf adresinden Mahkememizce temin edilmiş ve birer örneği dosyaya eklenmiştir. Davalının sözleşme tarihinde şirketin ortağı ya da yöneticisi olmadığı nedenle eş onayı gerektiği, davacının da faktoring şirketi olarak sözleşme yaparken basiretli tacir gibi davranmasının zorunlu olduğu, sözleşmeyi imzalayanların şirkette görevli olup olmadığına dair araştırma yaparak yasal izinlerini alması gerektiği, davalının savunmasının bu nedenle MK 2. Maddedeki dürüstlük kuralına göre aşılamayacak bir savunma olduğu anlaşılmakla davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/ 1 – b – 3 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HMK 355. Maddeye göre yapılan incelemede, mahkemenin görevli olduğu, kesin yetki kuralına tabi bir dava olmadığı, zorunlu arabuluculuk konusunda dava şartı eksikliğinin bulunmadığı, taraf ehliyetlerinde bir eksiklik bulunmadığı, taraf teşkilinin sağlandığı , tarafların teminat yükümlülüklerinin bulunmadığı, vekaletnamelerin dosyada olduğu, davada hukuki yarar bulunduğu, hak düşürücü süre uygulanmasını gerektirir bir uyuşmazlığın bulunmadığı, derdestlik veya kesin hüküm bulunmadığı ,harcın dava değerine ve niteliğine nazaran doğru hesaplandığı, gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunmadığı görülmüştür.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Davacı yandan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye gelir yazılmasına 3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına 4- İstinaf incelemesi duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan istinaf incelemesi sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/05/2021 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.