Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3219 E. 2021/1026 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3219 Esas
KARAR NO: 2021/1026
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2018
NUMARASI: 2016/224 2018/530
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine çeke dayalı takip başlattığını, çekteki ciro ve imzanın müvekkili şirket yetkilisi …’a ait olmadığını, müvekkilinin keşideciyi tanımadığı gibi herhangi bir ticari ilişkisi de bulunmadığını belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde; davacının, dava dilekçesinde imzanın …’e ait olmadığını ileri sürdüğünü, bilirkişi raporunda ise imzanın …’a ait olmadığının belirtildiğini, davacı şirketin fiili yetkilisinin … olduğunu, bu nedenle …’ın da imzalarının incelenmesi gerektiğini ve Adli Tıp Kurumunda rapor alınmasını istediği görülmüştür. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; takip konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı, davalı vekilince … yönünden imza incelemesi istenmiş ise de; ticaret sicil kayıtlarında …’ın yetkili olduğunun belirtildiği, davacı vekilince … isminin sehven yazıldığının beyan edildiği, dolayısıyla bu talebin yerinde görülmediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; davacının iddiasının, imzanın …’a ait olmadığına ilişkin olduğunu, herne kadar ticaret sicilde imza yetkilisi … gözükmekte ise de, davacı şirketin iki ortaklı olup diğer ortağın … olduğunu, dava dilekçesinde de yetkilinin … olarak gösterildiğini, yani davacının …’ın yetkili olduğunu açıkça kabul ettiğini, buna rağmen …’ın imzasının incelettirilmemesinin doğru olmadığını, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve diğer dava dışı kişiler aleyhine 30.000 TL çek’e dayalı olarak toplam 34.002,71 TL’nin tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı, takip dayanağı çekin 27.11.2014 tarihli 30.000 TL bedelli keşidecisinin dava dışı …Ltd şirketi, lehdarı davacı, sonraki cirantanın dava dışı …Ltd şirketi olduğu çekin 27.11.2014 tarihinde ibraz edildiği, imzanın keşideciye ait olmadığından ödeme yapılmadığı şeklinde şerh verildiği görülmüştür. Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda; davacı şirketin 22.10.2007 tarihinden itibaren tescil edilen sözleşmesine göre 10 yıl için yetkilisinin … olduğunun bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 05.02.2018 tarihli tek kişilik bilirkişi raporunda; dava konusu çekin arka yüzündeki davacı şirket adına atfen atılan ciro imzasının davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davacı vekilinin, dava dilekçesinde şirket yetkilisi olarak sehven … yazdıklarını 06.05.2018 tarihli dilekçesinde beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, takip konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde şirket yetkilisi … olarak belirtilmiş ise de, davacı vekilinin 06/05/2018 tarihli beyan dilekçesinde şirket yetkilisini sehven … olarak beyan ettiklerini belirttiği görülmüştür. Nitekim ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazı içeriğinden de davacı şirket yetkilisinin 22/10/2007 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle … olduğu anlaşılmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesinden de çekteki davacı şirket adına atfen atılan ciro imzasının davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olmadığı görülmüştür. Açıklanan bu hususlar ile …’ın şirket yetkilisi olmaması nedeniyle bu kişi yönünden imza incelemesi yaptırılmamasında usule aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.049,30 TL harçtan, peşin alınan 548,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.501,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/05/2021