Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3186 E. 2022/797 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3186 Esas
KARAR NO: 2022/797
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2015/1165 2018/621
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şti arasında 03/09/2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, davalıların ise sözleşmelerin teminatı olarak müvekkili şirket lehine ayrı ayrı ipotek tesis ettiklerini, kira borçlarının ödenmemesi üzerine ihtarname gönderdiklerini, ihtarnamelerin dava dışı borçlu şirket ile davalılara tebliğ edildiğini, ancak verilen süre içerisinde borçların ödenmediğini, bunun üzerine başlattıkları icra takibinin davalıların haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, ihtarnamenin müvekkiline TMK’nun 887.maddesine uygun şekilde tebliğ edildiğinin kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın alacağının teminatı olarak 3 adet lehine ipotek tesis edildiğini, bunlardan birinin müvekkiline, diğerinin diğer davalıya ait, üçüncüsünün ise dava dışı …’e ait taşınmaz üzerinde tesis edildiğini, TMK’nun 873/3 maddesi gereğince aynı alacak için birden çok taşınmazın rehni halinde rehnin paraya çevrilmesi isteminin taşınmazların tamamı hakkında yapılması gerektiğini, buna rağmen taşınmazlardan birinin takip dışı tutulmasının hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir. Davalı … vekili, müvekkiline TMK’nun 887.maddesine uygun bir şekilde ödeme emri yöneltilmediğinden müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, tebligatın tapuda düzenlenen resmi senette belirtilen adrese yapılmadığını, tebligat yapılan adresin müvekkili ile ilgisinin olmadığını, dava şartı gerçekleşmediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; dosya kapsamında davacı tarafından keşide edilen iki ayrı ihtarname bulunduğu, takip talebine … yevmiye numaralı ihtarnamenin eklendiği, bu ihtarnamenin asıl borçlunun sözleşmede belirtilen adresine tebliğe çıkarıldığı fakat bila ikmal iade edildiği, bahsi geçen ihtarnamenin davalıların ipotek akit tablosunda belirtilen adresi dışında bir adrese çıkarıldığı ve TK 21/1 ‘E göre tebliğ edildiği, tebligat zarfında muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması nedeniyle imza mukabilinde muhtarlığa teslim edildiği, ihtarnamenin kapıya asıldığı ve komşu …’a haber bırakıldığının yazılı olduğu, ipotek borçlularının sözleşmede belirtilen adresine çıkarılan tebligatın ise bila ikmal geldiği, ihtarnamenin sözleşmenin 57.maddesi hükmü nazara alındığında asıl borçluya tebliğ edilemediği, sözleşmede kararlaştırılan adrese çıkarılan tebligatın tebliğ edilmiş sayılacağı yönünde bir düzenleme olmadığı gibi İİK’nun 21.maddesindeki usulün uygulanması kabul edilse dahi TK 35’e göre yapılan tebligatın da bulunmadığı, sözleşme dışındaki adrese çıkarılan tebligatların ise TK’nun 21/1 ve yönetmeliğinin 30.maddesi hükmü uygulanmadığından (adreste bulunmama sebebinin araştırılmadığı ve evrak üzerine yazılmadığı) tebligatın usulsüz olduğu, buna göre TMK’nun 887.maddesi uyarınca asıl borçluya ihtarname tebliğ edilememiş olması şeklindeki dava şartının gerçekleşmediği, davalılara yapılan tebligatın da geçersiz olduğu gerekçeleriyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili, istinaf sebebi olarak; mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, 6361 Sayılı Kanunun 33/4 maddesi gereğince kiralayanın noter aracılığıyla kiracıya gönderdiği fesih ihtarnamesi hakkında 2004 Sayılı Kanunun 68/b hükmünün uygulanacağını, buna göre sözleşmede belirtilen adresin değiştirilmesi halinde bildirilmesi gerektiği, bildirilmemesi halinde ise eski adrese tebligatın ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağını, anılan madde uyarınca noter aracılığıyla kiracıya gönderilen fesih ihtarnameleri hakkında İİK 68/b maddesinin uygulanması gerektiği, dava dışı kiracının sözleşmedeki adresinin “… Sk. No:… … Beşiktaş/İstanbul” olduğu, ticaret odası faaliyet belgesinin incelenmesinde ise adresin değiştiğini bildirdiğini, bu adresin ise “… Mah. …, Kat:… … Blok, No:… Okmeydanı/İstanbul ” olduğunu, buna göre hem sözleşmedeki adresine, hem de bildirilen bu adrese tebligat çıkarıldığını, sonradan bildirilen adrese yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, sözleşmedeki adrese yapılacak tebligatlarla ilgili hükmün genel işlem koşullarına aykırı olmadığını, bu konuda Yargıtay kararları olduğunu, aksi düşüncenin adresini terkedip giden tüzel kişiler yönünden finansal kiralama sözleşmesinin feshi imkansız kılacağını, tebligatın usulüne uygun olduğunu, müvekkilinin 10/10/2012 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnameyi bu şekilde gönderdiği gibi bununla da yetinmeyerek 13/02/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnameyi de gönderdiğini ve bu ihtarnamenin de 15/02/2013’de davalılara imza mukabilinde teslim edildiğini, tebligatların usulüne uygun olduğunu, mahkeme kararının hatalı olduğunu bildirmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından asıl borçlu taraf gösterilmek suretiyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla toplam 22.851,00 TL ile 371.636,00 USD’nin tahsili için takip başlatıldığı, takipte dayanak olarak davalıların verdiği ipoteklerin gösterildiği, ödeme emrinin ise davalılara ve dava dışı … Ltd.Şti’ne tebliğ edildiği, davalıların itiraz ettiği görülmüştür. Takip dosyası içerisinde 10/12/2012 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamenin bulunduğu, buna göre dava dışı asıl borçlu şirketin “… Mah. …, Kat:… … Blok, No:… Okmeydanı/İstanbul ” adresine çıkarılan tebligatın muhtarlığa imza mukabili teslim edildiği, ihtarnamenin kapıya asıldığı ve en yakın komşu …’a haber bırakıldığı, sözleşmede belirtilen adrese çıkarılan tebligatın ise adreste tanınmadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, davalı …’in “… Mah. …, Kat:… … Blok, No:… Okmeydanı/İstanbul ” adresine çıkarılan tebligatın muhtarlığa imza mukabili teslim edildiği, ihtarnamenin kapıya asıldığı ve en yakın komşu … ‘a haber bırakıldığı, diğer adres olan “… Sk. No:… … Beşiktaş/İstanbul” adresine çıkarılan tebligatın ise tanınmadığından bahisle bila ikmal döndüğü, diğer davalı …’nın “… Mah. …, Kat:… … Blok, No:… Okmeydanı/İstanbul ” adresine çıkarılan tebligatın muhtarlığa imza mukabili teslim edildiği, ihtarnamenin kapıya asıldığı ve en yakın komşu …’a haber bırakıldığı, diğer adres olan “…Sk. No:… Balmumcu Beşiktaş/İstanbul” adresine çıkarılan tebligatın ise tanınmadığından bahisle bila ikmal döndüğü görülmüştür. Davacı ile dava dışı şirket arasında 03/09/2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesi düzenlendiği, dava dışı asıl borçlunun adresinin “… Sk. No:… Balmumcu Beşiktaş/İstanbul” olarak sözleşmede belirtildiği ve sözleşmenin 57.maddesinde ise bu adrese yapılacak tebligatın kanani ikametgahına ya da şahsına yapılmış tebligat olduğu, TK’nun 35.maddesi ile İİK’nun 21.maddesinin kendisine uygulanmasını kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği görülmüştür. Davacı tarafından gönderilen 13/02/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamenin ise asıl borçlu şirketin “… Mah. …, Kat:… … Blok, No:… Okmeydanı/İstanbul ” adresine çıkarılan tebligatın muhtarlığa imza mukabili teslim edildiği, ihtarnamenin kapıya asıldığı ve en yakın komşusuna haber verildiği şeklinde şerh verildiği, davalı …’in … Mah. … Sk. … Üsküdar /İstanbul adresine çıkarılan tebligatın mahalle muhtarlığına teslim edildiği, ihtarnamenin kapıya asıldığı, komşuya haber bırakıldığının belirtildiği, davalı …’nın 3 farklı adresine tebligat çıkarıldığı, tebligatların adreslerin bulunduğu mahalle muhtarlığına imza mukabilinde teslim edildiği, ihtarnamenin kapıya asıldığı ve en yakın komşuya haber bırakıldığı şeklinde şerh bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 27/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının takip tarihi itibariyle dava dışı kiracı şirketten toplam 819.930,08 TL alacağının bulunduğu, davalı …’nın vermiş olduğu ipotek tutarı ile sorumlu olduğu, davalı …’in de vermiş olduğu ipotek tutarı ile davacıya karşı sorumlu olduğu, finansal kiralama konusu malların kiracı tarafından iade edildiği, depoda bulunduğu, teslim alınan mallardan bir tanesinin 13.847,00 TL ile bir başka şirkete kiralandığı ve 14/02/2014 tarihinde 4.000,00 USD bedelle satıldığı, satış bedelinin dava dışı kiracının ana borcundan düşüldüğü yolunda rapor verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 08/02/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; davalı …’in 400.000 TL birinci derecede, 250.000 USD ikinci derecede olmak üzere ipotek limiti ve kendi temerrüdünden sorumlu olduğu, takip tarihi itibariyle 250.000 USD’nin TL karşılığı ile TL bedelle tesis edilen ipotek toplamlarından sorumluluğunun 979.825,00 TL olduğu, davalı …’nın ise 150.000,00 TL birinci derecede ve 120.000,00 USD ikinci derecede ipotek limiti ile sınırlı olmak ve kendi temerrüdüyle sorumlu olduğu, bu davalının sorumlu olduğu toplam tutarın TL olarak 428.316,00 TL olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Her iki davalının da ipotek resmi senetlerindeki adreslerinin “… Sk. No:… Balmumcu Beşiktaş/İstanbul” olduğu, sözleşmenin 18.maddesinde, bu adrese yapılacak tebligatın kanani ikametgahına ya da şahsına yapılmış tebligat olduğu, TK’nun 35.maddesi ile İİK’nun 21.maddesinin kendisine uygulanmasını kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla davalılar aleyhine takip başlatmış itiraz üzerine itirazın iptaline karar verilmesini, davalı taraf ise davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece TMK 887.maddesindeki dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı ile dava dışı … Ltd.Şti arasında 03/09/2008 tarihli finansal kiralama sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmaktadır. Davalılar ise ipotek veren 3.kişi konumundadırlar. Dava dışı asıl borçlu şirketin sözleşmedeki adresi “… Sk. No:… Balmumcu Beşiktaş/İstanbul” dur. Sözleşmenin 57.maddesinde kiralayan tarafından yapılacak her türlü tebligatın kanuni ikametgahlarına veya kendilerine yapılmış tebligat olduğunu ve TK 35 ve İİK 21.maddesindeki usulün uygulanmasının borçlu tarafından kabul edildiği görülmüştür. Davacı tarafından dava dışı borçlunun yukarıda belirtilen adresine çıkarılan tebligatın bila ikmal döndüğü anlaşılmıştır. Buna göre sözleşmenin 57.maddesi hükmü dikkate alındığında ihtarname asıl borçluya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilememiştir. Sözleşmede bu adrese çıkarılacak tebligatın yapılmış sayılacağı yolunda bir hüküm bulunmadığı gibi sözleşmede yer alan TK 35.maddesi kazai mercilerce çıkarılacak tebligata ilişkin olup, yine İİK 21.maddesindeki tebligat ise icra müdürlüklerince çıkarılacak tebligata ilişkindir. Dolayısıyla asıl borçlunun sözleşmedeki adresine çıkarılan tebligatın usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır.Öte yandan davalılar ayrı ayrı ipotek vermiş olup, davalı … hem 02/09/2008 tarihli ipotek resmi senedinde 150.000-TL lik hem de 06/11/2008 tarihli ipotek resmi senedinde 120.000 USD lik, davalı … ise 10/11/2008 tarihli resmi senetle 250.000 USD lik 03/09/2008 tarihli resmi senetle ise 400.000-YTL lik ipotek tesis etmiştir. Söz konusu ipotek resmi senetlerinde davalıların adreslerinin “… Sk. No:… Balmumcu Beşiktaş/İstanbul” olduğu ve ipotek resmi senetlerinin 18.maddesinde bu adreslere yapılacak tebligatın kanuni ikametgahına ya da şahsına yapılmış tebligat olduğu, TK 35.maddesi ile İİK 21.maddesinin kendisine uygulanmasını kabul ve taahhüt ettiğinin belirtildiği görülmüştür. Davalıların ipotek resmi senedinde yer alan bu adreslerine yapılan tebligatların bila tebliğ iade edildiği anlaşılmıştır. Dairemizce istinaf aşamasında ilgili noterlikten istenilen tebligat evraklarının fotokopilerinin incelenmesinde ise davalıların sözleşmede belirtilenin dışındaki başka başka adreslere tebligatlar çıkarıldığı, çıkarılan tebligatlarda farklı adresler olmasına rağmen mazbataların ön yüzünde bu adreslerin muhatapların mernis adresleri olduğunun belirtildiği görülmüştür. Oysa davalıların mernis adresleri özellikle …’in daha farklı adresler olduğu nüfus kayıt sisteminden alınan çıktılardan anlaşılmaktadır. Sadece davalı …’nın ayrıntılı mernis dökümündeki 5 ve 6.sıradaki adresinin “… mah. … Sok. No:… Ortaköy” adresinin tebligat çıkarılan adreslerden olduğu ve bu adrese TK 21/2 maddesine göre tebligat yapıldığı görülmüştür. Yine bir kısım tebligatlarda “… mah. … … Blok K…. No:… Okmeydanı” şeklinde bir adres var ise de, bu adresin Dairemizce İstanbul Ticaret Odası kayıtlarından internet ortamında yapılan sorgulamada dava dışı asıl borçlu şirketin adresi olduğu, dolayısıyla davalı gerçek kişiler yönünden bu adrese çıkarılan tebligatın da usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere TMK 887.maddesi uyarınca ipotek borçlusu borçtan şahsen sorumlu değilse alacaklının hem asıl borçluya hem de ipotek borçlusuna usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılması zorunludur. Davalılara yapılan tebligat bu anlamda usulüne uygun değildir. Bir an için davalılardan sadece …’nın ayrıntılı dökümde gözüken mernis adresi olan “… mah. … Sok. No:… Ortaköy” yapılan tebligat geçerli olduğu kabul edilse bile diğer davalıya ve dava dışı asıl borçluya yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığından farklı farklı ipoteklere dayalı olarak her iki davalı hakkında da birlikte takip yapılması usule uygun değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/05/2022