Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3167 E. 2020/1305 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3167 Esas
KARAR NO: 2020/1305
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2014/840 2018/493
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılar arasında 19/08/2005 ve 25/07/2007 tarihli düzenleme şeklinde finansal kiralama sözleşmeleri akdedildiğini, davalı şirket ve kefillerin borçlarını ödememeleri nedeniyle 06/06/2012 tarihli ihtarnamelerin çekilerek borçların ödenmesinin istendiğini, ancak davalıların borçlarını ödemediklerini, müvekkilinin finansal kiralama sözleşmesine konu alacağın tahsili için İst. … İcra Müd. … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, ancak davalıların haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili, müvekkilinin davadan diğer davalıların söylemesi üzerine haberdar olduğunu, sözleşmeden kaynaklanan borcun müvekkilince ödenip kapatıldığını, ayrıca İstanbul 3.ATM’nin 2019/100 esas sayılı dosyasının aynı konuda açılmış olup kararın kesinleştiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, daha önceden aynı sözleşmeye istinaden İstanbul 3.ATM’de sözleşmenin feshi ve alacak davası açıldığını, davanın reddedildiğini ve bu kararın kesinleştiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin davadan şifahen haberdar olduğunu, sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödendiğini, davacı tarafından açılan davanın reddedildiğini ve bu davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının daha önce aynı sözleşmeye ilişkin alacağın tahsili ve iadesi talebiyle aynı konuda davalı aleyhine İst. 3. ATM’nin 2009/100 esas, 2010/272 karar sayılı dosyasıyla dava açtığı, davanın konusunun finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı, mahkemece davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 19 HD tarafından onanarak kesinleştiği, kesin hüküm dava şartının bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK’nun 1/i ve kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokuğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilince finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 1.952.483,14 TL’nin tahsil iiçin ilamsız takip başlatıldığını, itiraz üzerine bu davanın açıldığını, İstanbul 3.ATM’nin 2009/100 esas sayılı dosyasındaki talep ile dava konusunun mevcut davadaki talepten farklı olduğunu, İstanbul 3.ATM’nin 2009/100 esas sayılı dosyasında davacı … şirketinin sözleşmenin feshi ve bu fesih nedeniyle 574.423,28 TL zararın ödenmesini talep ettiğini, huzurdaki davada ise sözleşmeden kaynaklı ödenmeyen 629.845,61 TL ‘si asıl alacak ile 1.322.637,53 TL faiz olmak üzere toplam 1.952.483,14 TL’nin talep edildiğini, her iki dava dilekçesinin ve beyan dilekçelerinin farklı olduğunu, dolayısıyla dava konularının aynı olmadığını, ayrıca İstanbul 3.ATM’nin 2011/559 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini bildirmiştir. Davalı …vekili istinaf sebebi olarak; davaların sebeplerinin farklı olduğunu, davanın esastan reddi gerektiğini, nispi vekalet ücretine ve %20 tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı … vekili, istinaf sebebi olarak; davanın esastan reddi gerektiğini, nispi vekalet ücreti ile %20 tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı … vekili, istinaf sebebi olarak; davanın esastan reddi gerektiğini bildirerek nispi vekalet ücreti ile %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davaya konu icra takip dosyasının incelenmesinde; davacının davalılar aleyhine 629.845,61 TL ‘si asıl alacak ile 1.322.637,53 TL faiz olmak üzere toplam 1.952.483,14 TL’nin tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 14/09/2012 tarihinde icra takibi başlattığı, dayanak olarak ise 25/07/2007 tarihli, … yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki finansal kiralama sözleşmesi ve 06/06/2012 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ve cari hesap özetinin gösterildiği, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür. Dosya içinde bulunan İstanbul 3. ATM’nin 2009/100 esas, 2010/272 karar sayılı kararının incelenmesinde; davacının aynı davalılar aleyhine açtığı davada, davalıların kendilerine verilen finansal kiralama konusu malların bulundurmadıklarının tespit edildiğini, sözleşmenin feshedildiğini belirterek sözleşme konusunun teslimine, sözleşmenin feshine, 574.403,28 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği, yargılama sonunda ise davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesine konu borcunu fazlasıyla ödediği, hatta 23/07/2009 tarihi itibirayile davalı tarafında davacıdan 52.311,49 TL alacaklı bulunduğu, bu durumda ödenmemiş kira borcu oluşmadığı, kiralanan makinelerin işyerinin değişik adreslerinde bulundurulmasının hakkın kötüye kullanılmasını oluşturmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiği, yine dosya içinde fotokopisi bulunan Yargıtay 19.HD’nin 2010/12383 Esas, 2011/8362 Karar sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesi kararının 22/06/2011 tarihinde onandığı ve karar düzeltme talebinin de 12/03/2012 tarihinde reddedildiği görülmüştür. Dosya içinde fotokopisi bulunan İstanbul 15.ATM’nin 2012/259 Esas, 2013/87 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davanın finansal kiralama konusu malın aynen iadesi olduğu, davalı … Ltd. Şti’ne açıldığı, mahkemenin usulüne uygun ihtarname tebliğ edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, bu kararın da Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nce onandığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, davalıların finansal kiralama sözleşmesinden doğan borçlarını ödemediklerini, alacağın tahsili için takip başlattıklarını, itiraz üzerine bu davayı açtıklarını belirtmiş, davalı taraf ise davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davacı ile davalı şirket arasında finansal kiralama sözleşmeleri imzalandığı, davalıların ise sözleşmede kefil olarak yer aldığı anlaşılmıştır. Davalı taraf, davacının daha önce aynı sözleşmeye ilişkin olarak alacağın tahsilini ve malın iadesi talebiyle İstanbul 3.ATM’nin 2009/100 Esas, 2010/272 Karar sayılı dosyasında dava açtığını, davanın reddine karar verildiğini ve kararın Yargıtay’dan onararak kesinleştiğini ileri sürmüş olup dairemizce bu dosyanın yapılan incelemesinde, davacı … şirketinin davalılar aleyhine finansal kiralama konusu malı bulundurmadıklarının tespit edildiği iddiasıyla sözleşmenin feshine, malın teslimine ve 574.403,28 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sonunda ise davalı kiracının borcunu fazlasıyla ödediği, davacıdan 52.311,49 TL alacaklı bulunduğu, buna göre ödenmemiş kira borcu kalmadığı, kiralananın işyerinin değişik yerlerinde bulunmasının hakkın kötüye kullanılmasını oluşturmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nce onandığı ve davacı vekilinin karar düzeltme isteminin de aynı daire tarafından reddedildiği anlaşılmıştır. Öte yandan huzurdaki davanın davalısı …vekili, İstanbul 3.ATM’nin 2011/559 esas sayılı dosyasında finansal kiralama şirketine karşı tazminat davası açtığı ve mahkemenin davayı kabul ettiği ve dosyanın istinaf incelemesi için dairemizin 2018/147 Esas sırasında kayıtlı olduğu dairemizce yapılan inceleme sonucunda anlaşılmıştır. Mahkemece İstanbul 3.ATM’nin 2009/100 Esas, 2010/272 Karar sayılı ilamının huzurdaki dava dosyası yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bahse konu davanın yukarıda da belirtildiği üzere sözleşmenin feshi, malın teslimi ve uğranılan zararın tahsili talebine ilişkin olup huzurdaki davada ise davacı taraf kira borçlarının ödenmediği iddiasına dayanmıştır. Dolayısıyla bahse konu davada verilen hüküm huzurdaki dava yönünden kesin hüküm teşkil etmez. Bu durumda mahkemece, dairemizin 2018/147 esas sırasında kayıtlı İstanbul 3.ATM’nin 2011/559 Esas sayılı dava dosyası sonucunun beklenerek ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usule aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin açıklanan bu yönlerden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve kararın kaldırma sebebine göre davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan yönlerden KABULÜNE, 2-İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/05/2018 tarih, 2014/840 esas, 2018/493 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 6-Davalılar tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının talepleri halinde davalılara iadesine, 7-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 42,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 140,10 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.13/07/2020