Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3165 E. 2021/1017 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3165 Esas
KARAR NO: 2021/1017
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2015/915 2018/437
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 23.03.2007 tarihli FK sözleşmesi düzenlenerek bir adet … müvekkiline verildiğini, müvekkilince sözleşme süresince sigorta işlemlerini yerine getirdiğini, ancak 27.08.2009 tarihinde sigorta kapsamında meydana gelen hasar sonucunda makinanın kullanılamaz hale geldiğini, davalının isteği üzerine müvekkilinin makinayı davalıya teslim ettiğini, davalının ise müvekkilinden nakliye faturası ile beraber tüm dökümanları alarak sigorta şirketinden nakliye bedeli hariç toplam 114.968,00 TL tahsil ettiğini, nakliye bedeli olan 6.490,00 TL’nin müvekkili tarafından ödendiği halde davalının bu tutarı da sigorta şirketinden tahsil ettiğini, davalının müvekkiline ödemesi gereken 25.000 TL ile nakliye ücretini ödememesi üzerine davalı aleyhine takip başlattıklarını, davalının 18.537,99 TL dosyaya ödeme yaptığını, kalan kısım 27.611,68 TL’ye itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili istinafında; talebin zamanaşımına uğradığını, davacı kiracının borcundan ödenen hasar tazminatı ve soltaj bedelinin karşılığından mahsup edilerek 10.249,00 TL’nin davacıya ödendiğini, davacının takibinde istediği 25.000 TL asıl alacağın 18.537,99 TL’sinin kabul edilerek icra dosyasına ödendiğini, asıl alacağın haksız olarak talep edilen 6.462,01 TL sine itiraz edildiğini, davacının istediği nakliye bedelinin dayanağının bulunmadığını, sözleşme gereğince çıkabilecek tüm masraflardan davacının sorumlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; dava konusu ekskavatörün hasara uğradığı, araç sürücüsü …’ın % 100 kusurlu olduğu, masraflar hariç davalının davacıya 39.533,00 TL iade etmesi gerekirken 10.249,00 TL takipten önce, 18.537,99 TL ‘de takipten sonra davacıya iade ettiği, bakiyenin 10.746,34 TL olduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının kısmi itirazının kısmen iptaline ”takibin 25.000 TL asıl alacağa işletilen 11.638,36 TL faiz ile davalının 09/03/2015 tarihinde yapmış olduğu ödeme olan 18.537,99 TL’lik ödeme dikkate alınarak tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere takip tarihi olan 17/02/2015 tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasınca kısa vadeli reeskont kredilerine uygulanan yasal faiz üzerinden ödeme gününe kadar işleyecek faiz ile” devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; nakliye bedeline ilişkin fatura alacaklarının reddedildiğini, bu bedelin müvekkilince karşılandığını ve sigorta şirketince davalıya ödendiğini, sözleşmenin 32.maddesinde sigorta tazminatını aşan hertürlü masrafın kiracı tarafından karşılanacağı belirtilmiş ise de, 6.490,00 TL nakliye bedelinin sigorta tazminatını aşmadığını, sigorta tarafından da ödendiğini, bu sebeple bu taleplerinin reddinin doğru olmadığını, davalının itirazının haksız olması nedeniyle % 20 oranında inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu konuda olumlu olumsuz karar verilmemiş olduğunu beyan etmiştir. Davalı vekili; olayın haksız fiilden kaynaklandığını, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, raporun hatalı ve eksik olarak düzenlendiğini, raporda kira borçlarının eksik hesaplandığını, yine davacı ödemelerinin toplamının da hatalı tespit edildiğini, sonuç olarak 27.08.2009 tarihi itibariyle davacının müvekkiline 53.029,04 USD kira borcu kaldığını, ancak bilirkişilerin 45.321,80 USD olarak tespit ettiklerini, bilirkişilerin sigorta borcunu dahil ettiklerini ancak müvekkili kayıtlarında gözüken 233,50 TL ruhsat masrafı, 2.986,30 TL ihtar masrafları, 200,75 TL tebligat masrafları, 730,36 TL kanuni takip masrafını, 1.800 TL soltaj faturası KDV si ve kiraların geç ödenmesi nedeniyle tahakkuk etmiş temerrüt alacaklarını hesaplamaya dahil etmediklerini, bu hususun kök raporun 5.sayfasında dile getirildiğini, yine bu masraflara ilişkin belgelerin sunulduğu takdirde bakiyeden düşülebileceği yolunda açıklamada bulunduklarını, evrakları dosyaya sunduklarını ancak dikkate almadıklarını bildirmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine toplam 46.149,67 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, 25.000 TL’nin asıl alacak ve 6.490,00 TL’nin fatura alacağı olarak gösterildiği, davalının 6.462,01 TL’lik alacak miktarına ve fer’ilerine itiraz ettiği, sonuçta 27.611,68 TL itiraz ettiklerini belirttiği, davalı tarafça icra dosyasına 18.537,99 TL’nin ödendiği görülmüştür. Dava dışı firma tarafından davacıya düzenlenen 01.09.2009 tarihli 6.490,00 TL bedelli faturanın aracın kaza mahalinden kurtarılması ve İstanbul’a nakli konulu olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 23.06.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; ekskavatörün kaza sonucu hasara uğradığı, masraflar dahil edilmeden 31.12.2009 tarihi itibariyle davalı tarafından davacıya iade edilmesi gereken tutarın 39.533,00 TL olduğu, davalının icra takibinden önce 31.12.2014 de 10.249,00 TL ve icra takibinden sonra 09.03.2015 tarihinde 18.537,99 TL ödediği, buna göre davacıya iadesi gereken tutarın 10.746,34 TL olduğu, takipten sonra ödenen tutarın tenzilinden sonra bakiye 6.462,01 TL tazminatın davalıdan talep edilebileceği, takipte yer alan 14.12.2009 tarihli ihtarnameden itibaren işleyen faiz olarak belirtilen 11.638,36 TL’den davalının sorumlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 31.07.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; davacının, kaza sonrasına kadar olan dönemde ödemesini gerçekleştirmediği, 45.321,80 USD borcunun bulunduğu bu borcun TL karşılığı 68.241,03 TL olduğu, ayrıca davalı kayıtlarına göre 4.523,46 TL sigorta poliçe borcunun bulunduğu, buna göre davacının mahsubu gereken toplam borcunun 72.764,49 TL olduğu, davalının sigorta şirketinden toplam 114.968 TL tahsil ettiği, buna göre davalının davacıya 42.203,51 TL iade etmesi gerektiği ancak 03.12.2014 de 10.249,00 TL ödediği, buna göre davalının bakiye 31.954,51 TL borcunun kaldığı, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 25.000,00 TL asıl alacak istediği, davacının ayrıca 14.12.2009 tarihli ihtarname ile 6.490,00 TL nakliye bedelini istediği, nakliye ücretinin hasar dosyası ile hasar tazminatı içinde hesaplanarak sigorta şirketi tarafından davalıya ödendiği, bu itibarla takibin 25.000 TL asıl alacak üzerinden devamı ile 14.12.2009 ihtar tarihi ile 17.02.2015 takip tarihi arasındaki işlemiş faizin 11.825,00 TL tuttuğu, ancak takipte 11.638,36 TL istendiği, taleple bağlılık gözetildiğinde davacının takip tarihi itibariyle alacağının 25.000 TL asıl alacak 11.638,36 TL işlemiş faiz, ayrıca mahkemenin nakliye alacağını kabul etmesi halinde 6.490,00 TL fatura alacağı ile bu tutara isabet eden 3.021,32 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 46.149,67 TL alacağı bulunduğu kök raporda 6.490,00 TL nin sehven değerlendirmeye alınmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilince 20.04.2018 tarihli dilekçe ile rapora itiraz dilekçelerinde belirttikleri masraflara ilişkin belgeleri sunduklarını beyan ettikleri ve dilekçe ekinde bir kısım belgeler sunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, taraflar arasındaki finansal kiralama konusu malın hasar sonucu kullanılamaz hale geldiğini ve davalının isteği üzerine davalıya iade ettiğini, davalının da sigorta şirketinden tahsilat yapmasına rağmen müvekkiline eksik ödeme yaptığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sırasında bilirkişiden raporlar alınmış ve yazılı şekilde karar verilmiş olup kararı taraf vekillerinin istinaf ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf talebinin incelenmesinde; raporun eksik hesaplama içerdiğini belirterek müvekkilinin kayıtlarında gözüken bir kısım masraf ve giderlerin dikkate alınmadığını ileri sürmüş olup konuyla ilgili olarak da 20/04/2018 tarihli dilekçesi ekinde bu belgeleri sunduğu görülmüştür. Mahkemece davalı vekilinin bu itiraz dilekçesinde belirttiği hususlar yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınmayarak yargılama bu yönden eksik bırakılmıştır.Açıklanan bu yön itibariyle davalı vekilinin itirazlarının karşılanması bakımından istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebine gelince; dosya içeriğinde alınan bilirkişi raporlarından davalının nakliye bedelini de 5.500,00 TL olarak dava dışı sigorta şirketinden tahsil ettiği anlaşılmış olup davacının 6.490,00 TL nakliye bedeli talebinin dava dışı sigorta şirketinin ödemiş olduğu 5.500,00 TL yönünden kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca dava konusu alacak likit (bilinebilir) nitelikte olduğundan itirazında haksız çıkan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken icra inkar tazminatı talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. Öte yandan mahkemece verilen hüküm yazılış şekli itibariyle infazda tereddüte yol açacak nitelikte olduğundan bu konudaki yanlışlığa da değinmek gerekmiştir. Hal böyle olunca taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/04/2018 tarih, 2015/915 esas, 2018/437 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde davacı ve davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 60,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 158,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 24,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 122,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/05/2021