Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3158 E. 2021/1020 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3158 Esas
KARAR NO: 2021/1020
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2018
NUMARASI: 2016/779 2018/35
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine bonolara dayalı takip başlattığını, takip dayanağı bonolardaki kefil kısmında müvekkili adına atılan imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve % 20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; bilirkişi raporuna karşı verdiği beyan dilekçesinde davacının eşi olan dava dışı …’a yapılan satış sonucunda bonoların bu hali ile alındığını, konu ile ilgili hazırlık soruşturması bulunduğunu, bunun bekletici sebebi yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu senetlerin ön yüzlerindeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı, senet borçlusunun davacının eşi olan …’ın olup imzaların bu kişi tarafından senetteki imzaların kabul edildiği gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının bonolar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş kararı davalı vekili istinaf istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; bilirkişi raporunun takdiri delil olduğunu, mahkemenin bilirkişi raporunu kesin delil gibi değer vermesinin müvekkilinin alacağına zeval verdiğini, bonoların dava dışı …’ın tarafından müvekkiline imzalı hali ile getirildiğini, bu kişi ile davacının karı koca olması nedeniyle müvekkili nezdinde güven duygusu oluştuğunu, davacı tarafın alacaklıları bertaraf etme gayesi güttüğünü, mahkemenin de kararı ile buna müsaade ettiğini, bu nedenle öncelikle taraflar arasında ticari alım satım karşılığında bonoların verildiği ve davacı tarafın oluşan güven duygusunu kötüye kullandığını, alacaklıların alacağına kavuşmasının engellenmeye çalışıldığı, asıl borçlunun hacze kabil bir mal varlığının bulunmadığı, karı kocanın danışıklı ve kötüniyetli hareket ettikleri, müvekkilini mağdur ettikleri gözetilerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı …’ın aleyhine bonolara dayalı olarak toplam 6.189,67 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı bonoların 10.11.2013 tanzim tarihli, vade tarihlerinin ise 30.09.2014 – 30.10.2014 – 30.11.2014 olup nakten kaydıyla düzenlendiği, keşidecinin …’ın, kefil kısmında da davacının adının yer aldığı, lehdarın ise davalı olduğu görülmüştür. Davacının İcra Hukuk Mahkemesinde imzaya itiraz davası açtığı, davanın takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına dair karar verildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 28.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda; senetlerin ön yüzlerindeki imzalarının davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, takibe konu bonolardaki kefil imzasının kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan, dava konusu senetlerin ön yüzlerindeki imzaların davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça davacı ve eşinin danışıklı ve kötüniyetli hareket ettikleri ve davacıya mal sattıklarını ileri sürmüş ise de, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan takibin dayanağının bonolar olduğu, taraflar arasında var olduğu ileri sürülen satım sözleşmesinin veya satışa ilişkin varsa faturaların takip dayanağı olarak gösterilmediği, somut dava bakımından uyuşmazlığın takip dayanağı olarak gösterilen bonolardaki imzaların inkarına dayalı olduğu ve mahkemece de bu doğrultuda araştırma ve inceleme yapılıp sonuca gidildiği gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 422,82 TL harçtan, peşin alınan 105,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 317,11 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.20/05/2021