Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3100 E. 2020/2228 K. 18.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3100 Esas
KARAR NO : 2020/2228 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2018
NUMARASI : 2008/217 E. – 2018/545 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 18/12/2020
İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 16/05/2018 tarihli kararına karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhine İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/506 D. İş sayılı dosyasından İhtiyati Haciz alınmak suretiyle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine dayalı haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, takip konusu 20.11.2006 tarihli 50.000 TL bedelli senetteki imzaların … Yetkililerine ve …’na ait olmadığını, bahse konu senedin tamamen sahte olarak tanzim edildiğini, sundukları bilimsel mütalaa ile takip konusu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığının açıkça tespit edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibinin HMK 209. Maddesi gereğince takibin teminatsız olarak durdurulmasını, alacaklı olduğunu iddia eden aleyhine takip miktarının %40 sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket yetkilisi … ile müvekkilinin uzun yıllar arkadaşlık yaptığını, davacının ihtiyaçlarını müvekkili şirketten karşıladığını, müvekkiline olan borçları karşılığında aldığı çeklerin karşıılıksız çıktığını, davacının ricası üzerine karşılıksız çıkan 65.000 TL bedelli çeki bankaya ibraz etmeyerek, davacıya iade ettiğini, bunun karşılığında 15.000 TL banka havalesi ile bakiye 50.000 TL için ise dava konusu senedi aldığını, müvekkilinin davacıya güvendiği için imzayı sorgulamadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2018 tarihli 2008/217 Esas-2018/545 Karar sayılı kararıyla; “tüm dosya kapsamı ve davacının imzasının incelenmesine dair 2 adet bilirkişi raporu ve Adli Tıp Kurumu Raporu dikkate alındığında dava konusu Alacaklısı … San. Tic. Ltd. Şti., borçluları … ve … olan 14.11.2006 düzenleme tarihli, 20.11.2006 ödeme tarihli bonodaki imzaların davacı …’na ve bononun keşide tarihi itibariyle davacı şirketin yetkilisi olduğu anlaşılan … ait olmadığı, bu itibarla dava konusu bonodan dolayı davacı şirket ve yetkilisi borç altına giremeyeceğinden davacı … ve … Yetkilisi tarafından imzalanmış bir bono söz konusu olmadığı ve davacı dava konusu bononun icra takibine konulması sonucu, cebri icra marifetiyle davalının istemi dışında kendisinden tahsil edilen 18.730,00 TL’nin davacıya iadesinin gerektiği” gerekçesiyle; davanın Kabulü ile, 20/11/2006 ödeme tarihli 50 bin YTL’lik bonodan dolayı davacıların davalıya borcu olmadığının tespitine, davacının dava açıldıktan sonra ödemiş olduğu 18.730,00TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacının Kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının eksik inceleme ve değerlendirmeye dayandığını, mahkemeye sundukları 3 adet uzman raporunda; “dava konusu bonodaki imzaların davacı …’nun eli mahsulü olmasının mümkün göründüğü, senetteki iki adet imzanın, mevcut mukayese belgelerde bulunan …’nun imzalarıyla aynı olduğu, senet düzenleme el yazılarından bir kısmının mevcut mukayese belgelerde bulunan …’nun yazıları ile aynı olduğu ve tetkik konusu senedin …’nun elinden çıktığının tespit edildiğinin” belirtildiğini, dava konusu bonodaki imzalarla ilgili resmi bilirkişi raporları ile kendileri tarafından sunulan uzman raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve maddi gerçekliğin ortaya çıkması açısından yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunlu olduğunu, mahkemenin bu talebi reddetmesinin ve gerekçeli kararda uzman raporlarından hiç bahsedilmemesinin eksik incelemenin kanıtı olduğunu,- kişinin kendi imzasının değiştirerek inkar amaçlı olarak imza atma yoluna gidildiği hususunun sahtecililik literatüründe çok işlenen bir durum olduğunun, Uzman Bilirkişi grafolog …’nın raporunda ayrıntılı olarak belirtildiğini, uzman raporlarında bu hususa değinilmesine rağmen, mahkemece alınan resmi bilirkişi raporlarında, “kişinin sonradan inkar kastı ile kendi imzasını değiştirerek atması” açısından detaylı olarak yapılmadığını, senet üzerindeki yazılar yönünden de inceleme yapılmadığını, kendilerince alınan uzman raporlarında senet üzerindeki yazılar ve harflerin bir kısmının davacı …’nun eli mahsulü olduğunun belirtildiğini, dolayısıyla senetteki yazılar, rakamlar ve kaşe davacılara ait olduğuna göre imzanın da davacılara ait olması gerektiğini,-Bilirkişi … raporunun hükme dayanak yapılmasının yerinde olmadığını, bilirkişi tarafından imzaların benzeyen ve benzemeyen noktaları üzerinde durularak, davacı …’nun karşılaştırma belgeleri ile imzaları arasında tersim tarzlarında benzerlikler bulunduğu belirtilmesine rağmen imzadaki uyumsuzlukların dikkate alındığı belirtilerek, raporda imzanın …’nun el ürünü olmadığı kanaatine varıldığını, benzerlikler üzerinde durulmamasının yerinde olmadığını, – davacı şirket yetkilisi … Mahkeme huzurunda imza örnekleri alınmadan imza incelemesi yapıldığını, mahkemenin Adli Tıp Raporunu ve bilirkişi … raporunu dayanak almasının doğru olmadığını, dosyadaki … ait imza örneklerinin birbirinden farklılık gösteren ve zaman bakımından farklı tarihleri içeren imzalar olduğunu,-ceza dosyasında da imza incelemesi yapılmadığından imza incelemesi yönünden yeniden rapor alınması taleplerinin reddinin doğru olmadığını,-Adli Tıp Kurumu raporunun üstün tutulmasının dayanağının bulunmadığını, -Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın kesinleşmesi bekletici mesele yapılmış iken, bekletici mesele ara kararından dönülmesinin ve senedin tanzim tarihinde … şirket yetkilisi iken, onun hakkındaki ceza davasının beklenmeden karar verilmesinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar 21.05.2013 tarihli Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/8 E. 2016/457 K.sayılı 27.12.2016 tarihli kararıyla “tacir ve şirket yöneticilerinin dolandırıcılığı suçuna iştirak”ten davacı …’nun beraatine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararda davaya konu senedin müvekkiline … tarafından verildiğinin tespit edildiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinafa cevabında; mahkemece üç ayrı bilirkişi incelemesi yapılarak senet üzerindeki imzaların davacılara ait olmadığının tespit edildiğini, … hakkında alınan raporda da imzaların eli ürünü olmadığının tespit edildiğini, davalı tarafın senedin … tarafından müvekkilini everildiğini ileri sürdüğünü, imzaların … ait olmadığının davalı tarafın kabulünde olduğunu, davacı … hakkındaki beraat kararının kesinleştiğini, beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DELİLLER; Adli Tıp Uzmanı bilirkişiden alınan 01/02/2010 tarihli bilirkişi raporunda ; İnceleme konusu alacaklısı … San. Tic. Ltd. Şti., borçluları … ve … Olan 14.11.2006 düzenleme tarihli, 20.11.2006 ödeme tarihli sağ alt tarafta … kaşe izi üzerine borçlular adına yan yana atılmış iki adet imzanın … Ve yetkilisi …’nun eli ürünü olmadıkları, hakiki imzası model alınarak taklit olarak atıldıkları kanaatine vardığını bildirmiştir. Adli Tıp Uzmanı bilirkişi Prof. Dr. … alınan 27/04/2012 tarihli bilirkişi raporunda; İmzanın kişiselliğini oluşturan grafolojik ve grafometrik tanı unsurlarının tümü dikkate alınarak stereomikroskop, Digital Görüntü Analiz Cihazı ve Forensic XP 4010 Belge Analiz Cihazının kullanımı ile de desteklenen bulgular ışında; inceleme konusu senetteki başkasına atfen takliden atılan ve belirgin harf ve karakterleri içermeyen imzaların, bu imzaları atan kişinin graflolojik özelliklerini yeterince yansıtmaması nedeni ile mevcut verilerle inceleme konusu 50.000 YTL bedelli, 20.11.2016 vade tarihli senetteki keşideci imzaların … eli ürünü olduğunun delillerinin bulunmadığı kanaatine vardığını bildirmiştir. Raporda Bursa … Noterliği’nin 14/08/2006 tarihli … sayılı imza beyannamesi aslı, aynı noterliğin 14/08/2006 tarihli … sayılı şirket hisse devir sozleşmesi aslı ve 16/11/1988 tarihli sigortalı işe giriş bildirgesi aslı imza incelemesine esas alınmıştır.Adli Tıp Uzmanı bilirkişi Prof. Dr. … alınan 05/09/2012 tarihli bilirkişi raporunda; İmzanın kişiselliğini oluşturan grafolojik ve grafometrik tanı unsurlarının tümü dikkate alınarak, stereomikroskop, Digital Görüntü Analiz Cihazı ve Forensic XP 4010 Belge Analiz Cihazının kullanımı ile de desteklenen bulgular ışığında; İnceleme konusu senetteki imzalarla, karşılaştırma belgelerindeki …’na ait imzalar arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan önemli derecedeki uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile inceleme konusu 50.000 VTL bedelli, 20.11.2006 vade tarihli senetteki keşideci imzalarının, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’nun eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.26/03/2013 tarihli Adli Tıp raporunda; Adli Belge İnceleme cihazları ( VSC-5000, VSC – 6000/HS, Forensic XP 4010D, Esda 2 ) ve Optik Aletler ( Büyüteç, Stereo mikroskop ) ile donanımlı dairemiz Adli Belge İnceleme Laboratuarında yapılan incelemede; İnceleme konusu senette … adına atılı borçlu imzası ile adı geçene ait karşılaştırma imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nun eli ürünü olmadığı, inceleme konusu imza, atan şahsın yukarıda sayılan tanı unsurlarını … ve … açısından teşhise yeter oranda yansıtmadığından söz konusu imzanın … ve … eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği kanaatine varıldığını bildirmiştir. Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/8 Esas sayılı dosyasının örneğinin incelenmesinde; müşteki … şikayeti üzerine, sanıklar … ve … hakkında Tacir-Şirket Yöneticilerinin Dolandırıcılığı ve bu suça katılmak suçundan ceza davası açıldığı, mahkemenin 27/12/2016 tarihli 2013/8 Esas-2016/457 Karar sayılı kararıyla, ilk dört sanığın beraatine karar verildiği ve istinaf incelemesinden geçerek 14/03/2017 tarihinde kesinleştiği, … atılı suçtan yakalamalı olduğu, yargılama sırasında bu kişi hakkındaki davanın tefrikine karar verildiği, aynı mahkemenin 2017/19 Esas sayılı dosyasında yargılamasının görüldüğü, beraat kararı verildiği, 25/06/2018 tarihinde istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği görülmüştür.Dosya içerisinde bulunan 07/09/2006 tarihli ticaret sicil gazetesi örneğinden; 11/08/2006 tarihli ortaklar kurulu kararı ile, … hisselerini evrederek ortaklıktan ayrıldığı, …. şirketi temsil ve ilzam etmek üzere yetkili olarak atandığı görülmüştür.Davaya konu bono örneğinin incelenmesinde; 14/11/2006 tanzim ve 20/11/2006 vade tarihli 50.000 TL bedelli bonoda, ödeyecek kısmında; 1…. ismi 2. Davacı şirket kaşesi yer aldığı, tanzim tarihinin altında şirket kaşesi ve üzerinde iki imza bulunduğu, bononun davacı şirket emrine düzenlendiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :İmza inkarına dayalı menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince, davaya konu 14.11.2006 düzenleme tarihli, 20.11.2006 ödeme tarihli bonodaki imzaların davacı …’na ve bononun keşide tarihi itibariyle davacı şirketin yetkilisi olduğu anlaşılan … ait olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacıların bonodan dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine ve yargılama sırasında davacı tarafça ödenen 18.730,00TL’nin faiziyle istirdadına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, imza incelemesi yönünden sundukları uzman mütalaalarının mahkemece değerlendirilmediğini, bu görüşlerle bilirkişi raporlarının çelişki oluşturduğunu, çelişkinin giderilmediğini ileri sürmüştür. Dosyaya sunulan uzman mütalaalarında senet fotokopisi ve imza örneklerinin bulunduğu belge fotokopileri üzerinde inceleme yapıldığı anlaşılmakla, ıslak imza taşımayan belgeler üzerinde yapılan imza incelemesinin sağlıklı sonuca ulaştırmayacağı kanaatine varılmış, mahkemece hükme esas alınmaması yerinde görülmüştür. Mahkemece davacı …’nun ve senet tanzim tarihinde şirket yetkilisi olduğu tespit edilen … senet tanzim tarihinden önceki tarihli, imzaların bulunduğu belge asıllarının celp edildiği, davacı …’nun duruşmada imza örneklerinin alındığı, … imzalarının alınması için çaba sarf edildiği ancak bu şahsın duruşmaya katılmadığı, ceza mahkemesi dosyasından yakalamalı olduğunun anlaşıldığı, davacılar vekili tarafından da hazır edilemediğinden belge örnekleri üzerinde inceleme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, alınan raporların denetime elverişli ve yeterli inceleme içerdiği, kanaat verici olduğu anlaşılmakla, bilirkişi raporlarına yönelen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İmzaların davacılara aidiyeti saptanamadığından, bonolardaki yazıların davacılara ait olup olmadığının incelenmesi sonuca etkili görülmemiştir. Davacı … kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile, bu senedin dava konusu edildiği davada beraat etmiştir. Davalı … hakkında Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde 2017/19 Esas sayılı dosyada açılan dava bekletici mesele yapılmamışsa da, istinaf inceleme aşamasında, sanığın beraatine karar verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla, bu dosyanın beklenilmesi de sonuca etkili bulunmamıştır. Mahkemenin senet üzerindeki imzaların davacı …’na ait olmadığı tespit edilmekle ve davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı tespiti yapılamadığından, davacıların davalı şirkete davaya konu bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ve ödenen paranın iadesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 3.415,50 TL harçtan, peşin alınan 853,87 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,63 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan giderlerin davalı üzerinde bırakılmasına, -İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 57,65 TL posta tebligat ve müzekkere giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 5-Artan gider avanslarının talepleri halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.