Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3098 E. 2018/2191 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3098 Esas
KARAR NO : 2018/2191
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2018
NUMARASI : 2018/3143 2018/3143
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkilinin 400.000,00 TL bedelli bono sebebiyle karşı taraftan alacaklı olduğunu belirterek bu alacağın 100.000,000 TL’lik kısmının tahsilinin temini için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, talep yerinde görülerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden … Ltd. Şti vekili, senedin borçlusunun …, kefilinin ise….. gözüktüğü, müvekkilinin senet borçlusu kefili ya da cirantanın olmadığı, zaten senedin protesto ettirilmediği, bu nedenle alacaklının sadece borçlu gözüken …’e müracaat edebileceği, senet incelendiğinde; düzenlenme yerinin ve tarihinin başka kalem ve yazı ile sonradan doldurulduğunu, …’ün imzasının alt tarafına müvekkilinin adını taşıyan bir kaşe vurulduğunu, oysa borçlular arasında müvekkilinin gözükmediğini, müvekkili defterlerinde de böyle bir borcun olmadığını bildirerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece, ihtiyati hacze itiraz hususunun İİK’nun 265.maddesinde düzenlendiğini ve itiraz sebeplerinin sınırlı olduğunu, ihtiyati hacze konu senet üzerinde itiraz eden şirketin kaşesi ile üzerinde imza bulunduğu, senedin TTK’da sayılan poliçedeki tüm zorunlu unsurları taşıdığı, itiraz edenin ileri sürdüğü hususların İİK’nun 265.maddesinde ileri sürülen hususlardan olmadığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı itiraz eden vekili itiraz etmiştir.
İtiraz eden vekili istinaf sebebi olarak; senedin borçlusunun … olduğunu, borçlunun adının zorunlu unsur olduğunu, davacının senet borçlusunun olmadığının alacaklı tarafından da kabul edildiğini, mahkemenin gerekçesinde şirket kaşesinin ve üzerinde imza olmasının müvekkilinin borçlu kabul ettiğini gösterdiğini, bu gerekçenin yerinde olmadığını, ihtiyati haciz isteyen tarafın müvekkilinin aval veren olduğunu iddia ettiğini, oysa senet üzerinde avale dair bir ibare bulunmadığını, …’ün de kendi el yazısı ile bu yönde beyanda bulunduğunu, yazıyı dosyaya sunduklarını bildirmiştir.
İtiraz eden vekilince 19/06/2018 tarihli dilekçe ekinde sunulan el yazısı fotokopi belgede; … isimli şahsın senet üzerindeki imzaların kendisine ait olduğu, itiraz eden şirket adına atılmış bir imza bulunmadığı yolunda yazılı beyanda bulunduğu görülmüştür.
İhtiyati hacze konu bononun 01/02/2017 tanzim, 24/02/2017 vade tarihli, 400.000,00 TL bedelli olup, borçlu kısmında … adının yazılı olduğu, ayrıca … isminin kefil hanesinde yer aldığı, senedin sağ alt tarafında ise itiraz eden şirketin isim ve adresinin içerir kaşe ve bu kaşenin üzerinde bir imzanın yer aldığı, senet üzerinde çift imza bulunduğu, imzalardan birinin kaşenin üzerine atılı olmuş olduğu görülmüştür.
GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz verilmesine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati haciz kararına itirazın reddi kararına yöneliktir. İhtiyati hacze konu bononun incelenmesinde; bono üzerinde itiraz eden …. Ltd. Şti’nin kaşesinin olduğu, biri bu kaşenin, diğeri de kaşenin dışındaki bölüm üzerinde olmak üzere çift imza bulunduğu görülmüştür. 6102 Sayılı TTK’nın 766/1-g maddesi uyarınca düzenleyenin imzası zorunlu unsurlardandır. Bir başka deyişle borçlunun ya da aval verenin ismi bononun zorunlu unsurlarından değildir. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde itiraz eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen itiraz eden vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İtiraz eden vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İtiraz eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.18/10/2018