Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3094 E. 2021/1024 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3094 Esas
KARAR NO: 2021/1024
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/04/2018
NUMARASI: 2015/1191 2018/471
ASIL DAVA DOSYASINDA
DAVA TARİHİ: 04/12/2015
BİRLEŞEN İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2016/449 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 26/04/2016
KARAR TARİHİ: 20/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … Ltd. Şti. vekili asıl davada; davalı tarafından müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, takip konusu çekin … tarafından müvekkiline düzenlendiğini, müvekkilinin de borcuna karşılık bu çeki … – … Kereste Fabrikasına cirolayarak teslim ettiğini, ancak …’ın fabrikasında 23/08/2015 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu çekin çalındığını, adı geçen tarafından açılan davada ödeme yasağı kararı alındığını, ayrıca davalıya karşı da istirdat davası açıldığını, müvekkilinin kendisinden sonra gelen cirantalarla aralarında hiçbir ticari ilişkinin bulunmadığını belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının imzaların istiklali prensibi gereğince borçlu olmadığını ileri süremeyeceğini, müvekkilinin iyiniyetli ve meşru hamil olduğunu, çekin süresinde ibraz edildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı … birleşen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/449 esas sayılı dosyasında; müvekkili tarafından dava dışı … Ltd. Şti’ne düzenlenen çekin zayi olduğu belirtilerek ödeme yasağı kararı konulduğunu, çekin hakkında ayrıca Kocaeli 1. SCM’nin 2015/3763 D.İş sayılı dosyasında el koyma kararı verildiğini, bu karardan sonra bankaya ibraz edilmesi üzerine banka memurunca usulsüz işlem yapılarak çekin hamile iade edildiğini ve takibe konulduğunu belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; asıl davada davacının lehtar, birleşen davada davacının keşideci olduğu, her iki davanın davalısının ise çekin hamili bulunduğu, davacıların görünüşte düzgün ciro silsilesine göre hamil olan davalıya karşı sorumlu oldukları, dava dışı … ile hamil arasındaki davacıların sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, imzaları geçerli olan davacıların hamile karşı ödeme yükümlülüklerinin devam ettiği gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın reddine, asıl ve birleşen dava davacılarının ayrı ayrı % 20 tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen davanın davacı vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiştir. Asıl davanın davacı vekili istinafında; mahkemenin çekteki cironun kopuk olmadığına dair tespitinin yerinde olmadığını, davalının çeki hırsızlık sonucu kötü niyetli olarak eline geçirdiğini, kendisinden önceki cirantayla arasında ticari ilişki bulunmamasının araştırılmadığını, ayrıca İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1203 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını istediklerini, ancak bu talebin kabul görmediğini, Kocaeli C.Başsavcılığının 2015/17720 soruşturma numaralı dosyasında yapılan araştırmalarda davalı şirketin adresine ve yetkililerine ulaşılamadığını, buna göre davalı şirketin de hırsızlık olayına dahil olan kişilerle bağlantılı olduğunun açıkça görüldüğünü, davalı vekilinin çekte cirosu bulunan … firmasının da vekili olduğu ve bu şirket yönünden de UYAP’ta sorgulama yaptığının tespit edildiğini, davalının çekin ne şekilde iktisap ettiğinin dikkate alınmadığını, …’ın açtığı istirdat davasının kabulü halinde çekin meşru hamilinin … olacağı, bu durumda ise bedelin davalıya ödenmesi durumunda mağduriyet yaşanacağını, dolayısıyla bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde müvekkilinden sonra gelen ciroların hileli ve paravan ciro işlemleri olduğunun anlaşılacağını, HMK’nun 165.maddesinde öngörülen bekletici mesele hususunun dikkate alınmadığı bildirilmiştir. Birleşen davanın davacı vekili istinafında; konuyla ilgili hazırlık soruşturmasının devam ettiğini, ayrıca çek yönünden el koyma kararı verildiğini, el koyma kararının 10/11/2015 tarihli olup çekin 20/11/2015’te ibraz edildiğini, dolayısıyla banka görevlisinin bu karara aykırı olarak çeki iade ettiğini, müvekkilinin yasal hamilin belli olmaması nedeniyle ödemeden kaçındığını, sadece yetkili hamile ödeme yapılmak istediğini, müvekkilinin üzerine düşeni yerine getirdiğini, müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir. Asıl ve birleşen davanın davalısı tarafından davacılar ile dava dışı şahıslar aleyhine çeke dayalı olarak toplam 165.924,66 TL ‘nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip konusu çekin 20/11/2015 tarihli 150.000 TL bedelli, keşidecsinin davacı …, lehtarın davacı … Ltd. Şti., sonraki cirantaların dava dışı … Ltd. Şti., … Ltd. Şti., hamilin ise davalı olduğu, çekin 20/11/2015’te ibraz edildiği görülmüştür. Hem asıl davada hem de birleşen davada icra dosyasına yatan paranın ödenmemesi konusunda tedbir kararı verildiği ve icra dairesine müzekkerelerin yazıldığı görülmüştür.Dosya istinaf incelemesi için dairemizde beklediği sırada asıl davanın davacısı … Ltd.Şti vekilince verilen 25/06/2019 tarihli beyan dilekçesinde … tarafından açılan istirdat davası sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını bildirdiği, davalı vekilinin ise sunduğu karşı beyan dilekçesinde; kararın usul ve yasaya uygun olduğu, sunulan beyan dilekçesinin dikkate alınmaması gerektiği yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. Davacı … Ltd. Şti.vekilinin beyan dilekçesi ekinde sunduğu, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1203 Esas, 2018/870 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacının … davalının … Ltd. Şti. Davanın ise çekin istirdatı davası olduğu, yargılama sonunda 05/07/2018 tarihinde istinaf yolu açık olmak üzere davanın kabulü ile çekin davalıdan alınıp davacıya iadesine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dava konusu çekin keşidecisinin birleşen davanın davacısı … olduğu, lehtarın asıl davanın davacısı … Ltd.Şti olduğu, hamilin ise davalı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, dava konusu çekin asıl davanın davacısı tarafından dava dışı …’a ciro ile devredildiği, ancak adı geçenin fabrikasında meydana gelen hırsızlık sonucu çekin çalındığı, ciro silsilesinde kopukluk meydana geldiği ve davalının meşru hamil olmadığını ileri sürmüştür. Açıklanan bu husus gözetildiğinde ispat külfeti davacı taraftadır. Mahkemece yazılı şekilde asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı her iki davanın davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı tarafın ayrı ayrı istinaf dilekçelerinde, dava dışı …’ın davalı aleyhine açtığı çek istirdadı davasının bekletici mesele yapılmasını istedikleri ve dava dosyası istinaf incelemesi için dairemizde beklediği sırada asıl davanın davacısı … Ltd.Şti vekilince dairemize sunulan 25/06/2019 tarihli beyan dilekçesi ekinde istirdat davasının kabulüne karar verildiğinin belirtildiği görülmüştür. Dairemizce UYAP ortamında yapılan araştırmada dava dışı … tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1203 esas sayılı dosyasında açılan çek istirdadı davasının yapılan yargılaması sonunda 05/07/2018 tarihinde davanın kabulü ile çekin davalıdan alınıp davacıya iadesine karar verildiği, kararın istinaf edildiği ve dairemizin 2019/605 esas sırasına kaydı yapıldığı ve yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı tarafça istinaf harcı yatırılmadığından istinaf talebinin reddine karar verildiği ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, ilk derece mahkemesince de kararın 18/04/2019 tarihinde kesinleştiğine dair 17/06/2019 tarihinde kesinleşme şerhi verildiği anlaşılmıştır. Buna göre kesinleşen İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1203 esas, 2018/870 karar sayılı ilamının içeriğine göre dava konusu çekin meşru hamilinin dava dışı … olduğu ve nitekim çekin davalıdan alınıp …’a iadesine karar verildiği görülmüştür. Bu durumda mahkemece kesinleşen dosya içeriğine göre davalının çekin meşru hamili olmadığı gözetilerek her bir dava yönünden menfi tespit talebinin kabulü gerekirken, çek istirdadı davasının sonucu beklenmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde asıl ve birleşen davanın davacı vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl ve birleşen davanın davacı vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı KABULÜNE, 2-İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2018 gün, 2015/1191 Esas, 2018/471 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
ASIL DAVA 3-Asıl Davanın kabulü ile; davacı …’nin dava konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, a-Alınması gereken 10.246,50 TL harçtan, peşin alınan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,87 TL harcın davalı … Ltd. Şti’nden alınarak hazineye gelir kaydına, b-Davacı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekalet harcı, 2.561,63 TL peşin harç ile 155,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.748,43 TL’nin davalı … Ltd. Şti’nden alınarak davacı …ne verilmesine, c-Davalı … Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d-Davacı … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 18.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti’nden alınarak davacı …’ne verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA 4-Birleşen davanın kabulüne, davacı …’nın dava konusu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, a-Alınması gereken 10.246,50 TL harçtan, peşin alınan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.684,87 TL harcın davalı … Ltd. Şti’nden alınarak hazineye gelir kaydına, b-Davacı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 29,20 TL başvurma harcı, 9,50 TL vekalet harcı, 2.561,63 TL peşin harç ile 42,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.642,33 TL’nin davalı … Ltd. Şti’nden alınarak davacı …’na verilmesine, c-Davalı … Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, d-Davacı … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 18.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … Ltd. Şti’nden alınarak davacı … Başkanlığına verilmesine,
İSTİNAF YARGILAMASI 5-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde asıl ve birleşen davanın davacılarına ayrı ayrı iadesine, 6- İstinaf aşamasında davacı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 31,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 129,60 TL’nin davalı …Ltd. Şti’nden alınarak davacı …ne verilmesine, 7-İstinaf aşamasında davacı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 14,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 112,10 TL’nin davalı … Ltd. Şti’nden alınarak davacı …’na verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 9-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/05/2021