Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/309 E. 2020/2271 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/309 Esas
KARAR NO: 2020/2271
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2017
NUMARASI: 2014/154 E. – 2017/839 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkiline ait olmayan çeke dayanarak Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin değişik iş sayılı dosyasında 18.600 TL bedelli çeke dayanarak ihtiyati haciz kararı alınan müvekkilinin servis şöförlüğü yapmakta olduğunu, aracının bağlatıldığını, iş ilişkisinin sona erdiğini, haciz yapılarak küçük düşürüldüğünü, bu meblağda borcu içeren herhangi bir çek imzalamış olmasının söz konusu olmadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılıp temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, icra dosyasındaki yetki itirazlarının kabul edildiğini, müvekkilinin İstanbul C.Başsavcılığının 2013/153463 nolu soruşturma dosyasında suç duyurusunda bulunduklarını, senedin borçlusu olmadığının tespiti ile % 20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; keşidecisi … olan … Mercan şubesine ait 15.10.2013 keşide tarihli 18.600 TL bedelli çekin Bursa …icra müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine konu edildiğini, Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/865 esas sayılı dosyasında yetki itirazının kabulüne karar verilip kararın onandığını, dava konusu icra takibinde ise HMK 20. Maddesi uyarınca yetkili icra müdürlüğüne gönderilme talebi olmaması sebebiyle davacı için geçerli bir icra takibi olmadığını, mahkememizin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, haciz sırasında hazır bulunan icra memurunun incelediği kimlik bilgilerine göre hacze konu mahçuzların yediemin olan … ile yapılan 14.8.2013 tarihli protokol gereğince taraflarına verildiğini, protokolde ve takibe konu çekte de çek lehtar kısmında ve ilk ciroda …’nun adı ve TC kimlik numarasının yazılı olduğunu, davanın usul ve esastan reddi ile % 20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; davacının Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu edilen … Mercan Şb,15.10.2013 keşide tarihli 18.600 TL lik çekteki imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davacının İİK 72 maddesi gereğince borçlu olmadığının tespitine, davalı takip alacaklısı ciro yolu ile çeki iktisap ettiği ve kötüniyetli olduğuna dair dosyada delil bulunmadığından davacının İİK 72/5 maddesi gereğince talep ettiği tazminat talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde ; soruşturma dosyasının beklenmediğini “…Her şeyden önce, karşı tarafın dava ve takip konusu çekten ötürü borçlu olduğu ortada olup, somut olayla doğrudan ilgili olan soruşturma dosyasının akıbeti beklenmeksizin eksik ve hatalı inceleme sonucunda verilen işbu kararın bozulması yahut kaldırılması gerekir. … alacağını tahsil amacıyla Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişilmiş olup … Mahallesi … Sok. No:… Fatih/ İstanbul adresinde bulunan işyerine 04.06.2013 ve 14.08.2013 tarihlerinde haciz işlemi için gidilmiştir. 14.08.2013 tarihinde haciz sırasında kendisini … olarak tanıtan kişiyle protokol yapılmıştır. Söz konusu protokol ile tarafımıza 15.10.2013 keşide tarihli keşidecisi … olan … Mercan Şubesinin … nolu çek kendisini … olarak tanıtan şahıs tarafından ciro edilerek tarafımıza verilmiş ve haczedilen menkul mallar kendisini … olarak tanıtan ve … adına düzenlenmiş kimlik ibraz eden şahsa yediemin olarak teslim edilmiştir. Dava konusu çek dava dosyası içerisinde mevcut protokol ile borca karşılık olarak, 14.08.2013 tarihli haciz sırasında kendisini alacaklı vekiline … olarak tanıtan kişi tarafından icra memuru huzurunda verilmiştir. 14.08.2013 tarihli haciz sırasında, icra memuru huzurunda kendini … olarak tanıtan kişi ile protokol imzalayan alacaklı vekili, icra memuru huzurunda ibraz edilen kimliğin ve çekteki imzanın sahte olup olmadığını bilebilecek kişi konumunda değildir. ….” denilmiş ve ilaveten “….Davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamakta olup, işbu husus gözetilmeksizin verilen usul ve yasaya aykırı yerel mahkeme kararının bozulması yahut kaldırılması gerekir.Davacı tarafça takip konusu çekteki imzaya ve Bursa İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş, Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.12.2013 tarih, 2013/865 E.2013/933 K. Sayılı kararı ile “karar kesinleştiğinde ve talep halinde takip dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine” karar verilmiştir. İş bu karar kesinleşmiş ancak alacaklı müvekkil tarafça dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesine dair talebi olmamıştır. Dolayısıyla dava konusu edilen icra takibi HMK 20. Maddesi uyarınca “açılmamış” hükmündedir….” denilerek kararın bu açıdan da hatalı olduğunu ve Alınan Adli Tıp raporunun da yeterli açıklıkta olmadığını beyanla kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davasıdır. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı yan ciranta olarak isminin ve imzasının yer aldığı dava konusu çekteki imzanın kendisine ait olmaması nedeni ile borçlu bulunmadığının tespitini talep etmektedir. İlk istinaf gerekçesi olan ; resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık suçları hakkında devam eden soruşturma dosyasında soruşturmanın tamamlanmadığı görülmekte ise de ; davacının soruşturmada tıpkı davalı gibi şikayetçi konumunda olduğu görülmektedir. Davalı yan zaten ” imzayı kendisini … olarak tanıtan bir başka şahıs tarafından imzalanarak kendilerine ciro edildiği ve protokolün de yine kendisini … olarak tanıtan bir başka şahıs tarafından imzalandığını açık ve net bir şekilde ifade edilmektedir. Davalı yan bu şekilde imzanın davacının eli ürünü olmadığı ; sonradan da olsa öğrendiğini ikrar ve beyan etmekle eldeki dava açısından imzanın davacı dışında kim tarafından atıldığının bir önemi olmamakta ve davacı yanca açılan davanın sonucunu etkiler mahiyette bulunmamaktadır.Yine aynı gerekçeler ile ; her ne kadar Adli Tıp raporu usulüne uygun alınmış bir rapor değilse de ; imzanın davacının eli ürünü olmadığı yönünde davalı yanın da kabulü bulunmakla rapora ilişkin istinaf başvurusu da yerinde görülmemiştir. Yine hukuki yararla ilgili olarak ;Usul hukukunda hukuki yarar mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının olması gerektiğine ilişkin ilke anlamına gelir. Davacının dava açmakla hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, haklarını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır. Öte yandan bu yararın ” hukuki ve meşru”, ” doğrudan ve kişisel”, “doğmuş ve güncel” olması zorunludur. Bu açıdan incelendiğinde ;takip dosyası işlemsiz kalsa da zamanaşımı süresi dolmadığı nedenle alacak davasına konu edilmesi veya ilamsız takip yapılması mümkün olmakla davacının hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir. Açıklanan tüm bu gerekçeler ile davalı yanın istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden ; başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Alınması gereken 1.270,57 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL ve 286,24 TL harçların mahsubu ile bakiye 952,93 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3- Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri olen ; başvuru harcı gideri 85,70 TL nin davalı üzerinde bırakılmasına 4- Davacı yanın gider avansından kullanıldığı anlaşılan tebligat gideri 12,50 TL ve posta gideri 32,00 TL olmak üzere toplam 44,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.