Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2018/3076 E. 2021/1066 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2018/3076 Esas
KARAR NO: 2021/1066
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2018
NUMARASI: 2017/330 E. – 2018/444 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket yetkilisi … tarafından aralarındaki ticari ilişkiye istinaden müşterilerden teslim alınan …rbank Alanya/Antalya şubesine ait 10/02/2017 keşide tarihli, … seri numaralı, 8.415,46 TL bedelli çek ile … Pozcu şubesine ait 28/02/2017 keşide tarihli, … seri numaralı, 11.040 TL bedelli çeklerin dava dışı 4 adet çekle birlikte 23/12/2016 tarihinde metrobüste olduğu esnada cüzdanının çalınması suretiyle davacının elinden çıktığını, bu hırsızlık olayının Hasanpaşa Polis Amirliği’nin aynı tarihli tutanağı ile kayıtlara geçtiğini, çeklerin iptali talepli olarak İstanbul Anadolu 7.ATM.nin 2016/1428 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, dava devam ederken söz konusu çeklerin davalı firma nezdinde olduğunun öğrenildiğini, akabinde vadeleri gelen çeklerin davalı tarafından icra takibine konu edildiğini ve borçluların haciz tehditi altında dosya bedellerini ödediğini, davalı firma tarafından … Ltd.Şti.isimli şirket tarafından ibraz edilen fatura gereği çeklerin teslim alındığı beyan edilmiş ise de sunulan fatura dava dışı … firması adına tanzim edilen toplamda 8.437 TL bedelinde bir fatura olup davalı firmanın … Lojistikten teslim almış olduğu çeklerin ise 8.415,46 TL ve 11.040 TL bedelinde olduğunu, davalı firma tarafından salt … firması tarafından tanzim edilen, teslim edildiğine veya hizmetin verildiğine dair başkaca hiçbir ibare bulunmayan bir fatura ibraz edilmiş ve kendilerince de ticari ilişkinin varlığına kanıt olamayacak bir belge ile çekler teslim alınmış ise de dava dışı … Ltd.Şti.firması ve … Ltd.Şti.firmaları ile … firması arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davalı firma tarafından çekin ibraz edildiği tarihte değil öncesinde çeklerin çalıntı olduğunun bilindiğini, davalı firmanın … firması ile düzenlemiş olduğu çeklere ilişkin teslim belgesinde teslim tarihi olarak … Alanya/Antalya şubesine ait çeke ilişkin olarak 20/12/2016 tarihi ve … Pozcu Şubesine ait çeke ilişkin olarak ise 21/12/2016 tarihini belirttiğini, fakat davacının çekleri hırsızlık olayı neticesinde kaybetmiş olduğu tarihin 23/12/2016 olup henüz davacının elinden çıkmayan çeklerin dava dışı … firmasında veyahut faktöring firmasında olması ihtimali bulunmadığını, bu nedenlerle davacının hırsızlık neticesinde elinden çıkan davacı ile hiçbir ilişkisi bulunmayan ve kötüniyetli 3.kişiler tarafından piyasaya ibraz edilen … Alanya/Antalya şubesine ve … Pozcu şubesine ait çeklerin istirdatına ve bedelin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 27/12/2016 tarihinde çek iptali davası açmış olup, 30/12/2016 tarihinde İstanbul Anadolu 7.ATM tarafından ödeme yasağı kararı verildiğini, davalı şirketin dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemini yaptığı tarihin ise tedbir talebinin kabulünden hatta çek iptali davasının ikamesinden dahi önce olup 26/12/2016 tarihinde gerçekleştiğini, davalı şirketin çekin çalıntı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, işlem tarihinde davacı tarafça çeklerin çaldırıldığına ilişkin davalı şirkete faktoring şirketlerine, faktoring derneğine ve diğer finans kuruluşlarına herhangi bir yazılı sözlü bildirim, ihtar ya da faks dahi gönderilmemiş iken bu hususun kendileri tarafından tespit edilmesi ve bilinmesi gerektiğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, dava konusu çeklerde davacı şirketin cirosu da mevcut olmamakla birlikte davalı şirket tarafından davacı şirketten teyit alınma ya da çeklerin çalındığı iddiasını öğrenme imkanı da bulunmadığını, çeklerin tüm şekil şartlarını taşıdığı, usulüne uygun bir ciro zinciri neticesinde davalı şirkete cirolandığı, faktoring işlemlerinde aranan fatura ile tevsik edilmiş olması ve sair esaslara uygun olduğu, çalınma hususunun kendilerince bilinebilmesinin de mümkün olmadığı göz önüne alındığında davalı şirketin açıkça iyi niyetli ve yetkili hamil konumunda olduğunu, TCK.nun 792.maddesi gereği çekin iadesini talep eden davacı tarafın kendisinin yetkili hamil olduğunu ve davalı şirketin çekin iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerektiğini, davalı tarafça iki adet çek olmasına karşın yanlızca birini karşılayacak fatura olduğu ve faturalarda eksiklik olduğu belirtilmiş olmasına karşın her iki çeke ilişkin de faturaların mahkemeye sunulduğunu, alacak bildirim formunda da her iki faturanın belirtildiğini, dava dilekçesinde fatura tarihlerinin çeklerin teslim tarihi olarak dile getirildiğini, dava konusu çeklerin 26/12/2016 tarihinde teslim alındığını, çeklerin teslimine ve devrine ilişkin de ödeme araçları tevdi bordrosu düzenlenerek … tarafından imzalandığını, davacı tarafın çeklerin 20/12/2016 ve 21/12/2016 tarihlerinde teslim edildiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, işbu tarihlerin fatura tarihi olduğunu, bunun aksinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, faktoring işlemi gerçekleştirilmeden çeklerin tesliminin mümkün olmadığını, dava konusu çeklerin iyiniyetli ve yetkili hamil olarak icraya konulmak suretiyle tahsil edildiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….somut olayda her ne kadar davacı davaya konu çeklerin iradesi dışında elinden çıktığı, davalının usulüne ve kanuna aykırı bir şekilde kötü niyetli olarak çekleri devraldığı ve takibe koyduğu iddiasıyla davayı açmış ve yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda davalının davalı şirketin müşteri nezdinde araştıma yaparak temliki gerçekleştirilen müşterinin muhasebesel kayıtlarını incelemek, fatura borçluları ile müşteri arasındaki ticari ilişkileri bulunup bulunmadığını irdelemek zorunda olduğundan bahisle gerekli makul istihbarat çalışmasının yapılmadığından bahisle davacının talebinde haklı olduğu belirtilmiş ise de faktoring mevzuatı ve yine bilirkişi heyetince de tespit edildiği üzere faturaların faktoring işlemi için davalı firmaya temlik edildiği ve dava konusu çeklerin ödeme araçları tevdi bordrosu ve alacak bildirim formu ile davalı firmaya düzgün ciro silsilesi ile faktoring işlemi yapılmak üzere teslim edildiği dikkate alındığında fatura ile tevsik edilen alacakları temlik alan davalının mal teslimi ve fatura içerikleri yönünden başkaca bir araştırma yapma sorumluluğunun bulunmadığı, davaya konu çekleri kötü niyetli olarak teslim aldığının kabulünü gerektirir bir delilin dosyaya sunulmadığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin hırsızlık sonucu müvekkilinin elinden çıktığını, 23.12.2016’da polis tutanağında hırsızlık olayının kayıtlara geçtiğini, İstanbul Anadolu 7.ATM 2016/1428 Esas sayılı dosya ile çek iptal davası açıldığını ve 30.12.2016’da ödemeden men kararı alındığını, çeklerin vadelerinde davalı yanca bankaya ibraz edilmiş ise de ödemeden men kararı nedeni ile davalıya iade edildiğini, borçluların haciz tehdidi altında dosya bedellerini ödediğini, dava dışı …’in iki şirketle gerçekte ilişkisi olup olmadığının tespiti için … firmasının davaya dahil edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda davalı vekili tarafından ilgili çeklerin şirkete teslimine dair tutanak 26.12.2016 tarihinde çalıntı ihbarının 3 gün sonrasında davalı şirkete girişinin yapıldığının tespit edildiğini, henüz müvekkili elinden çıkmadan davalıya firmaya nasıl teslim edildiğinin anlaşılamadığını, tevdi forumda alacağın temlik tarihinin yazılı olması gerekirken yazılı olmadığını, 26.12.2016 tarihinde alacağın … şirketinin hesabına geçtiğini, davalı yanın makul istihbarat çalışmasını yapmadığını, Y:11HD 2016/5850, 2016/6339 k sayılı ilamına göre makul istihbarat çalışması yapılmadığından davalının ağır kusurlu olduğunu hatta bile bile borçlu zararına hareket ettiğini, dava dışı … şirketi ile … firmalarının … firması ile herhangi bir ticari ilişki olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, çek bedellerinin ve çeklerin istirdadı istemlerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava konusu çekler incelendiğinde; 10.02.2017 tarihli 8415,46TL bedelli çekin keşidecisinin dava dışı … Aş, lehtar … Şti, cirantalar …, …, ve davalı olduğu; 28.02.2017 Tarihli 11.040Tl bedelli çekte keşidecinin dava dışı …, lehtar …, cirantalar …, … ve davalı olduğu, çeklerin arkasında karşılıksız şerhlerinin olduğu, çeklerde davacının cirosunun bulunmadığı görülmektedir. Bilirkişi raporunda; davacının … ile ve … ile ticari ilişkisi olduğu, çek bedellerin üçüncü kişilerin borcundan mahsup edildiği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davacının çek iptali için 27.12.2016’da dava açtığı, mahkemece 30.12.2016’da ödemeden men hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği, kararın 02.01.2017 Tarihli müzekkere ile bankaya bildirildiği, faktoring işleminin ise 26.12.2016 tarihli olup aynı tarihte davalı yanca dava dışı şirkete ödemenin yapıldığı, davalının işleme dayanak hizmet faturalarını sunduğu, faturaların mükerrer olmadığı, mevcut delil durumu itibarı ile davalının çekleri iktisapta ağır kusurlu veya kötüniyetli olduğunun sabit olmadığı gibi çek bedelleri dava dışı üçüncü kişiler tarafından ödendiğinden istirdadının da talep edilemeyeceği dikkate alındığında (Aynı yönde YArgıtay 19.Hd 2018/3805 Esas, 2020/215 Karar sayılı, 03.02.2020 tarihli ilamı; Yargıtay 19.HD 2016/7695 esas, 2017/3575 Karar sayılı, 09.05.2017 Tarihli ilamı) ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.